21 Ekim Salı günü, 2003 yılında Neve Şalom ve Şişli Beth İsrael Sinagoglarında eş zamanlı olarak gerçekleşen terör saldırılarında hayatlarını kaybedenleri bir kez daha hüzünle andık.
Tören Neve Şalom Sinagogunda COVID önlemleri çerçevesinde maske ve mesafe kurallarına uyularak gerçekleştirildi. Törene katılamayanlar için canlı yayın yapıldı.
Hayatını kaybedenler için yapılan mum töreninin ardından Rav İsak Alaluf, hain saldırılar sırasında görevleri başındayken yaşamlarını yitiren gözetim görevlileri ve tüm masum vatandaşları anarak ‘‘Ruhları şad olsun’’ dedi.
Türk Yahudi Cemaati gençlerinden Cefi Farsi törende yaptığı konuşmada duygularını şu şekilde ifade etti:
‘’Bugün derin acı ve üzüntünün içindeyiz. Bugün günlerden 26 Ekim 2021. Cemaatimize yapılmış acımasız saldırının 18. yıldönümünü anmak için toplanmaktayız. Neve Şalom ve Beth Israel Sinagoglarımıza eş zamanlı düzenlenen saldırılarda orada bulunmalarındaki tek amaçları dua etmek olan masum birçok dindaşımız o büyük patlamaların etkisiyle yaralanmış, kırık ve etrafa saçılan cam parçaları arasında kalmış ve maalesef binalarımızda bulunanlardan bazıları hayatlarını kaybetmiştir. Hayatta bazı anlar vardır kelimelerle ifade edilemez. O gün yaşanılanlar işte o anlardan biriydi. Cemaatimizi ve bizleri derinden sarsan bu acının üzerinden yıllar geçse de kalbimiz hala ilk günkü gibi buruk, üzüntümüz ilk günkü gibi taze, bir yanımız hep eksik. Takvimler sanki her gün 15 Kasım 2003, saatler sanki hep sabah 9 suları.
Hayatın durmasına inandığım o gün 6 yaşındaydım. 6 yaşındayken anladım bir nefesin 10 cana bedel olduğunu. Yoel Kohen Ülçer artık aramızda yoktu ama arkasında hikayelerini sürdürebilecek insanlar bıraktı. O gün anladım, kahramanın ne demek olduğunu. Hayatının pahasına yaptıklarını asla unutmayacağız. Erdeminle soylu ve gururlu bir şekilde hep kalbimizde olmaya devam edeceksin. Gülüşün, enerjin hiç eksik olmayacak, adını yaşatacağız.
Sevgili Anette Rubinstein henüz daha 8 yaşındayken güle oynaya geldiği duanın o gün onun için son dua olabileceğini kim bilebilirdi ki. Bir insan dua etmeye giderken neden melek olurdu? Sevgili Anette o güzel ismin bu güzel cemaat için adeta bir sembol olarak kalacak ve geleceğin gençlerine umut olacaksın. Gülüşün bu dünyayı kötüleştirmeye çalışanlara en güzel karşılık olacak. Seni daima kalbimizde hatırlayacağız. O gün hayatını kaybeden Berta Özdoğan, Avram Varol, Yona Romano ve Anette ile kol kola gelen anneannesi Anne Rubenstein hiçbir zaman unutulmayacaksınız. Sizleri saygı ve sevgiyle anıyoruz. Sizleri çok özlüyoruz. Sizleri 6 yaşındaki bir çocuğun en değerli oyuncağı gibi hafızamda saklıyorum. Son zamanlarda özellikle pandemi koşullarıyla sinagoglarda toplanmanın giderek azaldığı bu dönemde böylesine bir günde bir arada bulunabilmek son derece önemli. Hatırlayan bir topluluk tarihi tekerrürden kurtaramaz ama geleceğini görebilir. Bir kötülüğü hatırlayarak ve anarak tekrarlatmayı durdurabiliriz. Ben, 15 Kasım’da yaşanılan kederi nesilden nesile aktarmamız ve unutturmamamız gerektiğine ve bunu başarabilmek için var gücümüzle çalışacağımıza inanıyorum.’’
