1940 yılında Almanlar, işgal altındaki Polonya’dan Macaristan’a kaçarken aslında Yahudi olmayan 17 yaşındaki Jerzy Bielecki’yi yakaladı ve 243 numaralı tutuklu olarak Auschwitz’e gönderdi. Bu sırada Yahudi bir mahkûm olan Tzila Cybulska ve aynı yöreden tanıdıkları Auschwitz’de ağır çalışmaya mahkûm edildiler. Bielecki ve Cybulska, erkek ve kadın mahkûmların görüşmesi yasak olmasına rağmen gizlice buluştular ve birbirlerine çok düşkün, iki yakın arkadaş oldular.
1944’ün başlarında Bielecki, Cybulska’ya ve başka bir Yahudi kıza birlikte kamptan kaçma planını bildirdi. Açık olmayan nedenlerle plan iptal edildi. Bunun yerine, 21 Temmuz 1944’te Bielecki, Alman deposundan çaldığı bir SS üniforması içinde Cybulska’nın kapısında belirdi, arkadaşının kolundaki dövmenin numarasını bağırarak söyleyip onu dışarı çağırdı. Sahte SS subayı gibi davranıp, cüretkâr bir kaçışı soğukkanlı bir biçimde başardıktan sonra, kampın kapısından dışarı çıktılar. Ormanların içine daldılar. Sürekli olarak doğu yönüne doğru gidiyorlardı. Kısa bir süre sonra yiyecekleri tükendi, giysileri sırılsıklam oldu ve Cybulska bitkin düştü. Artık devam edemeyeceğini hissettiğinde Bielecki’ye onu geride bırakması için yalvardı ama o reddetti ve elinden geldiğince onu omuzlarında taşıdı. Yaklaşık on gün sonra, iki kaçak Bielecki’nin bir akrabasının olduğu Kielce bölgesindeki Muniakowice Köyüne ulaştı. Bielecki, partizanlara katılırken, Cybulska komşu köye götürüldü, savaşın bitimine kadar ona özveriyle bakan köylü çift olan Czernik’ler tarafından korundu.
Savaştan sonra Tzila Cybulska Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti. 1983’te kurtarıcısı Jerzy Bielecki ile yeniden görüşmek için Polonya’ya döndü.
27 Haziran 1985’te Yad Vaşem, Jerzy Bielecki’yi ‘Uluslararası Dürüst’ unvanı ile onurlandırdı.
