Sosyal Demokratlar seçimlerde ipi göğüsleyen parti oldu.
Egemen Cantürk
Almanya`da 26 Eylül`de yapılan genel seçimleri Sosyal Demokratlar (SPD) rakibi Hristiyan Demokratların sadece 1,6 puan önünde tamamladı. Olaf Schloz liderliğindeki Sosyal Demokratlar geçerli oyların yüzde 25,7`sini alarak oy oranını yüzde 5,2 arttırdı. Öte yandan Türk dostu olarak bilinen Hristiyan Demokratların (CDU) Lideri Armin Laschet ise tam bir hayal kırıklığı yaşadı. Yüzde 9`a yakın oy kaybı yaşayan Hristiyan Demokratlar oyların ancak 24,1`ini alabildi.
Yeşiller oylarını arttırdı
Z kuşağını yakalayan ve lise öğrencilerinin başlattığı Fridays for future `Gelecek için Cuma` çevre hareketinin rüzgarını arkasına alan Yeşiller, oylarını yüzde 5,8 arttırak yüzde 14,8 oy oranına ulaştı.
Hür Demokratların ( FDP) yer almadığı bir koalisyon mümkün görünmüyor
Oylarını arttıran diğer bir partide Hür Demokratlardı. Küresel ekonominin savunucusu liberaller (FDP) yüzde 11,5 oy alırken, bütün koalisyon seçeneklerinde yer alan küçük kardeş rolünü üstlendi. Seçmen de Hür Demokratlar olmadan – büyük koalisyonun dışında - hükümetin kurulamayacağı mesajını da vermiş oldu.
Aşırı sağcı popülist parti AfD oy kaybetti
Göçmen, İslam ve Yahudi karşıtlığıyla bilinen aşırı sağcı parti AfD (Almanya için Alternatif Partisi) yüzde 10,3 oy alarak ülkenin dördüncü politik gücü oldu. Parti özellikle Almanya`nın doğu eyaletlerindeki pek çok bölgede sandıktan birinci parti çıktı. Bir önceki seçimlerde 94 milletvekili çıkaran parti Federal Meclis`te 83 milletvekiliyle temsil edilecek.
Sol Parti ciddi oy kaybı yaşadı
Geçen seçimlerde yüzde 10`a yakın oy alan Sol Parti tarihinin en ağır hezimetini yaşadı. Partinin oy oranı bu seçimlerde sadece yüzde 4,9 oldu. Bir önceki seçimlerde 69 milletvekili çıkaran Sol Parti son seçimlerde sadece 39 milletvekili çıkardı.
18 Türk kökenli milletvekili Federal Meclis`te
Öte yandan 735 sandalyeli Federal Meclis`te daha önce 14 olan Türk kökenli milletvekili sayısı 18`e yükseldi. Tarihi bir başarıya imza atan Yeşillerin Stuttgart adayı Cem Özdemir oyların yüzde 40`ını alarak tekrar milletvekili seçildi. Yeşillerden Melis Sekmen, Ekin Deligöz, Canan Bayram, Filiz Polat, Sosyal Demokrat Parti`den (SPD) Macit Karaahmetoğlu, Aydan Özoğuz, Hakan Demir, Metin Hakverdi, Derya Türk-Nachbaur, Mahmut Özdemir, Cansel Kızıltepe, Gülistan Yüksel, Nezahat Baradari, Sol Partiden Ateş Gürpınar, Sevim Dağdelen, Gökay Akbulut ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisinden (CDU) Serap Güler meclise girme başarısını gösterdi. Seçimlere katılım oranı ise yüzde 76,6 oldu.
Koalisyon pazarlıkları kızışıyor
Bu sonuçlar sonrası koalisyon pazarları da kızışmaya başladı. Koalisyon seçenekleri arasında olası Sosyal Demokrat, Yeşil ve Hür Demokrat koalisyonun yanı sıra, Hristiyan Demokrat, Yeşil ve Hür Demokratların oluşturacağı koalisyon seçeneği de konuşuluyor.
Yeşillerle Hür Demokratlar arasında yaşanan pürüzlerin giderilmesine çalışılıyor
Yeşiller, liberal politiklarıyla tanınan Hür Demokratların çevre, enerji, gıda ve tarım politikalarını eleştirirken, Hür Demokratlar da Yeşilleri alt yapı ve enerji yatırımlarını baltalamakla suçluyor. Ancak hükümetin kurulması için her iki partinin uzlaşması şart. Özellikle seçimin galibi Sosyal Demokratların öncülüğünde Yeşil ve Hür Demokratların oluşturacağı koalisyon seçeneği öne çıkıyor.
Bu sonuçların Almanya`da yaşayan Türk toplumuna nasıl yansıyacağı merak konusu. Bunun iyi anlaşılması için öncelikle Merkel döneminin çok iyi analiz edilmesi gerekiyor.
Merkel dönemi Türkler açısından kayıp yıllar
Gidenin arkasından konuşulmaz ama Merkel dönemini ben Türkler açısından kayıp yıllar olarak görüyorum. Merkel bu dönemde aşırı sağ popülist bir partiyi Alman siyasetine hediye etti. Yanlış politikaların sonucu tepki oyları aşırı sağ parti AfD`ye kaydı. AfD üçüncü politik güç oldu. 2017 genel seçimlerinde parti 90`nın üzerinde milletvekili çıkardı. İslam ve Yahudi karşıtlığı ciddi boyutlarda arttı.
Bununla birlikte eğitim başta olmak üzere pek çok alanda göçmenlerin yaşadığı ayırımcılığı da görmemiz gerekiyor. Merkel döneminde işsizlik konrol altına alınsa da emek ucuzladı, gelir dağılımındaki makas da açıldı. Taşeron firmalarda daha ucuza çalışan kiralık işçilerin sayısı arttı. Kiralar inanılmaz boyutta arttı.
Merkel AB`de istikrar unsuruydu
Evet Merkel AB`de bir istikrar unsuruydu, onun hakkını vermek lazım. Birliğin istikrarı için önemli çabalar gösterdi. Öte yandan Almanya`nın birlik içindeki ihraacatı göz önüne alındığında bu politikanın doğruluğu tartışılmaz Almanya için.
Statükocu bir dönem sona mı eriyor?
Kısaca statükocu bir döneme tanıklık ettik. Bu dönem Türklerin çifte vatandaşlık hakkını elde edeceğini umuyorum. Sürekli Merkel`in partisi Hristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU tarafından bloke edilen bu temel hakkın Sosyal demokratların koalisyon hükümetini kurması durumunda tekrar yürürlüğe gireceğini umuyorum.
Asgari ücret ne kadar artacak?
Asgari ücretin saati 9,60 dan 12 euroya çıkarılması planlanıyor. Almanya`da Hristiyan Demokratların liderliğindeki büyük koalisyon asgari ücrette saat ücretinin arttırılmasına hep ayak sürüdü. Yeşil ve Sol partinin ısrarına rağmen Hristiyan Demokratlar saat ücretlerini arttırmama konusunda hep direndi. Bu dönem asgari ücretle çalışanlar lehine yeni bir düzenleme yapılacağını öngörüyorum.
Ücretler artmıyor kiralar arttıyor
Bu dönem kira artışlarının frenlenmesi bekleniyor. Kira artışlarından dar ve sabit gelirli kesimin olumsuz etkiledığini belirten yetkililer artışların böyle devam etmesi durumunda önemli sosyal sorunların patlak vereceğini vurguluyor.
Dar gelirliler daha fazla desteklenecek
Özellikle ekonomi politikalarında dar gelir grubundaki kesimin daha fazla destekleneceği belirtiliyor. Öte yandan ekonominin en zayıf halkasında göçmen kadınlar var. Özellikle eşinden ayrılmış ve çocuklarını tek başına yetiştiren kadınlar Almanya`daki yoksulluğun önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bir kere evlilik yoluyla gelmiş çoğu kadının mesleği yok, Almancaları yeterli düzeyde değil ve sosyal yardımla yaşıyorlar. Bu dönem sosyal, kültürel ve ekonomik projelerin daha yoğun bir şekilde yaşama geçeceğini düşünüyorum. Uyum konusunda daha geniş bir persfektifte ortak katılımı öne çıkaran projelerin yaşama geçmesini bekliyorum ve bu dönem meslek eğitim projelerine daha fazla ağırlık verileceği kanısındayım.
Merkel dönemi sonrası Almanya- Türkiye ilişkileri nereye evrilir?
Bu politiklarının birazda Türkiye`deki değişimle ilintili olduğunu düşünüyorum. Almanya`da son seçimlere Z kuşağı ne kadar damgasını vurmuş olsa da dış politikada statükocu bir yaklaşım var. Sosyal Demokratların lideri Olaf Scholz dış politikada ne kadar suya sabuna dokunmak istemesede olası koalisonun küçük ortağı Yeşiller Türkiye`yi insan hakları, düşünce ve basın özgürlüğü başta olmak üzere sosyal, politik ve kültürel alanda köşeye sıkıştırmaya çalışacak. Merkel`in aksine Türkiye`ye daha sert perdeden mesajlar verilecek gibi görünüyor.