Milletler Ligi’nde grupta sonuncu olarak küme düşen, Euro 2020 gruplarında hiç puan alamayarak elenen ve son olarak iyi başladığı 2022 Dünya Kupası elemelerinde Hollanda’ya 6-1 yenilerek hayal kırıklığı yaratan Milli Takım’da Şenol Güneş ile yollar ayrıldı. Yerine göreve başlayan isim ise kimsenin tahmin bile etmediği Stefan Kuntz oldu.
Şenol Güneş’in Koltuğu Sallanıyordu
Oynadığı son altı resmi maçta sadece Cebelitarık’ı mağlup edebilen, kendi sahasında 2-0 öne geçtiği Letonya karşısında puan kaybeden ve son olarak Hollanda deplasmanında ağır bir hezimet yaşayan Milli Takım’da Şenol Güneş ile yolların ayrılması bekleniyordu. Formda olup olmadıklarına bakmadan sürekli aynı oyunculara görev veren, oyun anlamında bir esneklik sağlayamayan, rakibe göre taktik üretemeyen Şenol Güneş’in görevine son verildi. Letonya karşısında 3-1 öndeyken 3-3 berabere kalınmasından sonra bu kez 2-0 önde iken Karadağ ile 2-2 berabere kalınması önemli bir darbe oldu. Cebelitarık karşısında 3-0 galip gelinse de grubun en zayıf ülkesi olması ve o maçta bile gollerin ikinci yarıda gelmesi negatif yorumları perçinledi. Son olarak da Hollanda karşısında alınan 6-1’lik skor bardağı taşıran son damla oldu. Tecrübeli Teknik Direktör ile bir araya gelen Futbol Federasyonu Güneş’in görevine son verdi.
Stefan Kuntz Göreve Geldi
Bu noktadan sonra Milli Takım’ın başına yine bir Türk antrenörün geleceğini düşünüyordum. Okan Buruk gibi Başakşehir ile şampiyonluk yaşamış ve Şampiyonlar Ligi’nde boy göstermiş, Sergen Yalçın, Abdullah Avcı gibi kulüp takımlarında çok formda olan Türk antrenörler bulunuyordu. Aykut Kocaman, Ünal Karaman, Mustafa Denizli ve Fatih Terim gibi isimler basında veya sosyal medyada yazılsa da bu isimlere çok ihtimal vermiyordum. Ancak göreve getirilen kişi, belki de kimsenin beklemediği bir isim, Almanya U-21 Milli Takımı’nın teknik direktörü Stefan Kuntz oldu.
Yabancı Teknik Direktör Tercihi
Öncelikle göreve getirilen teknik direktörün yabancı olması noktasına takılmıyorum. Oyuncu anlamında kadrolara getirilen bir yabancı sınırlaması olsa da bunun teknik direktör kararını bağladığını düşünmüyorum. Futbol Federasyonu, daha önce de Mircea Lucescu ve Guus Hiddink ile çalışması gibi, pekala yabancı bir teknik direktör ile anlaşabilir. Ancak benim takıldığım nokta, Stefan Kuntz’un kendisini teknik direktör olarak kanıtlayabilmiş bir isim olmaması. Büyük liglerden herhangi birinde teknik direktörlük yapmamış, futbolculuğundan sonra teknik direktörlük, sportif direktörlük ve hatta başkanlık bile yapmış bir isim. Almanya 2.Ligi’nde teknik direktörlük yaptıktan sonra, 2016 yılından beri Almanya U-21 Milli Takımı’nı çalıştırıyordu. Her ne kadar şampiyonluk elde etmiş olsa da bu şampiyonluğu yarışmacı bir kulvarda aldığı söylenemez.
Yabancı bir teknik direktör tercih edilecekse; şu anda boşta olan Andre Villas-Boas, Lucien Favre, Ralf Rangnick, Slaven Bilic, Antonio Conte gibi isimler neden tercih edilmedi? Bu teknik direktörlerin kapısı çalındı ve olumsuz bir yanıt mı alındı? Bütçe anlamında mı bir soru işareti oluştu veya herhangi biri ile bir anlaşma zemini arandı mı? Ancak bu teknik direktörlerin hepsi önemli liglerde şampiyonluklar yaşamış, belli bir oyun felsefesi olan ancak rakibe göre taktik esneklik de gösterebilen teknik direktörler. Bunun yanında Slaven Bilic Beşiktaş’ı çalıştırmış ve ülkeyi çok iyi tanıyan bir teknik adam. Ateşli ve heyecanlı yapısı ile nispeten genç Milli Takım’a o enerjiyi de verebilirdi.
Ülkeyi Tanıyan Teknik Adam
Türkiye’yi ve ligi tanıyan bir futbol adamı olması nedeniyle Stefan Kuntz’un tercih edilmiş olabileceği yorumları yapılıyor. Stefan Kuntz sadece bir sezon Beşiktaş forması giymiş ve o sezondan tam 25 yıl geçmiş. Yani Kuntz’un tanıdığı Türkiye ve lig oldukça değişmiş olmalı. Bu göreve gelmesinde Futbol Federasyonunda görev alan Hamit Altıntop’un etkisinin yüksek olduğu belli. Ancak Alman futbol adamının teknik direktör olarak değil de bir yardımcı antrenör olarak gelmesi daha doğru olurdu. Kaldı ki Milli Takımı’mız şu anda bir jenerasyon geçişi döneminde de değil. U-21 Milli Takımını çalıştıran bir teknik direktör, öyle bir dönemde göreve gelseydi, gençlerin Milli Takım’a adaptasyonu anlamında daha yararlı olabilirdi. Ancak Türkiye Milli Takımı kadrosu şu an oturmuş ve Premier Lig, Serie A ve Ligue 1 gibi birçok önemli ligde forma giyen oyunculardan oluşuyor. Bu oyunculardan bir takım yaratacak, kısa çalışma döneminde taktiğini oluşturup uygulatıp, o oyunculardan maksimum verim alabilecek bir teknik direktör gerekiyordu.
Geçici Bir Dönem mi?
Stefan Kuntz gibi gündemde olmayan bir teknik adamın göreve getirilmesi, bu kararın geçici bir karar olabileceğini düşündürüyor. Dünya Kupası Elemeleri’nin tamamlanmasına dört maç kaldı. Letonya ve Karadağ’a kaybettiğimiz puanlardan sonra, Hollanda maçında da aldığımız farklı mağlubiyet liderlik şansını zora soktu. Acaba federasyon da Dünya Kupası’ndan ümidi kesip bu dört maçı geçici bir teknik adamla geçirmeyi düşünmüş olabilir mi? Bu maçlardan sonra yukarıda bahsettiğim kariyerli teknik adamlardan biri ile anlaşıp, uzun vadeli bir organizasyon oluşturmayı düşünebilir mi?
Oyuncu Tercihleri Nasıl Olacak?
Dünya Kupası Elemeleri’nde Milli Takım’ın oynayacağı ilk maç 8 Ekim tarihinde Norveç ile olacak. Gruptaki ikincilik yarışı için oldukça önemli ve mutlaka kazanılması gereken bu maça çok uzun bir zaman kalmadı. Kuntz’un nasıl oyuncu tercihleri yapacağını, nasıl bir diziliş ve taktik anlayışla maça çıkacağını merakla bekliyorum.
Milli Takım’ın katılmadığı bir Dünya Kupası veya Avrupa Şampiyonası o tadı vermiyor hiçbir zaman. Ayrıca hiçbir dönemde olmadığı kadar üst seviye liglerde ve takımlarda oynayan oyuncumuz varken, bu takımın önemli organizasyonlarda boy göstermesini istiyorum. Umalım ki Stefan Kuntz beklemediğimiz katkıyı verir de, Katar’daki Dünya Kupası’nı uzaktan izlemek zorunda