WEB'DEN SEÇMELER

•Şu anda İsrail, Erdoğan´a destek olacak, onu dış politikadaki yalnızlığından kurtaracak bir hamlede bulunmak ile hazır Türkiye´yi zayıf durumda yakalamış olmanın verdiği avantajı kullanma arasında. Şubat ayında daha temsili bir pozisyon olan İsrail Cumhurbaşkanı Herzog Türkiye´ye gelecek. Bundan önce muhtemelen, zaten düzeyi düşürülmemiş olan diplomatik ilişkiler onarılıp, büyükelçi değiş tokuşu yapılacak. İlhan Uzgel – www.kisadalga.net

İzak BARON Diğer
9 Şubat 2022 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı
  • AAAA, BİR DE BAKTIK BİZ DE İSRAİL İLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEKTEYMİŞİZ

Aaaa, bir de baktık biz de İsrail ile ilişkileri geliştirmekteymişiz. Birkaç gün önce Dubai’ye giden İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, Şubat içinde Türkiye’ye gelebilirmiş. Bizzat Cumhurbaşkanımızın müjdesi bu. Kim derdi ki, iki İsrail’li Çamlıca Kulesinden Kısıklı’daki evlerin fotoğrafını çekecek, bundan bir casusluk dosyası çıkacak, sonra telefon trafiği içinde o casusluktan bir ilişki kanalı açılacak ve iş Erdoğan – Herzog irtibatına dönüşecek…

Hamas’la ilişkileri rölantiye mi almışız, gevşetmiş miyiz, Hamas’a İsrail gibi bakmıyor olsak da Türkiye gibi de mi bakmaz hale gelmişiz? Ne olmuş?

İsrail’le ilişki önemli tabii. O öyle bir “Dış güç” ki, ağları dünyayı tutmuş. Hamas onun yanında marjinalin marjinali kalır.

Ahmet Taşgetiren

https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/ne-yapmali-dis-gucleri-1592045

  • İSRAİL İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ NORMALLEŞME SÜRECİNE YAPILACAK İDEOLOJİK İTİRAZLARIN NE TÜRKİYE'NİN NE DE İSLAM DÜNYASININ FAYDASINA OLMADIĞI DEFALARCA KEZ GÖRÜLDÜ

Öte yandan her ne kadar iç politikada yaşanan gelişmelere itiraz etsem de son dönemde dış politikada atılan adımları çok doğru buluyorum. İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog'un Türkiye'ye ziyarete gelmesi ve İsrail ile kuvvetli bir normalleşme yolunun açılması Türkiye toplumunun tamamının menfaatleri açısından son derece faydalı. Bu ziyaretle beraber kalıcı bir yeni dönemin açılacağı kanaatindeyim. İsrail medyasında da hava çok olumlu.

Tayyip Erdoğan’ın 18 Ocak'taki Sırbistan ziyaretinden itibaren başlayan süreç Şubatta tam olarak rayına oturacak gibi görünüyor. Erdoğan ile Herzog'un bu yapıcı temasından sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid de 13 sene aradan sonra ilk kez görüştüler. Tam 13 senedir Türk ve İsrailli Dışişleri Bakanları arasında karşılıklı iletişim olmamıştı. Bu görüşme iki ülke kaynaklarınca da pozitif şekilde duyuruldu. İki bakanın konuşmasının çok verimli geçtiğini hem Türkiye hem İsrail tarafı söylüyor. Bunlar çok güzel gelişmeler.

İsrail ile Türkiye arasındaki normalleşme sürecine yapılacak ideolojik itirazların ne Türkiye'nin ne de İslam dünyasının faydasına olmadığı defalarca kez görüldü. Doğu Akdeniz'deki doğal gaz boru hattından Türkiye'nin dışlanması kime hizmet eder? 85 milyonluk Türkiye toplumunun uzun vadeli çıkarlarına yani refahına hizmet etmediği kesin.

Nagehan Alçı

https://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/3333800-israil-turkiye-normallesmesi-otoriterlesme-ve-muhalefet

  • ANKARA’DAN TEL-AVİV’E GİDEN DAVET DE, BİR “ÇALIŞMA ZİYARETİ” İÇİN DEĞİL. ANKARA, “RESMİ” BİR ÇERÇEVEDE İSRAİL CUMHURBAŞKANI’NI AĞIRLAMAK İSTİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna’ya gitmeden önce açıkladı: “İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Mart ayı ortasında Türkiye’ye gelecek.” Erdoğan, Bu bilgiyi ve kritik ziyaret öncesinde İsrail’in özel temsilcisinin Türkiye’ye geldiğini, Türkiye’nin özel temsilcisinin de Herzog ziyareti öncesinde İsrail’e gideceğini de duyurdu.

İşin perde arkasına baktığımızda, İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı’nın (Bakanlık Genel Direktörü) geçen ay Türkiye’ye gelip Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile bir görüşme yaptığını öğrendik. Şimdi Herzog'un ziyareti öncesinde Ankara'dan İsrail'e yapılacak ziyaret bekleniyor. Cumhurbaşkanı Herzog’un ziyaretiyle ilgili İsrail tarafı ser verip sır vermiyor. Sadece “konu değerlendiriliyor!” demekle yetiniyor. Tel Aviv yönetimi sessizliğini korusa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşık da olsa bir tarih vermesi “bir ilerlemenin, en azından tarih konusunda mutabakatın” olduğuna işaret ediyor. Anlaşılan o ki, o mutabakatı ve tarihi taraflar ortak bir açıklamayla duyuracak.

Bu arada Ankara’dan Tel-Aviv’e giden davet de, bir “çalışma ziyareti” için değil. Ankara, “resmi” bir çerçevede İsrail Cumhurbaşkanı’nı ağırlamak istiyor. Bununla birlikte İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in 11-13 Mart arasında yapılacak Antalya Diplomasi Forumu’na davetli olduğunu da hatırlatalım.

Deniz Kilislioğlu

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/deniz-kilislioglu/ankara-umutlu-israil-sessiz-6695034

  • TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDAKİ GÖRÜŞMELERİN SEYRİNE GÖRE KARŞILIKLI BÜYÜKELÇİ TAYİNLERİNİN GÜNDEME GELEBİLECEĞİ İFADE EDİLİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog'un Türkiye ziyareti için mart ayı ortalarını işaret etti. Herzog'un ziyareti öncesi iki ülke tarafından özel temsilciler atanarak ön çalışma gerçekleştirilecek. Atanacak özel temsilci için daha önce Tel Aviv'de görev yapan veya İbranice bilen isimler üzerinde durulduğu ifade ediliyor. Kulislerde görev için Ufuk Ulutaş, Kemal Öktem, Ahmet Üzümcü gibi isimler öne çıkıyor. Görüşmelerde çözümü güç konular paranteze alınarak, başta enerji olmak üzere işbirliği alanlarına yoğunlaşılacak. Sürecin pozitif ilerlemesi halinde karşılıklı büyükelçi ataması da gündeme gelebilir.

(...) Herzog'un ziyareti öncesinde karşılıklı özel temsilci atanması gündeme alınırken, kulislerde Türkiye'nin Tel Aviv'de görev yapan büyükelçileri Kemal Öktem, Ahmet Üzümcü'nün yanında Ortadoğu siyaseti ve Yahudi tarihi üzerinde çalışmaları bulunan ve iyi derecede İbranice bilen Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ufuk Ulutaş'ın ismi geçiyor. Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmelerin seyrine göre karşılıklı büyükelçi tayinlerinin gündeme gelebileceği ifade ediliyor.

Betül Usta

https://www.sabah.com.tr/dunya/israil-ile-yeni-yol-haritasi-5858579

  • "BU HAT BAŞARILI OLURSA TÜRKİYE İÇİN ÇOK GÜZEL OLUR. LEVİATHAN SAHASININ OPERATÖR ŞİRKETLERİ İÇİN DE ÇOK GÜZEL BİR OPSİYON OLUR. ANCAK KESİN OLARAK SATICILARIN DA PROJEYE DESTEĞİ ŞART.”

İsrail gazı Avrupa’nın enerjideki arz güvenliği için de önemli bir alternatif olarak gösteriliyor. Peki İsrail gazı, Rus gazına alternatif olarak masaya konabilir mi? Sohbet Karbuz’a göre önce bu gazın önündeki engelleri aşıp Türkiye’ye gelmesi lazım ama yine de alternatif olması şimdilik mümkün değil.

Türkiye ile İsrail arasındaki doğal gaz hattının çok çetrefilli olduğuna değinen Karbuz, "Bu hat başarılı olursa Türkiye için çok güzel olur. Leviathan sahasının operatör şirketleri için de çok güzel bir opsiyon olur. Ancak kesin olarak satıcıların da projeye desteği şart. Satıcılar destek vermezse gaz olmaz. Gaz olmazsa da boru hattının bir anlamı kalmaz. Bu süreçte atlanmaması gereken diğer önemli konu da enerji fiyatlarındaki yükseliş. Bu yüksek fiyatlar yeni projeler için belki şirketlerin daha iştahlı olmasını sağlayabilir" dedi.

İsrail gazı Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminin en önemli parçalarından biri. İsrail, 2009 yılında Tamar gaz sahasında 280 milyar metreküplük bir gaz rezervi, 2010 yılında ise Leviathan gaz sahasında 622 milyar metreküplük bir rezerv bulmuştu. Bu gaz İsrail’in kendi ihtiyacının da ötesinde olduğu için kendine bir pazar bulmak zorundaydı.

İlk olarak Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail bu konuda ortak bir girişim başlatarak Doğu Akdeniz Boru Hattı veya bilinen ismiyle Eastmed Boru Hattı projesi için çalışmalara başladı. Bu hat İsrail gazını önce Güney Kıbrıs topraklarına oradan Yunanistan’a taşıyacak ve Avrupa’ya dağıtılacaktı. Ancak yıllar geçmesine rağmen çok sayıda uluslararası toplantı gerçekleşse de bu hat için bir adım atılmadı. Zira bunun en büyük nedenleri hattın yapım maliyetinin oldukça fazla olması, güzergahtaki deniz derinliğinin boru hattı için tehlikeli olması ve Türkiye’nin bölgedeki varlığı idi. Türkiye’de yakın zamanda Libya ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair anlaşma ile bu projenin güzergahını kesmiş oldu. Ardından ABD’de bu projedeki desteğini çektiğini açıkladı. Projenin maliyeti ise yaklaşık 10 milyar Euro olarak hesaplanmıştı.

Emre Eser

https://www.dw.com/tr/israil-gaz%C4%B1-t%C3%BCrkiye-i%C3%A7in-alternatif-olabilir-mi/a-60666085

 

  • ŞU ANDA İSRAİL, ERDOĞAN’A DESTEK OLACAK, ONU DIŞ POLİTİKADAKİ YALNIZLIĞINDAN KURTARACAK BİR HAMLEDE BULUNMAK İLE HAZIR TÜRKİYE’Yİ ZAYIF DURUMDA YAKALAMIŞ OLMANIN VERDİĞİ AVANTAJI KULLANMA ARASINDA

Aslında ne İsrail, ne Mısır, ne de Suudi Arabistan Türkiye ile ilişkileri düzeltme konusunda aceleci…. Bu ülkelerin hepsi süreci ağırdan alıyorlar, Türkiye’ye açıktan ya da alt düzey temaslarda talep listesi veriyorlar. Bu açmazın başlıca sorumlusunun AKP yönetimi olduğu belli. Aynı anda bu kadar ülkeyle sorunlu olup, bu kadar çok soruna bulaşınca, Türkiye dışındaki faktör ve gelişmelerin de etkisiyle, bölgesel jeopolitik dönüşmeye başladı. ‘Türkiye ile sorunlu olan ülkeler birliği’ diyebileceğimiz yeni oluşumlara kapı açıldı. Öyle ki, günümüzde Türkiye, İsrail’in geçmişte olduğundan daha fazla izole bir ülkeye dönüştü.

İsrail açısından bölge jeopolitiğinde büyük dönüşümler yaşandı. Türkiye önemli bir bölgesel ülke olsa da, yedeklenebileceği, stratejik olarak büyük ölçüde ikame edilebileceği anlaşıldı.

Daha Mavi Marmara olayı yaşandıktan bir ay sonra İsrail Başbakanı Atina’daydı. İsrail, Türkiye ile stratejik ilişkilerine önem verdiği için Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile ilişkilerini belli bir seviyenin ötesine götürmüyordu. Ama 2010’dan itibaren İsrail dış politikasında Türkiye ipoteği kalktı. İsrail bir yandan Azerbaycan, öte yandan Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile gayet yakın ilişkiler geliştirmeye başladı.

Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail enerji, diplomasi ve askeri ilişkilerini büyük bir hızla geliştirdi. Rotasyonlu olarak üçlü zirve toplantıları başladı, buna ABD’li yetkililer de eşlik etti. Dahası İsrail ile Yunanistan arasındaki savunma ilişkileri giderek yoğunlaştı. Örneğin iki ülke Kalamata’da 1.6 milyar dolarlık bir hava kuvvetleri eğitim merkezi kurma konusunda anlaşma imzaladılar. Bunun yanında İsrail ile Yunanistan arasında düzenli tatbikatlar da yapmaya başlamıştı. Geçmişte olduğu gibi, İsrail hava kuvvetleri tatbikat için artık Türkiye’ye ihtiyaç duymuyordu.

Güney Kıbrıs da İsrail, BAE ve Yunanistan da dahil olduğu yeni stratejik diyalog başlattı. Kaldı ki, İsrail Türkiye ile yakınlaşsa bile artık Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile kurduğu ilişkiler baki kalacak. Geçen hafta İsrail’e giden Yunan savunma bakanına bu güvence verildi, hatta Yunanistan ve Kıbrıs ile üçlü çerçeveyi derinleştirme konusunda anlaşmaya varıldı.

İsrail tarihinin stratejik açıdan en güvenli ve avantajlı dönemini yaşıyor. Saddam tasfiye olmuş, Suriye içe çökmüş, Golan Tepeleri ilhak edilmiş, Filistin hareketi bölünmüş, halkı liderliğine bütün güvenini kaybetmiş, İbrahim Anlaşmalarıyla BAE, Bahreyn dahil toplam dört bölge ülkesiyle diplomatik ilişkilerini kurmuş, Suudi Arabistan ve Katar İsrail’e yaklaşımlarında yumuşamış, Mısır ve Ürdün ile ilişkilerini en üst düzeye çıkarmıştı. ABD’de Trump döneminde ilişkilerin altın çağı yaşanırken, Netanyahu hükümeti Rusya ile de son derece yakın ilişkiler kurabilmişti. Arap dünyası Filistin sorunu yorgunu, Arap halkları arasında Filistin sorununa ilgi sürse de, rejimler açısından bu sorun için çoktandır rafa kaldırılmış.

Türkiye bu bölgesel koşullar altında İsrail için önemli olmayı sürdürdü ama kritik bir ülke özelliğini yitirmeye başladı. Arap olmayan bir ülke olarak Türkiye’nin İsrail’i tanıması, askeri savunma ilişkiler kurulması bile geçmişte büyük bir değer taşıyordu.

Ekonomisi çöküşe geçmiş, bölgede izole olmuş, ABD ile ilişkileri toparlamaya çalışan, hızla oy kaybeden bir Erdoğan yönetiminin ilişkileri yeniden bir düzene sokma girişimine İsrail’in hemen olumlu cevap vermemesi gayet anlaşılır bir durum. Şu an bölgesel stratejik üstünlük de, ikili ilişkilerde pozisyon üstünlüğü de İsrail’in elinde. O yüzden ağırdan alan taraf İsrail. Ekonomik ilişkiler her şeye rağmen kesintiye uğramadan devam ediyor ve 7 milyar dolara yaklaşıyor. İsrail pekala Erdağan hükümetinin Hamas’a destek ve Filistin sorunundaki tutumunu masaya yatırıyor, buralarda rahatça ödün isteyebiliyor.

İsrail açısından bir başka sorun Erdoğan’a olan güven sorunu. Büyükelçi değiş tokuşu yapıldıktan sonra, Erdoğan’ın tekrar İsrail’i örneğin seçim sürecinde hedef tahtasına oturtabileceği kuşkusu İsrail tarafında hakim. Bu yüzden de İsrail büyük ihtimalle daha sağlam garantiler istiyor.

Şu anda İsrail, Erdoğan’a destek olacak, onu dış politikadaki yalnızlığından kurtaracak bir hamlede bulunmak ile hazır Türkiye’yi zayıf durumda yakalamış olmanın verdiği avantajı kullanma arasında. Şubat ayında daha temsili bir pozisyon olan İsrail Cumhurbaşkanı Herzog Türkiye’ye gelecek. Bundan önce muhtemelen, zaten düzeyi düşürülmemiş olan diplomatik ilişkiler onarılıp, büyükelçi değiş tokuşu yapılacak.

İsrail ile ilişkilerin düzelmesi hem Biden yönetiminin gözüne girme, hem Yahudi lobisinin desteğini yanına çekme, hem de Kongre’de son derece olumsuz olan havayı Türkiye lehine çevirmeye yarayabilecek bir girişim. İsrail tarafı bütün bunların farkında ve muhtemelen diplomatik pazarlıkta el yükseltiyor. Erdoğan’ın bu kazanımlar için hangi ödünleri vereceğini zaman içinde göreceğiz.

İlhan Uzgel

https://www.kisadalga.net/yazar/israil-ile-iliskiler-erdogani-kurtarir-mi_24047

 

  • “TÜRKİYE İSRAİL’E YAHUDİ BİR TÜRK VATANDAŞINI BÜYÜKELÇİSİ OLARAK ATASA” TARZINDA BİR ÇOK ASLI ASTARI OLMAYAN HABER İLE TEMENNİ MESAJLARI DOLAŞIMA SOKULUYOR. BUNLARIN TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNE ZERRE KADAR KATKISI OLMAZ

Türkiye’nin İsrail’le görüşmesi, Filistinliler açısından sorun mu? Asla değil.

El Fetih de Hamas da buna karşı çıkmaz, çıkamaz. Aksine kendilerine siyasi saha açılması ihtimali doğar.

Ortadoğu’da bugün herkes, herkesle görüşüyor. Husumetler devam etse de, kompartman siyaseti ön plana çıkarılıyor. Türkiye bu anlamda İsrail’le görüşerek, zamanın gerisinde kalmamalı. Bilhassa Doğu Akdeniz politikası için bu önemli.

Çünkü peşinden Mısır, Lübnan da gelebilir.

İsrail ile görüşmek, İsrail ile müttefik olmak anlamına gelmiyor. Zaten bugün bir ilişki kurulsa bile bunun merkezi enerji olacaktır. Mossad’ın “Mit’le altın çağımız” dediği 90’lardaki gibi tek taraflı bir istihbarat-askeri işbirliğinin bir daha gündeme gelmesi, imkansız.

Bazı akademisyenler var. Soner Cagaptay mesela. “Erdoğan medyaya talimat verdi, artık İsrail için işgalci denmeyecek” diye bir iddia ortaya attı. Külliyen yalan.

İsrail gündemini yakından takip eden akademisyen Gökhan Çınkara ise bir İsrail gazetesini kaynak gösterip, Türkiye’nin Hamas’lıları sınır dışı edeceğini öne sürdü.

Külliyen yalan.

Buna benzer ve hatta “Türkiye İsrail’e Yahudi bir Türk vatandaşını büyükelçisi olarak atasa” tarzında bir çok aslı astarı olmayan haber ile temenni mesajları dolaşıma sokuluyor. Bunların Türkiye-İsrail ilişkilerine zerre kadar katkısı olmaz.

Taha Dağlı

https://www.haber7.com/yazarlar/taha-dagli/3189467-israil-konusundaki-asilsiz-iddialara-dikkat

 

  • İLİŞKİLERİN NORMALLEŞTİRİLMESİ DURUMUNDA BUNA DAHA AZ İHTİYACI OLAN İSRAİL’İN BAŞTA HAMAS ÜYELERİNİN SINIR DIŞI EDİLMESİ VE HATTA BAZILARININ TESLİM EDİLMESİ GİBİ BAZI TALEPLERİNİN YANI SIRA ANKARA’YI ZORLAYACAK BAŞKA TALEPLERİ DE OLABİLİR

Doğu Akdeniz’deki politikalarının doğru olduğunu yıllarca savunan Ankara, Biden’ın başkan seçilmesinin ardından çark edip geri adım atarak “Mavi Vatan” projesini de bir anlamda boşa düşürmüş oldu. Daha önce Doğu Akdeniz’de ülkeler arasındaki boşluklardan yararlanma fırsat ve stratejilerini elinin tersiyle iten Ankara, son manevrasının ardından bu kez Yunanistan’ı boşa düşürmek ve belirli bir gerilim taşıyan ABD ile ilişkileri geliştirmek için İsrail’i araçsallaştırma kararı almış görünüyor. Tabii ABD ile ilişkilerin gelişmesi demek, AK Parti’nin yanlış politikaları nedeniyle büyük bir ekonomik kriz içerisinde debelenen ülkeyi düzlüğe çıkarması ya da buna ilişkin bir umudun doğması demek.

Türkiye’nin ne yapmak istediğinin az çok farkında olan İsrail’in bu çerçevede bir perspektife onay vermesini beklemek, pek hayalci ve çocukça olur. İlişkilerin normalleştirilmesi durumunda buna daha az ihtiyacı olan İsrail’in başta Hamas üyelerinin sınır dışı edilmesi ve hatta bazılarının teslim edilmesi gibi bazı taleplerinin yanı sıra Ankara’yı zorlayacak başka talepleri de olabilir. AKP iktidarı tünelin ucundaki karanlığın farkında ve bu karanlığın içerisinde yolunu bulabilmek için can havliyle el atmayacağı yer yok. Yıllardır tabanı konsolide etmek ve Arap dünyasının sempatisini kazanmak için en ağır açıklamaları yaptığı İsrail’le stratejik ilişkiler kurmak da dahil. Dolayısıyla BAE’nin İsrail’le ilişkilerinin derinlik kazanması, BAE ile geçmişte yaşadıklarını bir çırpıda siliveren iktidarın elini kolaylaştıran bir gelişme olabilir.

İslam Özkan

https://www.politikyol.com/herzogun-abu-dabi-ziyareti-ne-anlama-geliyor/

  • Takılan tweetler
  • isinelicin Gökkuşağı@IsinElicin

3 dakikada | "Van minüt" krizinin perde arkası

Dönemin Tel Aviv Büyükelçisi @NamikTan  anlatıyor

https://www.youtube.com/watch?v=3PErLlrUV3U

https://twitter.com/IsinElicin/status/1489497273876762626

  • M. Olgay Söyler@olgaysyler1

İspanya'dan Anadolu'ya göçen Sefarad Yahudilerine ait Kemeraltı semtinde  kapalı durumda olan 9 Sinagog açık hava müze konsepti ile ziyarete açılacakmış.

Sefaradlara ait yapıların ve öykülerin bir miktar daha görünür kılınması hem kültür tarihimiz hem de inanç tarihi için önemli.

https://twitter.com/olgaysyler1/status/1489188816418131970

  • bir vakitler Edirne...@birvakitler1

'30'ların, soluk karelerin Edirne'si bizleri bu kez kaşkaval işiyle meşgul, Baruh ailesinin anılarına buyur ediyor...

https://twitter.com/birvakitler1/status/1488939123574546439

  • Güventürk Görgülü@guventurks

Elime ilk kez Ladino dilinde bir kitap geçti. La Meza Cudia, Yahudi'nin Yemek Masası anlamına geliyormuş. Yazarı Nisim Behar da çok sayıda eseriyle tanınmış bir din adamı. İç kapağında Mezahika Tora'da bir kursu birincilikle bitiren Roza adlı bir öğrenciye hediye edildiği yazıyor.

 

https://twitter.com/guventurks/status/1487417483288006659

  • Dr. Remzi Çetin@remzzicetin

Son dönemdeki Türkiye-İsrail yakınlaşması, Türkiye-Filistin ilişkileri merkeze alınıp yorumlanırsa iki ülke arasındaki normalleşmenin uzun sürmesi mümkün değildir. Türkiye’nin İsrail’le sağlayacağı çıkarlar başka; İsrail’in Filistin’e politikaları başka…

Bu ayrım, çok kritiktir.

https://twitter.com/remzzicetin/status/1489270921298857991

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

İsrail-Türkiye ilişkilerinde İbranice basında son durum  şudur:

-İsrail dışişleri yetkilileri iki ülke arasında sürecin ilerlemesi yönünde pozitif,

-İsrail güvenlik bürokrasisi ise adım atma konusunda siyasi kurumları ve dışişleri yetkililerini uyarıyormuş.

https://twitter.com/gcinkara/status/1490055975218421766

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

CB Herzog'un Türkiye ziyareti öncesi, Azerbaycan BE @hazar_khazar'ın ev sahipliğinde Herzog'un kardeşi ABD BE @AmbHerzog  onuruna verilen hoşgeldin yemeğinde BE @HMuratMercan'da orada imiş. Anlaşılan görüşme de olmuş.

Masa oldukça önemli.

https://twitter.com/gcinkara/status/1489493200591015936

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

Niri Zilber, Michael Koplow ve Gallia Lindenstrauss'un Türkiye ve İsrail arasında son dönemde hızlanan diplomatik normalleşme çabalarına yönelik bu podcastlerini kısmen sizlere özetleyeceğim.

1-    Gerek Niri Zilber gerekse Michael Koplow TR'nin 1949'da İsrail'i tanıyan Arap-olmayan ilk Müslüman ülke olmasından kaynaklanan unique pozisyonuna dikkat çektiler.

2-   Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin stratejik boyut kazanmasını ise Başbakan David Ben Gurion'un Nasirizm + Sovyet tehditlerine dönük geliştirdiği (Mossad ile) Periferya/Çevreleme Stratejisinde somutlaştığını eklediler.

3-   Bu stratejinin esası Arap olmayan ülkelerle bir güvenlik paktı oluşturma idi. O dönem iki ülke arasındaki bu sıkı ilişkiler Soğuk-Savaş'ın bu ülkeleri Batı Kampına itmesi nedeniyle sorun yaratmadı.

4-   1990'lar ise iki ülke arasındaki ilişkilerin askeri işbirliği aldığı dönemi imliyordu. Artık ordular arası bir işbirliğinden söz ediliyor (TSK/IDF). Bu noktada ilişkiler derinleşiyor.

5-   Gallia Lindenstrauss ise bu ilişkilere akademik değişimlerin ve ticaret boyutunda eklendiğini ifade etti. Mevcut IL CB'si Herzog'un babası Haim Herzog'un 1992 TR Ziyareti'nin önemli olduğunu ifade etti.

6-   Gallia'nın vurguladığı gibi 1990'larda iki ülke arasındaki balayı döneminin bir nedeni de Madrid Konferansı (1991) ve Oslo Anlaşmaları (1993-1995) idi. Bunlar bölgede pozitif gündem yarattılar.

Tamamı için : https://twitter.com/gcinkara/status/1489345478605082624

  • Ankara Center for Global Politics@AnkaraCGP


https://twitter.com/AnkaraCGP/status/1490426087121240069

  • Ankara Center for Global Politics@AnkaraCGP

https://twitter.com/AnkaraCGP/status/1489735981720907787

 

  • Ağa Takılanlar Öneriyor

 

  • Antalya’nın tek Yahudi mezar taşı! Dikkat çeken yazı: Ölümü, günahlarına kefaret olsun


https://www.mynet.com/antalya-nin-tek-yahudi-mezar-tasi-dikkat-ceken-yazi-olumu-gunahlarina-kefaret-olsun-110106911299

  • Naziler tarafından katledilen József Braun’ın hikâyesi: Yeşil sahalardan toplama kampına – Ziya Adnan

https://www.birgun.net/haber/naziler-tarafindan-katledilen-j%C3%B3zsef-braun-in-hikayesi-yesil-sahalardan-toplama-kampina-375765

  • Donbas'ta Yahudi toplumu Rusya-Ukrayna krizinin barışçıl yollarla çözülmesini umuyor - Talha Yavuz, Jeyhun Aliyev

https://www.dailymotion.com/video/x87n522

 

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/donbasta-yahudi-toplumu-rusya-ukrayna-krizinin-bariscil-yollarla-cozulmesini-umuyor/2494630

  • İsrailli analistler, Herzog'un Türkiye'ye yapacağı ziyareti değerlendirdi

https://tr.euronews.com/2022/02/01/israilli-analistler-herzog-un-turkiye-ye-yapacag-ziyareti-degerlendirdi

  • Koca yürekli bir Yahudi’nin ardından… - Akkan Suver

Bensiyon Pinto Yahudi toplumunun yüz akı, Türk Milleti’nin müstesna bir ferdi ve benim de otuz beş yıllık dostumdu.

O’nu benimle tanıştıran rahmetli Alparslan Türkeş’ti. Alparslan Türkeş, Bensiyon Pinto’ya pek önem verirdi.

https://www.gozlemgazetesi.com/2022/02/04/koca-yurekli-bir-yahudinin-ardindan/

  • İddia: "Bursa'da Musevi Cemaatine hibe edilen tekkeler meyhane olmuş" - ERCAN ÇALIŞIR

Bursa Türk Musevi Cemaat Vakfı Başkanı Leon Elnekave konuyla ilgili şöyle konuştu; "Bursa ilk başkentti. 15. asırdan bahsediyoruz. Daha önce defalarca söyledim. Buralar ovaydı, ev yoktu. Dönemin padişahı 1499 yılından sonra İspanya'dan kovulan Yahudileri buralara yerleştirdi. Selanik, Tokat, Manisa civarlarına da yerleştirdi. Bu evleri, buraya yerleşen Yahudiler yaptı. Üst tarafta, Muradiye Mahallesinde Osmanlı evleri var, buralarda yahudi evleri var. Buranın adı Yahudilik diye bilinir. Osmanlı kayıtlarında Ahmet Efendi, Mehmet Efendi gibi geçmiş olabilir. Bu kayıtlarda ismi geçen yerlerin hepsini vakıf adına, avukat ile beraber aldık. 1936 yılından beri vakıf olarak varız. İmam Hatipliler dahil herkese söylüyorum, 'Okuyun, tarihi bilin' diye. Burası 600 senelik Osmanlı sokağı. Tarihi çeşmemiz var burada, hikâyesi olan çeşme (Müslümanlara su içmek haramdır). Belediyeye, çeşmeye yazı koyun diye söyleyen de benim. Yukarıda Seyyid Usûl Tekkesi var, Osmangazi Belediyesi orayı restore ettirdi. Oradan başka bir tekke yok bu mahallede. Bahsettiğiniz Altıparmak Caddesine cephe olan tekkelerin arsa sınırları üzerinde, bir inşaat yapılmış olabilir. Tapu dairelerinde bu mevcuttur zaten. Gidip Seyyid Usûl Tekkesi'ni görebilirsiniz, hatta çay bile içebilirsiniz. Yalan demiyorum, yanlış bilgi var."

https://www.bursadabugun.com/haber/iddia-bursa-da-musevi-cemaatine-hibe-edilen-tekkeler-meyhane-olmus-ozel-haber-1483467.html

  • Yahudi katliamının kokusu çıktı/1 – İbrahim Soytürk

Bu sene Bulgar Yahudileri konusu Bulgar gençlerin öncelikle Sofya’da olmak üzere, ülkedeki yüzlerce Sovyet Anıtı’na incitici sözler yazması ve tahrik eden resimler çizmesiyle başladı.

https://www.bghaber.org/bghaber/yahudi-katliaminin-kokusu-cikti/

  • Tel Aviv’de bir araştırma: İsrail’de herkes birbirinden nefret ediyor

https://turkish.aawsat.com/home/article/3456781/tel-aviv%E2%80%99de-bir-ara%C5%9Ft%C4%B1rma-i%CC%87srail%E2%80%99de-herkes-birbirinden-nefret-ediyor

  • İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa’da Antisemitist Medya: Je Suis Partout Gazetesi Üzerine Bir İnceleme - Caner ÇAKI & Özkan AVCI

https://dergipark.org.tr/tr/pub/erciyesiletisim/issue/68352/1000655

  • Bir Dakika Daha? | Konuk: Gökhan Çınkara | Berlin Duvarı #8

Berlin Duvarı'nda bu hafta, İpek Maya Saygın ve Ankara Center for Global Politics CEO'su Gökhan Çınkara ile Türkiye-İsrail ilişkilerindeki yeni dönemeci ve Ortadoğu’daki son gelişmeleri değerlendiriyor.

https://www.youtube.com/watch?v=VWK-WlGKIeU

  • İsrail çöldeki "unutulmuş kasabayı" tıbbi kenevir merkezine çevirecek

https://turkish.aawsat.com/home/article/3459071/i%CC%87srail-%C3%A7%C3%B6ldeki-unutulmu%C5%9F-kasabay%C4%B1-t%C4%B1bbi-kenevir-merkezine-%C3%A7evirecek

  • İsrail'in Dominik'te Ne İşi Var? – Remzi Çetin

https://www.youtube.com/watch?v=NiDZqOIlIRo

  • İsrail ile normalleşme: Kalıcı bir adım mümkün mü? – Sertaç Aksan


Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün