“DJ'likte usta-çırak ilişkisi çok önemlidir”

32 yıldır müzik sektörünün içinde olan, yıllara dayanan tecrübesi ve ünlülerle yaptığı çalışmalarla sektörünün en başarılıları arasında adından söz ettiren Yakar Allevici ile geçmişten bugüne DJ´liği konuştuk. Allevici, bu yolda ilerlemek isteyen gençlere önemli tavsiyelerde bulunuyor.

Dora NİYEGO Söyleşi
14 Eylül 2021 Salı

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1974 İstanbul doğumluyum. Beyoğlu Özel Musevi Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı ve Sistem Analistliği mezunuyum. Yael Behar Allevici ile evliyim. 28 yıldır etkinlik sektöründe hizmet veren İzzet & Yakar Müzik Hizmetleri’nin ortağıyım. 32 yıldan beri de bu meslekteyim.

Müziğe merakınız nasıl başladı? DJ’lik mesleğini seçmeniz nasıl oldu?

Dayımın ve babamın eşsiz bir plak koleksiyonu vardı. Dalida, Demis Roussos, Gloria Gaynor, Beatles, Rolling Stones, Ajda Pekkan, Erol Evgin, Barış Manço gibi daha birçok ünlü şarkıcının plaklarıyla büyüdüm. Plaklardan kendime karışık kaset yapmaya başladım. Kasetlerim çok beğeniliyordu. Herkes benden karışık kaset istiyordu. Efsanevi müzik dinleme cihazı Sony Walkman’im vardı. Elimden bırakmadığım için pil yetiştiremezdim.

Yazları Heybeliada’ya giderdik. 1989 yılında Heybeliada Plajında yazlık disko ‘Sea Side’ açıldı. Orada bana DJ’liği öğreten abim, dostum, hocam Atilla Ertan ile tanıştım. Birlikte beş yıl çalıştık.

Tiyatroyu da çok severim. Bir dönem teknik – efekt ve ışık öğrenmek için Kenterler Tiyatrosunda Müşfik Kenter Hocam ile ve ardından iki dönem de Zeki Alasya & Metin Akpınar ile çalıştım. Orada dönemin en önemli ışık şeflerinden Ahmet Defne Abimizden çok şey öğrendim. Tiyatrodan para kazanamayacağımı anladığım zaman Atilla Ertan ile birlikte yazları Heybeliada Sea Side’da, kışları ise o dönemlerde yeni popüler olan bar mekânı Etiler semtindeki Pappillon Bar’da çalışmaya başladık. 

Lisede ikmal sınavlarına gidip gelirken şimdiki ortağım İzzet Biton’la tanıştık.  Dönemin duayeni Nino Varon – Mr. Music’te teknik eleman (yardımcı DJ) olarak, ardından Dostluk Yurdu Derneğinde DJ komisyonunda birlikte çalışmaya başladık. Bu süre zarfında iki yaz dönemi Burgazada Deniz Kulübünde DJ’lik yaptım.

1992’in mayısında Alpay Sallacan’ın Lido Restoran’da kutlanan bar-mitzvası ilk işimizdi. 2021 yılında 29. yılına giren İzzet & Yakar Müzik, halen yurtiçi ve yurtdışında yedi kişilik ekibiyle aktif olarak sektörde hizmet vermeye devam ediyor.

Toplumumuzdaki derneklerde uzun bir dönem hizmet verdiniz. Derneklerde ve önemli etkinliklerde yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

İzzet ve ben dernekten yetiştik. Uzun bir süre Yahudi Toplumunun her derneğine destek olduk.

Dostluk Yurdu Derneği 25. yıl kutlamalarında, İhtiyarlara Yardım Derneğinin yaklaşık 10-12 yıl tüm etkinlik, eğlence ve davetlerinde,  Barınyurt’taki pansiyonerlerin eğlencelerinde, Yıldırım Spor Kulübünün 10-12 yıl boyunca tüm organizasyonlarında, Büyükada Yıldırım Spor Kulübünün yaz yemeklerinde, Burgazada Kolonisinin Yaz Kampında Bayan Ventura yönetiminde 6-7 sezon gençlerin tüm eğlence ve etkinliklerinde, Göztepe Kültür Derneğinde Verda Hason yönetimindeki Salamon of the Dance müzikalinde, Yıldırım Spor Kulübünün on yıl süren folklor gösterilerinde hizmet verdik. Ayrıca, Türk Yahudi Toplumunun düzenlediği Ramazan iftarlarında, davetlerinde, Caddebostan Talmud Tora’nın faaliyetlerinde 4-5 yıl hizmet ettik. Şu anda aklıma gelmeyen bayram eğlenceleri, sinagog kutlamalarında ve daha birçok dernek faaliyetlerinde hizmet vermeye devam ettik.

Bir anımı paylaşmak istiyorum. Dönemin İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan için, dönemin Cemaat Başkanı Bensiyon Pinto, Ramazan İftar Yemeği için İhtiyarlara Yardım Derneğinde bir davet organize etti. Hanuka Bayramı da aynı döneme denk geldiği için, davetliler arasında Yahudi toplumu yöneticileri, Bet-Din üyeleri bulunuyordu. Ayrıca İstanbul Müftüsü ve İBB’den de bir heyet vardı. 150 kişilik davetlilerle birlikte, ezan okundu, oruç açılıp yemekler yendi. Yemekten sonra, konuşmacılar sahneye çıkıp konuşmalarını gerçekleştirdiler.  En son Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva söz aldığında, Tayyip Bey’i sahneye çağırdı. Benden ikinci seyyar mikrofonu istedi.  Hanukiya’nın yanında dua okundu, konuşma yapıldı ve hanukiya yakıldı. Tayyip Bey mikrofonu bana verdi, Rabbi de mumu verdi. O anda ‘Anerot alalu’ başladı. Ben ortada kaldım. Bir elimde mum, bir elimde mikrofon; bir yanımda Rav Haleva, diğer yanımda Tayyip Erdoğan. Hayatımda bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum.  

“Ajda Pekkan, bilgi ve tecrübeme saygı duyar”

Bir dönem Ajda Pekkan’ın müzik koordinatörlüğünü yaptınız. Ajda Pekkan ile yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Ajda Pekkan ile Moda Deniz Kulübünde çalıştığımız yıllarda samimi olduk. Müzik bilgim ve tecrübeme çok saygı duyar. Ajda Hanım’la devamlı bir araya gelir, sabahlara kadar müzik sohbetleri yapardık.  

Ajda Hanım çok disiplinli, çalışkan ve müzik bilgisi yüksek olan bir kişi. Teknik bilgim, çevrem ve iş çözme yeteneğimi görünce, Ajda Hanım bana asistanlık teklif etti. Sağ olsun ortağım İzzet, Türkiye’nin Süper Starı ile ilgilenmem için bana izin verdi. Üzerimden bazı sorumlulukları aldı. 2-2,5 yıl kadar Ajda Hanım’la yurtiçi ve yurtdışı 100’e yakın konser, üç single ve çeşitli çalışmalar yaptık.

Yurt içinde ve yurt dışında nerelerde DJ’lik hizmeti verdiniz?

Yurtdışında, mesleğimi profesyonelce icra etme faaliyetlerim, 12–13 önce Türk Musevilerinin İsrail’de gerçekleşen düğünlerinde başladı. Ardından, hizmetim beğenildiği için, aynı ailenin başka fertlerinin yurt dışındaki düğün ve davetlerinde görev almaya başladım.

Türkiye ve İstanbul, tarihi, mimarisi ve pozisyonu coğrafi durumu ile, son 10-12 yıldır dünyanın en önemli Destinasyon Düğünleri Şehri olarak tanınmaya başladı. ‘Luxury Destination Weddings’, ‘Luxe Destination Wedding Experts’ çizgisinde dünyada bu tarz organizasyonlarla uğraşan Wedding Plannerlar ile tanıştım ve halen de çalışıyorum. Müzik bilgim ve tecrübemle hem uluslararası pazarda hem Türkiye’nin seçkin yerlerinde düğünler ve davetler yapmaktayız.

Pandemi döneminde faaliyetleriniz oldu mu?

Bu salgın sektörümüzü çok etkiledi. Bizim işimiz sosyalleşme olduğundan, sosyalleşmenin ve etkileşimin sıfıra indiği bu dönemde cari kayıplarımız çok büyük.

Etkinlikler ve davetlerin hazırlıkları aylar öncesinden başladığından, çok sayıda etniklik, düğün davet ve bar-mitzva iptal oldu veya ertelendi. Devletin çıkardığı genelgelere ve kurallara uyarak, bazı aylarda kısıtlamalar ile organizasyonları gerçekleştirdik. Fakat insanların alıştığı eğlenceli, bol müzikli sabaha kadar ‘after party’li, danslı geceler olamadı. Bu yüzden gelin ve damatlar hayallerini erteleme veya iptal etme kararı aldılar. Bu dönemde ev davetleri (dışarıya kapalı ve az katılımla) yaptık. Fakat salgın ve enfekte sayılarının artması, devletimizin bu konuda daha sıkı önemler almasına sebep oldu. Bu yılın yaz aylarında açılmaların başlamasıyla sektör yeniden yavaş yavaş bir uyanışa geçti. Umarım bu salgının etkisi kısa zamanda biter ve bizler de o alıştığımız, eğlendiğimiz güzel gecelerimize ve davetlerimize kavuşuruz.

“Yeni nesil aceleci davranıyor”

Bu mesleği seçmek isteyen gençlere neler söyleyebilirsiniz?

Aslında söylenecek çok şey var. Maalesef gençler ve yeni nesil aceleci davranıyor. Bir an evvel olsun, bitsin diye çabalıyorlar. Hayatı çok hızlı yaşıyorlar. Fakat bu mesleğin bazı dinamikleri var. En önemlisi usta–çırak ilişkisidir. İyi bir usta ile 2-3 sene birlikte olmadan bu işi meslek haline getiremeyiz.

Düşünsenize, bizim zamanımızda internet yok, Spotify yok, müzik yok, MP3 yok; sadece plak ve kaset. Bir kasetçi dükkanına gidip karışık kaset aldığınızda veya gençlik dergilerini okuyarak (Blue Jean, Hey Girl gibi) o dönemin popüler şarkılarını ve şarkıcılarını takip ediyordunuz.

TRT’nin tek kanal olduğu dönemlerde Ömer Karacan’ın haftada bir sunduğu TV video klip TOP10 programı sayesinde yeni kliplerden şarkılardan haberdar olan bir nesildik. 1990 yıllarında bu işe başladığımda dönemin popüler şarkılarının plaklarını satın alabilmek için, iki saat yağmurda beklediğimi hatırlıyorum. Bilgisayarın ve teknolojinin yardımı ile işler çok kolaylaştı. Her detaya ulaşma imkanları çok.

Kullandığımız cihazlar ve donanımlar işimiz çok kolay yapılır haline geldi. Bu cihazları satan firmaların daha çok para kazanmak uğruna mesleğimizi “hobby” sıfatı ile tanımlamaya başlamasıyla, bir anda bu iş meslek olmaktan çıktı. Uygun bir controller, laptop (iş laptopunuz bile olabilir), kablo ve konnektörler, Çin malı dört kolon, kulaklık, 8 veya 16 GB bir flaş bellek, bir kulaklık, lisansız MP3 sitelerinden indirdiğiniz 1000 tane MP3; hop siz DJ’siniz. Evet dışardan bu kadar basit görünüyor. Bir tekstilci, doktor veya bir iş insanı hafta sonları DJ’lik yapıyorum diyebiliyor. Ben hafta sonları hobi olarak tekstilci veya iş adamı olamam. İnsanların bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor.

Bu dönemde artık her DJ’in, müziği öğrenmesi dışında bir de prodüksiyon öğrenmesi gerekiyor.  Kendi şarkılarını üretip, takipçi oluşturması ve müzikal anlamda bir tarz yaratması gerekiyor. Sabırlı olup piyasa şartlarını, dünya müziğini ve hızlı değişen modayı takip etmesi zorunda. Çok fazla detay var. Bunları planlı bir şekilde bir de ekip olarak çalışması şart.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün