Benim Hâlâ Umudum Var mı?

Tuna SAYLAĞ Sanat
16 Mart 2022 Çarşamba

Tiyatro- dizi ve stand-up sanatçısı Lesli Karavil’in yeni gösterisi ‘Benim Hâlâ Umudum Var mı?’ 25 Mart’ta Koma Sahnesinde yer alacak.

2017’den bu yana birçok sahnede gerçekleştirdiği stand-up gösterişleriyle mizahını ortaya koyan, ilişkilerimizde yaşadığımız kafa karışıklıklarını eğlenceli bir dille anlatan ve günümüz komedi anlayışına farklı bir soluk getiren Karavil; zekice kurgulanmış bu yeni gösterisi ile pandemi sonrası yeni düzende yaşadığı çelişkileri, dizi kariyerindeki hiç bitmeyen sıçrayışlarını, hepimizin gelecek hakkındaki sorularına yanıt arıyor.

Kalyon Kültür sanatseverleri Flora Sergisine davet ediyor

 

Kalyon Kültür, Nişantaşı Taş Konak’ta devam etmekte olan Flora sergisiyle doğa ve sanat ilişkisine dikkat çekerken ziyaretçilerini nefes alan bir dünya için birlikte hareket etmeye davet ediyor. Kalyon Kültür, 16 Nisan’a kadar görülebilecek Flora sergisine gelen her ziyaretçi için bir fidan dikiyor. Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde, dijital sanat alanının öncü isimleri Anna Ridler, Clement Valla, François Quévillon, Mat Collishaw, Mustafa Hulusi, Pascual Sisto, Quayola, Ryoichi Kurokawa ve Sabrina Ratté’nin işlerini bir araya getiren sergi, insanların sanat çerçevesinde doğayı nasıl yorumladığına odaklanırken, bitki tasvirleri özelinde dijital sanatçıların doğaya getirdiği yenilikçi ve değişik yorumlara eğiliyor.

Frankofon Film Günleri

Institut français İstanbul, 19 Mart – 3 Nisan tarihleri arasında Frankofon Film Günleri düzenliyor. Frankofoni İlkbaharı çerçevesinde Fransa, Avusturya, Belçika, Kanada, Lüksemburg, Fas, İsviçre ve Tunus Büyükelçilikleri ile Belçika ve Tunus Konsoloslukları işbirliği ile düzenlenen etkinlikte toplam on bir uzun ve kısa metrajlı film Türkçe ya da Fransızca altyazı ile gösterilecek. Önceden kayıt olmak şartıyla ‘Film Günleri’ne sinemaseverler ücretsiz olarak katılabilir.

Rubberband ‘Ever So Slightly’i sunar

Kendine has bir teknik ve hareket dili yaratan koreograf Victor Quijada'nın Kanada menşeli dans grubu RUBBERBAND, 25 ve 26 Mart gecesi Cemal Reşit Rey Konser Salonuna konuk olacak. Hip-hop ve çağdaş dansı harmanlayarak hem kendi koreografik dilini hem de RUBBRBAND metodunu yaratan  ‘Ever So Slightly’ gösterisi, günlük hayatımızda bizleri sürekli rahatsız eden kışkırtıcı, sinirlendirici olaylara karşı geliştirdiğimiz davranış mekanizması ve reflekslerimizi araştıran bir çalışma. Yönetmenliğini Mathieu Leroux yaptığı performans, incelik, vahşet, ustalık ve yüksek gerilim içeren hareketler içeriyor.

 

Mixer'de ‘İşler Değişti’

Mixer, 9 Nisan’a kadar Cemre Yeşil Gönenli küratörlüğünde 12 genç sanatçının işlerini bir araya getiren ‘İşler Değişti’ başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Mixer'in 2019 yılında başlattığı LENS serisinin bu yıl fotoğrafa odaklanan üçüncü edisyonu olan sergi, post-pandemi dünyasında değişen, dönüşen toplumsal bir ruh halini ve bu ruh halinin genç kuşak üzerindeki etkisini araştırıyor. Sanatçılar Lina İrem Arditty, Ekin Çekiç, Ali Beşikçi, Melike Koçak, Bade Turgut, Bartu Kaan Özdişçi, Kıvılcım S. Güngörün, Berk Kır, Anı Ekin Özdemir, Cansu Yıldıran, Bora Şekerci ve Çağla Demirbaş'ın üretimlerini izleyiciyle buluşturan fotoğraf sergisi, sanatçıların post-pandemi hüznü bağlamındaki işlerini bir arada sunuyor. İşler Değişti sergisi, salıdan cumartesiye 11.00 – 19.00 saatleri arasında Mixer’de görülebilir.

Momo Kodama’nın ‘Kanında Müzik Var!’ 

18 Mart akşamı, İstanbul Resitalleri kapsamında, Sakıp Sabancı Müzesi ‘the Seed’de bir konser verecek olan Japon piyanist Momo Kodama, 1991'de katıldığı ARD Uluslararası Müzik Yarışmasını 19 yaşında kazanan en genç piyanist unvanını taşıyor. Müzik eğitimini Berlin ve Paris'te tamamlayan, Murray Perahia ve Andras Schiff gibi önemli ustalarla çalışan sanatçı, gözde festivallerinin aranan piyanistleri arasında yer alıyor. Dünyaca ünlü orkestralar eşliğinde birçok festivalde çalan Kodama, konser gecesi Schubert, Debussy ve Mussorgsky’nin eserlerinden oluşan bir repertuar sunacak.

Fotoğraf: Marco Borggreve

 Sanatçı Kadınların Yüzyılı - ‘Ben-Sen-Onlar’ Meşher’de

 

‘Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı’ sergisi yaklaşık 1850–1950 arasında Türkiye’de yaşamış ve yaratmış sanatçı kadınların eserlerinden bir seçkiden oluşuyor.  Küratörlüğünü Deniz Artun’un üstlendiği sergi, ismini Şükran Aziz’in bir eserinden alıyor. Sergi, çoğunluğu ‘ben’leşememiş ve dolayısıyla sanat tarihi tarafından kaydedilememiş kadınları tek tek fark etmenin yanı sıra, kolektif bir ‘biz’in oluşabilme koşullarını da araştırıyor.

Ben-Sen-Onlar, 117 sanatçıdan 232 eserle Meşher binasının üç katına yayılıyor. Giriş katı ‘Ben’, aynada kendi mütevazı varlıklarıyla karşılaşan şöhretsiz kadınlara odaklanıyor. Birinci kat ‘Sen’, yumuşak ve birleştirici olan öteki ile karşılaşmaları anlatıyor ve öncelikli ‘sen’ olarak çocukları çağırıyor. Portre ve otoportrelerin çoğu, anne olmanın ya da olmamanın deneyimi üzerine…

İkinci kat ‘Onlar’, kadınlara başkalarının gözünden bakıyor. Çiçek, özellikle vazoda olduğunda, başkaları tarafından kadınlara yakıştırılan sıfatları taşıyor: duygusal, kırılgan, amatör ruhlu, sıradan, domestik ve dekoratif.

Sergide Naile Akıncı, Nükhet Aksoy, Maide Arel, Hale Asaf, Perran Berrünnisa Atamdemir, Jülide Atılmaz, Can Ayan, Neşe Aybey, Şükran Aziz, Hatice Şahiye Barlas, Iraida Barry, Behice Nuri, Saime Belir, Belkıs Mustafa, Lerzan Bengisu, Sabiha Bengütaş, Nimet Berdan, Aliye Berger, Semiha Berksoy gibi ünlü sanatçıların eserlerini 27 Mart’a kadar görebilirsiniz. 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün