•Yosef Stalin, Adolf Hitler´in bu anlaşmayı bozacağına, gelen bütün istihbarat raporlarına rağmen inanmıyordu ve Sovyetler gafil avlandı. Nazi orduları ve işbirlikçileri hızla Sovyetler Birliği içinde ilerlediler. Alman ve Romanya orduları Eylül başında Kiev´i işgal etti. Özellikle polis teşkilatı içinde yer alan Ukraynalı faşistlerin rehberliği ve işbirliğine Yahudileri, Romanları, komünist parti milislerinin, işgale karşı çıkan Ukrayna milliyetçilerinin yerlerini belirledi ve işgalcilerle birlikte katletti. (Ukraynalı işbirlikçilerin Nazilerin “Türkistan Lejyonuna” kattığı Türk kökenliler arasında, ileride ABD istihbaratı CIA´nın Türkiye istasyon şefi olarak çalışacak Ruzi Nazar da bulunuyordu.) Babi Yar, Nazilerin Sovyetleri işgali sürecindeki en büyük katliamdır ve bulunabilen sorumluları İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Nürnberg Mahkemelerinde Holokost suçları çerçevesinde yargılanıp mahkûm edilmiştir. MURAT YETKİN – www.yetkinreport.com
Bu Haftanın “Takılanlar”ı
Biden gibi isimler her ne kadar İsrail ile ilişkilerde ABD'nin değişmeyen normlarını gütse de yeni akım bazı siyasilerin bu fikirlere oldukça uzak olduğu söylenebilir. Bu tarz fikirlerin Demokrat Partinin tavanında – Temsilciler Meclisi seviyesinde – zikredilmesi de İsrail mevzusunun artık ABD iç siyasetinde bir tartışma konusuna dönüştüğünün de belirteci. ABD'de rakip siyasi partiler – cumhuriyetçiler ve demokratlar – geçmişte İsrail'e sorgusuz destek sağlamak konusunda uzlaşsa da en azından bazı demokratlar arasında bu uzlaşının yitirildiği gözlemlenebilir.
Benzer bir durum Atlantik'in diğer tarafında İngiltere'de de vuku bulmakta. Geçtiğimiz haftalarda yıllık kurultayını İngiltere'nin Brighton şehrinde gerçekleştiren İngiliz İşçi Partisi delegeleri aynı şekilde İsrail'i bir apartheid devleti olarak adlandıran bir önergeyi kabul etmiş ve İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşimci faaliyetlerine son vermesini talep etmişti. ABD'ye nazaran İsrail karşıtı "progresif" siyasilerin artık ana akımda da temsil edildiği İngiltere'de yaşananlar aslında Batı siyasetinde oluşan yeni bir örüntüye işaret ediyor. İsrail'e dair tartışmaların tabulaştırıldığı ve özellikle de ABD için bir kırmızı çizgi olarak nitelendirildiği eski döneme nazaran artık Washington ve Londra gibi yerlerde İsrail karşıtı fikirlerin açıkça ve devlet yönetimine talip siyasiler tarafından zikredildiği belirtilebilir.
Bu durum her ne kadar ABD'nin kısa veya orta vadede İsrail'e desteğini kısacağına dair bir işaret olmasa da, İsrail mevzusunun ABD'nin içerisinde siyasallaşması iki ülke arasındaki ilişkileri gelecekte zorlayabilir. İsrail'in Kongrede etkin olan Yahudi kuruluşları vasıtasıyla ABD'nin seçim siyasetinde da önemli bir aktör olduğunu düşünecek olursak İsrail'e dair fikir ayrılıklarının iç siyasi tartışmaları alevlendirecek şekilde politize olması kaçınılmaz gözüküyor. Özellikle geleneksel ve liberal üyeleri arasında daha geniş bir dünya görüşü polemiğinin yaşandığı Demokratlar arasında İsrail mevzusunu da bu tartışmalara katılması kaçınılmaz. Öyle ki partinin progresif kanadındaki önemli isimler – örneğin Senatör Bernie Sanders – zaten açık bir şekilde ABD'nin İsrail politikasını revize etmesi gerektiğini düşünenler arasında.
Her ne kadar oldukça ana akım olan Biden'ın seçilmesi şimdilik böyle bir politika değişikliğinin yaşanmayacağını göstermiş olsa da demokratlar arasında yükselen seslerin İsrail yönetimini rahatsız ettiği de belirtilebilir. Öyle ki geçtiğimiz hafta İsrail'in mevcut Dışişleri Bakanı Yair Lapid ve eski Başbakan Benjamin Netanyahu ABD Demokrat Partisi üzerinden bir tartışmaya girdi. Lapid, demokratların artan İsrail karşıtı tutumunu Netanyahu'nun hatalı politikaları sonucu ortaya çıktığını iddia ederken eski başbakanı ABD ile ilişkileri bozmakla suçladı. Bu konunun İsrail iç siyasetinde böylesi yer etmesi de demokratlar arasında artan İsrail şüpheciliğinin Tel-Aviv'i de huzursuz ettiği söylenebilir.
Batu Coşkun
İsrail'de siyasi çevreler ABD'nin İran ile nükleer müzakerelere dönmesine karşı çıkıyor ancak mevcut hükümet selefinin aksine tutumunu fazla gürültü çıkarmadan ifade etmeyi tercih ediyor.
İsrail askeri çevreleri ise İran'ın nükleer ve füze projelerinin yanı sıra bölgedeki faaliyetlerini durdurmayı garanti ettiği sürece siyasi çözümde yanlış bir şey görmüyor.
İsrailli gözlemciler, mevcut hükümet ile ABD yönetiminin birbirlerine duydukları ihtiyacın, iki tarafı da çatışma yerine anlaşmayı tercih etmeye yönelttiğini belirtiyor.
Bu, İsrail Başbakanı Naftali Bennett ile ABD Başkanı Joe Biden arasında ağustos ayında Beyaz Saray'da yapılan ilk görüşmeye de yansıdı.
Bennett, ABD'nin İran'la anlaşmaya dönmesini kabul ettikleri yönünde herhangi bir işaretten kaçınırken İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, İsrail'in yeni bir anlaşmayı bazı şartlarla kabul edebileceğini ifade etti.
Foreign Policy dergisine verdiği röportajda, nükleer anlaşmaya geri dönülmesi için yapılan müzakerelere ilişkin Gantz, "ABD şu an İran nükleer programını bir kutuya geri koyma yaklaşımında. Bunu kabul ederim." ifadesini kullanmıştı.
Müzakerelerin başarısız olması halinde İsrail'in İran üzerinde geniş ekonomik baskıyı içeren, ABD liderliğinde uygulanabilir bir B planı görmek isteyeceğini dile getiren Gantz, İsrail'in askeri harekatının da seçenekler arasında olduğuna işaret etmişti.
İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Gantz'ın bu açıklamaları hakkında yorum yapmazken, İsrail sağı Gantz'ın açıklamalarını İran'a bir teslimiyet olarak değerlendirdi.
Eski Başbakan Binyamin Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen Israel Hayom gazetesi analistlerinden Amnon Lord, "Gantz'ın İsrail'in yeni bir nükleer anlaşmayla bir arada var olabileceği yönündeki açıklaması, hükümetin İran'daki nükleer konusunda bağımsız bir politikadan vazgeçtiğini gösteriyor." dedi.
Lord, "Bunlar, özellikle İran'la nükleer tesislerinin uluslararası gözlemcileri hakkında yapılan görüşmeler gölgesinde sefil açıklamalar. Genel olarak, İranlılar nükleer tesislerinde kamera yerleştirilmesini kabul ettiler ancak kaydedilenlerin izlenmesi için monitörlere hafıza kartı vermeyecek." ifadelerini kullandı.
Abdel Ra'ouf D. A. R. Arnaout, Safiye Karabacak
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a randevu verdiği 29 Eylül günü herhangi bir gün değil. İkinci Dünya Savaşının en büyük katliamlarından Babi Yar Katliamının 80’inci yıldönümü. Babi Yar katliamında Alman Nazi orduları, onlarla iş birliği yapan Ukraynalı faşistlerin yardımıyla, Ukrayna’nın Başkenti Kiev ve civarında, 29-30 Eylül 1941’de, yalnızca iki gün içinde 33 bini Yahudi olmak üzere 120 bin kişiyi katletmişlerdi.
(...) Erdoğan-Putin görüşmesine ayrıca geleceğiz. Ama Babi Yar (“Yar”, bildiğimiz, uçurum, dar geçit anlamında Türkçe’den geliyor) üzerinde duralım. Nazi Almanyası 22 Haziran 1941’de Sovyet Rusya ile aralarındaki saldırmazlık paktını bozarak tarihin (bugün de geçerli olmak üzere) en büyük kara harekâtı olan Barbarossa Harekâtını başlatmıştı.
Yosef Stalin, Adolf Hitler’in bu anlaşmayı bozacağına, gelen bütün istihbarat raporlarına rağmen inanmıyordu ve Sovyetler gafil avlandı. Nazi orduları ve işbirlikçileri hızla Sovyetler Birliği içinde ilerlediler. Alman ve Romanya orduları Eylül başında Kiev’i işgal etti. Özellikle polis teşkilatı içinde yer alan Ukraynalı faşistlerin rehberliği ve işbirliğine Yahudileri, Romanları, komünist parti milislerinin, işgale karşı çıkan Ukrayna milliyetçilerinin yerlerini belirledi ve işgalcilerle birlikte katletti. (Ukraynalı işbirlikçilerin Nazilerin “Türkistan Lejyonuna” kattığı Türk kökenliler arasında, ileride ABD istihbaratı CIA’nın Türkiye istasyon şefi olarak çalışacak Ruzi Nazar da bulunuyordu.) Babi Yar, Nazilerin Sovyetleri işgali sürecindeki en büyük katliamdır ve bulunabilen sorumluları İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Nürnberg Mahkemelerinde Holokost suçları çerçevesinde yargılanıp mahkûm edilmiştir.
Murat Yetkin
https://yetkinreport.com/2021/09/29/putin-erdogan-gorusmesi-babi-yar-gunune-denk-geldi/
Takılan tweetler
Soyle bir sokakmis yahudi sokagi
https://twitter.com/haldunduran60/status/1443948806513508376?s=27
Yahudi Kızıl Şehir #Azerbaijan . İsrail ve New York dışındaki en büyük Yahudi kasabası.
https://twitter.com/azerbaijanijews/status/1443633277642838019?s=27
Galata Barnathan apartmanının bir odasından Galata kulesinin görünümü. Barnathanlar 19.yy sonları 20. Yüzyıl başlarında tütün ve finans işinden zenginleşen bir Yahudi aile. Apartman şimdilerde cafe ve otel olarak hizmet veriyor.
https://twitter.com/onderkayaistan1/status/1442889842975657986
Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü @yeeamsterdam “Sefarad: Çok Kültürlü Mirasın İzleri” sergisine ev sahipliği yapıyor.
@ABBaskanligi tarafından da desteklenen sergi Anadolumuzun zengin kültürel mirasını yansıtıyor.
https://twitter.com/TC_Amsterdam_BK/status/1443599037656182796
Kupat mohar u-matan diye bir yahudi vakfı yahudi yetimler için 1874 yılında bir piyango düzenlemiş.. türkçe, ladino, yunanca, ermenice ve fransızca.. bu fransızcaya ingilizce ve italyanca da ekleniyor da bereket onlar latin alfabesiyle
https://twitter.com/XilourisEfe/status/1442849279073263639
2. DS kitapları bilgiselimizde, “dünya tarihi”, “savaş tarihi”, “Alman tarihi”, “Nazi dönemi ve kurumları” “2. DS - Genel”, “2. DS - Muharebe” ve “Savaşın Son Döneminde ve Sonrasında Almanya” gruplarını bitirdik.
Şu ana kadarki 105 kitap fotolarda.Bugün “soykırım”a bakalım.
https://twitter.com/BirinciogluBerk/status/1444178371068448772
IL'nin en nüfuzlu kadınları (2021):
1.Sharon Alroy-Preis/Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı
2.Merav Michaeli/İşçi Partisi Lideri
3.Esther Hayut/ İsrail Yüksek Mahkemesi Başkanı
4.Dalit Zilber/İsrail Planlama İdaresi
5.Ayelet Shaked/Adalet Bakanı
https://twitter.com/gcinkara/status/1443867815988056065
Ağa Takılanlar Öneriyor
https://www.al-monitor.com/tr/originals/2021/09/why-serbia-wants-buy-spike-missiles-israel
https://odatv4.com/makale/israil-dunyayi-sasirtti-rumlar-ates-puskurecek-211846
https://www.star.com.tr/yazar/iran-israil-ve-azerbaycan-yazi-1656723/