Yapılan araştırmalara göre sosyal medya kullanımı depresyona sebep oluyor. Sosyal medyayı kullanma süresi, sosyal medyanın günün hangi zaman diliminde kullanıldığı ve yaş ise depresyonun şiddetini belirleyen faktörler arasında…
Gününüzün nasıl geçtiğine hiç dikkat ettiniz mi? Danışanlarım geldiğinde benim ilk sorduğum sorulardan biridir: “Bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz?”
Şunu söyleyebilirim ki birçoğumuz günümüzün nasıl geçtiğini anlatırken sabah uyanır uyanmaz Instagram, Facebook, Twitter ve Snapchat gibi sosyal medya uygulamalarına baktığımızı söylemiyoruz. Bunu artık o kadar içselleştirdik ki tuvalete gitmek kadar doğal geliyor hepimize. Oysa sosyal medyayı bilinçsizce kullanmanın psikolojimiz üzerinde birçok olumsuz etkisi var.
Yapılan araştırmalara göre sosyal medya kullanımı depresyona sebep oluyor. Sosyal medyayı kullanma süresi, sosyal medyanın günün hangi zaman diliminde kullanıldığı ve yaş ise depresyonun şiddetini belirleyen faktörler arasında…
Gelin kendimizi kandırmayalım ve sosyal medyaya ne kadar bağımlı olduğumuza birlikte bakalım. Farkındalık değişimin temelidir öyle değil mi? Aşağıdaki soruları 1 ile 5 arasında puanlayıp sosyal medya kullanım alışkanlığınızı görebilirsiniz. Ne kadar çok 5 puanınız varsa o kadar bağımlısınız demektir.
1. Sosyal medyayı gerçek dünyadan bir kaçış olarak görüyorum. 1 2 3 4 5
2. Sosyal medyada planladığımdan daha uzun süre kalırım. 1 2 3 4 5
3. Kendimi mutsuz hissettiğim zamanlarda sosyal medyada olmak beni rahatlatır. 1 2 3 4 5
4. Sosyal medyada çok zaman geçirdiğimden işlerimi aksatıyorum. 1 2 3 4 5
5. Sosyal medyaya gerekmedikçe girmem. 1 2 3 4 5
6. Sosyal medya yüzünden verimliliğimin azaldığını fark ediyorum. 1 2 3 4 5
7. Sosyal medyada çok zaman geçirdiğim için çevremdekiler beni eleştirirler. 1 2 3 4 5
8. Sosyal medyayı kullanırken biri beni rahatsız ettiğinde sinirleniyorum. 1 2 3 4 5
9. Sosyal medyada iken kendimi özgür hissediyorum. 1 2 3 4 5
10. Sabah uyandığımda ilk işim sosyal medyaya girmek olur. 1 2 3 4 5
11. Sosyal medya kullanmayı sevmiyorum. 1 2 3 4 5
12. Güncel olaylardan haberdar olmak için sosyal medyadan ayrılamıyorum. 1 2 3 4 5
13. Çevremde birileri varken bile, sosyal medyada olmayı tercih ederim. 1 2 3 4 5
14. Özel bazı duyuruları görebilmek ya da paylaşabilmek için sosyal medyada daha çok zaman geçiriyorum. 1 2 3 4 5
15. Sosyal medyadan dolayı aile üyelerini ihmal ettiğim olur. 1 2 3 4 5
16. İnsani amaçlı sosyal projelerde yer almak için sosyal medyayı kullanmaktan kendimi alamıyorum. 1 2 3 4 5
17. Sosyal medyada bağlantı kurduğum insanlara kendimi daha iyi anlatıyorum. 1 2 3 4 5
18. Sosyal medyadaki arkadaşlıkları gerçek yaşamdaki arkadaşlıklara tercih ederim. 1 2 3 4 5
19. Sosyal medya gruplarıyla iletişim halinde olabilmem için sosyal medyayı daha uzun süre kullanırım. 1 2 3 4 5
20. Sosyal duyarlılıklar konusunda çabuk haberdar olma isteği beni daha çok sosyal medyada olmaya itiyor. 1 2 3 4 5
“Ben sosyal medyada iyi vakit geçiriyorum, boş vakitlerimi dolduruyorum, dünyada olan bitenden haberim oluyor. Sosyal medya beni neden depresyona sokuyor?” diyebilirsiniz. İşte sebepleri:
1-Dışlanmışlık hissi:
Sosyal medyada bir program yapıldığını görünce o programa katılamadığımız veya çağrılmadığımız için kendimizi kötü hissediyoruz. Sosyal çembere ait olmama hissi kendimizle ilgili olumsuz düşüncelere kapılmamıza sebep oluyor.
2-Yetersizlik hissi:
Sosyal medyada görünüşte ‘mükemmel’ hayatları olan insanların fotoğraflarına uzun süre maruz kalmak yetersizlik ve kıskançlık hissetmemize sebep oluyor. 2015 yılında Missouri Üniversitesinde yapılan bir araştırma Facebook kullananların kullanmayanlara göre daha çok kıskançlık duygusu geliştirdiğini kanıtlamış. Kıskançlık ve yetersizlik duyguları da maalesef depresyonu tetiklemekte.
3-Dedektiflik yapmamız:
Sevgilinizden yeni ayrıldığınızı hayal edin. Birçoğumuz cumartesi gecesi ne yaptığını sosyal medyadan bulmaya çalışırız. Biz bulmasak arkadaşlarımız bize ekran görüntüsünü gönderir. Bu senaryo size tanıdık geldi mi? İşte sosyal medya yüzünden maruz kalmamamız gereken, o an üzüntümüzün artmasına sebep olacak görüntülere çok rahat bir şekilde ulaşıyoruz. Bunlara maruz kalmak da bizi o an daha mutsuz biri yapıyor.
4-Zorbalığa uğramamız:
Özellikle okul çağındaki gençler arasında siber zorbalık çok yaygın. Eskiden sadece sınıf içinde zorbalığa maruz kalan öğrenciler artık dalga geçtikleri kişilerin videolarını sosyal medyada paylaşmakta. Bu videolar çok hızlı bir şekilde bütün okula, hatta bütün liselilere ulaşmakta ve altına kötü yorumlar yapılmakta. Böyle bir duruma maruz kalan birini düşünün. Bu duruma düşen çocuklar yalnızlık ve çaresizlik hissetmekte ve özgüvenleri düşmektedir. Bütün bu duygular da öğrencileri depresyona sokmakta hatta intihara sürüklemektedir.
5-Üzüntüyle baş etmek için sosyal medya kullanmamız:
Birçoğumuz kendimizi üzgün ve yalnız hissettiğimde yatağımıza uzanıyor ve elimize telefonumuzu alıyoruz. Instagram, Facebook, Twitter gibi birçok uygulamaya girip kafa dağıtmaya çalışıyoruz. Ancak bu bizim üzüntümüze gerçekten iyi geliyor mu? Daha önce de bahsettiğim gibi sosyal medyada fazla güzel insanlara, ulaşamadığımız fazla güzel yerlere, fazla güzel hayatlara maruz kalmak özgüvenimizi düşürüyor ve kendimizi daha kötü hissetmememize sebep oluyor. Twitter’da ya da haber sitelerinde de genelde iç açıcı olaylar görmüyoruz ve geleceğimizle ilgili endişeye kapılıyoruz. Yani kötü hissettiğimizde sosyal medyaya maruz kalmak bizim daha da kötü hissetmemize ve depresif bir sarmala girmemize sebep oluyor.
Bunu önlemek için ne yapmamız gerekiyor?
1-Uygulamaların zaman ölçen özelliklerini kullanalım:
Sosyal medyaya günde yarım saatten fazla maruz kalmak depresyona sebep olmakta. Pensilvanya Üniversitesinde sosyal medyayı sınırsızca kullanan ve yarım saat sınırıyla kullanan iki grup üzerinde bir çalışma yapıldı. Araştırmanın sonucunda sosyal medyayı sınırlı kullanan kişilerin depresyonunun, yalnızlık hissinin ve anksiyetesinin şiddetinde anlamlı bir azalma bulundu.
2-Günlük aktivitelerimizi arttıralım:
İnsanlarla yüz yüze görüşmek, sıkıntılarımızı paylaşmak ve fiziksel temas etmek oksitosin (şefkat) ve serotonin (mutluluk) hormonlarımızı artırdığı için arkadaşlarımızla yüz yüze programlar yapmak hem kendimizi daha iyi hissettirecek hem de sosyal medyaya daha az maruz kalmamıza yardımcı olacak.
3-Gece yatmadan önce sosyal medyaya bakmayalım:
2018’de Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre yatmadan önce Facebook’a girenlerin girmeyenlere oranla yüzde 69 daha fazla depresyon geliştirdiğini ve mutluluk oranlarının yüzde 9 daha düşük olduğunu ortaya koydu. Bu sebeple sosyal medyayı gündüz saatlerinde kullanmanın psikolojimiz için daha faydalı olduğunu unutmayalım.
Unutmayın! Dünyanın yarısı internet kullanıyor. Internet kullananların neredeyse tamamı sosyal medya da kullanıyor. Türkiye’ye bakıldığındaysa sosyal medya kullanımı diğer ülkelere göre çok daha yüksek. Yani depresyon riskimiz de çok yüksek. Bu arada kadınlar erkeklere göre daha fazla risk altında. O yüzden sosyal medyayı mümkün olduğunca bilinçli ve kısıtlı kullanmaya çalışalım ve çocuklarımızı da sosyal medya kullanımı hakkında bilinçlendirelim. Hayatta her konuda farkındalık çok önemli. Sosyal medya kullanımımız hakkındaki farkındalığımızı da üst düzeyde tutmaya çalışalım.