Türkiye’de olduğu kadar Avrupa ve dünyada da tanınan ve sevilen ünlü piyanist, besteci Fazıl Say, Almanya’nın Mainz şehrinde 72 saat kaldı; üç günde dört konser verdi (11-13 Şubat). Onu Türkiye dışında dinlemek de benim için ayrı bir keyifti doğrusu…
Şubat ve mart ayları boyunca Almanya, İsviçre, Belçika, Avusturya, Hollanda ve İtalya’nın birçok şehrinde konser veren ve vermeye devam eden Fazıl Say, uğradığı her şehirde birbirinden etkileyici parçalar ile seyirci karşısına çıkıyor. Mainz’daki konserlerini kendi “besteci portesi” olarak tanımlıyor. Başta “İstanbul Senfonisi”nin bulunduğu bu konser serisinde yedi eserini çaldı. İstanbul Senfonisi, İstanbul’u yedi bölümde anlatıyor. Türk ve batı enstrümanlarının harmanlanmasıyla oluşan ile bu anlatıyı müzik yapar. İstanbul Senfonisi bugüne değin beş kıtada 100’den fazla orkestra tarafından çalındı. Fazıl Say, konser sonrasındaki konferanslarından birinde de bu doğu-batı sentezinden söz etti, soruları cevapladı. Ayrıca klasik müzik alanında büyük başarılara imza atmış Türk müzisyenlerden bahsetti. Konferansların tamamını Almanca yürütmesi de başka bir etkileyici yönüydü.
Uçaktan indiğinde ilk durağı Mainz’da bir Alman ilkokulu oldu (Goethe Schule, hem Türklerin hem de tüm diğer yabancıların yoğun olduğu bir okul). Onu sevinçle karşılayan öğrenciler ile bir söyleşi yaptı ve parçalarını çaldı. Çocuklardan aldığı hediyelerin onun için en büyük mutluluk olduğunu ifade ediyor ve bunu Instagram hesabı üzerinden de dile getiriyor.
Mainz’da kaldığı süre boyunca oldukça yoğun bir tempoda çalışan Say, konserlerin yanı sıra farklı konferanslar, bir ilkokul ziyareti ve genç sanatçılarla bir araya gelip konser gerçekleştirdi. Farklı seyirci kitlelerine hitap eden, farklı parçalar çalan, farklı konser salonlarında sahne alan ve birbirinden farklı konulara değinen Fazıl Say’ın bunu tutkuyla yaptığı her halinden anlaşılıyordu.
Eserlerini çalarken onu dikkatlice izledim. Adeta başka bir dünyaya geçiş yapmış gibiydi. Gözleri çoğunlukla kapalı ve ruhu şarkı söyler gibiydi. Bazen içinde hissettiği şarkıyı dışarı vuruyor, sözler de şarkı söylercesine sessizce dudağından süzülüyordu. Gerçekten hayat amacını ve tutkusunu bulmuş bir kişi gördüm karşımda, iş olsun diye değil de gerçekten sevdiği şeyi paylaşmak için oradaydı.
Mainz’da Eyalet Gençlik Orkestrası ile Say’ın “İpek Yolu” parçasını çaldılar. İzleyiciler hem provayı hem konseri hem de açıklamaları dinleme şansı buldular ve özellikle senfoni konserlerine yoğun ilgi oldu.
Mart ayı boyunca Avrupa turu çerçevesinde sahne alacağı başlıca şehirlerden yalnızca birkaçı: Eisenstadt, Frankfurt, Münih, Milano, Amsterdam, Luzern, Liège…
#Sayontheroad
Müzikle ve tutkuyla kalın…
