Hem Var Hem Yokmuş Gibi

Tuna SAYLAĞ Sanat
23 Mart 2022 Çarşamba

Sanatçı Halil Vurucuoğlu, uzun yıllar çalışarak kâğıt kesme ve kâğıt katmanlarını yırtma olarak tanımlanabilecek yeni bir teknik geliştirdi. Bu tekniği kullanarak ürettiği eserlerini içeren Hem Var Hem Yokmuş Gibiisimli sergisi, 17 Mart tarihinde Anna Laudel’de açıldı. Vurucuoğlu sergide, filozof Slavoj Žižek’in dünyanın insan eliyle yaşadığı dönüşümü tanımlayan, içerisinde bulunduğumuz jeolojik çağ olan Antroposen’de, özgürlüğümüzün sınırlarının küresel ısınma ile somutlaştığı düşüncesinden yola çıkıyor. Sanatçı buradan hareketle sergide bir araya getirdiği eserlerle yaşadığımız ekolojik krizi hem yerel hem küresel olarak en yaşamsal sorunlarımızdan biri olarak yorumluyor, doğa, çevre ve bunların üzerindeki insan etkisini araştırıyor.  Sergi, 22 Nisan’da sona erecek.

 

‘Bahara merhaba’ konseri AKM’de

Atatürk Kültür Merkezi, nisan ayını ‘Bahara Merhaba’ konseri ile karşılıyor! Uluslararası çapta sürdürdüğü kariyeri ile günümüzün en başarılı şefleri arasında gösterilen Charles Olivieri Munroe yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve keman sanatçısı Tuncay Yılmaz, dinleyenlere renkli bir repertuar sunacak. Konserde Mozart, Çaykovski, Kreisler gibi bestecilerin eserlerinin yanı sıra John Williams’ın ‘Kadın Kokusu’ filmiyle hafızalara kazınan ‘Tango’ bestesi, Nigel John Hess’in ‘Lavanta Kokulu Kadınlar’ bestesi de seslendirilecek.

 

‘Muse And Memory’ Galeri Diani’de

Brooklyn ve İstanbul arasında yaşayan, çağdaş sanatın yeni kuşak temsilcilerinden Nilüfer Yıldırım’ın ‘Muse & Memory’ sergisi, 2 - 20 Nisan tarihleri arası Galeri Diani’de sergilenecek. Sergi, iki kavramdan oluşuyor.Muse’ kavramı, belli belirsiz figürlerin kadınsı bir şekil sunduğu kâğıt üzerine yağlı boya eserlerden oluşuyor. Bu çalışmalar, sanatçının   oto portreleri veya ona ilham veren kişilerin portrelerini yansıtıyor adeta. Bu seride izleyiciyi sanatçının yeşil, sarı ve mavi tonlu renk paleti bekliyor. 

‘Memory’ kavramı ise sanatçının 2021’de başlayan ‘Garden of Memory’ serisindeki büyük ölçekli eserlerin devamını oluşturuyor. Resimlerde tekrarlanan kontür benzeri çizgiler, renklerin değişik varyasyonlarda birleşimleri ile bütünleşmesini sağlıyor. Yıldırım izleyiciye soyut ve figür  arasında gezinen esrarengiz ve eşsiz  bir görsel sunu veriyor.

 

Imperfect Dancers Company ‘Romeo & Juliet-The Final Hours’ ile CRR’de

Geçtiğimiz yıllarda Lady Macbeth ile İstanbullu sanatseverlerin beğenisini toplayan imPerfect Dancers Company, bu kez ‘Romeo ve Juliet’ ile CRR’de. 

Topluluk, kurulduğu günden beri Walter Matteini ve Ina Broeckx’in sanat direktörlüğünde giderek dünyaca ünlendi. Gösteri, iki genç âşığın kaçınılmaz kaderlerine teslim olmadan önceki son saatlerinde, ailelerinin entrikaları ve çatışmalarını konu alıyor. Eserde, topluluğun önceki prodüksiyonlarında ön plana çıkan atletik fiziksellik, yine koreografinin temelini oluşturuyor. Duyguları ifade etmek ve insan ruhunun en mahrem hislerini ve karmaşık yönleri, dans ve tiyatronun evrenselliği sayesinde Cemal Reşit Rey Konser Salonunda, 30 Mart’ta hayat bulacak. 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün