İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, geçtiğimiz pazar günü Uluslararası Terör Karşıtı Enstitüsü Konferansı´nda yaptığı konuşmada, Gazze´de yaşanan Hamas terörü ile ekonomi ve diplomatik girişimler aracılığıyla nasıl mücadele etmeyi planladığını detaylı şekilde açıkladı.
Yair Lapid, “Güvenliğimiz için geniş kapsamlı ve uzun yılları içine alacak bir ekonomi süreci içerisine girmemiz gerekiyor. Gazzelilere her fırsatta Hamas’ın kendilerini yok olmaya sürüklediğini söylememiz gerekiyor. Düzenli olarak Hamas’ın füzelerini fırlattığı ve İsrail’in de karşılığında saldırdığı bir yere kimse gelip gerçek bir yatırım yapmayacak, kimse orada gerçek bir ekonomi inşa etmeye çalışmayacaktır. Bölgeyi geliştirmek için Hamas’ın silahları bırakması şartını öne sürmek Hamas üzerinde bir baskı kurulmasına yol açacak, antisemit terörist organizasyonun İsrailli sivillere saldırdığı fakat tüm dünyada son derece tuhaf şekilde bu saldırılar için İsrail’in suçlandığı durumun son bulmasını sağlayacaktır” dedi. Uzun yıllar sürecek bu süreçte İsrail Ordusunun da desteği olduğunu da ekleyen Lapid sözlerine, “Oturup bir sonraki çatışmayı beklemek yerine, bu süreci başlatabilecek güçteyiz” diye devam etti.
Dışişleri Bakanı, iki aşamalı planına Hamas’ın elinde tuttuğu tüm İsrailli sivil ve askerleri evlerine geri döndürmenin de dahil olduğunu söyledi. İlk aşamada atılacak adımın uluslararası insanlık örgütlerinin de yardımıyla Gazze’nin yeniden inşa edilmesi olduğunu söyleyen Lapid, bu şekilde Hamas’ın bölgeyi sürekli silahlandırmasına da dur denilebileceğini ekledi. Lapid, “Elektrik sistemi tamir edilecek, doğalgaz bağlanacak, deniz suyunu arıtma tesisi inşa edilecek, sağlık sisteminde hissedilir gelişme sağlanacak, yeniden ev inşası ve ulaşım altyapısı planlanıp uygulanacak. Hamas’ın bunların karşılığında tek yapacağı uzun bir dönem sessiz kalmak olacak. Planın bu ilk aşamasında İsrail, Gazze’deki su ve elektriği kontrol edecek. Enerjinin bağımsızlığını kazanması ancak uzun vadede olumlu sonuçlar elde edildiği takdirde verilecek,” dedi. Plana göre, Filistin Yönetimi, Mısır tarafından kontrol edilen Refah Kapısı hariç tüm Gazze’ye tüm giriş ve çıkışların kontrollerini yeniden ele alacak. Bu sebeplerle Lapid de bu projeye Mısır’ın destek vermesinin çok önemli olduğunu da belirtti.
Planın ilk kısmı, belirlenmiş bir zaman çizelgesi içerisinde tamamlanacak pek çok dönüm noktası içeriyor. Hamas bu dönüm noktalarındaki hedefler gerçekleştiremezse, tüm süreç sekteye uğramış olacak. Lapid konuşmasında ayrıca, “İlk aşamadaki güvenlik formülü son derece basit. Başbakan Naftali Bennett kısaca açıkladı zaten: Sessizlik karşılığında eskisinden daha çok vermeye hazırız. Sessizlik sekteye uğrarsa, Hamas ve diğer terörist organizasyonların daha önce verdiğimizden daha sert cevap vereceğimizi de bilmeleri gerekir” dedi. İlk adımlar başarıyla sonuçlandığı takdirde, ikinci aşamanın tüm Gazze’yi değiştirecek ekonomik bir gelişme yaşanmasına yol açması bekleniyor. Projelerin arasında Batı Şeria ile doğrudan bir ulaşım köprüsü ve sahil açıklarında yapay bir liman adası inşa edilmesi de bulunuyor. Planın ikinci aşamasında İsrail, Mısır ve Filistin Yönetimi arasında yapılacak çeşitli ekonomiyi canlandırma projeleri kapsamında, Birleşmiş Milletler, IMF, ABD, Dünya Bankası ve Birleşik Arap Emirlikleri kaynaklı sağlanacak fonlar ile, Erez geçiş bölgesi civarında organize sanayi bölgeleri inşa edilmesi hedefleniyor. Plana göre Gazze’deki sivil halkın yönetimi sorumluluğu Filistin Yönetimine veriliyor. Planının Filistin Yönetiminin güçlenmesini sağlayacağını söyleyen Lapid, uzun vadede bunun da iki devletli çözüme giden yolu açacağını düşündüğünü de bildirdi. Hem İsrail hem de Filistin Yönetimindeki politik şartların diplomatik olarak barış sürecinin ilerlemesine imkân vermeyen ortamlara sahip olduklarını söyleyen Lapid, Gazze’de durumun farklı olduğunu, harekete geçebilecek güçte olduklarını ve hemen harekete geçmelerine gerek olduğunu da ekledi. Bennett ve İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın da planla ilgili duruştan haberdar olduklarını ve projenin altındaki niyet ile prensiplerin arkasında durduklarını belirten Lapid, projesini Mısır ve Körfez ülkeleri liderleri, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Birleşmiş Milletler ile de görüştüğünü söyledi.