“Neler oluyor hayatta?” Son günlerde kendime sürekli sorar oldum. Senede dünya üzerinde birkaç felaket, birkaç büyük olay olurdu. Bir olay oldu mu, birkaç ay gündem o olurdu. Nasıl ki, bizler ilişkileri, eşyaları, her şeyi son hız tüketir olduk, artık sanırım dünya da bizim gibi olayları çabuk tüketir oldu.
Son iki senedir pandemi ile başlayan bu süreç, bize birçok ders verdi.
Ama demek yeterince ders almamış insanlık ki, tam da hastalıktan kurtulmaya başlarken, hemen de yeni bir felaket çıktı başımıza.
Rusya-Ukrayna savaşı öyle iki ülke arası basit bir anlaşmazlık değil. Her şeyden önce bir insanlık felaketi; tüm dünyayı etkileyen bir ilişkiler kopuşu. Zorla insanları kutuplaştıran bir süreç yaşamaktayız. Ve tabi ülkelerin ekonomik çıkarları da işin cabası.
Taa en küçük yaştan çocuklarımıza “Yapma evladım vurma. Güzel güzel oyna!
İnsanlar konuşarak anlaşır” deriz ama nerdee?
Koca ülke liderleri savaş başlatıyor. Ve işin acı tarafı kimse bir şey yapamadan, baya canlı yayın bunu izliyor.
Senenin baş kahramanı Putin’in doğum haritası tüm astrologların yakından bildiği bir haritadır.
Güneş Burcu her ne kadar adaleti, ilişkilerde uzlaşmayı ifade eden, barış yanlısı Terazi burcu olsa da; malesef genel haritaya bakınca bu Terazi’nin pek iyi çalışmadığını görüyoruz.
Putin’in güneşi haritasında kötücül etki yaratan on ikinci eve yerleşmiş. Yanına da Satürn, Neptün, Merkür’ü de almış. On ikinci evinde Stelyum dediğimiz bir gezegen toplaşması var. Üstelik buraya zorlu ve ani etkiler yaratan Uranüs gezegeninden sert açılar gelmekte.
On ikinci evde yer alan gezegenler iyi açılar alsaydı, yaratıcı, yazar, yardımsever, şifacı bir kişilik olabilecekken, sert açılar altında karanlık yönleri, gizli saklı yapılanları, hapishane gibi kapalı alanları, bilinç altını, düşmanlıkları göstermekte.
Satürn’ün buradaki yerleşimi gizli gücünü ve otoritesini, Merkür’ün yerleşimi ise istihbarat açısından çok güçlü olduğunu anlatmakta.
Yükseleni Akrep ondaki karanlık yönleri ve güç hırsını anlatırken, KGB ajanı olması bunu destekliyor. Yükselenin yöneticisi savaşçı Mars ve ikinci yönetici olan Plüton liderlerin haritasında sıkça görülen onuncu ev yerleşiminde ve Aslan Burcunda üstelik kötücül lilith ile kavuşumda, yani harita liderlik, güç istiyorum diye adeta bağırıyor.
Bu güç öyle ‘gel anlaşalım, birlik olalım’ değil. Yıkıcı bir liderlik. Askeri bir deha. Dünyaya ismini yazdıracak bir güç ama maalesef yakıp yıkarak diktatörlük yaparak olacak bir dönüşüm vaad ediyor. Çünkü işin içinde yıkıcı Plüton var. Yanına da entrikacı Lilith’i almış hem de!
Okulda eğitim gördüğümüz zamanlardan bilirim ki, Putin astroloji ile hareket eder. Bu kesin bir bilgidir. Çok iyi bir astroloğu var ve yıllardır kararlarını bu kadına danışarak alır. Her yaptığı hamlede astrolojik önemli tarihler olduğunu görürüz.
Şu an gökyüzündeki Uranüs, diğer ülkelerle ilişkilerini gösteren Putin’in yedinci evinden transit ederek haritasındaki zorlu açıları tetiklemekte.
Rusya’nın Ukrayna’ya operasyon başlattığı gün ayın Antares sabit yıldızı ve Pandora asteroidi ile kavuşumda olması da bir tesadüf değildir.
Antares savaşı ifade eden bir yıldızdır. Pandora ise hani bildiğimiz o açılan Pandora kutusu misali açtırma kutunu söyletme kötüyü gibi bir asteroid. Gezegenlerin bu tip kavuşumları büyük etkiler yaratabilir.
Çok önceden birçok astrolog bu sene Putin’in savaş kararı alacağını ön görebiliyordu. Putin’in sahne alıp, kötü oğlanı oynayacağı baştan belliydi. Rusya haritası da bunu doğruluyor.
Hatta bu hamle beklenenden bile erken oldu. Asıl Mars gezegeni retro olduğu zamanlarda genelde Rusya’dan ataklar beklenir. Mars retrosu bu sene ekim sonu başlayıp, kasım, aralık ayları devam edecek.
Yani Putin şimdilik belki yatışsa bile maalesef bir atağı daha olabilir.
Çoktandır biliyoruz ki artık Batı değil, Doğu tarafı güçleniyor dünyada.
Baş rollerde artık Amerika değil, Rusya, Çin ve sonra da Hindistan olacak.
Yani Zelenski’ye her ne kadar şahsen sempati duysam da; Putin karşısında duruşu için özgüvenine sağlık diyorum ve ona bol şans diliyorum.
Maşallah ağzımdan bal damlıyor! Valla hem yazıyorum hem de fonda Tarkan’ın ‘geççek’ şarkısını dinliyorum.
Bu kadar Rusya ve Putin bilgisinden sonra biraz da bizden bahsedelim.
Astrolojik olarak yeni bir yılın başlangıcı güneşin Koç Burcuna geçişi ile başlar, 20-21 Mart’a denk gelen bu tarih astroloji camiasında önemlidir.
Bu tarihte her sene ‘ingres’ dediğimiz giriş haritaları çıkartılır ve üç aylık öngörü yapılır. O zaman bakalım Türkiye’nin yeni yıldaki bahar haritası neler diyor?
Haritayı yorumlamaya başlamadan “Bir teselli ver” diyorum hepimiz adına.
Yükselenin Başak Burcu oluşu, sağlık, hizmet sektörlerini vurguluyor. Ayrıca tarım konusuna ve mahsüllere dikkat çekiyor.
Yükselen yöneticisi Merkür’ün altıncı evde ve Balık Burcunda oluşu her ne kadar zorluk göstergesi olsa da, Jüpiter ve Neptün ile birleşimi ona güç veriyor bir yandan.
Güneş’in ise yedinci evde oluşu diğer ülkelerle ilişkiler açısından önemli bir konumda olduğunu ve bunu iyi yönetebileceğini ifade ediyor. Savaşın gidişatında zaten Türkiye’nin arabulucu konumda olması bunu göstermekte.
Diplomatik ilişkiler bu aylarda çok önemli olacak.
Ay ise Terazi Burcunda 29 derecede, boşlukta ve ikinci evde bulunmakta. Halkı ifade eden ayın, zor bir derecede bulunması finansal konularda zorlanmaları gösteriyor.
Plüton’dan aldığı zorlu açı durumu daha da kötüleştiriyor diyebilirim.
Ben müziğin sesini açıp Tarkan’a eşlik etmeye karar verdim bile. Tarkan’ın dediği gibi geççek diyorum sizlere.
Bakalım hep beraber Tarkan’a eşlik ederken zilleri takıp mı oynayacağız? Yoksa hunileri mi?
Zilleri ümit ederek hepinize güzel günler diliyorum.