Hasat, mezat, tezat

Enflasyon kalıcı olmayacak, enflasyonu bir süre izleyeceğiz ama çok değil, enflasyon geçici, enflasyon kalıcı değil ama beklenenden daha uzun sürebilir, enflasyon yüksek seyredecek ama kalıcı değil, enflasyon düşüş trendine girecek ama bir süre daha beklememiz gerekebilir, enflasyon aslında yüksek değil fiyatlar genel seviyesi yüksek, enflasyon yüksek kalabilir ama geçici olmasından iyidir, enflasyon yüksek olmayabilir ama ya geçici olsaydı, enflasyon geçici olmayabilir ama yüksek olması mı daha kötü bilemedik, enflasyon kötü bir şey mi bilmiyoruz ama yüksek olması geçici olmasından daha kötü mü onu hiç bilmiyoruz, enflasyon yüksek ve geçici değil ve bu kötü bir şey evet ama biz zaten iyi bir şey demedik ki. İşte FED ve ECB başta olmak üzere son altı ayın nakaratları. Şanslıyız ki enflasyon iyi bir şeydir diyen yok henüz.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
6 Ekim 2021 Çarşamba

En son FED toplantısının öncesinde bizdeki yorumcuların önemli bir kısmı FED’den bırak varlık alımı azaltmayı direkt bir faiz artışı gelir mi diye yorum yaparken, bir gördük ki Powell “ikisi de yok şimdilik” derken, “ne kadar da güzel yumuşattı ama konuyu” güzellemeleri geldi sosyal medya postlarından. Hatta Powell “varlık alımlarının azaltılmasını henüz konuşmadık ama 2022 ortası gibi bitirebiliriz” deyince neredeyse sevinç çığlıkları atılacak ve işte bir merkez bankasının ideal iletişimi, nasıl da piyasaları yumuşatarak hazırlıyorlar diye lanse edilecekti. Şimdi işin tezat kısmına bakalım. 22 Eylül tarihli FOMC toplantı tutanağında gidişata göre varlık alımı azaltımı garanti edilebilir ancak bu istihdam ve enflasyon hedefini bağlı diyordu. Yani şimdi Powell 2022 ortasını işaret ederken bu kendisinin kararı mı FOMC üyelerinin mi bilmiyoruz. Hatta böyle bir tarih var mı onu da bilmiyoruz. İletişimin muhteşemliğine bakar mısınız? Gelelim bir diğer tezata. Normalde aynı yorumcuların ve gündemin ana maddesi, politika faizi enflasyonun üzerinde olmalı. Yüksek enflasyon ve reel faiz gereksinimi nedenleri ile faiz artışı mutlaka olmalı, TCMB faiz indirmemeli diyen aynı hesaplar, FED bu toplantıyı kendi beklediklerinin aksine pas geçince hiç ses etmeyip rotayı direkt TCMB’ye çevirdiler. “İyi de bizde politika faizi düştü ama” diyenler içinse cevap hazır, FED sıfır faizi ne yapsaydı, eksi mi? Ama o baz para nakaratlarını duyar gibiyiz. O kısma ayrıca geleceğiz. ABD’de ÜFE-TÜFE makasının açıldığı, dünyada tedarik zincirleri sorunun artarak devam edeceği gibi konular bir tek bizim sorunumuz ya. Bir de Norveç bile yıllar sonra faiz arttırdı, üstelik petrol zengini ülke olmasına rağmen kısmı var. Yahu sıfırdan 0,25’e çıkardı, yapsa ne olur yapmasa ne olurdu, hala politika faizinin çok altında olduğunu bilmem hatırlatmaya gerek var mı? Enflasyonun altında politika faizi veren (Çin, Rusya hariç) Türkiye (yeni) ile beraber 18 tane G20 ülkesi var kısmını söyleyerek bir iletişim güzellemesi yapmışız çok mu? Sahi bir de politika/piyasa faiz oranı ile beklenen enflasyon konusu vardı. Sahi geçtiğimiz yıllarda beklenen enflasyona göre faiz belirlenmeli konusunu ben mi yanlış hatırlıyorum. Ne oldu, bir yılda ekonomi literatürü mü değişti yeni normal ile birlikte. Ya da ekonomi/finans literatürü ülkeye veya baz paraya göre farklı yazıldı da biz mi bilmiyoruz. TCMB’nin kendi anketinde ama baz etkisi ama o etkisi son çeyrekte enflasyonda düşüş beklenmiyor muydu? Eylül ayında konut, mobilya, eğitim gibi pandemi sonrası olması gereken etkileri de gördüğümüze göre eğer sera geçişleri sonrasında gıda fiyatları da normaline dönerse muhtemelen bu olasılık hala mümkün (belki de değil). Özetle, beklenen enflasyon TCMB piyasa katılımcıları anketine katılan ekonomistlerce Eylül ayında 16,74 ise ve beklenen enflasyon bu ise politika faizi düşüş kararının nesi yanlış? Kaldı ki, FED’in pas geçeceği, Aralık ayını işaret edeceği ve enflasyon dışında büyüme, cari açık, bütçe açığı, kamu borcu/GSYİH, sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, ihracat rekoru, turizmde canlanma ile bu Eylül’de değil de ne zaman yapılırdı faiz indirimi? (Sonraki kararlar doğaldır gelişmelere bağlı, Şalom’da bu sayfada FED ve TCMB kararını nokta atış bilmiştik). Bu arada Federaller de çekirdek enflasyonu dikkate alıyorlar diyerek gelelim şu baz para konusuna. Bilançonun %95’i borç senedi. %66’sı beş yıl üzeri vade. Brexit ile birlikte sona eren LIBOR ile dünya serbest dalgalı faiz rejimine girdi. ABD tahvillerinin faizleri bunun öncüsü. Şimdi mark to market mı vadeye kadar beklemek zorunda kalmak mı günleri gelirse, 30 sene sonraya yazılmış bir borç senedine dayalı “In God We Trust” yazan bir başka borç senedini taşımak ne kadar baz para? 10 senede Bitcoin acaba altının yerine geçer mi tartışmaları ortadayken. Olmaz öyle şey. Garantör İngiltere’de gaz kuyruklarını görmek de varmış üstelik ambargo yokken.

Euro Olmasaydı Ne Olurdu?

Euro’ya geçmeden önce, FED’in iki guvernörü ve son olarak Yönetim Kurulu (Powell) Başkan Yardımcısı FED’in kararlarından önce hazine tahvili satıp hisse senedi almak gibi etik olarak ciddi sorun teşkil edecek karara imza attı. FED’in iletişimini güzelleyen hesaplarda bahsi bile geçmiyor. FED’in Pandora Kutusunda kimbilir daha neler var? Gelelim Euro’ya. Geçtiğimiz hafta CDS tartışmaları da zirve yaptı. Yunanistan’ın beş yıllık CDS’leri 75 iken Türkiye’nin 427. Şimdi bunu ekonomik veriler ile anlamlandırabilen varsa buyursun gelsin. Bütçe ve cari açığı Türkiye’nin neredeyse iki-üç katı olan, işsizlikte yukarıda, büyümede altında, kamu borcunun GSYİH’ya oranı %205 olan Yunanistan’ın bu arada kredi derecelendirme kuruluşlarına göre notu da Türkiye’nin üzerinde yatırım yapılabilir seviyede. Deniliyor ki, Türkiye’de para politikası öngörülemiyor, belirsizlik var. Yeni Almanya Şansölyesi ile seneye seçilecek Fransız Cumhurbaşkanı çok iyi bir ikili olacaklar diye bir teminat mektubu var mı? Ya da kamusal alanlarda, statlarda çok ciddi protesto edilen Biden-Harris ikilisi ara seçimi alabilecek mi? Seçim yılında pandemi sürerken ve ABD’de hala tonla aşı olmayan kişi varken FED varlık alımı azaltımı ve faiz artışı yapabilecek mi? Ya Powell ocak ayında ikinci kez seçilemezse FED’in ya da ECB’nin para politikaları çok mu belirgin olacak? Çinli Evergrande’yi ikinci Lehman Brothers olabilir mi diye yorumlayanlar, 2018’de kamu bankaları ile konut kredileri üzerinden konut stokları eridiğinde bu durumu eleştirenlerle aynı kişiler. Todeks, Çiftlikbank vakaları gibi mahkemelerde tapu davaları olsa, Dubai gibi expatlar arabaları havaalanında bırakıp gitse Evergrande krizi daha mı güzel olacaktı? Sahi Yunanistan diyorduk konu yine tezatlara geldi. Yunanistan Euro kalkanında olmasa CDS’lere göre kaba bir matematikle en az 6-7 kat devalüasyon yemesi gereken Drahmi’nin CDS’lerine en son Belçika ve Fransız bankaları kanmış ve 2008 krizinde milyar Euro kaptırmışlardı. Sarkozy’nin seçimine mal olan bu konuyu hatırlayarak, ama Euro baz para diyenlere daha ne diyelim. Lagarde Powell’dan farklı bir şey diyor da biz mi kaçırdık? En son varlık alım miktarını kalibre etmişti kendisi. Alın size bir iletişim güzelleme imkânı daha. Lagarde aşısı da tutmazsa Almanlar “cuz” derse? Yok canım, olmaz. Yahu hani yeni normaldi, şimdi ondan da mı vazgeçtik.

Kupon Ekonomisi

Valla bu kadar tezattan sonra sanırım mezata ihtiyaç var. TCMB’nin TFF gibi PPK toplantısı yayın haklarını, Hazine ihalesindeki piyasa yapıcı bankalar gibi bir açık arttırma ihalesi ile yayıncı kuruluşa satarak, piyasadan para çekmesi ve sıkı para politikasına katkı sağlaması belki de en ideali. “Yok artık” diyenler için, loto, toto gibi neredeyse kupon doldurarak merkez bankalarının faiz kararlarını, kur seviyelerini ya da ithal fair value kur seviyelerini sosyal medyada sağda solda önden yüklemeli paylaşanlar normalse, kazanın doğurabileceğine de inanmak lazım. Hasat mı? Enflasyonun tek çözümü bizim özelimizde onda. Gıda enflasyonu.

Özetle, sırf eleştirmek veya muhalif olmak için resme tek yönden bakınca onun adı ekonomi değil ekopolitik olur. Ekonomi kitaplarında yazanlar da baz paraya veya bir ülkeye göre değişmez. Kural hepsi için ya aynıdır ya da sorgulanacaksa hepsi sorgulanmalıdır.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün