Massachusetts'te liselerde soykırım eğitimi zorunlu oldu

Pek çoğu yerel lisede gerçekleşen ve gittikçe artan antisemit olayların ardından harekete geçen kanun yapıcıların eyalet meclisine sundukları yasa tasarısı, II. Dünya Savaşı´nda Nazilerin Yahudilere uyguladığı soykırımın adını geçirmese de, Yahudi gruplar tarafından memnuniyetle karşılandı.

Dünya
1 Aralık 2021 Çarşamba

Çoğu yerel liselerde rahatsız edici antisemit olayların gölgesinde Massachusetts’te meclis, tüm liselerde soykırım tarihi eğitimi verilmesini zorunlu hale getiren yasa tasarısını onayladı.

Cumhuriyetçi Parti’den Eyalet Valisi Charlie Baker, ‘Soykırım Eğitimi Yasası’ için özel bir fon oluşturulduğunu, bu sayede en kısa zamanda eğitimcilerin bilgilendirilmeleri ve müfredat değişiklikleri konularında harekete geçileceğini söyledi.

ABD Soykırım Müzesinin açıkladığına göre, meclisten geçen yasanın imzalanma sürecinin de tamamlanmasıyla Massachusetts, ABD’de liselerde bir şekilde soykırım eğitimi verilmesini zorunlu kılan 21. eyalet olacak. 

Soykırım eğitimi verilmesi konusu geçmişte zaman zaman tartışmalara yol açmış, geçtiğimiz yıl Arizona’da benzer bir yasa tasarısı, içerdiği Uluslararası Soykırım Anma Birliği’nin antisemitizm tanımı yüzünden gündemi germiş fakat yasa yine de eyalet meclisinden geçmişti. Diğer yandan Louisiana’da ise aynı yönde bir yasa çıkarma çabası, yasaya karşı bazı grupların tasarıyı ‘eleştirel ırk teorisi’ ile lekelemesi sonucu büyük çekişmeye sebep olmuş, sonunda da tasarı rafa kaldırılmıştı.

Massachusetts’te kabul edilen yasanın soykırım söylemi ile kapsamı altına aldığı alan, diğer eyaletlerin tanımladığı soykırım söyleminden çok daha geniş olmasıyla dikkat çekiyor. Yasada soykırım, ‘parça veya bütün olarak, bir ulusu, bir etnik grubu, bir ırkı veya bir dinin mensuplarını yok etme amacıyla yapılan bir dizi belirli hareket’ olarak tanımlanıyor ve Nazilerin Yahudilere uyguladığı soykırımdan net olarak bahsedilmiyor. Bu vesileyle, aralarından birçoğu Ermeni Ulusal Komitesi gibi Yahudi olmayan gruplardan oluşan 60 kurumdan fazla bir topluluk, tasarıyı destekleyerek yasalaşmasını sağladılar.

Soykırım eğitimine de faydası olacağı görüşünü paylaşan ve aralarında İnkar ve İftira ile Mücadele Birliği (ADL) ile Boston Bölgesi Yahudi Halkla İlişkiler Konseyi’nin (JCRC)de bulunduğu çeşitli Yahudi organizasyonları yasayı desteklediklerini paylaşmışlardı.

ADL ve JCRC tarafından ortak yapılan açıklamada, “Soykırım eğitiminizlere nefret ve antisemitizmle mücadelede güçlü bir silah vermenin yanısıra, soykırımda kaybettiklerimizin anılarını da onurlandırmaktadır,” dendi.

Yasaya göre her okul her sene, müfredatına soykırım eğitimini nasıl yerleştirdiğini bildiren resmi bir rapor sunacak. Devlet ve özel sektör destekli olmasının yanı sıra bağışlar ve insan hakları ihlalleri ile nefret suçları için verilen cezalardan elde edilen gelir ile de beslenen Soykırım Eğitimi Fonu, bu eğitim için gerekli öğretmen gereksinimleri, çalışmaları ve derslere kaynak sağlanması ile ilgili desteği verecek.

Massachusetts’te son zamanlarda antisemit kaynaklı olaylar gittikçe artmıştı. Geçtiğimiz yaz Boston’da bir Yahudi okulunun önünde bir haham bıçaklanmış, saldırgan nefret suçu işlemekten hapse atılmıştı. Yine Boston’un güneyinde bulunan Duxbury’de yapılan soruşturmada bir lisenin futbol takımının ‘Auschwitz’ ve ‘haham’ kelimelerini içeren hakaret dolu antisemit tezahüratlarla karşılaşmalara hazırlandığını ve maçlara çıktığını ortaya sermiş, takımın koçu işten çıkarılmıştı.

Yasa tasarısını gündeme getiren öncü liderlerden ve bölgenin Demokrat Parti temsilcisi Alice Peisch, genel anlamda soykırım tarihiyle ilgili bilgilerin gittikçe yok olmasını endişe verici bulduğu için yasa tasarısını desteklediğini belirterek, “Bu yasa ile eyaletimizdeki öğrencilerin soykırım ile ilgili yeterince bilgi sahibi olduklarından emin olacak, soykırıma giden yoldaki davranış ve uygulamaların farkına varmaları sağlanacak ve bu şekilde geçmişin tekrarlanmasına engel olacağız,” dedi.

Massachusetts Eyalet Meclisi Başkanı ve yine Demokrat Parti üyesi Karen Spilka, mesele ile son derece kişisel boyutta bir bağ kurduğunu açıkladı. Spilka, geçtiğimiz hafta yasanım onaylanmasının ardından Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Nazi kamplarındaki dehşeti bizzat yaşamış İkinci Dünya Savaşı gazisi bir ebeveynden olma Yahudi bir kadın olarak, çocuklarımızı tarih boyunca pek çok kez karşımıza çıkan soykırım olgusu konusunda eğitmenin ve onlara tarihin tekerrür etmemesinin ne kadar önemli olduğu konusunu anlatmanın bizlerin sorumluluğumuzda olduğuna inanıyorum,” dedi.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün