Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Ürdün, Fas, Sudan ve İsrail ülkelerinin üst düzey yetkilileri bir araya geldi.
İsrail ve ilişkilerini normalleştirdiği altı Arap ülkesinin üst düzey yetkilileri, bu yedi ülke arasında düzenlenen ilk çok uluslu toplantı için Birleşik Arap Emirlikleri'nde buluştu.
Geçtiğimiz çarşamba günü sona eren N7 adı verilen (N, normalleşme, 7 ise katılımcı ülke sayısı için) iki günlük konferansa altı aylık planlama sonucunda Jeffrey M. Talpins Vakfı ve Atlantik Konseyi ev sahipliği yaptı.
Konferansa BAE, Bahreyn, Mısır, Ürdün, Fas, Sudan ve İsrail'den üst düzey yetkililer katıldı.
Kuruluşlar konferansta kimlerin bulunduğunu açıklamaya yetkileri bulunmadığını belirtirken, İsrail Dış İşleri Bakanı Yardımcısı Idan Roll ve Bölgesel İşbirliği Bakanı Esawi Frej, Twitter paylaşımlarında Abu Dabi'de Sudan Adalet Bakanı Nasreddin Abdülbari ile birlikte yaptıkları toplantının fotoğraflarını paylaştılar.
Jeffrey M. Talpins Vakfı Başkanı Oren Eisner Jewish Insider'a yaptığı açıklamada, "Etkinlik son derece başarılı ve verimli geçti. Bu konferansın gerçek, elle tutulabilir, Arap-İsrail normalleşmesinin ilerlemesine ve derinleşmesine yardımcı olacak sonuçlara yol açacağı ve bölgedeki tüm insanlara fayda sağlayabilecek girişimleri hayata geçireceği aşikar" ifadelerini kullandı.
İsrail, kendi bakanları ile Sudan Adalet Bakanı arasındaki toplantıları duyurma konusunda çekingen davranmadıysa da konferans genelindeki mahremiyet diğer katılımcı ülkelerin İsrail ile ilişkileri hakkında o kadar açık sözlü olmadıklarını göstermekte.
Atlantik Konseyinin Refik Hariri Merkezi Ortadoğu Programları üst düzey yöneticisi William Wechsler konferansta, "Hedefimiz, normalleşme sürecinde şimdiye kadar ortaya çıkan eksiklikleri belirleyerek, nerelerde katkıda bulunabileceğimizi görmekti. İlerlemenin daha çok iki taraflı yapıldığını gördük ve çok taraflı bir yaklaşımın dahil olan ülkelere daha fazla katma değer sağlayabileceğini düşündük. Bu bizim doldurabileceğimiz bir boşluktu" dedi.
Wechsler konuşmasına, "Katılımcılar, söz konusu ülkeler bazında ve genel olarak bölgenin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için var olan normalleşmeyi nasıl genişletebilecekleri ve derinleştirebilecekleri hakkında konuştular" şeklinde devam etti. Kuruluşlar bu tür etkinlikler düzenlemeye devam etme konusunda kararlı ve katılımcı ülkelerin sayısının artacağı konusunda umutlular.
Geçtiğimiz salı üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi yaptığı açıklamada, "İbrahim Anlaşmalarına gelince, Biden yönetimi İsrail ile ilişkilerini normalleştiren ülkeleri kuvvetli bir şekilde destekliyor. Düşünce kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve diğerlerinin normalleşme çabalarını ilerletme çalışmalarını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. Bu açıklama Dışişleri Bakanı Tony Blinken'ın İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ve Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al-Nahyan ile ikili ve üçlü görüşmelerinin öncesinde yapılmıştı.
Sadece birkaç hafta önce, ülkesi İsrail ile ilişkileri bir yıl önce normalleştirmiş -fakat o zamandan beri pek bir gelişme olmamış- Sudan’ın Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi, iki ülke arasındaki ilişkileri önemsememiş ve The National'a yaptığı açılamada "İsrail ile herhangi bir normalleşme belirtisi yok... ve resmi düzeyde herhangi bir konuşma yok" demişti.
Idan Roll geçtiğimiz hafta Twitter'daki paylaşımında, "Hedefimiz anlaşmanın tüm taraflarının genç nüfusunun işgücü piyasasındaki değişikliklere ayak uydurabilmeleri ve yüksek teknoloji endüstrisinin bütünleyici kısmı olarak uzaktan da işe katılabilmeleri amacıyla onlara daha fazla yetenek kazandırmak için teknolojik eğitimde iş birliği yapmak” dedi.
İsrail Dışişleri Bakanlığına göre Abdülbari, Frej ile yaptığı görüşmesinde, "İsrail ile kültürel ve eğitsel iş birliği bizim için önemli, ekonomik bağlardan bile daha fazla. Birbirimizi iyice tanımalı ve insanlarımız arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmeliyiz" ifadelerinde bulundu.