´West Side Story´ ile ilk müzikal denemesinde Steven Spielberg konuya sosyal ve politik bir boyut katıyor
60 yıl aradan sonra gelen remake bizleri Leonard Bernstein’in ölümsüz müzikleri, Jerome Robbins’in doyumsuz güzellikteki koreografisi ile buluşturuyor. Bu meydan okumada işini sıkı tutan, dersini iyi çalışan Spielberg, üstünde çok düşünülmüş, çok çalışılmış bir film yapmış. Değişikliğe uğrayan senaryo göçmenlik, kentsel dönüşüm, sosyal eşitsizlik, ötekileştirme, yabancı düşmanlığı gibi güncel sosyal ve politik sorunlarla zenginleştirilmiş. Ancak bu remake’in müzikal türüne yeni bir şey kattığı söylenemez.
‘WEST SIDE STORY’
Yön: Steven Spielberg
Sen: Tony Kusher
Müz: Leonard Bernstein
Gör: Janusz Kaminski
Kur: Michael Kahn - Sarah Broshar - Oyn: Ansel Elgort - Rachel Zegler - Rita Moreno - David Alvarez - Adriana De Bose - Corey Stoll - Brian d’Arey James - Mike Faist
Ben ‘West Side Story’nin 2021 versiyonunu izlemeye, 60 yıl ara ile de olsa 10 Oscar ödülü almış, müzikal sinemanın kilometre taşı bir filmin Steven Spielberg tarafından remake’inin yapılmasını yadırgadığım için peşin hükümlü gittim. Üstelik 40 uzun metrajlı filmlik kariyerinde Steven Spielberg, tıpkı 60 yıl önce Robert Wise’ın yaptığı gibi müzikal türünü ilk kez deniyordu.
Arthur Laurents’in 1957’deki müzikali 1961’de Jerome Robbins-Robert Wise ikilisi tarafından sinemaya taşınmıştı. Günümüzde artan ayrımcılığa dikkati çekme, genç nesillere Leonard Bernstein’ın ölümsüz müzikleri, Jerome Robbins’in doyumsuz koreografisiyle tanıştırma amacıyla yapılmış olsa da, yaşayan en önemli 3-5 yönetmenden biri sayılan Steven Spielberg’in enerjisini daha olumlu projelerde kullanması gerektiğini düşünerek filmini izlemeye gitmiştim.
En iyi Romeo Jülyet uyarlaması
2,5 saat boyunca, ‘I Feel Pretty’, ‘Maria’, ‘Tonight’, ‘Cool Boy’ gibi ezbere bildiğim şarkıları mırıldanarak, coşkulu ve görkemli bir koreografi eşliğinde izlerken yanıldığımı gördüm. Herkesin filmini, Robbins-Wise ikilisinin filmiyle kıyaslayacağının bilincindeki Spielberg’in işi zordu. Bu meydan okumasında işini sıkı tutmuş, dersine iyi hazırlanmış, üstünde çok düşünülmüş, çalışılmış bir film yapmış.
Sinemanın gelmiş geçmiş en büyük koreografı Jerome Robbins’in koreografisi kullanılarak, sesi de güzel olan dans ustalarından oluşan bir oyuncu kadrosu oluşturularak, yedi yıldır üzerinde çalışılan proje, Steven Spielberg’in katılımıyla, sağlam bir başlangıç yapmış. Müzikale özgün bir yorum getiren film, ilk filmin iç mekânlarda geçen stilize sahnelerini New York sokaklarına taşımış, şarkıların sırasını ve söylendiği yerin mekânını değiştirmiş. Bernstein’in orijinal besteleri David Newman tarafından düzenlenip uyarılmış.
Senaryo, Spielberg’in evvelce ‘Münih’ (2005) ve ‘Lincoln’ (2012) filmlerinde birlikte çalıştığı deneyimli yazar Tony Kushner’in (65) ellerine teslim edilmiş. Bu senaryo hiç bitmeyen göçmenlik, ırkçılık, sosyal eşitsizlik, kentsel dönüşüm, ötekileştirme, yabancı düşmanlığı gibi sosyal sorunlarla zenginleştirilmiş. Jerome Robbins’in koreografisine sadık kalan Tony ödüllü Justin Peck (34), ustalıklı dokunuşlarla filme görkemli dans sekansları katıyor.
Bu kalabalık dans sahnelerine deneyimli görüntü yönetmeni Polonya asıllı Janusz Kaminski katkı veriyor. Spielberg’in fetiş kameramanı Kaminski, yönetmenin iki filmiyle, ‘Schindler’in Listesi’ (1983) ve ‘Er Ryan’ı Kurtarmak’ (1998) ile iki kez Oscar ödülü kazanmıştı. Esasen müzikal tiyatronun Broadway prodüksiyonlu başyapıtı ‘West Side Story’nin konusundan, Bernstein’in müziğinden kötü müzikal film yapmak imkânsız.
Senaryoda yeni sosyal sorunlar
Remake’in genç oyuncularının, ilk filmin tümü şöhret olmuş, Natalie Wood, Richard Beymer, George Chakiris gibi starlarıyla kıyaslanma gibi bir handikapları vardı. Aralarında (iki istisna ile) ünlü oyuncu yoktu. Tony’yi oynayan ‘Baby Driver’den tanıdığımız Ansel Elgort’un (25) 11 filmlik kariyerinde önemli bir başarı yoktu. Filmdeki tek ünlü oyuncu, ilk filmdeki Anita rolüyle 1962’nin En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ını kazanmış Rita Moreno.
Puerto Rico doğumlu Moreno bu kez Valentina rolünü oynuyor ve ismini filmin yapımcıları arasına yazdırıyor. İlk filmdeki eczacı Doc’un yerini eşi Valentina olarak alan 90’lık Rita Moreno yine aynı dalda Oscar için adaylığını koyuyor. Natalie Wood’un ölümsüzleştirdiği Maria rolünde ilk sinema deneyimini yaşayan, Kolombiyalı bir annenin kızı Rachel Zegler (20) var. 1962’de En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanan George Chakiris’in oynadığı Bernardo’da isimsiz bir Kanadalı oyuncu olan David Alvarez’i izliyoruz. Anita’yı oynayan Ariana De Bose dışında kalanlar ilk filmin oyuncularıyla kıyaslandırıldıklarında pek hafif kalıyorlar.
Birbirlerine âşık olan, aileleri düşman bir kadınla bir erkeğin bitmeyen trajedisi William Shakespeare’in 16. yüzyılda yazdığı klasik oyununun sinemadaki en iyi uyarlaması, yasak aşkı ve farklı etnik kökenlerden iki genç sokak çetesi olan Jetler ve Köpekbalıkları arasındaki rekabeti anlatan ‘West Side Story’dir. Puerto Ricolu göçmenlerden oluşan Köpekbalıkları ile mahallenin işsiz gençlerinden oluşan Jetler, New York’un kentsel dönüşüme ayrılan fakir bir semtinde karşı karşıya gelirler.
Jetlerin hapisten yeni çıkan kurucularından Tony ile Köpekbalıklarının lideri Bernardo’nun kız kardeşi Maria bir dans müsabakasında tanışıp birbirlerine âşık olurlar. Fakir ailelerin çocukları olarak her iki grup ikinci sınıf görülmenin öfkesini taşıyorlar.
Shakespeare’in eserindeki düşman Montegue ve Capulet ailelerinin yerini ‘West Side Story’de alan Jetler ile Köpekbalıkları, onların çatışmalarını önlemek isteyen deneyimli polis müfettişi Schrank (Corey Stoll) tarafından sorgulandıklarında metin, dürüst ve ketum davranıp ispiyonculuk yapmazlar. Karşı grup hakkında polise delil teşkil edecek bilgi vermeyen genç kabadayılar, aralarındaki ölümcül rekabeti kendi yöntemleriyle sürdürür. Kız kardeşinin rakip gruptan biriyle görüşmesini önleyemeyen Bernardo gerilimi tırmandırır, Jetlerin lideri Riff’i (Mike Faist) kışkırtarak iki grubun bir düelloda karşı karşıya gelmelerini sağlar. Polisin ulaşamayacağı bir tuz deposunda karşı karşıya gelen iki grup arasında çıkan kanlı kavga trajik bir sonla noktalanır. Spielberg’in ustalık gösterisine dönüşen filmin görkemli finalinde her iki grup da büyük kayıplar verir.
90’lık Rita Moreno sürprizi
‘West Side Story’nin yenilenen versiyonuna eklenen, Jetlere katılmaya çalışan, İris Menas’ın canlandırdığı ‘Anybodys’ adlı trans bir karakter var. Kimsenin ulaşamadığı bilgileri öğrenen bu gizemli trans birey karakter, cinsel ayrımcılığa karşı varoluş mücadelesinin filmdeki temsilcisi. ‘Anybodys’in senaryodan çıkarılmasını talep eden, Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu altı Arap ülkesi, tekliflerinin kabul görmemesi üzerine ‘West Side Story’nin ülkelerinde gösterilmesini yasakladı.
Puerto Ricolu karakterlerin filmin büyük bir bölümünde İspanyolca konuşmaları filmi daha gerçekçi kılıyor. Kalabalık oyuncu kadrosunda mükemmel birer dansçı olmalarının dışında tüm karakterlerin şarkılarını kendi seslerinden okumaları da çok olumlu. Oyuncu kadrosunda eski tüfeklerden Rita Moreno ile yeni keşiflerden Adriana De Bose öne çıkıyorlar. Kocası Doc’un dükkânını işleten sağduyu sahibi, herkes tarafında sevilip sayılan pasifist Valentina, Puerto Rico asıllı olmasına rağmen, hapisten çıkan ve şiddetten uzak yaşamayı seçen Tony’ye kol kanat gerip evinde barındıran bilge bir kadın. Önümüzdeki yıl Oscar Ödülü kazanması halinde, bir filmden ve remake’inde bu ödüle kavuşan ilk oyuncu olacak.
Yazımı 1964 yılında Emek Sinemasının o unutulmaz balkonunda birkaç kez izlediğim ilk ‘Batı Yakası Hikâyesi’nin yaratıcılarını anarak bitireceğim. 1998’de aramızdan ayrılan Jerome Robbins sinema ve tiyatronun gelmiş geçmiş en iyi koreografları arasında gösterilir. Bu filmden kazanılmış bir Oscar Ödülünden başka, kendisine aynı yıl bir Onursal Oscar heykelciği takdim edilmişti.
40 filmlik parlak kariyeriyle, Hollywood’un Altın Çağı’nın unutulmaz yönetmenleri arasında yer alan Robert Wise, ‘West Side Story’den kazandığı iki Oscar Ödülünün ardından yaptığı ikinci bir müzikal olan ‘Neşeli Günler / Sound Of Music’ ile, üç yıl sonra (1965) iki Oscar Ödülü daha kazanmıştı. 27 Mart 2022 tarihindeki Oscarların dağıtılacağı törende teknik dallarda ‘West Side Story’nin adını sık duyacağımızı tahmin ediyorum. En İyi Film dalında gelecek bir ödül de çok kişiyi şaşırtmayacak.
Meraklısı için son bir not: ‘West Side Story’nin kapanış jeneriğinde isimlerine rastladığımız, orijinal eserin tiyatro yazarı Arthur Laurents, müziklerin yazarı Leonard Bernstein, şarkı sözü yazarı Stephen Sondheim, koreograf Jerome Robbins, senaryo yazarı Tony Kushner ve yönetmen Steven Spielberg’in müşterek bir noktaları var; tümünün Yahudi olmaları…