Yaralı karakterler resmi geçidi

Büyükannesi Matilda ve annesi Raşel’in 1942 ile 1955 yılları arasında yaşadıklarını kendi blogunda yazan Rana Denizer ‘Kulüp’te kader kurbanı, sorunlu, acılar yaşamış karakterlere yer verdi. Diziyi izledikten sonra bu derece yaralı, çaresizlik ve çıkışsızlık içindeki karakterleri, yaşanmışlık kokan etkileyici ve kalplere dokunan bir dille anlatan Rana Denizer’in, kendi geçmişini de sorunlu yaşadığı akla getiriyor.

Viktor Apalaçi

   Karakter tahlillerinin ustalıkla yapıldığı senaryonun, usta ve deneyimli iki yönetmenin elinde, düzgün bir sinematografi eşliğinde ekrana taşınması, uyumlu bir oyuncu kadrosunun etkileyici performansı, izleyiciye cazip gelmiş olmalı ki, ‘Kulüp’ NETFLİX’in 1 Numara’sına yerleşti. ‘Kulüp’ Türk gayrimüslimleri üzerine sinemamızda yapılmış en gerçekçi, en titiz, en olgun, en dürüst film olarak bu ilgiyi hak etti. 

‘Kulüp’ dizisinin hemen hemen tüm karakterleri geçmişinde acılar yaşamış ve kötü tecrübelerin getirdiği travmaları göğüslemeye çalışan kişiler. Sorunlu, yaralı karakterlerin yaşadığı acılara ayırdığım bu yazıda, öykünün odağındaki Matilda ile başlayacağım.

 Matilda - Raşel

 Türk Yahudilerinin hüzünlü bir kesitini gözler önüne seren ‘Kulüp’ün baş kahramanı Matilda Aseo (Gökçe Bahadır), sevdiği adamın ihanetine uğramış bir kader kurbanı. Hamile kaldığı nişanlısının, babası Salamon ve ağabeyi İzak’ı ihbar edip Aşkale’ye sürülmelerini yaşayan Matilda, dizinin açılış bölümünde nişanlısını kurşunlayarak öldürür. 17 yıllık mahkûmiyet hayatından sonra çıkan af yasasından istifade ederek, bu müddet zarfında bir yetimhaneye teslim ettiği kızı Raşel’in izini bulmaya çalışır.

Beyoğlu’nda dönemin prestijli bir müzikholünde işe başlayan, dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla çok kişinin hayatına dokunan Matilda, kayıp yılların izini silmek için çabalar. Olumlu davranışlarıyla ‘Kulüp’ çalışanlarının bir aile gibi birbirlerine sarılmasına ön ayak olur. Birinci Sezon’un son dört bölümünde, 17 yıl aradan sonra Matilda’nın kayıp ağabeyi İzak’ın çıkıp gelmesiyle, Matilda’nın izleyiciyi ters köşeye yatıran itiraflarına tanık oluruz.

Annesi tarafından terkedilen, 17 yaşına kadar tanımadığı anne-baba sevgisinden mahrum olarak büyüyen Raşel (Asude Kalebek) kendisine platonik bir aşkla bağlı yetimhane arkadaşı Mordo’ya yüz vermeyip, Pera’nın belalısı bıçkın şoför Fıstık İsmet’e gönlünü kaptırmıştır. Annesinin uzattığı uzlaşma ve yardım elini iten Raşel, genç yaşında yaşadığı olumsuzluklardan, kendisini hamile bırakan sevgilisi İsmet’in kaba davranışlarından kurtulmak için, Mordo’nun aliya (İsrail’e göç etme) teklifini kabul eder.

İki ay aradan sonra NETFLİX’in yayına soktuğu yedinci bölümde kendisine hayatta yeni bir başlangıç yapma fırsatını sunan bu teklife uymadığını öğreniriz. Doğacak bebeği için hazırlık yapan genç kadın, İsmet ile olan bir dargın bir barışık fırtınalı ilişkisini sürdürür. İsmet, kerhen de olsa reşit olmayan Raşel ile yapacağı evlilik için Matilda’dan muvafakatname vermesini talep eder.

 Kürşat - İsmet

 Bence ‘Kulüp’ dizisinin en ilginç karakterlerinden biri, derin devletin vücuda gelmiş hali olarak karşımıza çıkan Kürşat (Ruhi Sarı) karakteridir. Yedinci bölüm Kürşat’ın ihbar üzerine Salamon Aseo’evini basmasıyla başlıyor. Kürşat gayrimüslimlere karşı olan kinini Fransız komutan Franchet D’Esperey üzerinden kusuyor.

Kürşat, Kasım 1918’de İtilaf Devletleri tarafından işgal edilen İstanbul’a Sarayburnu’nda karaya çıkan, Cezayir doğumlu D’Esperey’in ihanet içindeki Yahudiler tarafından alkışlarla karşılandığını ballandıra ballandıra baba-oğul Salamon ve İzak’a anlatır. (Günümüzde Taksimden İstiklal Caddesi girişindeki Fransız Konsolosluğu binası, bir dönem ‘Franchet D’Esperey Hastanesi’ olarak sağlık hizmeti vermişti).

Mal beyanında Aseo’nun gizlediği bir servetin ihbarını aldığını söyleyen Kürşat, paranın Hitler’in zulmünden kurtarılacak Avrupalı Yahudiler için toplandığı gerçeğine inanmayıp, Varlık Vergisini ödemiş olmalarına rağmen Aseo’ları Aşkale toplama kamplarına gönderilmelerini sağlar. Her devrin adamı, Derin devletin dizideki temsilcisi Kürşat, 17 yıl aradan sonra tekrar karşımıza çıkar.

Gölgede kalıp ipleri elinde tutmaktan hoşlanan, içten pazarlıklı Kürşat, Orhan’ın gizli kimliğini ortaya çıkarıp, mal varlığının üstüne oturmaya kararlıdır. Baskıcı kişiliğiyle Orhan’a “Sen benimsin, geleceğine ancak ben karar veririm” diyerek özgüven patlaması yaşadığını gösterir. Orhan’ı devreden çıkararak, boşluğunu köle ruhlu Çelebi ile doldurmayı planlar. Kürşat bu iş için Çelebi’ye yıllık maaşını peşin olarak tahsil edebileceği dolgun bir çek verir.

 ‘Kulüp İstanbul’un bulunduğu semtin bıçkın ve yakışıklı şoförü İsmet (Barış Arduç), kendisini Aysel olarak tanıtan Raşel’e tutkundur ancak müşterisi iken metresi olan Diana’dan da vazgeçememektedir. Oğlunun bu huyunu bilen, saf ve temiz kalpli annesi Şükriye (Hülya Duyar) kanının ısındığı, annesiyle dargın Raşel’i himayesine alır. Hamilelik dönemini geçiren sevgilisi ile metresi arasında mekik dokuyan İsmet’in çocukluğunda yaşadığı ağır travmayı Raşel’e anlatır.

Kocası Ali Şeker’in (İstar Gökseven) vaktinin çoğunu geçirdiği ev komşuları tiyatrocu metresiyle olan ilişkisini İsmet ortaya çıkarmıştır. Bu olay üzerine ailesini terk eden Ali, 6- 7 Eylül’ün provokatörü olarak tekrar karşımıza çıkar. Oğlu İsmet’in, kışkırttığı kişiler tarafından öldüresiye dövülmesini seyretmekle yetinir. İsmet ise hamile karısının odasını sigara dumanına boğacak kadar duyarsızdır.

Selim - Çelebi

‘Kulüp’ dizisinin en sevilen karakteri şarkıcı Selim Songür (Salih Bademci) oldu. Zeki Müren’i akla getiren prestijli baş solist Selim, dış görünüşünün tam aksine zayıf kişilikli, kaçak güreşen, asosyal bir gençtir. Mutsuz, sevgisiz bir çocukluk dönemi yaşayıp evinden kaçan Selim travmalarıyla başa çıkmada zorlanır. Hayallerinin peşinden koşan bir insan olmadığını öğrendiğimiz Selim, yalnızlığının mimarı olmuştur.

Kendisine ilk kez dostça davranan Matilda’yı bile yanından kovar. Kariyerinde zirveye ulaşmanın stresine yenik düşmüş, teselliyi alkolde bulunca kariyerini noktalama aşamasına gelmiştir. Dizinin konusunun geçtiği ‘Kulüp İstanbul’ gazinosu aracılığıyla dönemin eğlence dünyasının kulisinde yaşananları öğreniriz. Riskli bir eşcinsel rolünü kabul eden Salih Bademci, kendi sesinden okuduğu nefis şarkılarıyla, dizinin sevilmesinde önemli bir rol oynadı.

Ben kendi hesabıma, Cem Ergünoğlu’nun bestelediği, Gökhan Mert Koral’ın sözlerini yazdığı, Salih Bademci’nin seslendirdiği ‘Selam Olsun, Eski Dostlar Yeni Dostlar’ adlı şarkıyı YouTube’dan dinlemeye doymuyorum.

‘Kulüp’ dizisinin kötülüğün temsilcisi olarak, çaycı Arif iken Çelebi’ye (Fırat Tanış) dönüşen, katı yürekli, zalim karakterli, acımasız gizli ajandası olan bir insanı izledik. Bin bir yüzlü, çıkarcı, oportünist, felaket tellalı Çelebi, müdürlüğünü yaptığı gazinoda emrindeki personele kötü davranmakla, çevresine dünyayı dar etmektedir.

 Sekizinci bölümdeki itiraflarıyla, gençliğinden beri Matilda’ya karşılıksız bir aşk beslediğini, hayatının en büyük düş kırıklığını yaşadığını öğreniriz. Ancak onuncu. bölümde, 6 Eylül gecesinde yaptıklarıyla Çelebi tüm izleyicileri ters köşeye yatırıyor. Galeyan halindeki çapulcuların şerrinden kaçmak için ‘Kulüp İstanbul’a sığınmak isteyen personele yardım elini uzatan Çelebi oluyor. Kürşat’ın çekini yırtıp atan Çelebi bizleri tekrar şaşırtıyor.

 ‘Kulüp’ün birinci sezonunun son dört bölümünü iki kelimeyle özetlemek gerekirse, ‘geçmişin yaraları’ tanımı uygun düşer. Geçmişte yaşanan travmalarından kurtulamayanlar arasında, ‘Kulüp İstanbul’un patronu Orhan Şahin (Metin Akdülger) var. Güçlü görünümünün aksine, zayıf karakterli bir insan olan Orhan, omuzlarında taşıdığı geçmişini gizlemenin yükü altında eziliyor. Türkiye’ye göç eden Giritli bir ailenin oğlu, Niko adıyla dünyaya gelen Orhan, Rum annesi Mevhibe (Suzan Kardeş) tarafından kimliğini gizlemeye zorlanmıştır.

Ticari zekâsıyla şehrin gözde müzikholünün sahibi olmuş, hatta bir pazarlık neticesinde Yılın En Başarılı İş Adamı sıfatını kazanmıştır. Kendisinden gayrimüslim personelini kovması istendiğinde zayıflık göstermiş, dindaşı Yani’yi kovmak pahasına ihtirasına yenik düşmüştür. Parasını gasp eden, “Senin bu memlekette tek hakkın bana köle olmaktır” diyen Kürşat’ın manipülasyonu Orhan’a acı bir son yaşatır.

 Dört devam bölümünün en çarpıcı sürprizlerinden biri İzak Aseo’nun ( Yiğit Sertdemir) 17 yıllık gizemli suskunluk döneminin ardından çıkıp gelmesiydi. Ailenin iki erkeğinden biri olarak İzak’ın akıbetinden haber alınamamıştı. Matilda çalıştığı yerde aniden karşısına çıkan İzak’a mutlulukla sarılmış, kendisinden yeni bir hayat kurabileceği Amerika’ya birlikte göç etme teklifini almıştı.

‘Kulüp’, konusundaki Varlık Vergisi ve 6 - 7 Eylül olaylarını ekrana taşıyarak, geçmişte yaşanmış acı tecrübelerin gelecekte yaşanmaması için etkili bir görev üstlendi. ‘Diriliş Ertuğrul’ ve ‘Payitaht Abdülhamit’ izleyicilerine alternatif tarih sunarken, ‘Kulüp’ yakın tarihimizin bazı kara sayfalarıyla yüzleşme ihtiyacını gündeme taşıdı.

 Sürprize boğulan final bölümü, 6 - 7 Eylül olaylarını geride bırakan ‘Kulüp’ çalışanlarının neşeli bir masa etrafında toplandığını gösteren, umut vaat eden bir sekans ile noktalanıyor. Bu final sahnesi dizinin hayranlarına ikinci bir sezonu adeta müjdeliyor.

Tomas Avenarius'n V. Apalaçi ile yaptığı söyleşiden sonra yayınlanan yazı