Türk Yahudi toplumu mali olarak ayakta kalabiliyorsa, bu ancak birçok yardımseverin önemli katkılarıyla gerçekleşmektedir. Dindar olmaları şart değil; ancak gözlemim sinagoga giden değerli abilerim, onlar kadar sinagoga gitmeyen bir sonraki nesilden daha cömertler.
Son 30 yıldır yaptıklarına yakından şahit olduğum Albert Abi, bence yardımcı oldukça işleri daha da rast giden, yardımcı oldukça bundan haz duyan önemli bir yardımseverdi. İnsanlara, gençlere, öğrencilere yardımcı olmak çok önemli bir eylem olsa da bunu bilinçli bir şekilde gerçekleştirmek herkesin harcı değildir.
Size şimdiye dek Albert Abi’nin yardımseverlik konusundaki özelliklerinden bahsettim. Ancak Haydarpaşa-Yeldeğirmeni doğumlu Albert Levi kendi başına bir olaydı. Düşündüklerini dile getiren, dini bilgisine güvenen biriydi. En önemlisi genç neslin İbraniceyi bilmemelerinden dolayı bazı duaların mutlaka Türkçe okunmasını arzu ederdi. Arzu etmekle de kalmazdı. Başta Şabat günleri okunan ‘Berih Şeme’ duasını İbranice okunuşunun ardından bizzat kendisi Teva’ya çıkarak duaya tüm katılanların -genç, orta yaşlı, yaşlı- anlayacağı, Türkçede gerekli vurguları vererek okuması yaz aylarında Büyükada Hesed LeAvraam Sinagoguna, kışın da genelde Şabat dualarına katıldığı Ortaköy Etz Ahayim Sinagoguna ayrı bir hava katardı. Pazar günü Ortaköy Sinagogunda gerçekleşen cenaze töreninde Rav Naftali Haleva yaptığı konuşmada Kipur günü de tüm katılımcıların anlaması için Albert Abi’nin Türkçe okuduğu duayı da özellikle belirtti.
Özellikle yaz aylarında Albert Abi ile Büyükada’da pazar günleri yürüyüş yaparken, cumartesi günleri ise Şabat duasında sinagogda karşılaşırdık. Kendisine her zaman saygıyla yaklaşır, danışılması gereken konularda da fikrini alırdım. Bilge bir abimizdi. İş adamı olmasına rağmen, toplumumuz yönetimiyle ilgili fikirlerine her zaman değer verdiğimi belirtmek isterim.
Albert Abi özellikle eğitimin değerini çok iyi bilen bir büyüğümüzdü. 1990’lı yıllardaki kuruluşundan günümüze dek 30 yıl boyunca her türlü konuda okulumuzun gelişmesi için hiç çekinmeden her türlü yardımda bulunmuştu. Burada yardımlarının bilançosunu çıkarmak haddime düşmez. Çoğunu bilmeme rağmen bu veda yazımda kendisinin gençlerle ve gençlerin eğitimiyle ilgili vermiş olduğu katkıları paylaşmak istedim. Ve başka bir konuya da değinmedim.
Eşi Mati, çocukları Lika ve Metin, Albert Abi’nin her zaman en yakınlarıydı. Torunları da onun geleceği, ailesinin değerli varlıklarıydı. Albert Abi’nin kurmuş olduğu işler başta oğlu Metin liderliğinde mutlaka yürüyecektir. Albert Abi’nin toplumumuza verdiği katkıların da aile fertleri tarafından yürütüleceğini sezinliyorum. Başta okulumuz olmak üzere bazı kurumlarımızın da buna ihtiyacı olduğunu biliyorum.
Sevgili Albert Abi seninle ilgili daha çok şey yazabilirim. Ancak seni son yolculuğuna uğurlarken toprağının bol, mekanının cennet olmasını Yüce Tanrı’dan diliyorum. Ke su alma reposa en Gan Eden…