Emrah Cebecioğlu
20 Aralık 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalar hızla değer kaybeden TL’nın aynı hızda toparlanmasına neden oldu. Stabil olmayan kurların ve yeni faiz uygulamasının piyasalara olacak etkileri ekonomistlerin yorumlarına ihtiyaç duymakla birlikte; biz bugün özellikle getirilen yeni vergi düzenlemelerini kısaca inceleyeceğiz.
Vergi mükellefleri açısından getirilen en önemli düzenleme ücretler üzerinden alınacak gelir vergisinin asgari ücret tutarına isabet eden kısmının gelir ve damga vergisi istisnasına tabi tutulması oldu. Yapılan bu değişiklik ile asgari ücretin artık işverene maliyete sadece net ücret ve net ücretin brüte tamamlanması üzerinden hesaplanacak olan sosyal güvenlik işveren primi ve işsizlik işveren primi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak burada asıl kilit düzenleme sadece asgari ücretin değil, diğer ücretlerin de asgari ücrete isabet eden kısmının gelir vergisinin ve damga vergisi istisnasına tabi tutulması, ki yapılan bu değişiklik personeli ile net ücret üzerinden anlaşan işverenlere ciddi bir katkı sağlayacak. Brüt ücret ile anlaşması olan çalışanlar ise bu sene ile kıyasla gelecek sene daha fazla net ücret alacaklar. Kanaatimce yapılan en önemli ikinci düzenleme ise kur korumalı vadeli mevduat ve katılım hesapları ile döviz tevdiat ve döviz cinsinden katılım fonu hesaplarından dönüşüm kuru üzerinden TL’ye çevrilen hesaplarda uygulanacak stopajın %0 olarak belirlenmesi oldu. Mevcut kanunlar çerçevesinde hem mevduat hesapları hem de katılım bankaları tarafından ödenen kar payları vadeleri çerçevesinde %10 ile %15 arasında stopaja tabi tutuluyor. Stopajın kaldırılması faiz ve kar payı geliri elden gerçek kişilerin kazançlarında direkt olarak ilgili vergi oranları çerçevesinde bir kazanç artışına neden olacak. Cumhurbaşkanının bahsettiği düzenlemelerden üçüncüsü olan kurumların gerçek kişi ortaklarına gerçekleştirdiği temettü dağıtımındaki stopaj oranın %15’ten %10’a düşürülmesi, şirketlerin vergi finansmanı yükünü azaltmakla birlikte, nihai vergilendirmede herhangi etkisi olmadığından beklenen etkiyi yaratmaktan uzak olduğu söylenebilir. Son olarak Cumhurbaşkanı KDV iadelerinde süreci hızlandıracak ve mükellefin daha rahat iade almasını sağlayacak düzenlemelerinde yapılacağını belirtmiş olmakla birlikte, aradan geçen 1 haftalık süre zarfında KDV iade süreçlerine ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığını belirtmek istiyorum. Muhtemelen yeni yıl ile birlikte KDV iade süreçlerinde değişiklikler olacaktır.
Yapılan düzenlemeler işletmeleri ve gerçek kişileri bir nebze rahatlatacak olmakla birlikte piyasaların üzerindeki vergi yükünün kaldırılması adına gerçekleştirilmesi gereken hususlar olduğunu da düşünmekteyim. Birkaç cümle de bu konuda yazmak istiyorum. İlk olarak mevcut kur artışından kaynaklı olarak realize olmamış kur farkı gelirlerinin vergi dışı bırakılması gerekmekteydi. Rahmetli Şükrü Kızılot üstadın her zaman belirttiği üzere realize olmamış kur farkı gelirleri özellikle döviz ile vadeli satış yapan mükellefleri ciddi bir vergi yükü altına sokmakta, döviz borcu olan kurumları ise ödüllendirmekte. Kur farklarına ilişkin bir düzenleme işletmeleri rahatlatabilir. Bununla birlikte kurumlar vergisi oranının yine %20 ye indirilmesi de yine işletmelerin nefes almasına olanak sağlatacaktır. Mevcut durumda kurumlar vergisi mükellefleri 2022 yılında %23, 2023 yılında ise %22 oranında vergi ödeyecekler. Mademki TL’yi ve piyasaları çeşitli vergi düzenlemeleri ile sübvanse edilecek, bu durumda kurumlar vergisi oranında da indirim yapılabilir. Özellikle istihdama katkı sağlayan üretim işletmelerine hangi bölgede olursa olsun vergi teşvikleri verilmesi de piyasaları rahatlatacaktır. Katma değerli iş yapan üretim ve hizmet işletmelerinin gelirlerinin vergi istisnasına tabi tutulması da piyasaları güçlendirecektir. En yalın örneği ile şu anda pek çok start-up teknoloji şirketi Türkiye dışına kaçıp vergi avantajları sebebiyle Estonya’da şirket kurmakta. İsrail’in ve pek çok batılı ülkenin yaptığı gibi bu tarz katma değerli yatırımların bütün olanaklar sağlanarak desteklemesi gerekmemektedir. Yapılacaklar listesi uzun, düzeltilmesi gereken pek çok konu var. Yeni hazine ve maliye bakanının piyasanın içinden gelmesi bu uzun listede işverenleri anlayacak olması ümidini taşıttırıyor. Yaşanacakları hep birlikte göreceğiz.
Bu köşe vesilesiyle bütün okurlarımızın yeni yılını kutlar, yeni yılın tüm insanlığa barış ve huzur, ülkemize de ekonomik istikrar ve kardeşlik getirmesini temenni ederim. Kapanışı çok sevdiğim Alman şair Johann Wolfgang von Goethe’nin ölüm döşeğinde söylediği iddia edilen şu sözlerle yapmak istiyorum, “ Işık, daha fazla ışık”. Sevgiyle kalın.