Bazen dünyaya çok nadir insanlar gelir ve coğrafyanın kaderlerini yazmalarına izin vermez; onlar kendi kaderlerini yazarlar. Luis Diaz da bu özel insanlardan biri.
“Coğrafya kaderdir!” son zamanlarda sosyal medyada sıkça gördüğümüz bir ifade. Bu ifade, ülkemizin bulunduğu ekonomik durum başta olmak üzere farklı sorunlar yaşayan ülkelerde dünyaya gelen insanların kaderinin önceden yazıldığını söylüyor. Doğduğumuz ülke tamamen kaderimizi belirlemese de hayatımızın tamamını kesinlikle etkiliyor. Mesela, spor seven bir çocuk nerede doğarsa doğsun futbol oynamaya başlayabilir ama Romanya yerine Hollanda’da oynarsa karşısına çok daha fazla fırsat çıkabilir. Ama bazen dünyaya çok nadir insanlar gelir ve coğrafyanın kaderlerini yazmalarına izin vermez; onlar kendi kaderlerini yazarlar. Luis Diaz da bu özel insanlardan biri.
Luis Fernando Diaz Marulanda, 13 Ocak 1997 tarihinde Kolombiya’nın Barrancas kasabasında dünyaya geldi. Barrancas, çok önemli iki özelliğe sahip. Birincisi, Luis Diaz’ın da bir parçası olduğu Wayuu isimli etnik bir azınlık grubunun evi olması. İkincisi ise, Barrancas’ın Kolombiya’nın içinde bulunduğu sosyoekonomik sıkıntıları çok ağırdan hissetmesi. Ülkenin kuzeyindeki bu kasaba, yakınında bulunan Cerrejon isimli madene derinden bağlı; tamamı işçi sınıfından oluşan kasaba nüfusunun çoğu madenci. Madenin yarattığı gürültü ve görüntü kirliliği kasabanın artık neredeyse bir parçası olmuş durumda. Ayrıca, madenin büyütülmesi ile çevresinde bulunan Rancheria Nehri kurutulup madenin bir parçası haline getirilmiş. Barrancas böylece tarıma veda etmek zorunda kalmış.
Fakir bir kasabada büyüyen azınlık çocuk
Luis Diaz, fakir bir ülkenin fakir bir kasabasındaki azınlık bir grubun parçası olarak kolay bir çocukluk geçirmedi. Evlerinde televizyon bile alamayan ailesi, şehrin tarımsal durumundan dolayı çocuklarına sebze veya karbonhidrat veremiyordu. Söylentilere göre Luis Diaz çocukluğu boyunda sadece koyun eti yedi. Sıska vücuduna, kurak iklime ve susuzluğa rağmen Luis Diaz futbol oynayamaya başladı. Kasabadaki birçok çocukla beraber saatlerce futbol oynadı. Babası Luis Manuel Diaz, bölgedeki küçük bir futbol akademisinin sahibiydi. Manuel, kendisi futbol kariyeri başarılı olmayınca, bölgedeki çocuklara bir fırsat vermek uğruna futbol eğitimi vermeye başlamıştı. Luis Diaz da babasının okulunun bir parçasıydı. Annesinin zorlaması yüzünden futbol oynamak için derslerinden iyi notlar alması gerekiyordu ve bunun için çok kitap okuyordu. Belki de onu öbür çocuklardan ayıran özelliği buydu.
Profesyonel futbola geçiş
Babasının akademisinde başka çocuklarla beraber uzun yıllar boyunca antrenman yaptıktan sonra çok büyük bir fırsat ortaya çıktı. Luis Diaz, 2015 Copa Americana de Pueblos Indígenas (Güney Amerika Etnik Kökenliler Turnuvası) seçmelerine çağrıldı. Wayuu kökenli olmasından dolayı ülkesini temsil etme hakkı kazandı. Günümüzdeki birçok profesyonel futbolcunun aksine Luis Diaz ilk defa 18 yaşında profesyonel seçmelere katıldı. Atikliği ve top kontrolü ile insanları etkileyen Luis Diaz, 22 kişilik turnuva takımına katıldı. Turnuvadaki performansıyla da profesyonel futbola tamamen hazır olduğunu açıkladı. Turnuvada en çok etkilediği isim ise Kolombiya futbolunun belki de en büyük efsanesi Carlos Valderrama’ydı. Valderrama, 18 yaşındaki futbolcunun performansından o kadar çok etkilenmişti ki, zayıf fiziği ve deneyimsizliğine rağmen ona bir takımda yer bulacağına söz vermişti.
Valderrama sözünü yerine getirdi ve Luis Diaz 2016 yılında Baranquilla futbol takımına katıldı. Luis Diaz, sıska fiziğinden dolayı çok ciddi bir diyete yazılmak zorunda kaldı. Annesine göre sadece Tour de France şampiyonlarının uyduğu bir diyete uyarak fazlaca makarna ve et yiyerek sadece birkaç ay içinde on kilo aldı. Aynı zamanda sahada da daha iyi performanslar göstermeye başladı. Sezonun sonunda Kolombiya birinci liginden Atletico Junior takımına katıldı. İki sezon oynadığı takımda hem attığı gollerle hem de bileklerine hakim oluşuyla ciddi bir etki yarattı. 2019 yılında Avrupa’ya transfer olacağı gayri resmi olarak belli olmuştu bile. Kendisine Rus ekibi Zenit’ten ve Portekiz takımı Porto’dan teklif geldi. Eski Portolu Kolombiyalı efsaneler Radamel Falcao ve James Rodriguez’in tavsiyeleri üzerine Portekiz takımını seçti.
Avrupa’ya transfer
Luis Diaz’ın Avrupa kariyeri kolay başlamadı. Birçok Güney Amerikalı oyuncu gibi fazla çalım atıyor ve bencil oynuyordu. Top koşturduğu iki sezon boyunca kendini yavaşça geliştirdi ve Avrupa’da oynanan kolektif futbola kendini alıştırdı. Alçak gönüllü ve çekingen kişiliği sayesinde bencil oyun tarzını kolayca bırakıp takımının önemli bir parçası oldu.
2021-2022 sezonu ise Luis Diaz’ın parlama sezonu oldu. Yazın oynanan Copa America Turnuvasına anavatanı Kolombiya’yı temsil etmek için gönderildi. Üstün performansı ile takımını yarı finallere taşıdı ve turnuvayı Lionel Messi ile beraber gol kralı olarak bitirdi. Böyle başlayan sezonunu Portekiz liginde 18 maçta toplam 14 gol atarak devam ettirdi. Ayrıca iki ay üst üste ligin forveti ödülünü kazandı.
Kısa sürede Avrupa’nın büyük takımlarının ilgisini çekmeye başlayan Luis Diaz’ın yaz aylarında transfer olacağına artık kesin gözüyle bakılıyordu. İngiliz takımı Tottenham, diğer takımlardan hızlı davranmak adına kış transfer sezonunda Luis Diaz’ı kulübe kazandırmak için hamlelere başladı. Tottenham’ın yaptığı hızlı ilerleme Luis Diaz ile ilgilenen Liverpool’u harekete geçirtti. Luis Diaz’ın Liverpool’da oynamayı tercih etmesi üzerine de 30 Ocak 2022 tarihinde Merseyside ekibine transferini tamamladı.
Yazımı Luis Diaz’ı son bir kere överek ve İngiltere’de de başarılı olacağını düşündüğümü belirterek bitirecektim. Yazıyı yazarken arkada izlediğim Liverpool-Norwich maçına da Luis Diaz’ın ilk 11 olarak başlaması isabet oldu. 81’inci dakikada takım için ilk gölünü atması ise şahane oldu. Çok kısa bir sürede Sadio Mane ve Mohamed Salah gibi yıldızların yanında oynayabileceğini kanıtladı. Luis Diaz’ın gelecek yıllarda çok başarılı olacağını düşünüyorum. Gerçi doğruyu söylemek gerekirse bu noktadan sonra kariyerinde bir maça bile çıkmasa Luis Diaz her zaman bir Wayuu efsanesi olacak.