Bu ay değişiklik yapıp biraz saç ve tırnaklardan bahsedelim istedim. Malum bakımları hem oldukça zor hem de yakın zaman içinde hem saç hem de tırnaklarımda birtakım değişiklikler yaşadım. Buna göre hem uzman önerileri hem de deneyimlerimden bahsetmek istedim.
Saçlarda elektriklenme, sertleşme, dökülme, dolaşma, matlaşma; tırnaklarda kırılma, soyulma, yavaş uzama, beyaz lekeler... Hemen hemen her kadın bunlardan en az birinden şikâyet eder. Sizin şikâyetiniz hangisi ya da hangileri? Aslında, bu şikâyetlerin pek çoğuna keratin oluşumunu destekleyen biotin eksikliği yani B7 ya da diğer bir adıyla H vitamini eksikliği neden oluyor.
Peki bu vitamin neden eksik? B7 vücutta depolanabilen bir vitamin değil. Yani beslenmeyle düzenli olarak almamız gerekiyor. Baklagiller, yer fıstığı, fındık, soya fasulyesi, yulaf, buğday gibi bitki bazlı biotin kaynakları olduğu gibi, yumurta, dana ciğeri, dalak ve süt gibi hayvansal bazlı gıdalar da iyi birer biotin kaynağıdır. Bir de suda çözünebilen bir vitamin olan biotini, gıdalardan alabilmemiz için gıdaların tüketim öncesi su ve ısıyla fazla teması B7 vitaminin kaybolmasına neden oluyor.
Günlük koşturmada bu kadar düzenli beslenmek zor olduğu gibi, bir de pişirme yöntemlerimizin buna pek uygun olmadığının farkındayım. Yeme şeklimizi değiştirebilirsek ne mutlu bize, ama yok mümkün değil diyenler içinde piyasada çeşitli biotin takviyeleri mevcut. Gıda takviyesi almaktan çekinenler için de eklemeliyim ki, biotinin doz aşımında şu ana kadar bilinen herhangi bir yan etkisi rastlanmamış; suda çözünen bir vitamin olduğundan fazlası vücuttan kolaylıkla atılabiliyor. Ancak yine de endişelenenler için Dünya Sağlık Örgütünün herhangi bir duruma karşı önleyici güvenilir doz önerisi 180 mikrogramın geçilmemesi yönünde. Gıda takviyesi olduğundan marka önerisi vermeyeceğim ama, piyasadaki biotin takviyelerinin çoğu hayvansal temelli olsa da, eczanelerde beslenme şeklinize uygun olarak, vegan ve koaşer versiyonlarını da bulmak mümkün.
Peki saçımıza, tırnağımıza içerden tedavi verdik. Yeni uzayan saç ve tırnaklar daha sağlam ve kaliteli de gelse, vücuttan herhangi bir destek almadıklarından hem dış etkenlerle hem bizlerin yaptığı kalıcı ojeler, protezler, boya ve ısı ile şekillendirme gibi işlemlerle yıpranmaya devam ederler. Bu nedenle dıştan da bakımlarını yapmaya devam etmemiz gerekir.
Saçlar için:
Evde ya da kuaförlerde yapılan keratin bakımları, hızlı ve uzun soluklu, görece kolay bir çözüm sayılabilir. Bu işlemde saça keratin yüklemesiyle, saç teli üzerinde yıpranan gözenekler tedavi edilerek bir bakıma üzerleri kaplanmış oluyor. Saç tellerinin hava alması engellemezken, yıpranması da minimuma inmiş oluyor. Bakımın etkisi yaklaşık 3-4 ay kadar sürüyor. Saçlardaki etkisi ise gözle görülür derecede bir parlaklıkla birlikte, elektriklenmeyen, yumuşacık, kolay taranan ve dolaşmayan saçlara ek olarak hafif bir düzleştirici etkisi de mevcut. Yani bir taşa pek çok kuş. Keratin yüklemesi benim de düzenli olarak tercih ettiğim bir bakım. Keratin yüklemesi yapılırken, içerisindeki maddelerin aktif hale geçmesi için saça yüksek derecede ısı uygulanması gerektiğinden, benim gibi kendine güvenmeyenlerin bu tarz işlemleri mutlaka kuaförde yaptırmalarını öneririm; kaş yaparken göz çıkartıp, saçları yakmayalım aman.
Brezilya fönü demişken, bundan da bahsedelim. Pek çok yerde saça ne kadar zarar verdiğini okumuşsunuzdur. Aslında kozmetik alanında, kâr-zarar dengesi uzmanların dahi altını çizdiği bir konu. Eğer saçınıza çok sık ısıl işlem uygulatıyorsanız ve Brezilya fönü bu oranı ciddi ölçüde azaltmanıza neden olacaksa hem zamandan tasarruf edip hem de saçınıza iyilik yapabilirsiniz. İçerisindeki kimyasallara ek, Brezilya fönünde bolca keratin de bulunduğundan, saçınızı aynı zamanda dış etkenlere karşı korumaya da alabilirsiniz. Brezilya fönü, keratin bakımıyla birlikte dönüşümlü uygulattığım ve sıkça tercih ettiğim uygulamalardan biri. Faydalarından maksimum yararlanırken, zararlarına minimum derecede maruz kalmak için uygulatacağınız kuaföre salonunu seçerken bilindik ve güvenilir bir yer olmasına dikkat etmeyi unutmayın.
Mutfak kozmetiği
Ev yapımı yağ bakımlarını da soran olacaktır. Biliyorsunuz ki mutfakta kozmetik benim tercih ettiğim yöntemlerden biri değil. Zeytinyağı, hindistan cevizi yağı gibi içeriklerin saçlara iyi geldiği yadsınamaz bir gerçek. Ancak bu tip yağları saçlarda uzun süreli bekletmek gerekiyor olmasının yanı sıra, durulamak da oldukça zor. İyi durulanmadığında gözenek tıkanmaları ve saç dökülmesi, daha çok yıpranmasına neden olabildiğinden benim tercih etmediğim bir yöntem. Yine de kullanacaksanız, son zamanlarda sosyal medyada gördüğüm temiz saça bu tip yağları uyguladıktan sonra, saç kurutucu ile kurutma yöntemi konusunda uyarmak isterim. Bu tip doğal yağlar yüksek ısıya maruz kaldıklarında yanar. Bu esnada saçınızı da yakabileceğinizi hatırlatmak isterim. O nedenle doğal yağ kullanmak istiyorsanız da mutlaka ya durulayarak ya da ısıl işlemler sonrasında kullanın.
“Ceyda, ben bir kozmetik markasına ait bakım yağı almıştım. Üzerinde ısı ile aktifleşir yazıyor” derseniz de kozmetik ürünlerinde farklı içerikler bulunduğundan yanmaya karşı korumalıdır ve testleri yapılarak piyasaya sürülmüştür zaten. Bu nedenle güvenle belirtilen şekilde kullanılabilir. Hindistan cevizi yağının oldukça alerjik olduğunu, kullanmak isteyenlerin öncesinde cildinin ufak bir alanında test etmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.
Yukarıda bahsettiklerimle herkes ilgilenmese de, tamamınıza yakının şampuan kullandığına eminim. Şampuan kadar kısa süre saçta kalan bir ürünün mucizevi bir etki gösterebileceğine inanmasa da, saça iyi gelen içeriklere sahip bir ürününde ciddi yıpratıcı etkisi olduğu gerçek. Bu nedenle ilk etapta sülfat, paraben, silikon ve tuz içermeyen ürünlere geçmenizi şiddetle tavsiye ederim. Ayrıca sülfatsız şampuanlar sanıldığı gibi sadece lüks markalarda yok. Pek çok kozmetik markete bulabileceğiniz Herbal Essence markasının bambulu ya da avokadolu çeşitlerine, Love Beauty & Planet’in gül içerikli serisine, yerli ve kadın girişimci bir marka olarak gurur duyduğumuz Urban Care’in Hyaluronic Acid&Collagen serisine göz atabilirsiniz.
Kuru yağlar da saç bakımında hem uygun fiyatlı seçeneklerinin bolluğuyla hem uygulaması kolay bir yöntem olarak uzun zamandır piyasada. Kuru yağ ne demek derseniz, basitçe sürdükten sonra çok hızlıca emilen ve yağlı görüntü bırakmayan ürünler olarak tanımlayabiliriz. “Yağ süremiyorum, saçım çok yağlı görünüyor, çok hızlı yağlanıyor” gibi sorunlarınız varsa bu ürünleri denemenizi öneririm. Kullandığınız markanın, kullanım miktarı önerisine göre her duş sonrası, boy ve uçlarına uygulanması, yıpranmış saçlara tedavi edici herhangi bir etkisi olmasa da yeni yıpranmalara karşı saçı korurken, yumuşaklık, parlaklık ve sakinleştirici etki de sağlıyorlar. Yine Urban Care’in saç bakım serumu olarak satılan kuru yağları bu konuda çok başarılı. Benim favorim oldukları gibi, Loreal Elseve Mucizevi Saç Yağı da internette oldukça popüler ürünlerinden. Denemek isteyenler ve ürün fikri olmayanlar için uygun fiyatlı başlangıç olabilir.
Saç peelinglerini de muhtemelen görmüşsünüzdür. Eğer “Saça da neden peeling yapılır?” dediyseniz, bir açıklık getirelim. Öncelikle piyasa isimleri her ne kadar saç peelingi olsa da aslında saç için değil, kafa derisi için üretilmiş ürünler. Kafa derisinde zaman zaman yaşanabilen gözenek tıkanmaları da saç dökülmesine ve kepeklere neden olabiliyor. Hem peeling uygulaması hem de uygulamayı yaparken masaj yaparak, saç köklerin bulunduğu bölgedeki kan dolaşımını canlandırmakta etkili yöntemlerden biri.
Son olarak yeni tanıştığım, lansman mottolarının “Farkındalık saç köklerinde başlar!” olmasıyla beni etkileyen Autentic Beaty Concept markasının yeni çıkan ürün serisinden de bahsetmek istiyorum. Mottosuyla biz kökten işe başlıyoruz derken markanın içerisine yerleştirdikleri otantik kelimesi ile de güzelliğin evrensel olmadığını, her kültürde değişiklik gösterdiğini biliyoruz diyen, saç reklamını gerçek dışı olan parlak, uzun, dolgun ve salınan görsellerin ötesine taşıyan bu markanın, eski bir reklamcı olarak beni kalbimden vurması da şaşırtıcı olmadı.
Markanın ürünleri, mottosundan da anlaşılacağı üzere ağırlıklı kafa derisi odaklı. Temiz içerikleri ve balmumu kullanılan tek ürün haricinde Peta sertifikalı vegan ürünleri ile, vegan hassasiyetine ek kozmetik ürünlerde kaşer ürün hassasiyeti taşıyanlar için alternatif bir seçenek oluşturuyor. Benim gibi evde bu tip ürünler kullanmaya üşenenler için de anlaşmalı kuaför salonlarında, markanın ürünleri ile sağlanan Momento servisi ile baş ve saç için mini bir spa deneyimi vaad ediyorlar.
Tırnak bakımı ile yazının devamını önümüzdeki aya bırakıyorum. Yaza hep beraber sağlıklı parlak saçlarla girmek dileğiyle…