Türk Yahudi Toplumunun ilk ve tek Onursal Başkanı Bensiyon Pinto, 16 Ocak´ta tüm sevenlerinin eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı. Pinto´nun ardında sayısız anı, övgü ve hayat dersi kaldı. İşte sevenlerinin kaleminden Bensiyon Pinto…
Dedem / NERMİN KURTULUŞ
Bu sayfanın en küçüğü ben’im galiba…
Annem; Mavi Pencere’nin içine, dedemle ilgili neler neler yazmıştır, onu çok iyi tanıdığım için biliyorum. Okuma bilmiyorum ama belki sadece düşünerek senin için yazabilirim, dedim kendi kendime…
Ben doğalı çok az oldu ama olup bitenin tuhaf bir biçimde farkındayım. Konu ne zaman senden açılsa annemin hatta babamın gözleri doluyor, bana belli etmemeye çalışıyorlar. Bu sona “ölmek” diyor büyükler. Ama sen benim için öğrendiğim şarkıdaki Atatürk gibisin; ölmedin, ölemezsin. Ben çok küçüğüm daha ama biliyorum; öğrenecek, biriktirecek çok şeyim var. Büyüdükçe annem bana hep seni anlatacak. Dün gece, annemin senin anılarını derlediği kitabı ilk kez hem de durup dururken elime aldım, annem çok şaşırdı. Kimin kitabı o, dedi; dedemin dedim. Kim yazdı, dedi; anniş dedim. Fotoğraflarına baktım. Hepsinde tek tek buldum seni. Annem daha çok şaşırdı. Neden şaşırdığını anlamadım. Ben seni tanırım dedeciğim. Doğduğum ilk gün gördüm seni, adım konulduğu gün kucağındaydım; ilk ziyaretimi sizin eve yaptım. Kucağındaki fotoğrafım evin baş köşesinde. Her gün bakıyorum ona. Ben de senin için çok dua ettim. Annem bana bir tane dua okutuyor her gece. Bu, iyi bir şey diyor. Ben hep güzel şeyler düşünüyorum o duayı okurken, senin annemle babamın düğününde dediğin gibi, daha güzel bir Türkiye’de yaşamak dileğiyle, diyorum. Seni çok seviyorum dede…
Bensiyon Abi’ye Veda / ELYO MEDİNA
Sanayici, iyi bir eş, iyi bir baba ve toplum lideri. Öyle böyle değil, en az elli yıl boyunca Türk Yahudi Toplumu için çalışmış, toplumun yararı için gecesini gündüzüne katmış hepimizin Bensiyon Abisi…
Benim için önce baba dostu, mesai arkadaşı ve toplum için yaptığım gönüllü çalışmalarda her başım ağrıdığında sığındığım bir liman ve çözüm noktası…
Bir gün ofisindeydim. “Bana müsaade birini arayacağım” dedi. Aradığı eski bir ilçe belediye başkanıydı. Adam telefonda hüngür hüngür ağlamaya başladı, “Herkes beni unuttu, sen unutmadın” dedi. Vefa onun en önem verdiği ilkelerden biriydi.
Anlatacak çok şey var ama ben onu İsmail Cem'in hayata veda ederken yazdığı ve Bensiyon Pinto'ya çok yakışan şiiri ile sonsuzluğa uğurlamak istiyorum.
VEDA
Çok ileri bir tarihte / Çok yaşlı olarak / Sessizce ayrılmalıyım/ Kimseye pek gözükmeden / Ve kimseyi rahatsız etmeden
Masamın üzerinde / Dünden kalan işler / Tamamlanmamış yazılar / Okunmayı bekleyen kitaplar/ Ve anılar ve umutlar
Fillerin kuyruğundan çekerek / Tepeleri aşmaktı görevim / Günler bitti filler tükenmedi / Ben elimden geleni yaptım / Gerisini siz tamamlayın
Boşa gitmedi hayatım / Daha fazlası olabilirdi ama 'Buna da şükür' demeliyim / İşte sevgili dostlar / Ben böyle veda etmeliyim...
Söylemezsem olmazdı Bensiyon Abi, mekanın cennet olsun…
***
“Kalbimin derinliklerinde, yönetici olarak değil, dert ortağım olarak yer alıyor” / TUNA ALKAN
Yıl 1993… GKD Yönetim Kurulunda görev almaktaydım. Kurulda bir heyecan. Cemaat başkanı ve yönetimi eşleriyle pazar sabahı kahvaltıya gelecek, misafirimiz olacak. Başkanımız Lazar Aldiş, “Aman, çok soru sorup tartışmayın” diye uyarıyor hepimizi. Pazar sabahı Bensiyon Ağabey kahvaltı sırasında dergimizdeki ilanlar ve daha bir sürü konuya değinerek eleştirmeye başlıyor. Ve susamayan 28 yaşındaki ben konuşmaya dalıyorum. Bensiyon Başkan, “Sözümü kesme” diyor. Ben “Tam da bu konuda söyleyecek sözüm var, başkansınız ama sizi ben seçmedim, herkes kendine bir yer edinmiş, burada gönüllü çalışıyoruz, çocuk gibi azarlıyorsunuz” diyorum. Ortam gergin, ben kıpkırmızı veeee o büyülü an: Birdenbire Bensiyon Başkan ayağa kalktı, “İşte bu cemaatin senin gibi sözünü sakınmayanlara ihtiyacı var” dedi.
Yıllar içinde hep konuşmalarında bunu anlattı. Özellikle GKD’deki bir konuşmasına, “Ben burayı kapamaya gelmiştim, şu arkada oturan genç hanımefendi var ya, işte o bana ‘yöneticileriniz böylesine sözünü sakınmıyorsa umut var’ dedirtti” şeklinde o sahneyi aktarmıştı. Sonrasında bana cemaat yönetiminin kapılarını açtı. Ama benim hafızamın ve kalbimin derinliklerinde yönetici olarak değil; yaş farkımıza rağmen dert ortağım, yol göstericim olarak yer almakta.
Sen hayallerimde Gelibolu Kemikli sahilinde, denizin içinde oturarak mangalda pişirdiğim sardalyeyi elle ayıklamayı kahkahalarla gülerek öğrettiğim güzel insan, canım Bensiyon Ağabey’im olarak kalacaksın.
***
“Yaptıkları ile bize büyük bir okul oldu” / MERİ İSTROTİ
Hayat bankasında biriktirdiği binlerce dostu oldu her çevreden… Ona bir konuda akıl danıştığınız zaman bankadaki ilişki kasasını açar, en uygun anahtarları kullanırdı… Hatırşinaslığı ile iyi günde, zor günde sadece ailesinin değil ömrü boyunca biriktirdiği her yaştan dostlarının her daim yanında oldu.
Kişisel olarak hayatımın yokuşlarını çıkarken benim de elimden tutmuştu. Aile ya da iş hayatında zorlandığımda bu dönemlerin geçici olduğuna ve kendime güvenmekten asla vazgeçmemem gerektiği konusunda beni ikna etmişti.
2000’lerin başında temsil ettiğim kurumun üniversite açma kararı vardı. Ülkeye yeni bir vakıf üniversitesi kazandırmanın çok önemli olduğuna inanıyor ve kurumumuzu akademik olarak üst düzey bir seviyeye çekmeye çalışıyorduk. Bu hedefle yılların mental hazırlığı üzerine ilk eğitim binasının inşaatı ve bürokratik belgelerin hazırlığı tamamlanmış, ardından yeterlilik denetimlerinden geçilmişti. Ancak bir şekilde YÖK tarafında süreç işlemiyordu. Hepimiz eğitim dönemine yetişmek, üniversitenin ilk tutkusu olacak tıp fakültesini açmak için heyecanla bekliyorduk. YÖK tarafında ise derin bir sessizlik… Sonunda yönetim kurulu başkanımızdan izin alarak sorunu Bensiyon Abi’ye açtım. Bir yandan da aklımda onu alakasız bir şey için mi yoruyorum kuşkusu vardı. Kendisi sanki bu senenin moda rengini sormuşum rahatlığında birkaç yeri aramaya başladı. Birkaç haftalık takipte sorunun ne olduğunu, nerede kilitlendiğini bulup bize yol göstermişti. Nazik ve doğru noktalara dokunuşuyla ülkemizin saygın bir üniversitesinin doğuşuna imkan sağlamış, hatta üniversitenin mütevelli heyeti üyesi olmuştu.
Hayatta samimi ilişkilerle örülü yüreğini koyarsan ortaya aile, cemaat ve iş yaşamı için ne kadar güzel performanslar çıkacağının en güzel örneğidir Bensiyon Pinto… Ve yaptıkları ile bize büyük bir okul olmuştur…
Kendisini saygı ve sevgi ile yüreğimizde yaşatacağız.
***
“Anılar cebimizde, sevgin kalbimizde” / MİRYAM KANETİ MOLİNAS
Sevgili Bensiyon,
Seni anlatmak için kelimeler kifayetsiz. Yaptığın çalışmalarla ülkene, cemaatine kattığın önemli değerlerin yanı sıra, yoluna çıkan insanların hayatına dokunma azmin hep çok öğretici oldu bana. Senden yardım istesin istemesin, yoluna çıkanlara tek tek ve sabırla tüm olanaklarını seferber edip çözümler bularak, kalplerde silinmeyecek çok değerli izler bıraktın.
Ne mutlu ki seninle hayatı paylaştık, en neşeli, en üzüntülü günümüzde hep yanımızdaydın. Sevgili babamız Selim Kaneti ile özel dostluğun, annemiz Lina Kaneti’yi bir büyük ağabey gibi desteklemen, bizleri hayat yolcuğumuzda görünmez bir el gibi takip edişin, en son kızımızın nişan yüzüklerini takarak bizi onurlandırman…
Tüm anılar cebimizde, sevgin kalbimizde, her daim bizi yüreklendirici sesin kulağımızda seni uğurluyoruz, ışıklar içinde ol sevgili Bensiyon.
***
Ülkemize ve insanlığa katkıları unutulmayacak / MAYİR SARANGA
Ülkemiz ve toplumumuzun sorunlarını dert edinmiş, dert edinmekle kalmamış, çözüm üretmiş; insanların bir arada barış ve uyum içerisinde yaşaması adına geniş vizyonunu uygulamaya koymuş özel ve bilge biriydi. O’nu tanıdığım ve düşüncelerinden yararlanmak ayrıcalığına sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Bensiyon Ağabey ile ilk karşılaşmam 22 yıl önce çözmekte zorlandığım bir sorunuma yardımcı olması içindi. Beni can kulağıyla dinledi, sonunda da “Sana önereceğim çözüm uzun bir yol gibi gelebilir ama başarabilirsen huzurlu bir sonuç olur!” dediğini çok iyi hatırlıyorum. Aynen uyguladım. Yol altı yıl sürse de sonuç aynen O'nun öngördüğü gibi oldu!
Gerek iş hayatımda gerek STK görevlerimde hal, hatır sormayı, güler yüzü ve içtenliğiyle moral ve motivasyon konuşmalarını hiç aksatmadı!
Üstün nitelikleri ile örnek alınması gereken bir kişilik olarak toplumumuza, ülkemize ve insanlığa katkıları unutulmayacaktır.
Işıklar içinde huzurla uyusun.
Baruh Dayan HaEmet.
Bir şövalye masalı / ALBERT ENDER
20 yıl kadar önce….
Bensiyon Pinto’nun ofisi…
Cemaat Başkanı Bensiyon Pinto, hayır işlerinden de sorumlu kurumlar masası başkanı olan ben ve genç bir kadın…
Genç kadın, ileri safhada kanser hastası; boşanmış, iki küçük çocuğu var… Anne-babası ise zaten bakıma muhtaç… Özetle bir aile dramı…
Söz konusu tarihte sosyal güvenlik kurumu, kanser ilaçlarını ve kemoterapi masraflarını karşılamadığından, adeta bir servet değerinde olan, yurt dışından özel getirtilen o ilaçları temin etmek ve uygulamak, varlıklı bir aile için dahi olanaksız…
Bu şartlar altında, durumun farkında olan ve kendi yaşamının devamından ziyade, muhtaç kalacak çocukları için üzülen genç kadın, tedavisine, ortada olan bu bedellerle devam edilmesini beklemediğini, tek endişesinin çocukları olduğunu söyleyerek ağlamaya başladığında, Bensiyon masasından kalkar, genç kadının karşısındaki koltuğa oturur ve ellerini avuçlarına alarak şöyle der:
“Bak kızım… Yukarıdaki sana ne kadar ömür biçti, yaşamın ne zaman sona erecek; ne biz, ne doktorlar, hiç birimiz bilemeyiz… Ama şunu çok iyi bil ki ben görevde olayım ya da olmayayım, bu cemaat var oldukça, sen asla para yüzünden ölmeyeceksin… Ötesini ben bilemem! Nokta.”
Odada üç kişiydik. Ama, gözyaşlarımız üç kişiye göre çok fazlaydı…
İki ay ömrü kaldığı söylenen genç kadın, bu motivasyonla adeta uçarak ofisten ayrıldı. İki yıl boyunca, yaşadığı son güne kadar tedavisini görerek dünyadan ayrıldı.
Bana gelince… Cemaat yönetimde uzun yıllar boyunca, kendisinden ışık alma ve çantasını taşıma şerefine eriştiğim Bensiyon Abi’yi tanıyana kadar, şövalyelerin sadece masallara ve filmlere ait birer motif olduğunu sanırdım. Ancak onu tanıdıktan sonra, şövalyelik kavramının gerçek olduğunu, şövalyelerin de ihtiyacı olan insanların karşısına adeta bir yardım meleği olarak her zaman çıkabileceğini öğrendim.
Kadim bilgelik der ki,
“Bu dünyadan ayrılan bir insan için en güzel şey, İyi İsimler Kitabı’na yazılabilmektir. Ancak, bu kitaba yazılabilmenin tek koşulu iyi bir insan olmak değil, paylaşarak yaşamaktır.”
Hayatı boyunca hep paylaşan, varlığıyla etrafındakilere umut veren, vefa kavramının canlı örneği ve ona ihtiyaç duyanların her daim sığındıkları, altın yürekli gerçek Şövalye’ye,
Cennetin kapıları sonuna dek açılsın!
***
“Desteğini her zaman omuzumuzda hissetmek bizi güçlendirdi” / YAŞAR BİLDİRİCİ
Bensiyon Pinto Abim… Onu kelimelerle anlatmak çok zor. Hem cemaat içi hem de geniş toplumdan o kadar çok insanın hayatına dokundu ki, anlatmakla bitmez.
Yakınlığımız çok geçmişe dayanır. Babamın dostu olarak hayatıma giren Bensiyon Abi ile her zaman farklı bir ab- kardeş ilişkimiz olmuştur. Yıldırımspor başkanlığım döneminde vermiş olduğu destek ve açtığı yol sayesinde birçok gencimize ışık tutabildik.
Özellikle rahmetli Yıldırımspor Başkanı İzak Molinas ile beraber, Büyükada tesisini açarken bizlere göstermiş olduğu dostluk ve yardımseverlik unutulmaz. Onun sayesinde birçok güzel işe imza attık. Gençlerimizi bir çatı altında toparlamak misyonumuzda bize her zaman yol gösterici oldu. Bana “Arapiko” diye seslenen sevgili Bensiyon Abim, Yıldırımspor’da çok şey başaracağımı her zaman söyler, beni motive ederdi.
Birlikte birçok unutulmaz anımız oldu. Yıldırımspor Büyükada tesisinde Ortaköy Sinagog Vakfımızla beraber kendisine düzenlediğimiz başkanlığa veda gecesi, benim için en özel olanlardan biriydi. Adadaki tüm kulüpler kendisine veda konuşmalarını yaptıktan sonra, dönemin Adalar Kaymakamı Sn. Mevlut Kurban plaketini sundu. Bensiyon Abimiz kürsüye çıkarak konuşmasını yaptı. Öyle bir konuşma ki, hala hatırlarım. Plaketi devletimiz adına kabul ettiğini belirtmiş ve aldığı plaketlerin en değerlisi olduğunu vurgulamıştı. Gecenin sonunda, gözleri yaşlı, bana sarılarak hayatının en mutlu gecelerinden birini ona armağan ettiğimizi ifade etmişti.
Bensiyon Abi, her spor okulu kapanışımıza, Yıldırımspor’un önemli her faaliyetine, eşi Bayan Eti ile katılım gösterdi. Desteğini her zaman omuzumuzda, yanı başımızda hissetmek bizi güçlendirdi, motive etti.
Şahsım adına hem cemaatte yapmış olduğum görevlerde hem de kişisel hayatımda Bensiyon Abi’nin katkılarını her zaman hissettim. Yeri dolmayacak bir insanı, lideri, dostu, büyüğümüzü kaybetmenin acısı içerisindeyim. Cemaatimizin, ülkemizin, tüm sevenlerinin başı sağ olsun. Mekânın cennet olsun Bensiyon Abim.
***
“Senin felsefeni teneffüs etmek bir ayrıcalıktı” / BERİ KORONYO
Çocukluğumda evde sıklıkla ismini duyduğum Bensiyon Abi ile yakın ilişki kurmaya başlamam, 1992’de toplumuz için gönüllü görevler aldığım döneme dayanır. 90'lı yılların ortalarında gerek yeni atıldığım iş hayatı gerekse de cemaat hayatımda, çevremle iletişimimde yol gösterici, takipçi oldu.
Bir dönem Taksim'deki ofisi ikinci adresim gibiydi; mutlaka uğrar, kendisiyle zaman buldukça sohbet eder ve fikir alırdım. Mesleğimle ilgili, bana faydası olabileceğini düşündüğü biriyle tanıştığı zaman mutlaka beni de çağırır ve fayda görmem için çabalardı.
Bensiyon Abi’nin kürsüde konuşma yaparken, icraatlarında hep birlikte çalıştığı insanların isimlerinden bahsetmesi, hatta teyit alır şekilde sorular sorması hep ruhumu okşamıştır. Daha önemlisi başarıyı ve sorumluluğu paylaşma bilincini bana öğretmiştir.
Bensiyon Abi Hahambaşılık Mali Komitesinin kurucusudur. 39 yaşımda HB Mali Komitesinin başına seçildiğimde, Bensiyon Abi’nin kurucu olduğu yaştan daha gençtim. Ve tabi durumu duyunca hem lafını esirgememiş hem de duyduğu gururu her ortamda keyifle dile getirmişti.
Bir kere tanıştığı insana, ikinci görüşünde ismiyle hitap ederdi. Mutlaka ailelerinin hatırını sorar, bir dertlerini duyarsa takip ederdi. Sorun çözmek onun için bir gereklilik değil, gönülden yapılması gereken bir görevdi.
Sevgili Bensiyon Abi’yi son olarak üç yıl önce evinde ziyaret ettim. Rahatsızlığı baş göstermişti, yine de ona havadis verip sohbet ettim, o her zamanki duruşu ile dinledi…
Çok etkileyici bir sesi vardı, halen o gür sesi kulaklarımdadır.
İyi, candan, içi ülke sevgisi ile dolu bir insani kaybetmiş olmanın üzüntüsü içindeyim.
Vefatının ardından yazılanları, söylenenleri gurur ve keyifle okuyor, dinliyorum...
Senin yakınında olup, öğretilerini, felsefeni teneffüs edebilmiş olmak benim için bir ayrıcalıktı...
Gittiğin yerde huzur bul Bensiyon Abi…
Bensiyon’a son mektubum / SİLVYO OVADYA
Sevgili Bensiyon,
Bu pazar sabahı kalktıktan sonra hedefim seni son yolculuğuna uğurlamak olacak. Bu amaç için erkenden Aşkenaz Mezarlığına gidip, sana son vedanın yapılmasından önce düzenin sağlanması için elimden geldiğince bu günün yöneticilerine yardımcı olacağım.
Seni yarım asırdır tanımama rağmen ilk yüz yüze temasımız 1979’da Kisba Komisyonu Başkanlığını bırakma aşamasında olduğun günlerdeydi. Düğün Komisyona yardımcı oluyordun. Düğün müracaatında bulunduğumdan benimle Kisba konusunda görüşmüştün. Talep ettiğinin yüzde 70 fazlasını ödemeyi önerdiğimde bir şey söylememiş, beni Kisba Komisyonunun toplantısına davet etmiş ve beni orada methetmiştin. Kısa süre sonra da komisyonun bir üyesi olmuştum.
Vefat haberini aldığım andan itibaren son beş yıllık dönemde seni ziyaret etmemiş olmaktan dolayı hem vicdan azabı çektim hem de sevindim. Vicdan azabı çekmemin nedeni biraz vefasız davranmış olmam. Birkaç kez Pinto Ailesine benden daha yakın olanlara gidip ziyaret edelim dediğimde çok da olumlu yanıtlar almamış olsam da seni ziyaret etmemiş olmaktan kaynaklanıyor. Sevincim ise aklımda kalan ve kalacak olan Bensiyon imajı. Son günlerde gazetelerde ve sosyal medyada yayınlanan Bensiyon fotoğraflarındaki asil ve bilge duruşunun önüne geçecek bir başka görüntü yok usumda.
Aramızda yirmi yıla yakın yaş farkı olmasına rağmen hiçbir zaman sana adınla hitap etmekten çekinmedik, saygımızı koruyarak sana Bensiyon dedik. Senden Türk Yahudi Toplumu görevini devraldığım 2004’ten önce, 25 yıl birçok çalışmanda yanında olma imkanı buldum; senden çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. Birçok İstanbul dışı ve yurtdışı seyahatte beraber olduk. Türk Yahudi Toplumu için yaptığın çalışmalarda her çevreden yetkililerle, otoritelerle, resmi makamdakilerle , hükümet ve devlet yetkilileriyle çekinmeden kurduğun ilişkilerle toplumumuzun daha yakından tanınmasını ve biz Türk Yahudi Toplumu yöneticilerinin ülkemizin menfaati için çalıştıklarının vurgulanmasını ve öne çıkmasını sağladın.
2004’ten sonra on yılı aşkın bir süre Onursal Başkan olarak her çağrımıza cevap verdin, her ihtiyaç duyduğumuzda bize yardımcı oldun. Sağol. Son dönemlerde bizlere yardımcı olamamandan dolayı eminim ki bazı durumlarda en azından görüşünü almak için seni aradık. Bundan sonra öyle bir ihtimalin olamayacağına kolay olmasa da alışacağız.
Geçen gün bir arkadaşımız “Bensiyon Başkan vefatıyla bile Türk Yahudi Toplumunu vitrine çıkarttı” dedi. Doğruydu söylediği, vefatı sonrasında gazeteler ve sosyal medya vefatını duyuran birçok haber yayınladı.
Bensiyon’un, ihtiyaçlıya yardım etmeye her zaman hazır olduğunu herkes bilir. Bu günün yöneticileri altta kalmadı ve adına Hahambaşılık bünyesinde bir fon oluşturarak adının hayırseverlik için uzun yıllar yaşatılmasını sağladı.
Sevgili Eti, Benjamen ve Hayim; ayrıca gelinleri Megi ile Nil ve tüm torunları… Bensiyon babanız, kayınpederiniz ve dedeniz her zaman sizleri düşündü. Oğullarının başta iş hayatları olmak üzere her konuda tüm imkanlarıyla onlara yardımcı oldu ve neticelerini de gördü. Ona hayatı boyunca destek olan eşi Eti de, ömrünün son döneminde Bensiyon’a inanılmaz bir ihtimam gösterdi.
Bensiyon toprağın bol, mekanın cennet olsun. Seni toplumumuzun bir sembolü olarak uzun yıllar - en az biz seni tanıyanlar - anacağız.
Ke tu alma reposa en Gan Eden…
***
“Cemaatin çıtasının yukarılara çekilmesinde Bensiyon Kardeşimin vizyonunun katkısı tartışılmaz” / MARİO FRAYMAN
Yıl 1974. Sevgili Bensiyon benim de dahil olduğum birkaç arkadaşı bir araya topladı. Cemaat idaresinin yenilenmesi gerektiğini, genç ve dinamik bir yönetime ihtiyaç olduğunu, Kisba’nın yeniden yapılanması ile yardıma muhtaç kardeşlerimize daha fazla sahip çıkılmasının, kurumların daha etkin çalıştırılmasının, kültürel faaliyetlere ivme kazandırılmasının cemaatin yarınlarını güvenceye almak için elzem olduğunu büyük bir coşkuyla anlattı. Bana dönerek, Aşkenaz ve Sefarad cemaatleri arasında daha iyi bir koordinasyon sağlamak için beraber çalışmamızın çok yararlı olacağını ifade etti. O günden başlayarak çok uzun seneler cemaat yönetiminde omuz omuza çaba sarf ettik. Bir süre sonra kendisi Yahudi Toplumu Başkanı, ben Aşkenaz Cemaati Başkanı seçildik. Birbirimizi zaman zaman yorsak da aramızdaki güven ve sarsılmaz dostluğumuz sayesinde tüm zorlukların üstesinden gelebildik. Bakıma ihtiyacı olan sinagogumuz Hahambaşılık fonlarının desteğiyle restore edildi. İleriki tarihlerde de Hahambaşılık binasının restorasyonunu Aşkenaz Cemaati üslendi. Bu jestler birbirini takip ederek süregeldi. Gerek bu yakınlaşmanın sağlanmasında gerek Yahudi Cemaati’nin çıtasının çok yukarılara çekilmesinde değerli Bensiyon Kardeşimin vizyonunun katkısı tartışılmaz.
O tarihlerde ihtiyaç ve sorunlarını ifade etmekte çekingen davranan Türk Yahudi Cemaati, Bensiyon’un samimi ilişkileri sayesinde özgüven kazanmış, devletle ilişkilerinde daha etkin olma imkânı bulmuştu. Bir keresinde cemaat yönetimi olarak İçişleri Bakanlığı’nda bir toplantıya davet edilmiştik. Bir saate yakın bekletilmemize içerleyen Bensiyon’un görevliye “Musevi Cemaati temsilcilerinin burada beklemekte olduğunu lütfen hatırlatın” diye oldukça yüksek sesle çıkışması üzerine herkes buz kesmişti. Akabinde Bakan’ın gülerek odasından çıktığını, Bensiyon’la kucaklaşıp öpüştüklerini, oldukça sancılı konuları nasıl büyük bir içtenlikle tartıştığımızı ve aynı sıcaklıkla uğurlandığımızı bugün gibi hatırlarım... Bunun gibi daha niceleri hafızamı süsler.
Sevgili Bensiyon için her kişi değerli idi. İhtiyaç sahibi insanlara büyük bir alçak gönüllülükle yaklaşır, kendilerine yardım etmek için her kapıyı sonuna kadar zorlardı. İlişkilerini sevgi ve samimiyet üzerine kurardı. Çok vefakârdı. Makamını kaybetmiş dostlarını hiçbir zaman ihmal etmez, onlara her ortamda destek olmaya çalışırdı. Diğer taraftan dostlarından kendisi için hiçbir zaman bir şey talep ettiğini hatırlamam.
Hayatını cemaate ve ihtiyaç sahiplerinin dertlerine yardımcı olmaya adamış bu koca yürekli insan, inanıyorum ki hiçbir zaman unutulmayacak.
Hem ailece çok yakın bir kardeşimi, hem büyük bir değeri yitirmenin büyük üzüntüsü içindeyim. Hepimizin başı sağ olsun.
***
“Kimine abi, kimine kardeş, kimine yoldaş, kimine de baba oldun” / DENİZ SAPORTA
Canım Bensiyon babacım...
Sen kimine abi, kimine kardeş, kimine yoldaş, kimine de bana olduğun gibi baba gibi oldun… Cemaat için çalışmaya başladığımda sen tuttun elimden ve yürü dedin. Gencecik yaşında bu konuda hiç tecrübesi olmayan bu kızı üç ay sonra 600 kişinin önüne çıkardın; hep çok güvendin, her yere taşıdın, en zor gününde tam bir baba gibi arkasında durdun, sahip çıktın… Kendimi sen varken hep o kadar güvende hissettim ki... Ve bu son güne kadar da devam etti.
Bir ay kadar önce sesimi duyduğunda o attığın gülümseme hep kalbimde olacak. Sanki bana “Merak etme, gitsem de buradayım” dedin. İyi ki seni tanıdım, iyi ki seninle bu hayat yolculuğunu yapabildim, çok şanslıydım, çok şanslıyım... Hep kalbimizde olacaksın, seni çok seviyoruz “Pamuk Prens.”
Denizikan
***
Bensiyon Pinto’nun ardından… / KAREL VALANSİ
Babamların arkadaşı olarak tanıdım onu. Sonra ada komşumuz oldun. 5. sınıfın yazıydı, ortaokul sınav sonuçları açıklanmış ve ben Notre Dame de Sion’u kazanmıştım. Ada evimize kocaman bir çiçek geldi Sevgili Eti ve Bensiyon Abi’den, beni kutlamak için. Zaman geçti, o her beni gördüğünde gülümseyen yüzüyle hatırımı sordu.
Büyüyüp cemaat işleri ile ilgilenmeye başladığımda ise o artık yerini daha gençlere bırakıyordu. Türk Yahudileri ile ilgili bir araştırma yapıyorum dedim, hemen evine çağırdı, konuştuk. O anlattı, ben dinledim tanık olamadığım bir dönemin arka sayfalarını. ‘Anlatmasam Olmazdı’ kitabını imzaladı benim için, başarılarımın devamını temenni ederek. Sonra sıra bana geldi. Kitabım çıktığında onu ziyaret ettim, imzalı bir kopyasıyla. Hasta olduğunu biliyordum. İyi ki çekinmemişim ve gitmişim evine o gün. Görebilmişim onu son kez. Pandemiden hemen önceydi. Beni duyabiliyor muydu emin değilim. Ama konuştum, her şey için teşekkür ettim ve o pamuk yanaklarından öptüm.
Türk Yahudi Toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti çok önemli bir ferdini, nadide bir değerini kaybetti. Bizler onun açtığı kapılar sayesinde bugün bambaşka yerlerdeyiz. Eksikliğini hep hissediyoruz. Yerini ise ancak doldurmaya çalışabiliriz. Huzur içinde uyu Bensiyon Abi…
***
“Bu toplum seni hep sevgi ve saygıyla anacaktır” / NAİM AVİGDOR GÜLERYÜZ
Sevgili Bensiyon Kardeşim,
Son yolculuğuna çıktığın bugün hissettiklerimi, geçmiş yıllarda da çokça yaptığımız gibi, edebiyat veya felsefeye dalmadan paylaşmak istedim.
Seninle 70’lerde tanıştık. O gün kesişen yollarımız, 1978’de ikimizin de Rahmetli Hahambaşımız David Asseo’nun davetiyle fahri danışmanları arasına atanmamızın sonrasında 2000’li yıllara kadar kesintisiz bir toplumsal beraberliğe dönüştü. Gündemdeki sorunların tespitinde ve teşhisinde genellikle seninle tam mutabakatta olmamıza rağmen çözüm yollarında zaman zaman ateşli tartışmalarımız olur, sen bana ‘akademisyen’ sıfatını uygun görürdün. Ancak sonuç ne olursa olsun, tartışma sonrasında sarılır kucaklaşırdık. O zamanki Başkanımız Rahmetli Jak Veissid bile duruma şaşırıp “Nasıl oluyor?” diye sorduğunda cevabımız kısaydı: “Biz en uygununu bulmaya gayret eden kardeşleriz.”
Sevgili Bensiyon, geniş toplumsal vizyonunun yanında yaşı, kökeni, mevkii ne olursa olsun herkese sıcak yaklaşımın ve tebessümünle muhatabının içini ısıtırdın. Lider kişiliğinle toplumumuza yeni bir ivme kazandırdın.
Bazı kişisel zor anlarımda esirgemediğin ilgi ve yakınlık için de ayrıca sana minnettarım.
Nurlar içinde rahat uyu, Sevgili Kardeşim.
***
“Hayallerimizin ortağını kaybettik” / GKD YÖNETİM KURULU
Tanımaktan onur duyduğumuz, TYT ilk ve tek Onursal Başkanı Sayın Bensiyon Pinto’yu, Bensiyon Ağabeyini kaybetti.
Çok üzücü, bir çınar daha devrildi.
Bensiyon Ağabeyimiz gerçekten bir döneme imzasını atan bir filozof, bir halka ilişkiler uzmanı, bir ülke sevdalısı idi.
Hepimizin hayallerinin ortağıydı.
Hepimiz hayaller kurarız ama konu hayallere ortak bulma konusuna gelince işler biraz değişebiliyor. Bu noktada hem gerçekçi olabilmek hem tarafsız olabilmek hem hayalleri destekleyebilmek hem de kapıları açabilmek Bensiyon Pinto’nun en önemli özelliklerinden birkaçı idi.
Göztepe Kültür Derneği olarak her zaman yanımızda hissettiğimiz Bensiyon Pinto, sadece sevdalısı olduğu gençlere değil her zaman yanında olduğu yönetimimize ve hanımlarımıza, ihtiyaç duyduğumuz her telefonumuzda, tüm konularda desteklerini esirgemedi.
Yaptığımız kültür festivallerimizde özel kişilerle bağlantı kurarak festivallerimize, spor faaliyetlerimize kısacası A’dan Z’ye tüm etkinliklerimize destek verirdi.
Tiyatro gecelerini kaçırmaz, yorumunu da esirgemezdi.
Bizlere birçok konuda yol gösterici olan TYT Onursal Başkanı Bensiyon Pinto’ya Tanrı’dan rahmet diliyoruz.
Sevgili Bensiyon Ağabey, rahat uyu sen… Yolun tozunu, çakılını temizledin; bize o yolda yürümek kalıyor. Senden feyz alan bizler seni unutturmayacak ve yolunda yürümeye devam edeceğiz…
***
Bensiyon Pinto’yu anarken / YAKUP BAROKAS
Bensiyon Pinto, Türk Yahudi Toplumunun sesi Şalom Gazetesini çok önemser, sorunlarıyla yakından ilgilenirdi. Genel yayın yönetmenliği yaptığım dönemde kendisiyle çok yakın olma şansını yakaladım. Her hafta telefon eder; kimi zaman över, kimi zaman da tatlı bir dille eleştirirdi.
Bensiyon’un destek ve yardımıyla oldukça zor bir duruma düşmekten kurtulduğum bir anımı anlatmasam olmazdı…
1999’da Cumhurbaşkanı Demirel’in beraberindeki 100 kişilik heyetle Ortadoğu ziyareti bölge barışı yönünde atılan önemli bir adımdı. Bu heyette ne yazık ki Şalom’a yer verilmeyince ben aynı uçakta yer ayırarak bu tarihi ziyareti izlemek olanağını bulacaktım.
Demirel’in programı çok yüklüydü, bir yerden bir yere kendisine tahsis edilen özel helikopterle gidiyordu. Tabi heyette yer almadığımdan araçlarda yerim yoktu. Bensiyon hemen yetişti, üstünde ‘Basın’ yazılı kokartı yakama taktı.
Ezer Weizmann’ın başkanlık konutunda Demirel onuruna bir akşam yemeği veriliyor. Ben Şalom temsilcisi olarak davetli kontenjanında değilim. Şansımı deniyorum, Şalom basın kartım inandırıcı oluyor, köşke girebiliyorum.
Kırmızı halı döşenmiş uzun bir yolu geçtikten sonra muhteşem bir salona giriyoruz. Uzun bir protokol masası ve önünde 10-12 kişilik masalar yer alıyor. Gazeteciler kordonun arkasında itiş kakış bekliyor. Devasa kameraların arasından öne doğru sıvışıyorum. Weizmann ve Demirel karşılıklı kadeh kaldırıyor, flaşlar patlıyor, muhabirler bu anı görüntüleyip salondan ayrılıyor.
Bu arada kordondan geçip bir masada boş gördüğüm yere oturuyorum. Yanıma bir hanım yanaşıyor ve “Galiba benim yerime oturdunuz” diyor. Tabi özür dileyerek kalkıyorum. Yemek salonunun ortasında öylece kalakalıyorum. O an yer yarılsa da içine gireyim diye düşünürken karşıdan Bensiyon Pinto cankurtaran gibi yetişiyor, eliyle işaret edip beni yanına çağırıyor. İki ülkenin marşlarının çalınması ve konukların ayağa kalkmasını fırsat bilerek Bensiyon’un masasına ulaşıyorum. Bensiyon garsondan bir servis daha getirmesini istiyor ve ben derin bir nefes alıyorum.
Bu olay sonrasında Bensiyon Pinto Şalom’a bu tür gezilerde kontenjan ayrılmasını sağladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün çıktığı gezide Onursal Başkan Bensiyon Pinto, dönemin Türk Yahudi Toplumu Başkanı Silvyo Ovadya, Başkan Vekili rahmetli Sami Herman ve ben heyette yer alıyorduk.
Bu anımı dile getirirken çok sevdiğim büyüğüm Bensiyon Pinto’nun Şalom’a verdiği önem ve değeri vurgulamak istedim. Nurlar içinde uyusun. Baruh Dayan HaEmet.