Sukot, başka hiçbir festivalde olmayan bir şekilde, Yahudi inancının ikili doğasını kutlar: Tanrı´nın evrenselliği ve Yahudi varlığının tikelliği. Yedi gece ve yedi gün süren Sukot Bayramı bu yıl 20 Eylül Pazartesi akşamı başlıyor.
R. Jonathan Sacks (zt”l), Sukot’un, bayramlarımızın en evrenseli olduğunu, bayramın evrensel yapısının Zeharya Peygamber’in sözlerinde de görülebileceğini belirtir: “Tanrı tüm dünyanın kralı olacak. O gün Tanrı Bir olacak ve O'nun adı tek isim olacak. . . O zaman Yeruşalayim'e saldıran tüm uluslardan sağ kalanlar her yıl Her Şeye Egemen Kral'ımız Tanrı’ya tapınmak ve Çardak Bayramı'nı kutlamak için Yeruşalayim’e çıkacaklar. Dünya halklarından herhangi biri, Her Şeye Egemen Kralımız Tanrı’ya tapınmak için Yeruşalayim’e çıkmazsa, ülkelerine yağmur yağmayacak.” (Zeharya 14:9, 16,17).
Sukot’un ilk gün yapılan on üç kurbandan başlayarak her gün bir adet eksilterek bayram sonuna kadar -yetmiş dünya ulusuna denk gelen- yetmiş boğa kurban edilirdi (Bamidbar 29: 12-34). Bet Amikdaş zamanında Sukot süresince yetmiş dünya ulusunun esenliği ve bereketi için yapılan bu yetmiş korban da Sukot Bayramının evrenselliğinin başka bir boyutunu oluşturur. Zeharya Peygamber’in sözlerindeki ipuçlarını takiben, bilgelerimiz "Sukot bayramında dünya yağmur konusunda yargılanır" derler (Mişna, Roş Aşana 1: 2). Yağmura olan ihtiyacın dünya çapında olması da Sukot’un evrenselliğini gösterir.
R. Sacks, bu kadar evrensel unsur içeren Sukot’un, aynı zamanda bayramlarımız arasında en tikeli olduğuna dikkat çeker. Sukada oturduğumuzda Yahudi tarihini, sadece çölde geçen kırk yılı değil, aynı zamanda tüm sürgün deneyimini de hatırlarız. Yahudi tarihinin en güçlü sembolü olan suka, geçici bir ev - dirat arai olarak tanımlanır. Başka hiçbir ulus evini bir hisar, kale veya zafer takı olarak değil, kırılgan bir çadır olarak görmedi. Başka hiçbir ulus kendi ülkesinde değil, çölde doğmadı. Bu yönleriyle evrenselci olmaktan çok uzak olan Sukot, son derece tikeldir ve tek koruması Tanrı’nın İlahi Varlığı’nın koruyucu kanatlarına olan inancından gelen, başka kimseye benzemeyen bir halkın bayramıdır.
Arba minim - dört çeşit bitki, Sukot Bayramının evrenselliğini temsil eder. Doğayı, yağmuru, mevsimlerin döngüsünü -tüm insanlık için ortak olan şeyleri-sembolize eder. Suka / barınak, Yahudi tarihinin tikel karakterini, sürgün ve eve dönüş deneyimini, zaman çölündeki uzun yolculuğu temsil eder.
Sukot, başka hiçbir festivalde olmayan bir şekilde, Yahudi inancının ikili doğasını kutlar: Tanrı'nın evrenselliği ve Yahudi varlığının tikelliği. Hepimizin yağmura ihtiyacı var; hepimiz doğanın bir parçasıyız; hepimiz Tanrı’nın yarattığı dünyanın karmaşık ekolojisine bağımlıyız. Bu özellik, arba minim-dört çeşit bitki ile yansıtılır. Bunun yanında her millet, her medeniyet, her din farklıdır. Yahudiler olarak, başka hiçbir halkınkine benzemeyen bir tarihin mirasçılarıyız: küçük, savunmasız, peş peşe gelen sürgünlerin acısını taşıyan, yine de hayatta kalan… Bunu da suka ile ifade ederiz.
R. Sacks, insanlığın ortak noktalarımızdan ve farklılıklarımızdan oluştuğunu belirtir. “Eğer tamamen farklı olsaydık, iletişim kuramazdık. Hepimiz aynı olsaydık, söyleyecek bir şeyimiz olmazdı. Sukot’un benzersiz yapısı, bir halk olarak benzersizliğimiz ve insanlığın evrensel kaderine katılımımızı bir araya getirmesinden kaynaklanır.”
Dokusunda evrensellik ile tikelliği birleştiren Sukot Bayramı bu yıl 20 Eylül Pazartesi akşamı başlıyor.
KISA KISA SUKOT
İsmi: Sukot- סוּכּוֹת çardaklar anlamına gelir. Mısır’dan çıkan atalarımızın vaat edilmiş topraklara gelmeden kırk yıl boyunca çölde etrafta bulabildikleri dallar ve yapraklardan yaptıkları çardaklarda yaşamalarını simgeler.
Sukot Mitsvaları: Sukot Bayramına ait olan üç temel mitsva, direkt olarak Tora’dan gelir.
1) Yedi gün boyunca yemeklerimizi sukada yemek ve zamanımızın çoğunu sukada geçirmek; “Bu yedi gün boyunca çardaklarda yaşayacaksınız.” (Vayikra 23:42).
2) Arba Minim-Dört çeşit bitkiyi Sukot süresince, Şabat harici her sabah duası sırasında ibadetin belli bölümlerinde dua ederek belli yönlere sallamak; “İlk günde kendinize etrog ağacı meyvesi, hurma dalı, mersin ağacı dalları ve dere söğütleri alıp, Tanrı’nın Huzuru’nda yedi gün boyunca sevinç ifade edeceksiniz” (Vayikra 23:40).
3) Sevinmek ve mutlu olmak; “…yedi gün sevinç ifade edeceksiniz” (Vayikra 23:40); “Bayramında neşelen” (Devarim 16:14); “…Ve sen, sadece neşeli olacaksın”(Devarim 16:15).
Bayram mumları: 20 Eylül Pazartesi akşamı Sukot Bayramı şerefine mumlar, güneş batmadan önce yakılır ve beraha söylenir: “Baruh Ata Ad. Elo-enu Meleh Aolam Aşer Kideşanu Bemitsvotav vetsivanu leadlik ner şel Yom Tov/ Bizleri mitsvaları ile kutsayan ve bizlere Yom Tov mumlarını yakma mitsvasını veren Evren’in Efendisi Sen Tanrı’mız Mübareksin.”
Uşpizin: Aramca misafir, konuk anlamına gelir. Geleneklerimize göre Sukot süresince her gece atalarımız, aralarından birinin önderliğinde sukalarımızı ziyarete gelir. Birinci akşamdan başlayarak sırasıyla Avraam, Yitshak, Yaakov, Yosef, Moşe, Aaron ve David diğerlerine liderlik ederek sukalarımıza misafir olurlar. Onları sukamıza davet ettiğimizde onları temsil eden özelliklerin bizi de sarması ve hayatımızın her alanında bize rehberlik etmesi dileğimizi ifade etmiş oluruz.
İhtiyaç sahiplerini mutlu etmek: Yahudiliğin vurguladığı en önemli husus, spiritüelliğin ve Tora öğretilerinin insan davranışlarına yansımasıdır. Yahudi mistisizminin en önemli eseri Zohar, Uşpizin’i açıkladıktan sonra, “…kişi, fakiri de mutlu etmeli, Uşpizin için bir kenara ayrılması düşünülen yemek porsiyonu, ihtiyaçlı kişiye verilmelidir” diye belirtir (Emor 103a).
Tora, kendimiz neşelenirken etrafımızdakilerin mutluluğunu da düşünmemiz gerektiğini şöyle ifade eder: “Tanrı’n Aşem’in Huzuru’nda, Tanrı’n Aşem’in, İsmi’ni barındırmak için seçeceği yerde neşeleneceksin; sen, oğlun ve kızın, kölen ve cariyen, şehirlerindeki Levi ve arandaki Ger, yetim ve dul” (Devarim 16:11).
Maimonides’in konu hakkındaki yorumu da dikkat çekicidir: “…Kişi kendisi yiyip içerken, yabancı, dul, yetim ve diğer ihtiyaçlı kişileri de doyurmak zorundadır. Bunları yapmayan, mitsva yapma mutluluğunu değil, sadece kendi midesinin mutluluğunu yaşıyor demektir” (Yom Tov Kuralları 6:18).
Özellikle sevinip mutlu olma mitsvasının Tora’dan geldiği Sukot Bayramında başkalarının da bu sevinci yaşamalarına katkıda bulunmanın sevinci, bayrama anlam ve mutluluğumuza mutluluk katacaktır. Bu mitsvayı yardım kuruluşlarına yapacağımız bir telefonla yerine getirebiliriz.
70 dünya milleti için yapılan kurbanlar: Bet Amikdaş zamanında, günlük kurbanlar ile su ve şarap sunularının yanında, Sukot Bayramı süresince musaf-ek kurbanlar yapılırdı. Bu kurban edilen boğalar, ilk gün on üç, ikinci gün on iki ve sayısı her gün bir azaltılarak, Sukot’un yedi günü boyunca devam ederdi. Raşî’ye göre, bayram boyunca yapılan toplam yetmiş kurban, Noah (Nuh) soyundan gelen ve bugün dünyada var olan bütün diğer milletlerin atası olan yetmiş millete tekabül eder. Yeruşalayim’deki Tapınak, ‘bütün milletler için bir dua evi’ olarak kabul edilir ve bu yetmiş boğa, Tanrı’nın bu milletler için kefaret sağlaması, bu dünya milletlerin esenliği, iyiliği, yağan yağmurlardan faydalanarak refah içinde yaşamaları ve barış için kurban edilirdi.
Onur Bulutları: Tanrı’nın Onur Bulutları İsrailoğulları çölde kaldıkları kırk yıl boyunca onları korur ve yol gösterirdi. Bir yoruma göre Suka da Onur Bulutlarını simgelemektedir. Biz de Suka’da otururken, bizi koruyanın evlerimizin duvarları, çatısı veya çitleri değil, Tanrı’nın İlahi takdiri ve koruması olduğudur.
Su: Sukot zamanı, bolluk ve bereketi simgeleyen su için yargılandığımız ve Tanrı’ya bereket için dua ettiğimiz bir dönemdir. Bet Amikdaş zamanında Kutsal Tapınağa Pesah’ta ‘Arpa Kurbanı’, Şavuot’ta ‘Buğday Kurbanı’, Sukot’ta ise ‘Su Kurbanı’ getirilirdi. Mizbeah’ın üstüne dökülüp Tanrı’ya adanan su ile gelecek yılın bol yağışlı ve bereketli olması dilenirdi.
Kohelet okunması: Şaloş Regalim bayramlarında, Pesah’ta Şir Aşirim-Ezgiler Ezgisi, Şavuot’ta Ruth, Sukot’ta ise Kohelet okunur. Kral Şlomo, Kohelet’te ‘boş, boş, her şeyin boş’ olduğundan, Tanrı Koruması, Tanrı Yolu ve Tanrı Hizmeti dışında her şeyin boşluğundan ve anlamsızlığından söz eder. Fakat bu sözlerin devamında; gerçek mutluluğun ve güvenliğin anahtarını da verir: “Her şey gözden geçirildikten sonra konunun özü şu: Tanrı’yı (yaşantınla) kutsa ve Tanrı’nın İsteği’ni yerine getir, çünkü her insanın görevi budur” (Kohelet 12:13).
R. David Aaron, Sukot’un bize; mutluluk ve güvenliğin, sahip olduğumuz şeylere değil, Tanrı ile ilişkimizde nerede olduğumuza bağlı olduğunu deneyimlettiğini ifade eder.
Sukot Bayramı süresince sukada yaşarken, Tanrı’nın yanımızda olması, bizi koruması ve Tanrı ile bağlantıda kalmanın ihtiyacımız olan tek şey olduğu üzerine yoğunlaşır ve bunun verdiği güven duygusunu özümseriz.
Sukot’un ABC’si, Sukot-Şemini Atseret, Simhat Tora Felsefesi, Suka’nın Kucaklaması, Sukot ile Kohelet arasındaki ilişki:
http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=25&Itemid=106
Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla Every Person’s Guide to Sukkot, Shemini Atzeret and Simchat Torah, Succos-It’s Significance,Laws and Prayers, Guide to Tishrei, Emanations, İnside Time, Journey Through Nach, El Gid para El Pratikante (Gözlem) kitaplarından ve www.chabad.org, www.jewfaq.org, www.rabbisacks.org, www.meaningfullife.com sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.