22 Ocak günü, uzun yıllar sonra Edirne´de bir ilk yaşandı. Yüz yıl öncesi sayıları yirmi binleri bulan Yahudilerinin hatıraları, Büyük Sinagogun hemen arkasındaki Vakıf Binasında, onlara ait yemeklerin tadıldığı gösterişli bir sofrada canlandı.
Gece boyunca sofrayı paylaşan farklı inançlardan misafirler birbirinden lezzetli Sefarad yemeklerini tadarken, bir yandan da gene aile kökeni Edirne olan Albert De Aziz’in gitarı ve kızı Tracy De Aziz’in muhteşem sesiyle Ladino müziğinin büyülü nağmelerine kapıldılar.
Tarihin talihsizliklerine, bakımsızlığa ve zamanın yıkıcı etkisine yenilmiş Büyük Sinagogun hayli zahmetli bir süreç sonrasında 2015 tarihindeki muhteşem açılışı sonrasında, Edirne’de gene hafızalardan uzun süre silinmeyecek bir gece daha yaşanmış oldu.
Hikayeyi baştan alacak olursak; her şey, 2021’in hemen başında, evlere hapis olduğumuz günlerde, Tamar Taşçıoğlu ve Engin Aymete’nin bir araya gelerek ‘Sofralar Dile Gelse’ adıyla bir oluşum için harekete geçmeleriyle başladı. Yemeğin, kültürel mirasları geçmişten geleceğe taşıyan en önemli unsurların başında geldiğine inançla her gün biraz daha birbirimize yabancılaştığımız bu dönemde güzel bir proje geliştirdiler. Dostlarıyla sofralarda buluşmayı ve yemekli sohbetleri özleyenler için ülkemizdeki farklı kültürlere ait yemeklerin, ait oldukları kültürlerini, tarihlerini, örf ve adetlerini de içeren sohbetler eşliğinde, yemekli Zoom toplantıları düzenleyerek bir ilke imza attılar. Toplantıya katılanlar, evlerine gönderilen yemekleri, toplantı saatinde kurdukları sofralarda, ekran karşısında hem konuşmacıları dinleyerek, hem de merak ettiklerini sorarak yeme imkanı buldular. Bu şekilde katılımcılar sırasıyla Ermeni, Yahudi (Sefarad), Rum, Süryani ve Gürcü sofralarında, Takuhi Tovmasyan, Karen Gerson Şarhon, Robert Sason, Meri Çevik Simyonidis, Ari Çokana, Hülya Özkınacı, Sait Susin, Kuryakos Acar, Filiz Üstün Durak, Uğur Zuboğlu ve Anna Dadauri gibi birbirinden değerli konukların sohbetleri ve bazılarının imzalı kitapları eşliğinde o kültürler hakkındaki bilgilerini pekiştirirken bir yandan da lezzetlerini tadabildiler.
Pandeminin hafiflemesi ve hayatın göreceli olarak normalleşmesi üzerine Stockholm’de yaşamakta olan İvet Acu Güney’in önerisiyle, bu kez de yakın geçmişe kadar etkin bir Yahudi kültürünün yaşandığı Edirne’de Sofralar Dile Gelmiş oldu.
Bilindiği üzere Edirne’de bugün bir Yahudi toplumu yok. Büyük Sinagog müze kimliği ile ziyaretçilerini ağırlamakta. Ancak Edirne’nin yerlilerinin gönlünde eski Yahudi komşularının hatıraları sıcacık yaşamakta. Geziye katılanlar; çarşı içinde Belediyenin Turizm Müdürü ve aynı zamanda ‘Edirne Yahudi Yemekleri’ kitabının yazarlarından olan Aydemir Ay’dan sokak sokak, eski Yahudi dükkanlarını, evlerini, sahiplerinin hatıralarıyla dinleme imkanı buldular. Hayim Behmoaras’ın harika anlatımından Yahudi evlerinin özelliklerini, Yahudi ibadet ritüellerini, yöntemlerini dinlediler.
Öğle yemeğinde, Edirne’nin meşhur ciğerini, köftesini yiyen, çarşı turunun sonunda Yahudi kültürünün şehire hediyesi olan Badem Ezmesi ve Bademli kurabiyesinden deneyen herkes çok mutluydu.
Akşam gerçekleşen yemekte ise duygulu anlar yaşandı. Bir gün öncesinde Edirne’ye gelip kolları sıvayan, Sofralar Dile Gelse ekibi ile İvet Acu ve Hayim Behmoaras ve Edirne’de yaşamakta olan İnez Romano’nun da desteği ile hazırlanan yemekler, konukların damaklarında bayram havası yarattı. Şef İvet Acu’nun imzalı tarifleri, özenle hazırlanmış menü kartları, arzu edenlerin satın alabildiği Edirne Yahudi Yemekleri kitaplarıyla tüm detayların düşünüldüğü sofrada herşey titiz bir özenin yansıması gibiydi. Geceye katılan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Edirne’nin çok kültürlü yapısından ve Yahudi kültürünün kent kültürüne etkisinden bahsetti. Başkan Gürkan’ın yanı sıra Trakya ve Balkanlar İnanç Önderi Dede Mustafa Akın, Bulgar Ortodoks Kilisesi rahibi Aleksander Çıkırık, Edirne Cem Evi Başkanı Akın Çetin, Bahai Diplomatik İlişkiler Koordinatörü Şemsettin Öztürk geceye katılarak misafirlerle sohbet ettiler.
Yanında proje ortakları Tamar Taşçıoğlu, İvet Acu ve Hayim Behmoaras ile söz alan Engin Aymete, “Bu gece burada sadece sofradaki elli kişi için değil, yeryüzünün dört bir yanına dağılmış ve artık maalesef gökyüzünde olan binlerce Edirneli Yahudi’nin hatıralarına Le Hayim” diyerek kadehini kaldırdı.
Yemeğe katılan misafirler gecenin ilerleyen saatlerine dek Albert ve Tracy De Aziz’in Ladino müziği ile eğlenerek sohbet etti. Ertesi gün, geceye katılan Bulgar Ortodoks Kilisesi Rahibi Aleksander Çıkırık’ın daveti ile pazar ayinine katılan misafirler böylece kısacık Edirne gezisi sırasında camisiyle, sinagoguyla, kilisesiyle çok kültürlü Edirne’yi lezzetleriyle deneyimlemiş oldular.
‘Sofralar Dile Gelse’ ülkemizin dört bir yanında bulunan kadim bütün kültürleri, sofraları üzerinden yarınlara taşımak için renkli organizasyonlar yapmaya, lezzetli sofralar kurmaya devam edecek. Gelecek programlar hakkında bilgi sahibi olmak için @sofralar_dile_gelse hesabı takip edilebilir.