Feministçe

Perspektif
30 Kasım 2021 Salı

Ömer Faruk Alpdoğan

Hatırla, dört kadını hatırla. Topf ve oğulları Holokost’un izlerini yok etmek için fırınlar üretirken, Yahudi erkek esirler, bir gün ölmek yerine her gün ölürken, isyan eden dört onurlu kadını hatırla. Ala Gertner, Ester Wajcblum, Regina Safirsztajn ve idam edileceği an “Güçlü olun, cesur olun!” diye son sözlerini haykırarak dile getiren Roza Robota…

Hatırla, masum Yahudileri kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atan cesur oldukları kadar vicdanlı olan Türk diplomatlarını hatırla. Necdet Kent, Selahattin Ülkümen, Namık Kemal Yolga…

Eğitim hayatında çok başarılı olmasına rağmen, ülkesinde resmi bir kurumda yüksek öğrenim göremeyen, yalnızca kadın olduğu için dışlanan Marie Curie’yi hatırla. 1903 yılında Nobel Kimya Ödülünü, kadın olduğu için eşi Pierre Curie ve Henri Becquerel ile paylaşmak zorunda kalmıştı. Kendi imkanlarıyla kurduğu laboratuvarlarda, bilime hizmet etmekten asla vazgeçmeyen ve 1911’de tek başına Nobel Kimya Ödülünü alan, radyolojinin kurucusu Marie Curie’yi hatırla.

Bir de diğer kadınlar var, hatırlanması gereken…

İran’da 13 yaşındaki kız çocuğunu kandırarak kaçıran, 35 yaşındaki adam ceza almadı ve ailesine teslim edilmek istememesine rağmen, kız çocuğu emniyet mensupları tarafından ailesine teslim edildi. Yaşadığı olaylara anlam veremeyecek kadar idrak etme bilincinden yoksun olan kız çocuğu uykusundayken, babası tarafından başı orakla kesilerek öldürüldü. Hatırla, o genç kızın can çekişerek ölümünü hatırla.

Fetvalarında, gerektiğinde bir erkeğin, çocukları taciz edebileceğini, hayvanlarla ilişkiye girebileceğini destekleyen Humeyni’nin, inkılapçılığa önem veren, İran’a modern çağı yaşatan Şah Rıza’yı devirerek getirdiği sapkın sistem altında, iftiralara maruz kalıp, taşlanarak öldürülen kadınları hatırla. Bir de Humeyni’nin sistemine karşı duran cesur İranlı aktivist Meryem’i hatırla.          

Suudi Arabistan’da, mini etek ve kısa bluz giydiği bir videosunu paylaşan genç kadın, yetkililer tarafından başlatılan soruşturma sonrası tutuklanmıştı. Hatırla, o genç kadından özgürlüğün, zorbalıkla nasıl alındığını hatırla.

İsrail’de yazılı, yazısız kurallar ve medeni kanunundaki eksiklikler sebebiyle boşanmakta güçlük çeken Yahudi kadınlarını hatırla.

Vatikan’da 22 Haziran 1983 tarihinde kaçırılan Emanuela Orlandi’yi ve onu hâlâ bulmak için direnen ailesini hatırla.

Nepal’de, regl dönemlerinde dışlanan, evden uzaklaştırılıp, ahırlarda kalmak zorunda bırakılan kadınları hatırla.

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde, sosyal ve toplumsal hakları ellerinden alınan, saçlarını dahi istediği şekilde uzatması yasak olan kadınları hatırla…

Hatırla ama unutmak için değil! Bu dünya düzenini değiştirmek için hatırla. Bu düzeni değiştirmek için duyarlı bir şekilde konuşmak kadar, konuştuklarımızı eyleme dökmekte önemlidir. Ben bu düzeni değiştirmek ve kendime edindirdiğim misyonu yaymak adına “Feministçe” adlı bir kitap yazdım. Okunsa da okunmasa da bu yolda övgülerle veya engellerle karşılaşsam da misyonumu asla terk etmeyeceğim. Çünkü ben unutmak için hatırlayanlardan değilim. Bu sebeple, kadın haklarını ve feminizmi desteklemek adına, düzenli olarak yazmaya devam edeceğim. Çünkü yeni dünya düzenini oluşturmanın ilk yolu, kadının her anlamda bağımsızlığını elde etmesiyle oluşacaktır. Unutmayın ki erkeklerin yönettiği ülkeler birbirleriyle savaşır, kadınların yöneteceği ülkeler ise birbirini kıskanır, daha güzel olmak için. İşte bu sebeple, hatırla ama unutmak için değil, bu dünya düzenini değiştirmek için hatırla!

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün