•Türkiye ile İsrail arasındaki son dönemdeki yakınlaşmanın ana mimarı Erdoğan ve Ankara´nın dış politikadaki değişim kararı. Herzog ise Erdoğan´ın muhatap kabul ettiği İsrail dış politikasının önemli bir karar vericisi durumunda. Bu durum da bu normalleşmenin 2016´daki denemeden daha uzun soluklu olacağını ve daha sağlam temellere yaslanacağını gösteriyor. Bu nedenle Herzog´un Türkiye ziyareti ikili ilişkilerin yeniden hız kazanması için oldukça önemli. Karel Valansi – www.t24.com.tr
Bu Haftanın “Takılanlar”ı
Ebubekir Sofuoğlu’nun son çıkışı da ‘Enver Paşa’ hakkında.
Sanıyorum üniversite çevresinde kendisine aradığı ve beklediği ilgiyi göstermiyorlar ve arzuladığı kutsamayı yapmıyorlar ki ara ara böyle çıkışlar yaparak dikkatleri üzerine çekmeyi çok seviyor.
Enver Paşa ile ilgili olarak kullandığı cümle de şöyle: ‘Osmanlıyı yıkan Hıristiyan Gagavuz Türkü (kanaatimce Yahudi) Enver’.
Enver Paşa ile ilgili cümlesini Enver Paşa noktasından ele almayacağım. Zaten tartışılan bir konu ve kim neyi düşünüyorsa oraya çekiyor.
Beni ilgilendiren onun kullandığı ‘Yahudi Enver’ ibaresi.
Hadi diyelim burada dinsel kimliğini belirtmek için söylemiş olsun. Bu kadar densizliğe rağmen objektif kalmaya çalışıyorum, hadi diyelim böyle düşündü. Ama sonrasında kullandığı cümle kendisinin nasıl bir ruh hali içinde olduğunu, bilgisiyle amel edemediğini ve öfke problemi yaşadığını bağırır şekilde.
Bakalım.
‘Çünkü gizli iş yapacak olan Yahudiler, genellikle Türk’e yakın kimliğe bürünürler’
Çünkü gizli iş yapacak olan …….., genellikle Türk’e yakın kimliğe bürünürler.
Fill in the blanks.
Buraya her şeyi yerleştirebilirsiniz. Mesela Laz diyebiliriz ya da Arap, ya da Kürt ya da Müslüman ya da Müslüman olduğunu sanan cahil.
Birincisi Yahudi diyerek ‘grup endeksli insan düşmanlığı’ (Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit) bir de İngilizcesini yazayım belki o şekilde daha iyi olur okurlarımız için. ‘group-focused enmity’.
Bu bir suçtur.
(...) Bir milleti ve bir dine tabi olan insanları küçümsemenin, onları düşmanlaştırmanın ‘KÖTÜ’ bir davranış olduğunu bilmek için ayet ya da hadis gerekmiyor benim için ve hatta sizler için de. Ama bazıları için gerekiyor, bu yüzden de DELİL olması sebebiyle yazdım.
Acaba bu kişi yani E. Sofuoğlu hayatında Yahudi biriye tanışmış mıdır?
Konuşmuş mudur?
Diyeceksiniz ki ‘o kadar ülkeye gitmiş, kaç yabancı dil öğrenmiş tabi ki tanışmıştır…‘
O zaman şunu da bilmeliydi ki, inandığını söylediği Allah son kitap olarak gönderdiği Kuran’da Yahudi peygamberlerini anlatıyor.
İbrahim peygamber de Yahudi idi. Ve hatta Hz. Süleyman, Hz. Yakup, Hz. Davut, Hz. Yusuf,
Hz. Musa. Sanıyorum yeterli.
Bu kişi yani E. Sofuoğlu bu cümlesiyle bütün bu peygamberlere saygısızlık yapmış oluyor hatta edepsizlik.
Ama işin bu tarafını düşünen yok.
Hz. Muhammed’in atası da Hz. İbrahim idi.
Yani bu kişi yani E. Sofuoğlu bu cümlesiyle Hz. Muhammed’e de hakaret etmiş olmaktadır.
Sinan Eskicioğlu
https://www.ocakmedya.com/sofuoglu-yahudi-kimdir-bilir-misin/
İsrail'in 11. Devlet Başkanı olan Herzog'un ailesi ise İsrail tarihinin önemli isimlerini barındırıyor. Babası Haim Herzog aynı göreve 38 yıl önce seçilmişti. Türkiye-İsrail ilişkileri de Baba Herzog'un devlet başkanlığında (1983-1993) 'altın dönemine' yükselmişti. Büyükbabası Rabbi Yitzhak Halevi Herzog, önce İrlanda'nın ardından sırasıyla Filistin Mandası ve İsrail'in hahambaşısı (1936-1959) olarak görev aldı. Dayısı Abba Eban ise İsrail'in en tanınan diplomatı olabilir. İsrail'in dışişleri bakanı, BM ve ABD büyükelçisi olarak görev aldı.
Her ne kadar İsrail'de devlet başkanlığı makamı sembolik bir role sahip olsa da, Herzog bunu değiştirmeye kararlı. Çok farklı partilerden oluşan hassas bir koalisyon ile yürütülen İsrail'de Herzog istikrarı sağlayabilecek, her tarafa eşit yaklaşan bir devlet başkanı portresi çiziyor. Ayrıca Netanyahu sonrası İsrail'de demokratik kurumların güçlenmesi ve de özellikle Amerikan Yahudileri ile bozulan ilişkilerin tamirini sağlayabileceği düşünülüyor. Dış politikada ise, ülke liderleri normal şartlarda İsrail başbakanı veya dışişleri bakanı ile konuşacakları konuları Herzog ile görüşüyorlar. Netanyahu'nun tek adam siyasetinden uzak bir anlayışa sahip Başbakan Bennett de Herzog’a diplomatik açılımlarında tam destek veriyor. Herzog, bu sayede sembolik bir rolü olan Devlet Başkanlığı görevini diplomatik bir güce dönüştürmüş durumda. Biraz Şimon Peres'i hatırlatıyor bu açıdan. Herkes ile konuşmaya, ilişkileri yumuşatmaya çalışıyor ve barışın diliyle konuşuyor. Peres deyince Türkiye'de bir kısım Davos ve "one minute" olayını hatırlıyor olabilir. Ancak asıl Filistin Yönetimi Lideri Mahmud Abbas ile Ankara'da buluşan, TBMM'de konuşan, iki devletli çözümü destekleyen Peres akıllara gelmeli.
İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in de belirttiği gibi Herzog'un "olağanüstü bir diplomatik değeri" var. Buna birçok örnek mevcut. Mesela, Herzog'un çabaları ile casusluk suçlamasıyla Türkiye'de göz altına alınan Oknin çifti İsrail'deki evlerine döndükleri hafta, Herzog bu sefer Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile uzun bir telefon konuşması gerçekleştirdi. İki ülkenin devlet başkanları arasındaki bu ilk telefon konuşması, tarafların birbirlerini ülkelerine davet etmesi ve Çin-İsrail ilişkilerinin 30. yılını kutlama kararı almalarıyla sonuçlandı. Herzog'un Joe Biden ile eskiye dayanan yakınlığı, Ürdün Kralı Abdullah ve Mısır Devlet Başkanı Sissi ile samimiyeti de birçok kapıyı açıyor. Herzog'u kutlayan ilk liderlerden bir Kral Abdullah olurken, Herzog da ilk yurtdışı ziyaretlerinden birini Amman'a yaptı. Bir çok analist, Herzog'un Arap liderleriyle dostluğunun sebeplerinin başında ketum karakteri olduğunu vurguluyor.
Türkiye ile İsrail arasındaki son dönemdeki yakınlaşmanın ana mimarı Erdoğan ve Ankara'nın dış politikadaki değişim kararı. Herzog ise Erdoğan'ın muhatap kabul ettiği İsrail dış politikasının önemli bir karar vericisi durumunda. Bu durum da bu normalleşmenin 2016'daki denemeden daha uzun soluklu olacağını ve daha sağlam temellere yaslanacağını gösteriyor. Bu nedenle Herzog'un Türkiye ziyareti ikili ilişkilerin yeniden hız kazanması için oldukça önemli.
Karel Valansi
https://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/israil-in-istikrar-ittifaki-ve-turkiye,34314
Görüldüğü üzere, İsrail cephesinde değişen bir şey yok. Başka bazı değişmezler daha var.
Bilindiği gibi, Trump döneminde İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn gibi ülkelerle “İbrahim Anlaşmaları” olarak bilinen “ilişkileri normalleştirme anlaşması” imzaladı.
İşte bu kapsamda Başbakan Bennett, geçtiğimiz 13 Aralık’ta BAE’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi. 30 Ocak’ta da Cumhurbaşkanı Herzog, bu ülkeye giden ilk İsrail Cumhurbaşkanı oldu. Yani Erdoğan’ın BAE ziyaretinden sadece 14 gün önce.
Herzog, BAE ziyaretini “tarihi bir yolculuk” diye nitelendirirken, “İsrail’le barış anlaşması imzalayan cesareti ve cesur liderliği için Veliaht Prens’e minnettar” olduğunu vurguladı. Herzog’un uçağı Suudi Arabistan hava sahasında geçerken, İsrail Basın Ofisi’nden yapılan açıklamaya da dikkat!.. Pilotun, “Bir tarihe imza atıyoruz” dediği, Herzog’un ise, “Şüphesiz bu çok etkileyici bir an” ifadesini kullandığı duyuruldu.
Başbakan Bennett’in yakın zamandaki faaliyetlerine de bakalım.
6 Şubat’ta ABD Başkanı Joe Biden’la telefonla görüştü. Görüşmede iki liderin “Ukrayna-Rusya krizi ve İran’ın nükleer programını ele aldığı”, Bennett’in Biden’ı “terör örgütü DEAŞ’ın lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi’nin öldürüldüğü operasyon için tebrik ettiği”, ayrıca “İsrail’e verdiği destek için teşekkür ettiği ve İsrail’e davet ettiği” bildirildi.
Bir gün sonra ise, “İsrail’e yönelik en büyük tehdidin İran olduğunu”, “bir anlaşmaya varılsa dahi bunun İsrail’i bağlamayacağını” açıkladı.
Erdoğan Birleşik Arap Emirlikleri’ndeyken de ilk kez Bahreyn’i ziyaret etti.
Evet, İsrail’in Filistin-Kudüs politikalarında zerre değişiklik yok…
Yunanistan ve Rum kesiminden asla vazgeçmeyeceğini adeta gözümüze sokuyor…
Ancak tüm bunlara rağmen Ankara, heyecanla Herzog’u bekliyor!..
Erdoğan dün, “Sayın Herzog’un ziyaretini gerçekten biz de önemsiyoruz. Bu ziyaretle birlikte Türkiye-İsrail ilişkilerindeki atılan adım, bundan sonra diğer boyutlarda da görülebilir. Filistin sorununda özellikle bu yapılaşmalarla ilgili atılan adımlarda çözüm noktaları belki gündeme gelebilir… Burada bir diğer önemli konu, Türkiye-İsrail ilişkilerinde doğalgazdan tutun diğer birçok konuya varıncaya kadar adımların atılmasıdır… Temennimiz odur ki, Türkiye-İsrail arasında bu adımı atmak aramızdaki ilişkileri güçlü kılabilir ve böylece bölgeyi geleceğe yönelik bir barış havzasına dönüştürebiliriz” dese de besbelli “İsrail’le normalleşme” de Biden’ın siparişlerinden biri.
Ve dahi görünürdeki ekonomik ve siyasi sebeplerin ötesinde; Ukrayna krizi üzerinden dünya dengeleri yeniden kurulurken, ABD’nin 20 yıllık -İran’a karşı İsrail’i NATO güvencesine kavuşturma- planlarının hayata geçirilmesinin hazırlığı yapılıyor gibi!..
Müyesser Yıldız
https://muyesseryildiz.com/2022/02/23/israille-normallesme-hayir-mi-ser-mi/
Türk Yahudi lobiciliği denildiğinde anlaşılması gereken şey, Türkiye'deki Yahudi establishmenti'nin yani kurumsal yapısının T.C. Devleti tarafından dış siyasetinin hedefleri bağlamında seferber edilmesidir.
Bu, ABD Cumhurbaşkanı yönetimindeki yürütme erkine; ama özellikle yönetimin Türkiye lehindeki olası tasarruflarını kısıtlama imkânı olan ABD Kongresi'nin üyelerine etki edebilen lobilere erişim bağlamındadır.
Lobicilik olgusunun muhtelif yönleri ve araçları vardır.
Araçlardan bir tanesi, ABD kanunları çerçevesinde işleyiş tarzı kayda bağlanmış olan profesyonel lobicilik şirketleridir.
Bu şirketler ABD Kongre üyelerinin kurmayları ile ilişki kurarak Kongre'de çıkarılması arzulanan veya arzulanmayan kanunlara ilişkin oylama sonuçlarının etkilenmesi için çalışmalar yaparlar.
Sonuçları itibarıyla Türkiye'yi yakından ilgilendiren lobicilik faaliyetlerinin amacı budur.
Örnek verelim:
Türkiye'nin ABD yönetiminden talep ettiği F-16 yenileme teçhizatının satışının gerçekleşebilmesi için söz konusu kararın ABD Kongresi tarafından onaylanması yani bu konuda yasama yapılması gereği vardır.
Ancak, lobicilik şirketlerinin bu konuda yapabilecekleri etkinin sınırları vardır.
Söz konusu etkinin netice alıcı olabilmesi için gerekli olan şey ise bu Kongre üyelerinin seçmenlerinin tavlanmasıdır.
Kongre üyelerinin, seçmenlerinin karşı çıkabileceği bir kanuna olumlu oy vermeleri tekrar seçilebilmeleri açısından zararlı olacağından söz konusu kanunu destekleyemeyecekleri açıktır.
Burada, ülkemizin ABD'de yürüteceği kamu diplomasisi ve halkla ilişkiler faaliyetleri olmazsa olmaz bir önem kazanıyor.
Bunun başarılı olabilmesi için ABD'deki çeşitli STK'larla iş birliği yapılıp hedef seçmen kamuoyunun davalarımıza kazanılması büyük önem arz ediyor.
Bu tür bir faaliyete girişebilmek için öncelikle bir durum tespiti yapılması gereklidir.
(...) Geçmişte (1986-2002 döneminde), İsrail ile iyi ilişkilerimiz karşılığında tarihten gelen hiçbir davamızın olmadığı Yahudi kamuoyunu oradaki güçlü Yahudi STK'ları vasıtasıyla tarafımıza çekmeyi becermiştik.
Ve bunu Türkiye'deki Yahudi toplumunun gönüllü seferberliğiyle gerçekleştirebilmiştik.
Türk Yahudi Lobiciliği o konjonktürde netice alabilmişti.
Denis Ojalvo (Röportaj : Dr. Gökhan Çınkara)
Takılan tweetler
Shamuel Yosef Agnon (שמואל יוסף עגנון)
1966'da Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen Agnon, Modern İbranicede ilk hikaye ve roman yazarı olarak bilinir.
Eserlerinde daha çok aliya yapan Aşkenazi toplumunu işleyen Agnon'un mezarı Kudüs'teki Zeytindağında yer almaktadır.
https://twitter.com/ibranicemerkezi/status/1496548373389791233
Bir de "Merkez Bankası'nın sahibi 5 Yahudi aileymiş" yalanı var. Adama Merkez Bankası'nın sermayesinin % 75'inin Hazine ve Ziraat Bankası'na ait olduğunu, Merkez Bankasının kârını Hazineye devrettiğini belgesiyle gösteriyorsun hala diyor ki "o beş aile var ya onlar sahipmiş."
https://twitter.com/mahfiegilmez/status/1497934748781527040
Akdeniz Belediye Başkanları Buluşması umut vericiydi.
Floransa Belediye Başkanı Dario Nardella, Atina Belediye Başkanı
Kostas Bakoyannis ve Kudüs Belediye Başkanı Moshe Lion ile barıştan yana farklı inanç ve kültürlerden şehirlerin temsilcileri olarak birlikte adımlar atacağız.
https://twitter.com/ekrem_imamoglu/status/1497878716931887104
Eylül 1941 - Kiev’de otuz bine yakın Yahudi, “Babi Yar” olarak da bilinen korkunç olayda Naziler tarafından katledildi.
Şubat 2022 - Kiev’de Yahudi bir lider, benzer bir saldırganlıkla mücadele etmek için Ukrayna halkına önderlik ediyor.
https://twitter.com/AlpEmec/status/1497263523960786947
Ağa Takılanlar Öneriyor
https://tele1.com.tr/washington-penceresinden-erdogan-israil-iliskisi-568766/
https://www.dunya.com/kose-yazisi/israilde-kibbutz-olayi/649469
https://www.ocakmedya.com/strumayi-hatirladigimiz-gun-gundem-tekrar-rusya/
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/prof-dr-cagri-erhan/623526.aspx
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/26798/selanikliler-kendilerini-anlatiyor