Futbol mu siyasete, siyaset mi futbola yön verir?

I. Dünya Savaşı sürerken 25 Aralık 1914 tarihinde, yani Noel gününde ilginç bir an yaşanır. Papa 15. Benedict, Noel Bayramı sebebiyle geçici bir ateşkes ilân edilmesini önerir. Bu fikir, savaşan devletlerce kabul görmez. Fakat her iki tarafın askerleri bekledikleri siperlerde Benedict’in bu önerisini duymuştur. Noel arifesi iki tarafın askerleri siper gerisinden önce birbirlerine seslenir, sonra beyaz bayrak sallarlar. Akabinde siperleri geçerek ara bölgede yiyecek ve hediyelik eşya alışverişinde bulunurlar. Sonra İngilizler bir futbol topu çıkarır ve ertesi gün yine birbirlerine mermi sıkacak olan İngiliz ve Alman askerleri siperlerin ortasında birbirleriyle neşe içinde bir futbol maçı yaparlar. Bu an tarihe “Noel Ateşkesi” olarak geçer. Bu anın fotoğrafları vardır. Hatta 1914 Noel Ateşkesi anısına Liverpool’daki St. Luke’s Kilisesine bu anı sembolize eden bir heykel de dikilmiştir.

Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırının akabinde dünya daha önce hiç yaşanılmamış hadiselere tanık oldu. İlk başta ülkelerden gelen küçük tepkiler çok kısa sürede kitlesel tepkilere dönüştü. Dünya karasal yüzölçümünün yüzde 11,4’ünü oluşturan Rusya şu an, neredeyse her alanda dünyadan izole edilmiş durumda.

İzolasyonlar konusunda harekete geçen kurumlardan birisi de tabi ki futbol. Nitekim bugün futbol demek, aslında ekonomi demek.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson Avam Kamarası’na “Egemen ülkeleri işgal eden bir Rusya’da futbol turnuvaları düzenleme şansı olmadığını” söyledi.

İlginçtir, bu açıklamadan kısa süre sonra UEFA, Rusya, Ukrayna’yı işgal operasyonlarını sürdürürken Şampiyonlar Ligi finalinin Rusya’nın St. Petersburg şehrinden alınarak Fransa’nın başkenti Paris’e verildiğini resmen açıkladı. Fransa Futbol Federasyonu Başkanı Noel Le Graet, Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle Rusya’nın 2022 Dünya Kupası’ndan çıkarılmasını istedi.

İlginçtir ki bu açıklamadan bir süre sonra FIFA ve UEFA, tüm Rus kulüplerini ve Rusya Milli Takımını yeni bir bildiriye kadar tüm turnuvalardan men etti. Futbol dünyasının tamamen birleştiği vurgulanan açıklamada, “Ukrayna’da etkilenen tüm insanlarla tam bir dayanışma içindeyiz. Her iki başkan da Ukrayna’daki durumun önemli ölçüde ve hızla iyileşmesini, futbolun yeniden insanlar arasında birlik ve barış için bir aracı olmasını umuyor” ifadeleri kullanıldı.

Düzenleyici kurumların izolasyon kararlarından sonra, bu defa kulüp ve özel kuruluşlardan tepkiler çığ gibi yağmaya başladı. Bunlar arasında en dikkat çekenleri tabi ki kulüpler ve sponsorluklar ile ilgili olan kararlar oldu.

Schalke 04, Gazprom ile anlaşmasını sona erdirdi. Akabinde Manchester United da Rus havayolu şirketi Aeroflot ile olan anlaşmasını bitirmeye karar verdi.

Abramovich ve Putin

Ayrı bir gelişme olarak da İngiltere’de İşçi Partisi Milletvekili Chris Bryant, parlamento ayrıcalığını kullanarak İngiltere’nin, Rus Oligark olarak bilinen Chelsea Kulübü Sahibi Abramovich’in varlıklarına el koyması ve Chelsea’ye sahip olmasını engellemesi gerektiğini söyledi.

İlginçtir bu açıklamadan kısa süre sonra Abramovich, sahibi olmaya devam ettiği Chelsea’nin yönetimini kulübün hayır kurumunun mütevelli heyetine devretti. 

Geçtiğimiz hafta İngiliz basınından Daily Mail'in özel haberine göre Roman Abramovich, Chelsea'nin satış işlemlerini gerçekleştirmek için lüks jetiyle Moskova'dan İstanbul'a geldi. Ardından Ankara'ya uçtu. Haberde Abramovich'in seyahat detaylarına dair bilgiler paylaşıldı. Haberin devamında ise iş insanı Muhsin Bayrak ve ailesi, iş hayatıyla ilgili bilgi aktarıldı. Haberde Muhsin Bayrak için, “8 milyar sterlinlik serveti var. Chelsea için 3 milyar sterlinlik teklif yaptı. Türk bayrağını Londra'da dalgalandırmak istiyor” notu yer aldı. Daily Mail’in iddiasına göre Abramovich'le Bayrak, yaptıkları görüşmede imza aşamasına geldiler.

Bu bilgiler ışığında bir kez daha soralım; futbol mu siyasete, siyaset mi futbola yön verir?

Not: Aslında sorulacak farklı birçok soru daha var. Ancak o sorulara verilecek yanıtlar sanıyoruz bu sayfanın konusu değil…