İbrahim Anlaşmaları: Bölgede Daha İyi Bir Yaşam, İş birliği, Hoşgörü ve Kalkınma İçin Beraberlik
27 Ekim’de, İsrail ve BAE arasındaki ilişkiler düzeyinde yine tarihi bir gün yaşandı.
Tel Aviv Üniversitesi Moşe Dayan Merkezi ve BAE Trends Araştırma Merkezi ile birlikte düzenlenen sempozyumda konuşmacılar karşılıklı iş birliği ve kalıcı barış için anlayış mesajları verdiler.
Sempozyum açılışında söz alan New Trends Araştırma ve Danışmanlık Kurucusu Dr. Muhammed Abdullah Al-Ab açılış konuşmasında şunları söyledi:
“BAE Trends Araştırma ve Danışma Merkezindeki ekibim ve kendim adına, öncelikle burada, Tel Aviv Üniversitesinde sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek isterim. Bugünkü toplantımız, iş birliği ve yapıcı diyalog yoluyla barış ve istikrara ulaşmak için daha istekli ve hazır bir Ortadoğu'nun geleceği için yeni bir yol haritası çizen İbrahim Anlaşmalarının somut meyvelerinden biridir.
Bahreyn, Sudan ve Fas'tan önce, BAE ile İsrail arasında barış anlaşmasının imzalanmasıyla başlayan İbrahim Anlaşmaları, Ortadoğu'da son yıllarda yaşanan en önemli gelişmelerden biri oldu. Bunun nedeni yalnızca Araplar ve İsrail arasındaki çıkmaza giren barış sürecinde bir atılımı temsil etmeleri değil, aynı zamanda bölgedeki tüm halkların barış özlemlerini gerçekleştirmeye yardımcı olan yeni bir üretken iş birliği çağını başlatmalarıdır.
Anlaşmalar imzalandıktan bir yıl sonra, barışın tüm taraflar için çok daha fazla fayda sağlayabileceğini kanıtladı. Anlaşmalar, kalkınma, teknoloji ve kültür alanlarında yeni iş birliği ufukları açtı. Sağlık, eğitim ve teknoloji gibi hayati alanlarda iş birliği tüm tarafların yararına önemli gelişmelere sahne olurken, ticaret de önemli ölçüde arttı. Bu bağlamda, kültür ve ortak ekonomik çıkarlar gibi unsurlar sürdürülebilir barışın sağlanmasında çok önemli rol oynamakta.
Medya da, sunduğu yapıcı ve amaca yönelik içerikle, iki taraf hakkında da olumlu imajlar oluşturmada ve kamuoyunun barış, diyalog ve kardeşlik değerlerinin önemine ilişkin farkındalığını artırmada önemli bir rol oynamakta.
Öte yandan, başta ekonominin yeni sektörleri olmak üzere çeşitli kalkınma alanlarında aktif ticaret ve yatırım bağlantılarının ve ortaklıkların genişletilmesi yoluyla elde edilecek ortak ekonomik çıkarlar, ileri teknoloji ve bilgi zenginliği bu yolda şüphesiz, en önemli temeli oluşturacaktır. Böylece, bu önemli sempozyumda, iş birliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunacak, sürdürülebilir ve uzun vadeli barış hedefimize ulaşılmasına yardımcı olacak yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasının umudu, sempozyumun odak noktasını oluşturacaktır.”
Daha sonra söz alan Moshe Dayan Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi İsrail Direktörü Prof. Uzi Rabi şu ifadeleri kullandı:
“Bu sempozyum, Abu Dabi'den Moshe Dayan Merkezine uzanan dostluğun başlangıcını açacak olan ilk kişisel konferanstır.
Trends ve Moshe Dayan Merkezi, gelecek nesil için birlikte çalışmak yolunda önemli bir role sahiptir. BAE'deki arkadaşlarımızla bu yeni deneyim, farklı bir kapsam oluşturmaktadır. Birlikte, farklı düşünceler üreterek en iyi çözümleri bulmayı amaçlıyoruz” dedi.
Üçüncü konuşmacı BAE İsrail Büyükelçisi Muhamed Mahmoud Al-Khaja oldu:
“İbrahim Anlaşması, bölgede iş birliğini, hoşgörüyü ve kalkınmayı geliştirme fırsatları sunuyor.
BAE, kalkınma, refah ve ilerlemenin ancak bölge halkı, özellikle de gençler arasında güven inşa eden sürdürülebilir barışla gerçekleşebileceğine inanıyor. Sürdürülebilir barış, tüm tarafları bir arada yaşamanın herkesin çıkarına hizmet ettiğine ikna edecek yapıcı bir anlayış ve ortak çıkarlar için bir temel oluşturur. Bu nedenle, ülkem ve liderliğimiz, bölgemizde ve dünyada barış, istikrar, kalkınma ve refah şansını arttıracak her şeyi yapmaya heveslidir. Başta bölge gençleri olmak üzere herkes için refah ve barış dolu bir yaşam koşulları yaratmak için gayretle çalışmak gerekir.
Barış ve refah dolu parlak bir geleceğe ulaşmak için halkımız ve bölgemiz için ortak çabalar öngörüyoruz. Yapıcı fırsatlara yatırım yapmaya, barış içinde bir arada yaşama ilkelerine dayalı bir toplum inşa etmeye, karşılıklı çıkarları teşvik etmeye ve bölge halkını barış için çalışmaya ikna edecek kültürü oluşturmaya yeni bir odaklanma getirmeyi amaçlıyoruz.”
Kapanış konuşmasını Trends Araştırma Medya Departmanı Başkanı, hepimizin hayranlıkla izlediği zarif kadın Elyazia Al-Hosani ile Dr. Friedman yaptılar.
Elyazia, “Bu sempozyum boyunca, hepimizin özlemini duyduğu kalıcı bir barışın temellerinin atılmasına yardımcı olacak birçok ilham verici görüş duyduk. Bu barış anlaşmasının kazanımlarını artıracak fikirleri de duyduk. Barışın temellerini sağlam atmak ve kalıcı kılmak için birlikte çalışmalı ve bugün ortaya attığınız fikirlerden yararlanmalıyız.
Kalıcı bir barış için sağlam temeller inşa etmenin, her tarafın haklarını korurken, hoşgörü, diyalog ve bir arada yaşama değerlerine dayanan karşılıklı işbirliğini ve güçlü ortaklıkları gerektirdiği kesindir. Bu nedenle, bu sempozyumda birbirimizin kültürünü anlamak için bir pencere olarak kültürel diyaloğun rolünü teşvik etmeyi amaçlayan fikir ve anlayışlar sunmaya odaklandık.
Bugün hepimiz, medyanın nefret söylemine karşı koymadaki merkezi önemi, güven, diyalog ve medeni iletişim ortamı oluşturmaya odaklanma ihtiyacı üzerinde anlaştık.
Kalkınma ve teknoloji alanlarındaki iş birliğiyle ilgili olarak, ekonomik entegrasyonun çeşitli yönlerini ve bunun ortak çabalar için nasıl güvenilir bir temel olabileceğini öğrendik. Ayrıca, her zaman üstün olmaya çalışan ve dünya çapında barış ve refah için çalışan iki ülke arasındaki ikili teknolojik, bilimsel ve akademik işbirliğinin ortak faydasını da öğrendik.
Hepimize, bu buluşmanın daha fazla hoşgörü, kalkınma ve barış yolunda verimli bir işbirliğinin ve sürekli bir iletişimin başlangıcı olmasını diliyoruz. Shalom Aleyhem, Selam Aleyküm” dedi.
Elyazia Al-Hosani
Moshe Dayan Merkezi İsrail Araştırma Direktörü Dr. Brandon Friedman şu sözlerle sempozyumu kapattı:
“Son verilere göre Arap gençliği BAE'ye bir başarı öyküsü olarak bakıyor. İbrahim Anlaşmaları, bu yeni çok taraflılık çağrısını tetikleyen katalizör oldu ve gelecek için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Gelecek nesillere barışı korumak gibi önemli bir hedef emanet edildiğinden, özellikle rahatsız edici ve konuşulması zor görünen konularda kapsayıcı diyalogları teşvik etmeyi amaçlayan girişimlerine bölgenin genç beyinlerini dahil etmek çok önemlidir.”