Hırslı bir İsrailli dolandırıcının gerçek hayat hikâyesini konu edinen sürükleyici belgesel ´Tinder Avcısı´ 2 Şubat´ta yayınlandığından beri milyonlarca kişi tarafından izlendi.
Çevrimiçi eşleşme uygulaması Tinder, Shimon Hayut adındaki İsrailliyi ve onun kullandığı tüm takma adları platformunda yasakladı. Fakat isim halen ulaşılabilir şekilde olsaydı da Netflix belgeseli ‘Tinder Avcısı’nı izleyen milyonlar, artık sözde Rus-İsrailli elmas taciri Lev Leviev’in oğlu gibi davranan Shimon Hayut’un suçlarını görünce onu eş olarak seçmezdi.
‘Tinder Avcısı’ 2019’un ilk dönemlerinde gerçekleşen olayları yeniden canlandıran bir belgesel niteliğinde. Simon Leviev takma adını kullanan Shimon Hayut, İskandinav kadınları ile şaşalı akşam yemeklerine çıkarak onları -aşkına ve bağlılığına inandırdıktan sonra- sözde düşmanlarından kaçabilmek için büyük miktarlarda para vermeye ikna etti.
Hayut Finlandiya’da tutuklanarak hapse girdi. Kendisi adeta bir saadet zinciri kurmuştu çünkü bir kadından aldığı paraları bir sonraki kadınla hesapsızca, lüks içinde harcamak için kullanıyordu. Hapisten salıverilmesinin ardından kaldığı yerden devam ederek birkaç kurban daha seçti. Bu kadınlar bir şekilde birbirleriyle bağlantı kurdu ve Norveçli bir gazetecinin yardımıyla Hayut’un sahtekârlığı gözler önüne serildi.
Bu olaydan sonra babası gerçek hayatta El Al Havayollarının baş hahamı olan Hayut, Yunanistan’da tutuklandı ve İsrail’e yollandı. Burada eski sahtekârlıklarından dolayı hapsi istenen Hayut, 15 ay ceza aldı ancak COVID salgını nedeniyle yalnızca beş ayını doldurduktan sonra serbest bırakıldı.
Belgesel Hayut’un üç kurbanının tanıklıklarını merkeze alırken yaşananların detaylarını perdeye yansıtıyor. Dramatik canlandırmalar belgeseli daha sürükleyici kılarken, dolandırıcılık devresinin yer aldığı Avrupa şehirlerinden görüntüler ve aldattığı kadınlara yönelik bazen aşk dolu bazen tehdit dolu ses mesajları yer alıyor.
Belgeselin bir bölümünde Hayut, vücudundaki yaraları gösterirken, yaralarının Yahudi olduğu için hapiste hırpalanmasından kaynaklandığını söylüyor. Başka bir bölümde ise İsrailli araştırmacı gazeteci Uri Blau’nun Norveçli meslektaşını Hayut’un annesinin Tel Aviv’deki evine götürmesi, orada Leviev ve Hayut’un aslında aynı insanlar olduğunun teyit edilmesi gösteriliyor.
Belgeselde İsrail basınının Hayut’un iddia edilen suçlarını nasıl ele aldığı da gösteriliyor. Kliplerden birinde İsrailli bir TV sunucusunun iki kurbana “Tüm İsrailli erkeklerin düzenbaz değil” sözleri yansıyor.
İsrail medyasının bildirdiği her detay ‘Tinder Avcısı’nın içeriğinde yer bulamadı. Örneğin, belgeselde Hayut’un profesyonel tıp çalışanı olduğunu söyleyerek COVID aşısı sırasında önlere geçtiği bulunmuyor. Ayrıca İsrail medyasında babasının Hayut’un ülkeden kaçması için yardım ettiği ve bazı dolandırıcılıklarında yardım ettiği iddiaları yer alırken, Netflix belgeselinde bunlara yer verilmemiş.
Film bir uyarı notuyla bitiyor. Hayut İsrail’de özgür bir insan olarak yaşıyor, Instagram hesabından görüldüğüne göre yine imkânlarından daha fazlasını harcıyor. Hesabında son model arabalar ve kıyafetlerle görülen Hayut emlakçılık sektöründe başarılı bir kariyer sürüyor görünüyor. Ancak bu hesap da artık çevrimiçi değil ve kapatılmış. Net!
Bu belgeselin nasıl çekildiğine dair bir podcast olan ‘The Making of a Swindler’ yayına girdi. Bu podcast’te Hayut’a yardım eden ortakları ve haham babası tarafından Hayut’un Ortodoks bir mahallede nasıl yetiştirildiği enine boyuna tartışılıyor.
Kaynak:JTA