Trablus´taki Dar Bishi adlı eski sinagog, kaotik iç savaşın ortasında milislerin eline geçti. Libya´daki Dünya Yahudileri Örgütü, sinagogun bir gün restore edileceğini umut ediyordu, oysa günümüzde Libya´daki terk edilmiş bu eski sinagogun izinsiz olarak, bir İslami dini merkeze dönüştürüldüğünü söyleniyor.
Libya doğumlu İtalyan Yahudi’si ve Libya diasporasına mensup kişilerin çıkarlarını destekleyen Dünya Yahudileri Örgütü üyesi David Gerbi, Trablus’ta Dar Bishi Sinagogunun akıbeti hakkında, bir Yahudi yayını olan Moked tarafından yaz başında yayınlanan raporda şöyle yazdı: “Şu anda Trablus’ta yaşayan Yahudi olmadığından, iktidar yerel makamların elinde olduğu için mülkümüzü ve tarihimizi ihlal etme kararı alındı. Bu karar açıkça kaostan ve yokluğumuzdan yararlanmaktadır.”
Eski sinagogun bir İslam dini merkezine dönüştürülme kararını dünyaya duyurma çabasında olan Gerbi, Libya’daki Dünya Yahudileri Örgütünün bu dönüşümün derhal durdurulması ve Trablus’taki Dar Bishi Sinagogunun bir gün restore edileceği umuduyla, bozulmadan bırakılması çağrısında bulunduğunu belirtti. Gerbi bu bilgilerin, son üç aydır sinagogun yasadışı bir şekilde ele geçirildiğini ispat eden fotoğraf ve videolarla ortaya çıktığını ekledi.
Kuzey Afrika’daki eski bir İtalya kolonisi olan Libya’daki merkezi hükümet, 1969’dan beri ülkeyi demir yumrukla yöneten diktatör Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilmesi ve idam edilmesinden bu yana çöktü. Devrim, klanlar ve milisler arasında aralıklı çatışmalara neden oluyor.
Libya’da bir zamanlar İsrail Devleti’nin kurulmasının ardından, oradan ayrılan 40 bin Yahudi yaşıyordu.
Libya Yahudilerinin tarihi
İbranice adı ‘Tripolitaim’ olan Libya, MÖ 3. yüzyıldan beri Yunan hâkimiyeti altındaki Sirenayka’da Yahudilerin varlığı bilinmekte. II. Dünya Savaşı sırasında, ülkenin Yahudi nüfusu faşist rejimli İtalya’nın antisemit kanunlarına ve Alman birliklerince sürülmelere maruz kaldı. Savaş sonrası Yahudi karşıtı saldırılar yüzünden birçok Yahudi, başta İsrail olmak üzere başka ülkelere göç etti.
1969’da başa Muammer Kaddafi’nin geçmesiyle, Yahudiler için yaşam daha da zorlaşınca, geride kalan Yahudiler ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Libya’daki son Yahudi Rina Debach da 2003 yılında ülkeden ayrıldı.
Tarih öncesi
Greko-Romen döneminde Libya, Sirene ve Sirene’ye bağlı ülkelerden ibaretti. Bu topraklarda, aralarında Mısır’dan göç etmiş olan Yahudiler de yaşıyordu. Roma İmparatoru Augustus döneminde, bölge valisi Flavius aracılığıyla buradaki Yahudilere ayrıcalıklı haklar tanıdı. Zamanında Kudüs’teki Yahudilerle, Libya Yahudileri arasında yakın bağları vardı. 73’te Judea’da I. Yahudi-Roma Savaşı devam ederken, Sirene’de dokumacı Yonatan önderliğinde Yahudi cemaati ayaklandı. Bu isyan bölge valisi Catullus tarafından çabucak bastırıldı. Yonatan, Pentapolis valisine ihbar edildi. İntikam olarak Romalılar Yonatan ile birlikte Sirene’deki varlıklı Yahudileri öldürdü. 115’te Sirene, Kıbrıs ve Mısır’da bir kez daha Yahudi ayaklanması başladı. 2. Makabiler tarih kitabına kaynak olan Sireneli Jason ve İsa’nın çarmıhını taşıyan Sireneli Simon bu dönemde yaşamış Libya Yahudilerinden bazılarıdır.
İtalyan sömürgesi ve II. Dünya Savaşı
Libya 1911’de İtalya’nın sömürgesi haline geldi. 1931’de, 550 bin nüfuslu Libya’nın yüzde 4’ünü oluşturan 21 bin Yahudi’nin çoğu Trablus’ta yaşıyordu. Bu zamana değin Yahudilerin durumu oldukça iyiydi. 1930’ların sonlarında faşist rejimi İtalya antisemit kanunları geçirmeye başladı. Bu kanunların sonucu olarak Yahudiler hükümet işlerinden kovuldu, devlet okullarından çıkarıldı ve vatandaşlık belgelerine ‘Yahudi Irk’ mührü basıldı. Buna rağmen Trablus’un çeyreği hâlâ Yahudi’ydi ve 44 sinagog Yahudilere hizmet vermeye devam ediyordu. 1942’de Müttefik Devletlerle Kuzey Afrika’da savaşan Almanya, Bingazi’nin Yahudilerine saldırdı. Yahudilerin dükkânları yağmalanıp 2000 Yahudi çölde çalışma kamplarına gönderildi; bunların beşte birinden bir daha haber alınamadı.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra
En kötü Yahudi karşıtı olaylar ise Müttefik Devletlerin Kuzey Afrika’yı özgürleştirmesinden sonra yaşandı. 5-7 Kasım 1945’te gerçekleşen Trablus Pogromu’yla 140 Yahudi öldürüldü ve birçoğu da yaralandı. Asiler hemen hemen bütün sinagogları yağmalayıp, beş tanesini evler ve iş yerleriyle birlikte yıktılar. 1948 Haziran’ında yaşanan başka bir Yahudi karşıtı ayaklanmada 12 Yahudi öldürüldü, birçoğu da yaralandı ve Yahudilere ait 280 evi yıkıldı. Bu kez Libya Yahudi Cemaati kendini korumaya hazırlamıştı ve karşı koydu; böylece düzinelerce ölüm daha engellenmiş oldu.
Yahudi karşıtı saldırıların her geçen gün artması ve İsrail’in bağımsızlığını kazanmasıyla çoğu Yahudi ülkeyi terk etti. 1948-1951 yılları arasında, özellikle 1949’da göçün yasallaşmasından sonra 30.972 Yahudi İsrail’e göç etti. 31 Aralık 1958’de Yahudi Cemaati Konseyi kanunen kaldırıldı. 1961’de çıkan yasayla gerçek Libya vatandaşlığını gösteren izin belgesi altı kişi hariç Yahudilere verilmedi.
6 Gün Savaşı
1967’de Yahudi nüfusu 7 bine kadar düştü. İsrail ve Arap komşuları arasında çıkan 6 Gün Savaşı’yla, Libya Yahudileri tekrar Yahudilere karşı gerçekleşen saldırılara maruz kaldı. Saldırılar sonucu 18 Yahudi öldürüldü ve birçoğu yaralandı. Yahudi Cemaati yöneticileri, Libya Kralı 1. İdris’ten Yahudilerin ‘geçici olarak’ ülkeyi terk etmeleri için izin istedi. Kral buna izin verdi ve hatta teşvik etti. Havadan ve İtalyan donanmasının yardımlarıyla denizden, 6 bin Yahudi bir ay içinde Roma’ya getirildi. Ülkelerinden çıkan Yahudiler evlerini, işlerini, malvarlıklarını arkada bırakmak zorunda kaldı. Taşınan 6 bin Yahudi’den 4 bini İsrail ve ABD’ne göç etti. Geriye kalanlar ise Roma’da bir Yahudi Cemaati oluşturdu. Bu cemaatin nüfusu günümüzde 15 bini bulmakta.
Kaddafi dönemi
Muammer Kaddafi 1969’da başa geçtiğinde Libya’da yaklaşık 100 Yahudi kalmıştı. Kaddafi, hâkimiyeti döneminde, Yahudilerin kalan mallarına el koydu, Yahudilere olan borçları iptal ettirdi ve ülkeden çıkmalarını yasakladı. Bazı Yahudiler yine de ülkeden kaçmayı başardı. 1974’e gelindiğinde ülkede sadece 20 Yahudi kalmıştı. 2002’de Esmeralda Meghani’nin ölümüyle Libya’daki Yahudilerin varlığı tükenmiş zannediliyordu. Roma’daki ailesi tarafından öldüğü zannedilen fakat Trablus’ta bir huzurevinde yaşayan 80 yaşındaki Rina Debach’ın sağ olduğu ortaya çıktı. Onun da Roma’ya taşınmasıyla Libya’daki Yahudilerin tarihi son bulmuş oldu.
2004’te Kaddafi, ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve mallarına el konulan Yahudilere tazminat verebileceğini açıkladı. Aynı yılın ekim ayında Yahudi örgütlerle tazminat konusunu konuşmak üzere bir araya geldiği zaman ise İsrail’e göç eden Yahudilere tazminat vermeyeceğini açıkladı. Bazı kişiler, Kaddafi’nin bu hareketlerinin ardında oğlu ve varisi Seyfülislam Kaddafi olduğunu düşünmekte. Aynı yıl Seyfülislam, Yahudileri geri çağırıp, onların birer Libyalı olduğunu ve “Filistinlilerden aldıkları toprakları ter etmeleri gerektiğini” söyledi. Oğul Kaddafi aynı daveti, 9 Aralık 2004’te Libya kökenli Knesset üyesi Moşe Kahlon’a da yapmıştı.