Provence'ta Yahudi yaşamı

Paris bugün Fransa´daki Yahudi yaşamının merkezi olsa da durum her zaman böyle değildi. Yüzyıllar boyunca Yahudiler için merkez Provence idi. O dönemde, Provence Yahudilerin güçlü bir koruyucusu vardı: Vatikan´daki Katolik Kilisesinin lideri Papa.

Sara YANAROCAK Kültür
29 Eylül 2021 Çarşamba

Fransa, Avrupa’daki en büyük Yahudi nüfusuna ve İsrail ile Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünyanın üçüncü büyük Yahudi nüfusuna sahip. Fransız Yahudilerinin yarısı Paris ve çevresinde Marais, Belleville ve Le Sentier gibi mahallelerde yaşıyor. Şehir, muhteşem büyük sinagog da dahil olmak üzere, bir düzineden fazla sinagoga ev sahipliği yapıyor. Fakat Fransız Yahudilerinin tarih boyunca yaşamayı tercih ettiği bir bölge daha vardı: Provence bölgesi.

Papa’nın Yahudileri

Avrupa’nın diğer bölgelerinde olduğu gibi, Fransız Yahudileri de şiddete maruz kalmış, belli mesleklerle sınırlandırılmış ve bazen sarı bir yıldız takmaya zorlanmışlardı. Erkekler kendi mahallelerinden dışarı çıktıkları zaman Yahudi olduklarını açık eden sarı şapkalar takmak zorundaydılar. Orta Çağ’da, sınır dışı etme dalgaları Avrupa’yı kasıp kavuruyordu ve ülkeler, Yahudileri ya Hıristiyanlığı kabul etmeye ya da ülkeyi terk etmeye zorluyordu.

Ancak Fransız idaresinde bir hoşgörü iklimi mevcuttu. Katolik Kilisesi, uzun süredir Güney Fransa’da, Avignon ve Comtat Venaissan olarak adlandırılan bitişik bölgeden oluşan bir bölgeye sahipti. Yahudiler burada iyi karşılandı ve Papa’nın koruması altında göreceli bir özgürlükle yaşadılar. ‘Les Juifes du Pape’ (Papa’nın Yahudileri) olarak bilinen bu Yahudi topluluğu burada kültürel anlamda da gelişti. Yahudiler burada yeni bir Yahudi lehçesi geliştirmişlerdi. İbranice ve Provençal karışımı olan bu lehçenin ‘Shuadit’ adını taşıyordu.

Ne yazık ki antisemitizm bu topraklara da uğradı. Zamanla Papanın Yahudileri kendilerini daha fazla kısıtlamaya tabi oldular. Sonunda Yahudiler sadece dört şehirde, geceleri dışarıdan kilitlenen kapıları olan gettolarda yaşamaya başladı. Son derece sınırlı haklara ve mekanlara sahip olan Yahudiler, evlere sığışabilmek için dar alanlarda yükselen dört-beş kat inşa etmek zorunda kalıyorlardı. Bu nedenle Orta Çağ’da Yahudiler ilk küçük, beş katlı ‘gökdelenleri’ inşa etmişlerdi.

Fransa Yahudilerinin kurtuluşu nihayet 1789’da Fransız Devrimi ile geldi. Yahudilere tam vatandaşlık verildi ve istihdam üzerindeki kısıtlamalar kademeli olarak kaldırıldı. Fransa’nın diğer bölgelerine göç süreci başladı. Bugün Fransız Yahudilerinin çoğunluğu Fransa’nın büyük şehirlerinde yaşıyor.

Dört Kutsal Cemaat

Yahudilerin Provence’ta yaşamalarına izin verilen dört şehir Avignon, Carpentras, Cavaillon ve L’Isle-sur-la-Sorgue idi. Arba Kehilot veya “Dört Kutsal Topluluk” olarak bilinen bu Yahudi toplulukları, Provence’ın Yahudi mirasını oluşturuyor.

Avignon Sinagogu

Cavaillon Sinagogu

1846’da 13. yüzyıldan kalma orijinalinin yerine inşa edilen Avignon Sinagogu, her gün hizmet veriyor. Yan tarafında bir matza (hamursuz) fırını bulunuyor. Sinagogun yakınlarında, Rue Juiverie’de (Yahudi Sokağı) işaretlenmiş eski gettonun bulunduğu bir alan mevcut.

1343’te inşa edilen Carpentras Sinagogu, Fransa’nın en eski sinagogu ve halen faal durumda işliyor. Bodrum katında eski bir mikve (ritüel olarak kadınların arınma banyosu) ve matza fırınının kalıntıları görülebiliyor. Kasabanın dışında 14. yüzyıldan kalma bir Yahudi mezarlığı var.

Bir diğer sinagog olan Cavaillon Sinagogu iç mimarisi çok güzel olan aktif bir sinagog. Yakınındaki matza fırının kalıntıları ve diğer tarihi eserler, Musee Judeo-Comtadin’de sergileniyor.

L’Isle-sur-la-Sorgue adındaki yerleşim bölgesinde Rue Hebraique (İbranice Sokağı) gibi birkaç sokak ismi dışında artık Yahudi tarihine dair fazla bir kanıta rastlanmıyor. Kasabanın dışında bir Yahudi mezarlığı var.

Provence’tan çıkan bilge

Povence Yahudilerinin arasından Orta Çağ döneminde oldukça önemli din bilginleri çıktı. Bu bilge kişilerin en ünlüsü Raşi olarak bilinen Haham Şlomo İtshaki’dir (1040-1105). Orta Çağ’ın en ünlü Fransız Tevrat ve Talmud yorumcusu lan Raşi, Güney Fransa’nın Champagne yöresinde önemli bir ticaret merkezi olan Troyes’teki, yüz-iki yüz kişilik küçük Yahudi topluluğunun fiili başkanı durumundaydı ve bağcılıkla uğraşıyordu. Yorumlarında, yasa derlemelerinde, dua kitaplarında, müritlerince yayımlanan çeşitli derlemelerde dönemin başlıca gelişmelerini yansıttı. Bu metinlerde aralarında iş ve ticaret ilişkilerinin yoğunlaşmasına paralel olarak, tayin çatışması olarak bilinen kilise devlet mücadelesi, Yahudilerin gerek çağın feodal sisteminden, gerekse yeni gelişen kent uygarlığından ayrı olarak özel beratlarla kendi kendilerini yönetmeye başlamaları, Papa II. Urbanus’un, Clemont’taki vaazıyla Haçlı Seferlerinin başlaması (1096), dağınık Yahudi yerleşimlerinin karşılaştığı dinsel tehlikeler, dinsel baskılar, zorunlu vaftiz olayları ve Mesih (Maşiyah) umutları anlatımları kapsıyordu. Raşi bu acılı dönemlerde Nedamet İlahilerini (Selihot) besteledi o dönemde katledilen din kardeşleri için şiirler (Piyyutim) yazdı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün