Bu ay dikenli bir konu üzerine hoşbeş edeceğiz. Dikenli, çünkü her ebeveynin kendi çocuğunun asla yapmamasını istediği bir şey! Dikenli, çünkü her çocuk yapar, her ebeveyn yapar! Ergenlikte biraz fazlalaşır… Dikenli, çünkü yapanı yakaladığımızda (kendimiz hariç) güvenimiz sarsılır, ilişkimiz zedelenir. Yalan söylemekten bahsediyorum… Ve niyetim gerçekleri konuşmak, yalanı normalleştirmek ya da dürüstlük değerini sorgulamak kesinlikle değil.
Size bir haberim var: Genciniz size yalan söyledi, söylüyor, söyleyecek!
Şoku atlatın.
Eğer hazırsanız detaylara geçelim…
- Hafta sonu Alaralarda parti var. Hiç içmeyeceğiz; zaten anneannesi evde olacakmış.
- Semihlerle buluşacağım. Semih bizim okuldan.
- Okuldan sonra Zorlu’ya gideceğiz. Bir şeyler yer, mağaza gezeriz.
- Hiç ödevim yok. Hepsini okulda yaptım.
- Jul? Paf? Ortamda var ama ben yapmıyorum.
- Param kalmadı; yemeğe harcadım, taksiye verdim. Zaten Maya’ya annesi para bırakmamış. Onun için de ben verdim.
- Emirle sadece konuşuyoruz. Sevgili değiliz.
İşte gündelik hayattan bir tutam ergen paylaşımları…
Görünüşte ebeveynleri ile iletişim halindeler. Bu istediğimiz bir durum… Ancak her bir paylaşımda bir sorun var desem… Kimisinde beyaz bir yalan, kimisinde eksik bilgi, kimisinde biraz abartı, kimisi tamamen hayal ürünü. Kulağa inandırıcı ve olası gelen bu durumlar gençlerin en sık yalana başvurdukları konuları özetliyor aslında: romantik ilişkiler, kimlerle arkadaşlık ettiği, siz yokken yaptıkları, parasını harcadığı şeyler, okul işleri, madde tüketimi (!) gibi gündelik konular… Peki neden?
Listeyi uzatabilirim… Ama burada dikkatinizi istiyorum:
Gençler en çok ebeveynlerinin onları yargısız dinleyeceklerine inanmadıkları zaman yalana başvuruyor!
Yargısız dinlemek zor iş! Onlar anlatırken arka planda çalışan zihin, anlatılanı senaryolaştırarak iki buçuk saatlik Türk dizilerine taş çıkartacak prodüksiyonlar hazırlar. Bu prodüksiyonların hepsi ebeveyn olarak bizlerin yaşanmışlıkları, inanç kalıpları, öncelikleri ve değerleri üzerinden şekillenir.
Yargılamaya başlarız. Farkında bile olmadan…
Yargı derken lütfen suç ve ceza düşünmeyin sadece:
“Okul umurunda değil, böyle giderse üniversite sürecinde hiçbir şey yapamaz!” da bir yargı
“Bizimki çok popüler” de! Ve her ikisi de ayrı ortamlar yaratıyor genç ve ebeveyn arasındaki ilişki için. Yargı otomatik çıkıveriyor. Etiketler de öyle.
Gencin dürüstlüğü değer olarak hayatına katabilmesi için bazı ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.
2012 yılında ABD’de Josephson Enstitüsünün düzenlediği, 23 bin lise öğrencisinin katıldığı bir araştırma sonuçlarına göre gençlerin yüzde 95’i yalan söylemenin yanlış olduğunu biliyor ve yüzde 76’sı ise ebeveynlerine yalan söylediklerini kabul ediyor. Dolayısıyla yalan konuşan bir evlat sizi ‘başarısız bir ebeveyn’ yapmaz. Sadece bazı konularda biraz daha özen göstermenizi, yaklaşımlarınızı güncellemeniz gerektiğini hatırlatır. Bunu yaparken gencinizin yalanına ya da hatalarına tutunmayın. Ebeveyn olarak davranışın ötesinden bir bağla bağlıyız evlatlarımıza ve yaptıklarını tekrar tekrar gündeme getirmek gencimizle aramızın ‘eskisi gibi’ yani hatadan öncesi gibi olamayacağı mesajı verir.
İletişim halinde kalmanız, küsmemeniz ve yalanı tespit ettiğinizde utandırmadan net bir şekilde bunun doğru olmadığını söylemeniz gerekir. Sert ve aşırı kuralcı olmanız başka potansiyel yalan doğurabilir. Aşırılıklardan uzak durun.
Unutmayın gerçekten başları ‘belaya’ girse -bela her neyse- ona gerçek desteği verebilecek tek kişi sizsiniz ve siz olmak istersiniz; bir arkadaşı değil…