Ukraynalı bir kadın Instagram´da paylaştı: “Kızım patlama sesleriyle uyanarak yatak odamıza geldi. Ona ne söyleyeceğimi bilmiyordum ve hâlâ bilmiyorum. Bugün onun ve hepimizin gözleri korku ve dehşetle dolu."
24 Şubat 2022. Rusya Ukrayna’yı işgal etti. Bombalar patladı, binalar yıkıldı, sivil insanlar öldü, Ukraynalılar kendi ülkelerinden kaçtı, kaçarken sefil oldu. Günümüzde maalesef hâlâ böyle savaşlar oluyor. Peki insanlar neden savaşıyor?
1- İnsanların bencil genlerden oluşması
Evrimsel psikologlara göre insanlar bencil genlerden oluşmakta ve bu sebeple hayatta kalmak için gerekli bütün kaynakları istemekte. Diğer gruplar ise kaynakları tükettiği için tehdit oluşturmakta ve hayatta kalma şansımızı düşürmekte. Yani evrimsel psikologlar hayatta kalma endişemizin savaşmamıza sebep olduğunu savunmakta.
2- Hormonlar
Savaşın sebepleri arasında biyolojimiz yani hormonlarımız da etkili. Erkeklerde yüklü miktarda testosteron bulunması agresyona sebep olmakta, bu agresyon da şiddetle ortaya çıkmakta. Aynı zamanda serotonin (mutluluk hormonu) eksikliğinin de savaşın nedenleri arasında olduğu düşünülüyor. Çünkü daha az serotonin demek daha çok şiddet demek. Bu konuyla ilgili fareler üzerinde bir deney yapılmış. Fareler iki gruba ayrılmış. Yarısına serotonin enjekte edilmiş yarısına da edilmemiş. Deneyin sonucunda serotonin enjekte edilen farelerin edilmeyenlere göre daha az şiddet eğiliminde olduğu görülmüş.
3- Daha onurlu hissetmek
Birçok kişi için savaş demek birlik duygusu demek, toplumsal bir tehdit karşısında insanların birbirine bağlanması demek. Savaş sırasında ordu ve sivil insanlar birbirlerine bağlanmakta ve ortak bir amaca hizmet etmektedir. Bu sebeple savaş çabası insanlara aidiyet duygusu ve iyiliğe onurlu bir şekilde hizmet etme düşüncesi kazandırtmaktadır. Bu düşünce de savaşın sürmesine sebep olmaktadır.
4- Rutinden kurtulmak
Savaşı sürdüren sebeplerden bir diğeriyse insanları daha canlı ve uyanık hissettirmesidir. Savaş psikolojisini ilk inceleyen Psikolog James Williams savaş psikolojisini şu sözlerle açıklar: "Savaş, hayatı yozlaşmadan kurtarır. Günlük yaşamın monotonluğunu aşarak anlam ve amaç sağlar. Savaş aynı zamanda disiplin, cesaret ve özveri gibi sıradan yaşamda genellikle uykuda olan daha yüksek insan niteliklerinin ifade edilmesini sağlar.”
İnsanları savaşa sürükleyen psikolojik etmenler bunlar. Peki savaşın insanlar üzerindeki etkileri neler?
1- Travma Sonrası Stres Bozukluğu:
Travma Sonrası Stres Bozukluğunu savaş mağdurlarının korkunç savaş sahnelerini yeniden yaşıyormuş gibi hissetmesi, sürekli bu travmatik anılar hakkında düşünmesi, panik, uykusuzluk ve travmayı hatırlatan şeylerden kaçınması olarak tanımlayabiliriz. 2019'da Amerika’da yapılan bir araştırmada 2014'te Rusya'nın ve Ukrayna'nın doğusundaki yerel isyancıların son işgali nedeniyle ülke içinde yerinden edilmiş Ukraynalıların yüzde 27’sinin Travma Sonrası Stres Bozukluğu, yüzde 21’inin depresyon geçirdiği görülmüş.
2- Depresyon:
Depresyonu kişinin mutsuzluk, umutsuzluk, yorgunluk, sosyal olarak içe çekilme, iştahsızlık ya da aşırı yeme, insanlardan uzaklaşmak, uykusuzluk ya da aşırı uyku, suçluluk, değersizlik hissi, intihar düşüncesi gibi belirtilerin en az beşinin bir arada yaşanması ve bu belirtilerin en az 15 gün sürmesi olarak tanımlanabilir. 2019'da yayınlanan bir çalışmada, Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşen yetişkin Suriyeli mültecilerin yüzde 40'ından fazlasının yüksek kaygı yaşadığı ve yarısının depresyon geçirdiği bulunmuş.
İşte savaşa neden olan psikolojik nedenleri ve savaşın yaratabileceği psikolojik sorunları konuştuk. Umarım bu savaş bir an önce biter ve herkes zamanla yaralarını sarar.
Küçük bir not: Bu aralar danışanlarımın çoğu savaştan oldukça olumsuz etkilendiklerini, gelecek endişelerinin ve streslerinin oldukça arttığını belirtti. Siz de böyle hissediyorsanız yalnız değilsiniz. Savaş sadece savaşı yaşayanları etkilemek zorunda değil bu duruma şahit olan bizleri de etkilemesi kaçınılmazdır.