Maskeli Eğitim

Gençlik - Eğitim
24 Kasım 2021 Çarşamba

Çok farklı bir eğitim döneminden geçiyoruz.

Büyük olasılıkla artık hep böyle olacak.

Mart 2020’de, zorunlu bir şekilde tüm eğitim online’a geçti. İki yıla yakın bir süre yüz yüze eğitimden uzak kalan öğrenciler yeni okul ve yaşam düzenine ailelerinin ve öğretmenlerinin desteği ile uyum sağlamaya çalışırken zorlanıyor.

Bu sene de tekrar normale dönüldü. Normal dediğime bakmayın.

Yeni normal çok farklı.

Yeni normalde maske var, yeni normalde mesafe var.

Yeni normalde zıplamak, oynamak, sarılmak, öpüşmek yok.

Yeni normalde yüz ifadesini görebilmek yok, sadece gözler var.

Yeni normalde yoldan geçerken okula uğrayayım, veli olarak okulda rehberliğe bir merhaba diyeyim yok.

İşte bu dönemde daha da zorlanan öğrenciler oluyor sanki. Bazıları çok özlediği için hemen adapte oldu eskiye.

Peki ya adapte olamayanlar? İşte bu dönemde problem yaşayan çocuğunuz için size aşağıdaki önerileri bırakıyorum.

Tabii ki anaokulundan liseye, çocukların sınıf ortamında eğitime alışması için en büyük görev ailelere düşüyor.

Vermemiz gereken en önemli mesaj:

“Şartlar değişse bile biz ailece bu şartlara uyum gösterir ve yenileniriz.” 

Kilit kelime adaptasyon, uyum.

 Yüz yüze eğitime dönüşte yaşanan duygusal ve akademik sorunları aşmak zor değil!

 

Online eğitim sürecinde her yaş grubundan öğrenciler belirsizlik, kaygı ve korku duygularıyla başa çıkmakta zorlandı. Hem psikolojik hem fizyolojik olarak dengeyi korumak, onlar ve aileleri için çok kolay olmadı. İlkokul öğrencileri okuma-yazma gibi temel gelişim alanlarında desteğe ihtiyaç duyarken, ortaokul ve lise öğrencileri akran iletişiminde pandemi döneminde edinilmiş çekingenlik ve kaygı benzeri tutumlardan sıyrılmaya çalışıyor.  

Okul sosyal bir ortam. İnsan da sosyal bir varlık. Tüm öğrenciler okula dönmekten memnun. Ama adapte olmak için biraz desteğe ihtiyaçları var.

Uzmanlar bu duyguların ve gelişim basamaklarında yavaşlamanın olağan olduğunu belirterek; ailelere düşen görevin sabır göstererek, okulla işbirliği içinde hareket etmek olduğunu ekliyor.

Öğrencilerin ve ailelerin bu süreçte karşılaşacakları güçlükleri daha kolay aşmaları için İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Rehberlik Birimleri her yaşa uygun bazı öneriler hazırlamış. 

15-18 yaş dönemindeki gençlerin bağımsız akran etkinlikleri teşvik edilmeli

Öğrenciyi hayata ve mesleğe hazırlamada bir köprü görevi gören 15-18 yaş döneminde, gencin yaşamdan elde ettiği doyumu ve başarısını, sadece akademik gelişimi değil, sosyalleşme sürecindeki başarısı da etkiler.

Sosyalleşmede büyük yeri olan akran iletişimi uzaktan eğitim döneminde en çok kısıtlanan alanlardan biri oldu.

Gençlerin bu alandaki açığını kapamak için yüz yüze eğitim döneminde gerekli önlemleri alarak onların yaşıtlarıyla etkinlikler yapmaları ve yeni dostluklar geliştirmeleri teşvik edilmelidir.  

11-15 yaş dönemindeki çocukların ergenlik krizlerine hoşgörü ve sabırla yaklaşılmalı

 

Normaller değişirken duygusal sağlığı kalıcı kılmanın yolu ergenle uzlaşarak; rutin, düzen ve faaliyetlerin çerçevesinin yeniden oluşturulmasından geçer.

Ailelere esneklik ile dayanıklılık arasındaki ilişkiyi gösteren pandemi dönemi hala sürerken, okula uyum sürecinde ergenlerin “Şartlar değişse bile biz ailece bu şartlara uyum gösterir ve yenileniriz” mesajını ailelerinden alabilmeleri çok önemlidir.

Ayrıca ergen ebeveyn olmanın en zor yanlarından biri, değişen durumlara hızlıca uyum sağlamaya çalışırken ergenlik krizlerinin yaratabileceği her türlü durumu da bir yandan çözebilmeye karşı dayanıklılık gösterebilmektir.

Değişim süreci inişleri çıkışlarıyla bir bütün olarak kabul edilmelidir.

 Okul öncesi ve anaokulu seviyesindeki çocukların iletişim becerilerini geliştirmek için ekstra efor sarfedilmeli

 

 

•    Özellikle okul öncesi dönemde çocukların dil gelişimi ve iletişim becerileri için destek olunmalı.

İletişimde göz teması, vücut dili, tüm yüzü ve mimikleri görmek önem taşımaktadır. Maskeli eğitimde özellikle küçük yaş çocuklarda bunun gelişmesi sekteye uğrayabilir. Çocuklar mimiklerden dili öğrenir.

Ebeveynlere düşen mutlaka evde maskesiz olunduğu ortamlarda çocuklarla bol bol sohbet, oyun fırsatı yaratmalarıdır.

•    Yetişkin olarak duygusal sürecinizle model oluşturun.

Çocuğunuz okula dönmekte zorlanabilir veya bazı endişelere sahip olabilir. Sizlerin olumlu düşünmesi ve süreçte çözüm odaklı bir yerde durması onları güçlendirecektir. 

•    Kaygılarını fark edin ve dinleyin.

Bu süreçte duyguların takibi oldukça önemlidir. Anlatmakta ve kelimelere dökmekte zorlandığı duyguları gözlemleyerek çocuğunuza destek olabilirsiniz. Oyun, resim veya hikayelerle duygularını ifade etmesine, okulda öğrendiklerini sizinle sözlü veya yazılı paylaşmasına olanak tanıyın.

•    Okul dönemindeki uyku-yemek-oyun zamanı düzenine geri dönün.

Bu dönemde evdeki düzen ve kurallarda esnemeler yaşamış olabilirsiniz, ancak uyku-yemek-oyun zamanı gibi önemli fiziksel-duygusal ihtiyaçlar söz konusu olduğunda, maskeli eğitim dönemine başlarken normal düzene geri dönmek faydalı olacaktır. Yeni düzene geçiş birdenbire değil adım adım yapılmalıdır.

•    Yeni eğitim-öğretim döneminde evdeki yaşam düzenini birlikte planlayın.

İlkokul çağında çocuklar henüz plan-programlarını kontrol etmede yeterli beceriye sahip değildir. Aşırı yapılandırılmış bir plandan kaçınılarak okul çantasının akşamdan hazırlanması, kıyafet hazırlığı, okula giriş-çıkış saatlerine göre gündelik yaşamın ön planlanmasına (alarm kurma, okul sonrası ev bölümünde yapılacak planlamalar, ödevler, hobi, spor, sanat vb. uğraşlarına, dinlenmeye zaman ayırma vb.) özen gösterilmeli.

•    Maske, sosyal mesafe, hijyen temalarını kısa ve somut cümlelerle açıklayın.

“Okuldaki herkes maskeli olacak.”

“Öğretmenlerin senin elini tutmayacak.”

“Arkadaşlarına sarılmayacaksın.”

“Güvenliğimiz için diğer insanlar ile sohbet ederken aramıza bir kol boyu mesafe koyacağız” gibi açıklamalarda bulunabilirsiniz.

Ama vermemiz gereken en önemli mesaj:

“Şartlar değişse bile biz ailece bu şartlara uyum gösterir ve yenileniriz.” 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün