Ayın başında yazdığım yazıda Rusya´nın Ukrayna´yı işgali sonucunda ortaya çıkan kaosun Avrupa basketbolunu nasıl etkilediğinden bahsetmiştim. O günden bugüne işlerin düzeleceği konusunda bir temenniyle de bitirmiştim o yazıyı. Maalesef ne bölgedeki durum ne de dünya sporuna yaptığı olumsuz etki sona ermiş durumda.
Batının geniş bir açıdan yaklaştığı yaptırımlar sebebiyle Rus takımları ve sporcuları birçok müsabakadan ve/veya turnuvadan diskalifiye edildi. Bu durum Euroleague için de geçerli. Yazıyı yazdığım gün ligdeki üç Rus takım, CSKA, Zenit ve Kazan’a verilen mühletin son günü. Bugünden itibaren geri dönüşü olmayan bir yola girilmiş olunacak. Geçen yazımda belirttiğim gibi zaten bazı oyuncularını kaybetmiş olan bu takımların geri dönüş için pek de çaba harcamadığını, koçlarının da başka fırsatlar kovalamasından anlayabiliriz. Örneğin, uzun süredir CSKA Moskova’nın koçluğunu yapan Dimitrios İtoudis, Yunanistan Milli Takımı’nın başına geçerken (CSKA’daki görevinden ayrılmış durumda değil), yardımcısı Andreas Pistiolis ülkemize gelip Galatasaray’ın baş antrenörü oldu.
Bu görece büyük yatırım yapan üç takımın resimden çıkması lig gelirlerine darbe vuracakken, lig yönetiminin yaptırımlar sebebiyle Rusya devlet bankalarından VTB’yle olan sponsorluk anlaşmasını dondurma kararı ile ufuktaki ekonomik sıkıntılar iyice belirginleşti.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi Euroleague yönetiminin kriz yönetimindeki başarısızlığı bazı takımların ve izleyicilerin daha da soğumasına sebep olabilir. Herhangi bir kurumda bir yönetim kurulunun bulunma sebebi çıkar çatışmalarından bağımsız olarak karar verebilmesi ve kriz anlarında bağımsız kalabilmesidir. Ancak Rus takımlarıyla oynanmış ve oynanacak maçların akıbeti konusunda yapılan toplantıda, lig yönetimi bunu yerine getir(e)medi. Kararı, aralarında hakkında karar verilen CSKA Moskova’nın da olduğu, 13 A lisanslı kalıcı üyenin oylamasına bırakarak sınıfta kaldı. Bu durumda her kulübün adil olana değil, kendi çıkarına uygun vermesi kadar daha doğal bir durum olamaz. Oylama sonucunda altıya karşı beş oyla Rus takımlarıyla oynanmış maçların hepsinin geçersiz sayılması kararı alındı. Bundan en kötü etkilenen takımlardan biri de Rus takımlarına karşı üç galibiyet almış temsilcimiz Fenerbahçe Beko oldu.
Öyle ya da böyle bu sezonun devamı için yol haritası bugün itibariyle belirlenmiş olacak. Üçü de ilk sekizin içinde olan Rus takımlarının resmen devreden çıkması demek, iddiası olmayan alttaki takımların son bir güçle kendilerini playoff potasına atabilme şansını doğurdu. Bu da son haftaların çetin mücadelelerle geçeceğinin sinyalini veriyor. Tadımızın kaçık olduğu bu zamanlarda bir iki saatliğine de olsa sıkıntılarımızı unutmamızı sağlayacak çekişmeli maçların olacağını tahmin ediyorum. Bütün bu değişikliklerin sonucunda bakalım, normal sezonun sonunda bizi neler bekliyor?