Aşırı sağcılar, sosyal medya platformu Telegram üzerinden antisemit paylaşımlarını COVID´le alakalı komplo teorileri üzerinden yaymaya devam ediyor. Paylaşılan komplo teorileri yüz binlerce kullanıcıya ulaşıyor.
Telegram’da son olarak çevrimiçi yayınlarında başlatılan ve sıkça kadınlarla Asyalılara yönelik nefret söylemlerinin de paylaşıldığı bir kampanyanın posterinde “Yahudiler tüm Hollywood’un sahibi oldukları gibi, COVID’i de sahipleniyorlar,” sloganı paylaşıldı. Kampanya insanları ‘uyanmaya’ çağırıyot.
Beyaz ırkın üstünlüğünü savunan kesim ve aşırı sağcıların son zamanlarda, çevrimiçi medya platformu Telegram üzerinden, daha geniş bir kitleye ulaşabilmek ve daha fazla taraftar toplamak için yürüttükleri kampanyaya, araştırmacıların elde ettikleri verilere göre, 2021’in ilk altı ayında arasında yaklaşık yarım milyon yorum yapıldı.
Araştırmacılar, kampanyada izlenen yolun başarılı olduğunu, en çok görüntülenen on yayından dokuzunun korona aşısının ve üretici firmaların güvenirlilikleri konularında yanıltıcı iddialar içerdiklerini belirtti. Telegram üzerindeki bir kanalın da, COVID’e dair komplo teorileri paylaşmasının ardından abone sayısının on katına çıktığı belirlendi.
Merkezi Londra’da bulunan Stratejik Diyalog Enstitüsü (SDE) araştırmacılarından Ciaran O’Connor, COVID’in radikalleşme sürecini hızlandırdığını ve salgının yarattığı ortamın, komplo teorisyenleriyle radikaller için son derece basit bir sistemle, ‘iyi ile kötü, bize karşı onlar,’ şeklinde görüşlerini yayma fırsatı verdiğini belirtti.
Sayısız mesajda, pandeminin çıkış noktasıyla ilgili komplo teorileri paylaşılıyor. Mesajların çoğu Yahudiler, Asyalılar, kadınlar ve diğer bazı azınlıklara yönelik nefret söylemlerinin yanı sıra, benzer platformların standartları gereği oralarda paylaşılamayacak şiddet içerikli konuşmalar da içeriyor.
Merkezi Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Telegram adlı platformun dünyanın farklı köşelerinden pek çok kullanıcısı bulunsa da, uygulamada Twitter, Facebook gibi içerik kontrolü olmamasından dolayı son zamanlarda özellikle aşırı sağcıların tercihi oluyor. Telegram, kendisinden bu konuda yorum isteyen hiçbir kaynağa geri dönmüyor.
O’Connor, bu yorumları yapan kişilerin virüsün yarattığı korku ve endişeyi kullandıklarını, bu şekilde pandemi sonrasında da görüşleri değişmeyecek yeni üyeler kazanmaya çalıştıklarını düşündüğünü belirtiyor.
COVID-19 komplo teorileri yorumlarının aralarında, açıkça taraftar toplamaya yönelik ikna söylemleri de bulunuyor. Örneğin, geçtipimiz günlerde New York’ta aşırı sağcı görüşleriyle bilinen ‘Gururlu Çocuklar’ adlı bir grup, yerel bir sinagogla ilgili bir hikayenin bağlantısını paylaşarak, okuyucuları kendilerine katılmaya çağırdı. Gönderide ayrıca bir gamalı haç ile, “Olmanız gereken kişi olun,” cümlesi yer alıyor.
Araştırmacılar ayrıca, aşırı sağcı grupların Telegram üzerinde birlikte çalıştıklarını gözlemlediklerini de bildirdi. SDE görevlileri, Amerikalı aşırı sağcı iki grupla ilişkilendirdikleri iki kullanıcı adının, Telegram üzerinde ortak bir hesap açtıklarını tespit etti. Bu gruplardan birinin, 2017 yılında Virginia’da bulunan Charlottesville şehrinde düzenlenen ‘Sağı Birleştir’ gösterilerdeki konuşmacılardan olduğunu bildiren araştırmacılar, bu gösteriye beyaz ırkın üstünlüğünü savunan bir kişinin arabasıyla daldığını ve bir kişinin ölümüne, 35 kişinin de yaralanmasına sebep olduğunu da hatırlattılar.
Yaklaşık 150 bin Telegram kanalını analiz ederek elde ettiği verileri yayınlayan Telegram Analytics adlı firma, bahsi geçen ortak kanalın pandeminin ilk günlerinden beri istikrarlı bir büyüme gösterdiğini ve artık her gün yaklaşık 400 bin kere görüntülendiğini bildirmişti. 2020 yılı ortasında sadece beş bin abonesi bulunan kanalın bugün elli binden fazla abonesi bulunuyor.
Elde edilen veriler, son yıllarda dünya çapında aşırı görüşlerdeki insanların çevrimiçi söylemlerini gerçek hayatta aksiyona geçirdikleri göz önüne alındığında özellikle endişe verici olarak değerlendiriliyor.
