BBC´nin mini dönem dizisi ´Ridley Road´ 1960´lar İngiltere´sinde, Neo-Nasyonal Sosyalist Hareketi´ne casus olarak sızan, genç ve cesur bir Yahudi kadını, Vivien Epstein´ı anlatıyor. Dizi, gerilim dolu hikayesiyle olduğu kadar döneme ışık tutan sanat yönetimi ve kostüm tasarımıyla da konuşuluyor...
BBC'nin geçtiğimiz aylarda prömiyerini yaptığı, dört bölümden oluşan mini dizi 'Ridley Road', Brighton merkezli yazar Jo Bloom'un aynı adlı romanından uyarlandı. 2014'te yayımlanan romanın baş karakteri Vivien Epstein her ne kadar kurgu olsa da eser gerçek olaylara ve tarihe dayanıyor. Dizi 1960'lar İngiltere'sindeki Yahudi halkının maruz kaldığı acımasızlığı özenle işlerken, aynı zamanda günümüzde dünyada artan faşizm tehdidiyle, 60 yılı aşkın zamandır nelerin değişip değişmediği hakkında düşünmemiz için bir saha sunuyor.
Ana hatlarıyla dizinin konusundan bahsetmek gerekirse; geleneksel bir Yahudi ailenin kızı Vivien Epstein, ailesinin kendisi için uygun gördüğü damatla evlenmeye karşı çıkmaktadır. Çünkü o hayatını faşizmle savaşmaya adamış Jack Morris'e aşıktır ve sevdiği adam ortadan kaybolmuştur. Vivien'ın sevgilisine ne olduğunu öğrenmek için çıktığı yol, onu anti-faşist topluluğunun başı olan Soly Malinovsky'e ve neo-Nazi Nasyonal Sosyalist Hareketi'ne bir casus olarak katılmaya kadar götürür.
Hikayeden daha fazla detay vermeyip, Epstein'ın kahverengi saçlı, kendi halinde bir kızdan, sarışın bir casus olarak iki ayrı hayata geçişinde, sanat ve kostüm departmanın başarısını konuşmaya başlayalım. Yahudi evleri ve iş yerleri başta olmak üzere dönemin Londra'sının özenle hazırlanmış setleri, 60'ların muhteşem modası ve bunun casuslukta nasıl kullanıldığını 'Ridley Road'da adım adım gözlemlemek mümkün.
(Kaynak: BBC)
Dizinin kostüm tasarımcısı Claire Anderson'ın, sahneleri canlandırmak için başvurduğu vintage detayların zenginliği ve renk kullanımının gücü ilk bölümden hissediliyor. 'Ridley Road'dan önceki işinde de aynı dönemi çalışan Anderson, 1960'ların orijinal kumaşlarından oluşan bir depoya sahipti. Bu sayede dizinin ruhuna doğal yoldan hakim olarak, nereden başlayacağını bilerek bu projeye girmiş oldu. Tasarımlar, 1960'ların hiç yayınlanmamış İngiliz Pathé Haber arşivlerinin taranmasından, tarihi figürler ve gerçek olaylar üzerine yapılan yoğun araştırmalardan sonra ortaya çıktı. Claire Anderson, dizinin yönetmeni Lisa Mulcahy ile yürüttüğü bu araştırmalarla ilgili bir anekdotta; neo-Nazi politikacı Colin Jordan'ın, Trafalgar Meydanında gamalı haç bayrağı açtırdığı görüntülere de rastladıklarını, bunun son derece rahatsız edici olduğunu ve yapımda kullanamadıklarını paylaştı. Anderson, faşist Colin Jordan gibi gerçek kişilerin görünümlerine sadık kalıp, erkek karakterlerin kostümlerini keskin bir şekilde tarihle örtüştürmüş. Ancak 'Ridley Road' başta cesur yürekli Vivien Epstein olmak üzere birçok güçlü kadın karaktere ev sahipliği yapıyor. Bu yüzden kadın karakterlerin kostümleri dönemle tutarlılık göstermekle birlikte, en doğru görsel kimliği oluşturacak özgünlüğü de barındırıyor.
Vivien Epstein, dizi boyunca mavi ve yeşil tonlardaki kıyafetleriyle karşımıza çıkıyor. Epstein'in gardırobu, negatif titreşim yayan kahverengi ''Ridley Road'' dünyası üzerinde mütevazı bir kontrast yaratıyor. Vivien Epstein'ın mavilerini, Spielberg'ün 1993 yapımı ''Schindler'in Listesi'' filminin en etkileyici görsel öğelerinden biri olan, kırmızı paltolu küçük kıza bir gönderme olarak da yorumlayabiliriz. ''Schindler'in Listesi'' filmindeki ''Kırmızı Paltolu Kız'', bir kan lekesi olarak, mutlak ölüme doğru yürüyüşü temsil ederken, Vivien Epstein'ın mavi kıyafetleri görsel işlerin bir çoğunda olduğu gibi özgürlük ve umudu sembolize ediyor.