“İnsanın yaşamı kırın ağacına bağımlıdır.” (Devarim 20:19) Buradaki insan-ağaç benzetmesinden yola çıkarak Tora biraz daha derinliklere açılmamız, Tu Bişvat´ın vermek istediği ve her sene yanına bir başkasının eklendiği zengin ve hayat değiştirici mesajları üzerine düşünmemiz için bize bir kapı daha aralıyor. Tu Bişvat Bayramı bu yıl 16 Ocak Pazar akşamı ve 17 Ocak Pazartesi günü kutlanıyor.
Hayatımızın doğal akışında gördüklerimizin, bildiğimizi sandıklarımızın ötesinde çok daha fazlası olduğunun bilinci, Yahudi felsefe ve geleneğinin temelini oluşturur. Şevat ayının 15’i anlamına gelen Tu Bişvat’ın başlangıç noktası Tora’da belirtilen ağaçlar ve meyvelerle ilgili mitsvaların layığıyla yerine getirilebilmelerine olanak sağlamaktı. Ancak zaman içinde Tu Bişvat ile ilgili Tora bilgelerinin ve Rabilerimizin farklı yorumlarını okuyup bunlar üzerinde düşünmeye biraz zaman ayırdığımızda, Tu Bişvat’ın Yahudi takvimindeki dört yılbaşından biri olmasının yanında hayatımız için çok değerli ve her daim güncel öğretiler de içerdiğini fark ederiz.
Alma zamanı, verme zamanı
R.Tzvi Nightingale’e göre vermek ve almak kim olduğumuzu tanımlar ve başkalarıyla ilişkimizin temelini oluşturur. Ancak buradaki en önemli nokta bu ikisi arasında uygun dengeyi kurabilmektir. Sadece almakla yetinirsek kendi bağımsızlık duygumuzu geliştiremeyiz. Öte yandan, sadece verirsek bir süre sonra kendimizden çok fazla vererek kişiliğimizin esasını kaybedebiliriz.
Talmud'un Tu Bişvat’ı ağaçlar için yeni yıl olarak belirlemesinin nedeni, ağaçların bu tarihte topraktan su almayı bırakması ve bunun yerine kendi öz sularından beslenmeye başlamalarıdır. Özünde, Tu Bişvat’ta ağaçlar bir şekilde kendi kendilerine yeterli hale gelir ve artık toprağa tamamen bağımlı olmaktan çıkarlar. Almaya gerekli zamanı ayırdıktan sonra şimdi de vermek için yeterince meyve geliştirmeye başlayabilecekleri bir aşamaya gelirler.
Öyleyse sevgili ağaçlardan, ihtiyacımız olduğunda almayı ve elimizden geldiğince ağaçlar gibi karşılıksız vermeyi öğrenelim, bu şekilde vermenin doğasında var olan mutluluk ve neşenin tadını çıkaralım.
Kıştan sonra bahar, karanlıktan sonra ışık
Tu Bişvat -15 Şevat- bir dönüm noktasıdır; tüm o soğuk ve kar altında ağaçların özsuyu yükselerek bahara hazırlanır. Şevat'ın 15'i, bazen hayatımızın en karanlık ve soğuk anlarının hemen sonrasında yeni çiçeklerin ortaya çıktığını, yeni başlangıçların bizi beklediğini hatırlatır.
Adam Ross’un yazdığı gibi, hepimizin hayatında kış dönemleri, karanlık, soğukluk ve izolasyon dönemleri vardır; bazen kendimizi tekrar içimizin ısınacağı bir yerde hayal etmek zor gelebilir. Uzun, soğuk kış aylarından sonra ağaçların çoğu sert rüzgârlar ve don nedeniyle yapraklarını kaybeder. Tam kesilip yakacak olarak kullanılmaya hazırmış gibi göründüklerinde, aslında aynı yerde yeni bir hayat ortaya çıkmaya başlamaktadır.
Tu Bişvat hayatımızdaki zor zamanların bizi tanımlamasına izin vermememizi öğretir. Biz de ağaçlar gibi, dolmaya başlamadan önce küçülüp yok olan ay gibi hayatımızı döngüler halinde yaşıyoruz. 15 Şevat dolunayında da hayat döngüsünü deneyimleriz. Kış olsa bile hemen köşeyi dönünce baharı göreceğimizi biliriz. Çünkü Talmud'un belirttiği gibi, daha iyi zamanlar ‘göz açıp kapayıncaya kadar’ gelir. ‘Yeshuat Hashem K'heref Ayin’ (Pesikta Zutreta, Esther 4:17).
“Buğday, arpa, üzüm, incir ve nar ülkesi, yağlık zeytin ve bal (veren hurma) ülkesi” (Devarim: 8:8).
Lubaviçli Rebbe, 15 Şevat’ta geleneksel olarak yenilen, Kutsal Topraklarda yetişen yedi tür yiyecek ve bunların ağaçların yeni yılı ile bağlantısına şöyle derinlik kazandırıyor.
Genel olarak, bu yedi türü ikiye ayırabiliriz; tahıllar ve ağaçlardan elde edilen meyveler. Tahıllar, beslenmemiz için gereksinimiz. Meyveler ise gerekli olmasalar da hayatımıza keyif, zevk katar. Her ikisi de önemlidir ve bu nedenle her ikisi de Kutsal Toprakların kutsandığı yiyeceklere dâhildir.
Manevi anlamda, ruhumuz da bu iki unsuru, gerekliliği ve hazzı içerir. Ağaçların yeni yılı olan Şevat’ın 15'inde, bizler geleneksel olarak yedi türün hepsinden yeriz, ancak ağaçlarda yetişen beş meyveyi (zevk), tahıllardan (ihtiyaç) bile daha fazla yeriz
Buradan alacağımız mesaj şudur: Bir kişi ruhsal gelişiminin ilk aşamalarından itibaren, Tanrı’ya ‘bütün gücüyle’ hizmet etmeyi hedeflemelidir. Çünkü Tanrı yolunda gitmek salt mekanik veya entelektüel olamaz. Tanrı hizmeti ancak bunu yapmak kişiye gerçekten mutluluk verdiğinde tam olabilir.
Ağaçların yeni yılı bize Tanrı'ya sadece ezbere veya zorunluluktan ya da bir şeye ihtiyacımız olduğunda değil, elimizden gelen her şekilde ve bundan mutluluk duyarak hizmet etmemizi hatırlatır. “Ivdu et Hashem BeSimha-Tanrı’ya sevinç ile hizmet edin” (Teillim 100:2).
İnsan - ağaç - yaşam bağlantısı
R.Adin Steinsaltz, eski zamanlarda geleneksel olarak bir erkek çocuk doğduğunda onun için bir sedir ağacı, bir kız doğduğunda bir selvi ağacı dikildiğini, çocuklar evlendiğinde hupa’nın, bu ağaçların tahtasıyla yapıldığını anlatır (Talmud Gittin 57a). Bu şekilde bir insanın hayatıyla ağacın hayatı arasında bağlantı kurulduğunu belirtir. Bitki ve ağaçlarla özel bir ilişkimiz olduğunu, hepimizin görevinin onları korumak ve devamlılığını sağlamak olduğunu vurgular.
Bu ilişki sadece bir çıkar ilişkisi değildir: Aynı zamanda tüm canlıların - bitkiler dâhil - insan ruhuyla, ortak bir yaşam bağıyla birbirine bağlı olduklarını gösterir. Bu da etrafımızdaki tüm yaşam biçimlerinin yalnızca bize yaşamımız için gerekli malzemeleri sağlama araçları olmadıkları anlamına gelir.
Çağımızda, insanlar artık ekoloji, çeşitli yaşam biçimlerinin birbirine bağlantısı, yaşamın küresel birliği hakkında daha keskin bir farkındalığa sahipler. İnsanlık daha karmaşık hale gelse de giderek daha karmaşık teknolojiler kullanıyor olsa da, gün geçtikçe daha çok kişi varlığımızın tüm canlıların yaşayabilirliğine bağlı olduğunu anlamaya başlıyor.
Böylece ağaçların yılbaşı olarak başlayan Tu Bişvat, insan-ağaç bağlantısından yola çıkarak giderek etrafımızdaki canlı dünyayı düşünme, ona daha iyi bakmanın yollarını arama, ona zarar vermemek yok etmemek için daha fazla adım atma, tarlalarla, bitkilerle, ağaçlarla bağımızı yeniden kurmaya çalıştığımız, ağaç diktiğimiz bir ekoloji günü haline gelmiştir.
Kısa kısa TU BİŞVAT
İsmi: Şevat Ayı’nın 15’i anlamına gelir.
Çıkış yeri: Kutsal Kitap, İsrael topraklarındaki ağaçların, ekildiği ilk üç yıl içinde meyvelerinin yenmesini yasaklar. Dördüncü yılın meyvesinden Bet Amikdaş’a sunu getirilir. Beşinci yıldan itibaren ağacın meyvesi serbestçe yenebilir. Çiftçilerin başlangıç yılını hesaplayabilmeleri için Rabiler 15 Şevat’ı, gerçekten ekildikleri tarihe bakmaksızın tüm ağaçlar için genel bir doğum günü olarak sabitlemişlerdir.
Nerede bahsedilir? Takvimdeki dört yılbaşından biri olan Tu Bişvat Bayramı’ndan, Talmud (Mişna Roş Aşana 1:1, Roş Aşana 14 a) bahseder. Diğer yılbaşları ise: 1 Nisan, kralların hükümdarlık döneminin başlangıcını ve Yahudi aylarının başlangıcını belirtir; 1 Elul, hayvanlarla ilgili verginin başlama yılbaşıdır; 1 Tişri, Roş Aşana, yaradılışın başı, insanoğlunun yaratıldığı gün, yılların yılbaşıdır.
Neden 15 Şevat? Kabul görülen İllel görüşüne göre, yağmurların toprağı ve ağaçları suya doyurması, ağaçların artık topraktan su almayı bırakıp, kendi öz suları ile beslenmeye başlamaları, 15 Şevat tarihinde başlar.
Günümüzdeki anlamı: Tu Bişvat hayat döngüsünde kıştan sonra baharın, karanlıktan sonra ışığın geldiğini, Yahudi inancına göre yeni mutlu başlangıçların kapının eşiğinde olduğunu ve göz açıp kapayana kadar geleceğini hatırlatır.
Ne yapılmaz? Tu Bişvat bir bayram günü olduğundan, dualarda Tahanunim (Yakarışlar) bölümü okunmaz, bu günde (17 Ocak Pazartesi) oruç tutulmaz.
Ne yapılır? 16 Ocak Pazar akşamı masada özellikle Erets Yisrael’in mübarek kılındığı meyvelerden ((Devarim 8:8); buğday, arpa, zeytin, hurma, üzüm, incir, nar bulundurulmasına özen gösterilir. Sofradaki yiyecekler bir düzen -Seder-eşliğinde onlara özgü duaları -berahaları- söylenerek yenilir, o sezon henüz tadılmamış bir meyve ilk defa yenilerek Tanrı’nın bizi bugünlere getirdiğine şükrettiğimiz Şeeheyanu berahası söylenir. Ayrıca Tu Bişvat’ta geleneksel olarak ağaç dikilir.
Tu Bişvat Sederi, Tu Bişvat Hakkında Bilinmesi Gerekenler, Tu Bişvat’ın ABC’si, Tu Bişvat Yemek Tarifleri, Tu Bişvat Felsefesi, Dört Element, İyi Seneler, Tu Bişvat Masasındaki Yiyecekler ve Dualarının Uygulamalı Videosu:
http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=36&Itemid=109
Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya konu hakkında fikir vermek amacıyla www.chabad.org, www.ou.org, aish.com, hazon.org, www.jewishagency.org, jewishweek.timesofisrael.com sitelerinden, Gözlem’in El Gid Para El Pratikante ve Yahudilik Ansiklopedisi kitaplarından derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.