Bu haftaki yazımda biraz alışılmışın dışına çıkıp beraber bir oyun oynayalım istedim. Oyunumuz basit bir oyun. Sizi son zamanlarda en çok mutlu eden anınızı düşünün. Düşünmek için bir zaman kısıtlamanız yok isterseniz yazıyı bir kenara koyup saatlerce de düşünebilirsiniz.
Düşünüp geri geldiğinizi umarak size bazılarınızı şaşırtacak bir bilgi vermek istiyorum. Düşündüğünüz anının çok büyük bir miktarını yanlış hatırlıyorsunuz. Hatta bu anıyı ne kadar çok kez beyninizde tekrar ettiyseniz hatalarınızın sayısında o kadar çok artıyor. Beynimiz geçmişte yaşadığı bir olayı zihinde tekrar canlandırmaya çalışırken hatırlayamadığı detayları kendince doldurmaya başlar. Bu durumun bir sonucu olarak yaşanan anı hiçbir zaman doğru ve kusursuz bir şekilde anımsanamıyor.
Bu söylediğime inanmamış olan varsa söylediklerimi test etmesini sağlayabilecek bir deney yapalım. Bugün yaşadıklarınızı bir kâğıda yazın. Bugünden yirmi gün sonra bugün olduğunu “hatırladığınız” şeyleri başka bir kâğıda yazın. Sonra bu iki kâğıdı birbiriyle karşılaştırın. Sonunda hafızanıza neden güvenmemeniz gerektiğini anlayacaksınız.
Hafızamız duygularımız ve dışardan aldığımız bilgilerin birleşimi olabildiği için hem değişmeye hem de değiştirilmeye açık. Bunu da test edelim.
Sayfanın üst köşesinde gördüğünüz ve şalom gazetesinin sembolü olan siyah ŞALOM yazısının üzerine konmuş vaziyetteki hayvan hangisiydi?
Eminim hepiniz siyah ŞALOM yazısının üzerine konan beyaz kuşu hatırlamışsınızdır.
Hatırladıysanız bravo… Hafızanız sizi de yanılttı.
Sayfanın üst kısmına çıkıp bakarsanız ŞALOM yazısının kırmızı olduğunu ve üzerindeki kuşun uçmakta olduğunu görürsünüz.
Hafızamızın yanılabildiği konusunda anlaştığımızı düşünüyorum. Yanılmaya yatkın hafızamız her aldığı bilgiyi depo edebiliyor mu? Kesinlikle hayır. İnsan düşündüğünü düşünebilen bir canlı olmanın yanı sıra düşündüğünü unutabilen de bir canlı. Bu unutmanın nedeni ise hafızamızın bütün gün gördüğü verileri içinde tutabileceği bir alanının olmayışından kaynaklanıyor. Sadece sınırlı bir depo alanı olan beynimiz genellikle kötü anıları depolama ve hızlıca geri getirebilme eğilimi göstermekte. Bu durumun nedeni primatların kötü olana tepki vermesini hızlandırmak ve tehlikeden kaçma hızını arttırmak.
Mutlu anılarımız hafızamızda depolanmak için kötü anılardan daha az yer buluyor ve hatırlanmaları kötü anılara oranla daha fazla zaman alıyor olabilir. Yine de unutmayalım ki ailelerimizle aynı masayı paylaştığımız mutlu bayram akşamlarında olduğu gibi mutlu anılarımız kötü anılarımızdan yer bulup beynimizin bir köşesine barınmayı başarıyor.