Rekabetin çoğaldığı ve soruların her yıl daha da zorlaştığı lise giriş sınavları çocuklarımızın eğitim geleceği açısından çok önemli bir yere sahip. Sınav döneminin yaş olarak tam da ergenlik dönemine denk gelmesinin doğurduğu sonuçları, ailelerin bu dönemde alabileceği önlemleri ve değişen sınav soru sisteminde matematik dersinin önemini Orion Eğitim Vakfı İzmir Özel Saint Joseph altyapısını oluşturan Özel Güzelbahçe Piri Reis Okulu rehberlik servisinden Selen Akbeniz ve matematik öğretmeni Jale Özlevi Adato ile konuştuk.
Ne oluyor bu çocuklara ergenlikte?
SA: Aslında ergenlik doğal gelişimin bir parçası. Çocuklar fiziksel, ruhsal ve duygusal bir değişim içiresine giriyor. Tam olarak tanımlamak gerekirse ergenlik çocuklukla yetişkinlik arasında sıkışmış bir dönem. Bu sebeple hem kendi içerisinde hem de çevresiyle çatışmalar yaşayabiliyor çocuklar.
JA: Bazen de tanıdığın, bildiğin çocuk gidip yerine bambaşka bir kimlikle gelebiliyor.
SA: Aileden bağımsızlaştığı, teknoloji bağımlılıklarının arttığı, daha çok odasında zaman geçirip içine kapandığı ve en önemlisi hormonların vücudu yönettiği, beden gelişimiyle hormon gelişimi eş zamanlı olmadığı için karışıklık yaşadığı bir süreç. Bu durum ergeni epey zorluyor.
Okul başarısını nasıl etkiliyor?
JA: Maalesef bu durum akademik başarıya da çok yansıyabiliyor, dikkatini toplayamama durumundan dolayı sınav başarılarında düşüşlerin ve dengesizliklerin yaşanabildiği bir döneme dönüşüyor. Akran çatışmalarının fazlalaştığı, dikkatin akranlara ve onlarla ilişkilere kaydığı bir süreç.
SA: Her bireyin ergenlik dönemine giriş zamanı farklı oluyor. Kimisi hâlâ çocukken kimisi ergenlik dönemine girdiği için ilişkilerde dengesizliklerin yaşandığı bir süreç. Öğrencilerin kendi aralarında yaşadıkları çatışmalar bazen derslere, bazen de okul dışı buluşmalara yansıyabiliyor. İlkokul döneminde çok yakın arkadaşlar ergenlik dönemindeki bu süreçle birlikte farklılaşabiliyor veya farklı arkadaşlara yönelebiliyorlar.
JA: Arkadaş ilişkileri derslerden öncelikli durum haline gelebiliyor. Dikkat farklı konulara dağıldığı için konsantrasyon problemleri yaşanmaya başlıyor. Derste veya çalışmalarda öğrencinin zihninde farklı düşünceler olduğu için, bu durum öğrenmeyi çok etkiliyor. Okuduğu uzun paragraflı matematik sorusunu dikkatini toparlayamadığı için tekrar tekrar okumak durumunda kalıyor ve beyin daha çok efor sarf ediyor; yoruluyor.
Veliler özellikle LGS dönemine denk gelen bu süreçte ne yapmalı?
JA: Her zaman olduğu gibi veli ile öğretmen arasındaki iletişimin çok güçlü olması gereken bir dönem. Çünkü öğrenciyi her açıdan gözlemlemek ve takip etmek gerekiyor. İçinde bulunan bu süreç öğrencinin hızlı değişimi nedeniyle aile- çocuk arasında çatışma yaşanmasına çok uygun olsa da süreci serinkanlı yönetmesi gerekenler yine de yetişkinler olmalı.
SA: Ergenin beyni adeta yapım aşamasında olduğundan, öz düzenleme becerisi hâlâ yok, bu konuda yetişkinlerin desteğine çok fazla ihtiyaçları var. Plan- program yapma bunu uygulama, sürdürebilme ve bunun alışkanlık haline gelmesi için veli ve okulun iş birliği içerisinde öğrencileri desteklemesi gerekiyor.
Çatışma yaşamamak ya da çocuğuyla aynı pencereden dünyaya bakabilmek için aileler somut olarak ne yapmalı?
SA: Ergenler aslında onların büyüdüğünü görmenize, eskiden koyduğunuz ve kolayca kabul edilen sınırları gözden geçirmenize ihtiyaç duyuyor. Aslında büyürken yaşadıkları bu karmaşık evrede, özgürlüklerini ve hayatlarını kontrol edebilme becerisini kazanmaya çalışıyorlar. Ergenlerin sorumluluklarını üstlenmeleri ve yaşamla baş edebilme becerileri kazanmaları ebeveynler için ne kadar güzel ve gurur verici olsa da kendilerine eskisi kadar ihtiyaç duyulmayacak olma duygusu da bir o kadar zor gelebilir. Her şeye rağmen çocuklarının sağlıklı bir gelişim yaşamalarını isteyen ebeveynler için sınırları gözden geçirmek, ergeni sürece dâhil etmek ve ona sorumluluklar verip güvendiğini hissettirmek çok önemsenmeli. Fakat onlara iş birliğiyle sınırları belirgin olan güvenli bir özgürlük alanı tanındığında, ebeveynlerin sınırlarının zorlanacağına hazırlıklı olmaları ve kararlı olduklarını göstermeleri de bir o kadar önemli bu dönemde. Bir örnek vermek gerekirse, aile içinde alınacak kararlarda ergene fikrinin sorulması, ergenin düşüncelerinin de dikkate alınmış olması ve ebeveynleri için onun fikrinin değerli ve önemli olduğunun hissettirilmesi ergenin kişilik ve özgüven gelişimine katkıda bulunacaktır.
Profesyonel destek alınmalı mı bu dönemde? Hangi aşamada alınmalı ve ne tür destekler olabilir?
SA: Ergenlerin bu dönem içerisinde daha önce gerçekleştirmedikleri birçok davranışı yapıyor olmaları normal karşılanabilir. Bu geçiş dönemi birçok ikilem ve zorluk barındırır. Beyindeki gelişim henüz yeterince gerçekleşmediği için karar verme süreçlerinde yeterli beceriyi gösterememektedirler. Bununla beraber duygusal iniş ve çıkışların çokça yaşandığı depresif ruh halinin görüldüğü bir dönemdir.
Fiziksel değişimlerin, takıntıların ve aşırı düzeyde stres yaşantılarının olduğu bu dönemde birçok davranışı doğal karşılamanın yanında ebeveynlerin çok iyi birer gözlemci olmaları gerekmektedir. Bahsettiğimiz ya da burada değinmediğimiz birçok davranış değişikliğinin yanında ergenin günlük hayatını sürdürmekte zorlandığı anlar olup olmadığı konusunda etkili bir gözlem yapılmalıdır. Günlük yaşantısını zorlayan durumlar gözlemlenmeye başlandığında konuşmak ve dinlemenin yanı sıra uzman desteği alınmaya başlanabilir.
Öğretmenler bu sürece nasıl yaklaşıyor, ne yapıyorlar?
JA: Bu dönemde öğretmenler, öğrenci ve velileri ile çok sıkı bir iletişim kurarak her konuda destek olmaya çalışıyor. LGS uzun bir maraton ve yeni sınav sistemi oldukça zorlayıcı. Bunun bilincinde olarak öğrenciye her türlü desteği vermeye çalışıyoruz.
SA: Bu dönemde öğrencilerin motivasyonlarını sıcak tutmaları için birçok farklı çalışmalar yapıyoruz. Bu dönemde özellikle zaman ve en önemlisi kaygı yönetimini bilmeleri en az sınava bilgiyi aktarmaları kadar önemli bir durum. Çalışmalarımızla öğrencilerimize bu konu başlıklarında destek oluyoruz.
Zaman ve kaygı yönetimi erken yaşta nasıl kazandırılabilir? Velilere yapılabilecekler ile ilgili tavsiyeleriniz neler olur?
JA: Çocuğa önemli bir şey yaptığı ve ona güvendiğiniz hissini vermek çok önemli. Örneğin çocuğa ev ödevlerinin sıkıcı, gereksiz etkinlikler olduğu hissini verirsek çocuk dersini nasıl ciddiye alabilir? Kendi işinde önemli olduğunu hisseden kişi güçlerini o iş için kullanır. Zaman yönetimi, özellikle sınav sorularındaki değişiklikle birlikte, sınav dönemi edinilmesi gereken bir beceri. Bunun için erken yaşlardan itibaren ödevleri ve testleri zaman tutarak yaptırmak iyi olacaktır.
SA: Çocuklarda durum erişkinlerdekiyle aynıdır. Belirli alışkanlıklara küçük yaşlardan itibaren alışmasını sağlamak konusunda desteklemek önemlidir. Her gün aynı şekilde okula hazırlanan bir çocuk bir süre sonra temel rutinleri oluşturur: Uyanmak, kahvaltı etmek sonra okula gitmek, ev ödevlerini belli bir zamanda yapmak, yemek yemek gibi. Çocuklar kesin alışkanlıklara, rutinlere ihtiyaç duyar ve kendilerini bu şekilde güvende hissederler.
Matematikle ilgili değişiklik nedir?
JA: Daha önceki sınav sistemlerinde sorular, bilgiyi ölçmeye dayalı kazanım ve kavrama sorularından oluşuyordu. Fakat şimdiki sınav sisteminde matematik soruları yeni nesil dediğimiz beceri temelli sorulardan oluşuyor. Sorular, kazanımları, okuma anlama, sentezleme, yorumlama ve mantık yürütme biçiminde soruyor. Bir sayfada bir veya iki soru oluyor ve bu soruları çözmek için öğrencinin yoğun konsantrasyon becerisini edinmiş olması gerekiyor.
Bir örnekle beceri temelli soru modelini anlatır mısın?
JA: Örneğin 7. sınıfta rasyonel sayıları sıralama kazanımını ölçmek isteyen bir soru eskiden doğrudan problem veya işlem şeklinde sorulurken, yeni nesil beceri temelli soru tarzında, içine mantık da katılmış bir kurguyla başlıyor. İlk olarak sıralanacak kesirleri öğrenciye uzun paragraflı ve yoruma dayalı bir şekilde birkaç kazanımı bir arada sorarak bulduruyor. Daha sonra diğer kesirler de aynı şekilde buldurulup sıralanması bekleniyor.
Sınav sistemine paralel olarak müfredat da bu yönde değişti mi?
JA: Müfredat aynı fakat daha önce de söylediğim gibi soru tarzı değişti. Matematikte ölçülen kazanımın dışında okuma anlama becerisi, hız ve dikkat da artık sınavlar için önem kazandı.
Son seneye bırakmadan çocukları bu değişime nasıl adapte edebiliriz?
JA: İlkokul 2. sınıftan itibaren öğrenci bu tarz sorulara alıştırılmalı. Okuduğunu hızlı bir şekilde anlayıp yorumlayabilme becerisini edinebilmesi için bu seviyeden itibaren çok fazla kitap okumalı. Sırf matematik dersi için değil her ders için beceri temelli sorulardan oluşan kitaplar kaynak olarak kullanılmalı.
Matematiğin LGS’deki önemi nedir?
JA: Matematik zaten öğrencilerin zorlandığı bir ders. Soru tarzı da değişince LGS’deki en zor bölüm haline geldi. Öğrencilerin sıralamasında en büyük rolü oynuyor. Geçen sene uygulanan LGS’de 20 soruluk matematik bölümünün üçü kolay sorudan, dokuz-onu orta zorlukta sorudan, yedi-sekizi ise zor ve çok zor sorulardan oluştu. Bu nedenle bir sorunun bile çok önemli olduğu LGS ortalamalarındaki sıralamada, matematik başarısı öğrencilerin seçiciliğinde büyük rol oynuyor.
JALE ÖZLEVİ ADATO
Burslu olarak okuduğu Yeditepe Üniversitesi Matematik Bölümünden 2005’te mezun oldu. 2006’da aynı üniversitenin Matematik Öğretmenliği Yüksek Lisans Programını Onur Ödülü alarak tamamladı. 2005 yılından beri çeşitli eğitim kurumlarında çalışan Adato, 2009’dan beri Özel Güzelbahçe Piri Reis Okullarında görev yapmaktadır.
SELEN AKBENİZ
Dokuz Eylül Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümünden 2000’de mezun oldu. Aynı üniversitenin Aile Danışmanlığı Bölümündeki yüksek lisansı ‘Anne Baba Tutumları Ergenler Üzerine Etkisi’ başlıklı tezle bitirdi. 2005-2016 yılları arasında İzmir'deki çeşitli eğitim kurumlarında görev yapan Akbeniz, 2016’dan itibaren Güzelbahçe Özel Piri Reis Okullarında çalışmakta.