New York'ta BM Genel Kurulu çerçevesinde bir araya gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares Bueno ve BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Angel Moratinos, dünyadaki olası dini gerilimleri azaltmak amacıyla Türkiye’de Medeniyetler İttifakı'nın daha fazla öne çıkarılması konusunda mutabakata vardı.
Medeniyetler İttifakı, 2005 yılında dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından kurulan ve Türkiye ile İspanya'nın ortak sponsorluğunu yaptığı siyasi bir girişim.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, geçtiğimiz hafta İspanyol mevkidaşı ile Cenevre'deki BM Medeniyetler İttifakı ofisinin açılış törenine katıldı. Çavuşoğlu Cenevre'de yaptığı açıklamada, Türkiye ve İspanya'nın Medeniyetler İttifakı'nın İstanbul'da bir bölge ofisinin açılması konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu girişime siyasi ve mali katkılarda bulunmaya devam edeceklerini belirtti.
İspanya'nın Türkiye Büyükelçiliği Medeniyetler İttifakı'nın Türkiye'deki görünürlüğünü artırma kararı aldı. İspanya Büyükelçiliği, İstanbul'daki kültürel etkinlikler programı dahilinde, bu konu ile ilgili kültürel faaliyetleri periyodik olarak düzenleme kararı aldı.
Bu faaliyetlerin ilki, üç yazarın katılımıyla gerçekleştirilen bir münazara oldu: İspanyol yazar Pedro Olalla, Türk yazarlar Özlem Kumrular ve Mario Levi’nin katıldığı, “Edebiyat: Medeniyetler Arasında Bir Köprü” başlıklı söyleşi 6 Kasım’da Cervantes Enstitüsünde gerçekleşti.
Moderatörlüğünü Arabuluculuk ve Kültürlerarası Diyalog Özel Misyonu Büyükelçisi Ramón Blecua’nun üstlendiği etkinliğin amacı kültürler arasındaki bağlantı noktası olarak edebiyatlar arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi kültürlerinin temsilcilerini bir araya getirmekti.
Yazar Pedro Olalla, taşınmaz bloklar olarak medeniyetler kavramının aşılması gerektiğini ortaya koydu. Tarihçi ve yazar Özlem Kumrular, Hıristiyan ve Müslüman medeniyetlerindeki farklı edebi kökenlere dikkat çekti. Mario Levi ise, 21. yüzyılın insanlık için ortak olan değer ve ideallerini kaybettiğini ve üzerinde düşünülecek daha az bir edebiyatın üretildiği mecra olan sosyal medya aracılığıyla daha bireyselleşmiş toplumlar yarattığı savundu.