Uzun süre evde kapalı, hareketsiz kalan bireyler daha ağır ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar yaşıyor. Bu tür şikâyetlerle kliniklere başvuran hastalar yeni tür, hızlı zaman sınırlamalı, kalıcı tedaviler peşindeler.
Uz. Fzt. Hayrettin Horoz*
Pandemi hayatımızda o kadar çok şeyi değiştirdi ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Uzun süre evde kapalı hareketsiz kalan bireyler daha ağır ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar yaşıyor.
Bu tür şikâyetlerle kliniklere başvuran hastalar yeni tür, hızlı zaman sınırlamalı, kalıcı tedaviler peşinde. Oysaki iyileşmek bir süreç, zaman içerisinde peyderpey iniş ve çıkışlar olabileceği gibi insan odaklı tedaviler öncelikle zarar vermeyen uygulamalar olmalıdır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarında geleneksel ve ampirik uygulamaların yanı sıra teknolojik olarak da köklü bir değişime ihtiyaç duyuyor. Gerek uygulama süreleri gerek tedavi süreçleri yeniliğe gebe; bir taraftan hacamat-sülük gibi geriye dönüşler yaşanırken, diğer taraftan Eswt (şok dalga terapisi), Tecar Terapi (odaklanmış radyo frekans terapisi) gibi yüksek teknolojik uygulamalar hastaların daha hızlı ve kalıcı çözüm bulmalarını sağlıyor.
ESWT (şok dalga tedavisi): Güçlü ses dalgalarıyla girişimsel olmayan ve 3-4 dakika gibi kısa bir sürede 5-6 seanslık bir uygulama ile birçok rahatsızlığa şifa oluyor: Bunlar topuk dikeni, tenisçi dirseği, golfçu dirseği, omuz tendiniti, fibromiyalji, aşil tendiniti, gibi rahatsızlıklar… Bu tedaviye ilaveten kinesiotape (klinik esnek bantlama), işinin ehli fizyoterapistler tarafından uygulanan manuel terapi ve egzersiz terapisi iyileşmedeki memnuniyeti arttıran unsurlar.
TECAR TERAPİ (Odaklanmış radyo frekans terapisi): Elektromanyetik enerji transferiyle derin dokularda hipertermi (ısı artışı) sağlayarak hızlı ağrı kesici, kas gevşetici ve ödem çözücü özellikleriyle kendini ön plana çıkarıyor. Hastadan hastaya değişmekle birlikte boyun ve bel ağrılarında, kalça ve diz artrozlarında 6-10 seans ve haftada 2-3 kez uygulayarak klasik fizik tedavi uygulamalarından daha etkili olduğu için seans, zaman ve uygulama süresi açısından neredeyse yarı yarıya tasarruf sağlıyor. Görülüyor ki fizyoterapi ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bu tür uygulamalar üç haftalık kürler halinde uygulanabileceği gibi, ‘her kişinin bir fizyoterapisti olmalı’ şeklinde bir yaklaşımla haftada iki seans hizmet alınan bir hale de dönüşebilir.
İnsan odaklı yaklaşımlar ve teknoloji paralel geliştikçe, giderek daha çok uygulama alanı bulacak sonuç odaklı tedaviler insan üzerinde ve insanlık var oldukça yaşamı ve iyiliği savunan bilim insanları, tıp insanları hep var olacaktır.
*Uzman Fizyoterapist, Or Ahayim Hastanesi