Geçen ay, saç ve tırnaklardan bahsedelim demiş, saç bakımı üzerine uzun bir yazı paylaşmıştım. Tırnak bakımı da bu aya kalmış oldu. Geçen ay olduğu gibi bu yazıda da hem başıma gelenlerden hem popüler yöntemlerden hem de uzman önerilerinden bahsedeceğim.
Öncelikle geçen ay da bahsettiğim hem saçı, hem tırnağı içten besleyen biotin takviyesini hatırlatmak isterim. Tırnakların güçsüzlüğünden, çabuk kırılmasından, yavaş uzamasından şikayetçiyseniz ilk olarak denemenizi önereceği şey kesinlikle biotin takviyesi almanız olacak. Detayları merak edenler için, son yazımın başında detaylıca bahsettiğim biotine hızlıca bir göz atmanızı önereceğim.
Peki takviye aldık, başka neler yapabiliriz? Çok tartışmalı ama bir o kadar da popüler olan kalıcı oje ve jel tırnak uygulamalarından bahsedeceğim. Öncellikle bildiğiniz normal kuaförlerin yaptığı kalıcı oje ile, tırnak merkezlerinden yapılan işlem farklı. Benim bahsettiğim tırnak merkezlerinde yapılan uygulamalar. Gelelim bu işlemler neden popüler ve neden tartışmalı konusuna? Sürekli parlayan, suda, deterjanda bile dursa çıkmayan, parlaklığını kaybetmeyen, ucu kalkmayan, sürekli bakımlı görünen tırnaklar düşünün. Üstelik kırılan, soyulan tırnaklarınız varsa, bu ojelerin ekstra kalın ve güçlendirici içerikleri sayesinde böyle sorunlarla da karşılaşmamış oluyorsunuz. Yani sürekli bakımlı ve kırılmayan tırnaklar oldukça cazip. Üstelik güçsüz tırnaklar, sertleştiğinden zedelenmeden, kırılmadan, soyulmadan da uzamış oluyor.
Gelelim neden tartışmalı olduğu konusuna… Her ne kadar ‘helal’ olduğu, tırnağın hava almaya devam ettiği söylense bile, bu hala tartışmalı bir konu. Ek olarak, bu jelleri ve ojeleri tırnaktan çıkarmakta ayrı bir sorun. Hatırlarsanız, kuaförlerde uygulanan kalıcı ojelerden bahsetmiyorum demiştim. Çünkü tırnak merkezlerinden uygulananlar çok daha kalıcı, çok daha tırnağı güçlendirici ama bir o kadar da daha zor çıkıyor. Yani, daha önce kuaförde yaptırdıysanız ve aseton-alüminyum folyo eşliğinde çıkarılmasına aşina iseniz, bunlar kesinlikle asetonla çıkmıyor. Peki nasıl çıkıyor? Silikon ya da metal uçlu elektrikli aletlerle. Yani aslında teknik olarak tırnağın üzeri törpülenerek çıkartılıyor. Ancak bu işlem çok yavaş ve dikkatli yapılmasa ojeyle birlikte tırnağınızın yüzeyi de törpülenerek, tırnağın incelmesine neden olabilir. Benim başıma gelende tam olarak bu oldu. Çok iyi bir merkeze gitmeme, çok yüksek ücretler ödememe rağmen dört işlem sonucunda tırnağım kağıttan bile daha ince hale geldi. Ortasından parçalar kopmaya, uzamadan kırılmaya başladı ve etimi bile örtemez hale geldi.
Peki, doğru kullanıldığında, çok bakımlı gösteren, tırnağı güçlendiren bu işlemin sonucu nasıl buraya geldi derseniz, o da benim hatam. İyi bir yere gidiyorum diye fazla güvenip, araştırmadım ve sorgulamadım. Her gittiğimde farklı bir uzman tarafından farklı aletlerle işlem yapıldı. İşlem yapılırken, ‘bu işte bir gariplik var sanki’ diye düşündüğümde bile, iç sesim “Saçmalama Ceyda onlar işini biliyordur” diyerek beni bastırdı. Şimdi ne yapıyorum derseniz, iki aydır hiçbir işlem yaptırmadan düzenli olarak biotin alıyorum. Biotin, halihazırda uzamış tırnakta işe yaramasa da en azından tırnaklarımın daha hızlı ve güçlü uzamasına destek olmuş oluyor. Ayrıca geceleri yoğun nemlendirici kullanarak, kuruyup daha da yıpranmalarının önüne geçmeye çalışıyorum. Tırnaklarım düzeldikten sonra bir daha yaptırmayacağım anlamını taşımıyor bu tabi ki. Sadece, bundan sonra kimse benim vücudumu benden iyi tanıyamaz diyerek, iç sesimi bastırmadan, gerek gördüğümde, işlem sırasında uzmana güvenmeden müdahale edeceğim.
Tırnaklarımı nemli tutmaya çalıştığımdan da bahsetmişken, bunun da önemine değinelim. Çoğu zaman biz hissetmesek de aslında tırnaklarımız da tenimiz gibi kuruyarak neme ihtiyaç duyar. Nemsiz kalan tırnak, dış etkenlerden daha çabuk etkilenip, daha kırılgan hale gelir, elastikiyetini kaybeder. Öncelikle gün içinde kullandığınız el kremini, sadece el kremi ibareli yerine, el ve tırnak kremi ibareli olanlardan seçerseniz, ek bir uğraşıya gerek kalmadan gün içinde tırnaklarınızı da beslemiş olursunuz. Normal bir tırnak için, muhtemelen bu nemlendirme yeterli olacaktır. Ancak özellikle, tırnaklarınızın çok kırıldığından, soyulduğundan, hatta üst yüzeyinin beyazlayıp, pul pul döküldüğünden, dalgalandığından, şikayet ediyorsanız, yoğun bir nemlendirme ihtiyacı olabilir. Amino asit içeren, bir tırnak kremi oldukça destek olacaktır. Benim gibi uzun süre tırnaklarınızın yapış yapış kaldığı için iş yapamamaktan, bu tarz ürünleri kullanmayı erteleyip unutuyorsanız da en azından gece yatmadan kullanmayı deneyebilirsiniz. Bu konuda piyasada oldukça memnuniyeti yüksek Dermoskin’in N-Balsam kremine mutlaka göz atmanızı öneririm.
En basit önlemlerle, evde kullandığımız sabunun ph değerini kontrol edip, uygun değilse, değiştirmek ve nemlendirici özellikli bir sabun tercih etmek, deterjan ve benzeri temizlik malzemeleriyle iş yaparken, en çok bulaşık yıkarken eldiven kullanarak, elleri kimyasallardan korumak bile, tırnaklarınızda fark edilir şekilde değişiklik yaratacaktır.
Uzun süre geçmeyen, daha derin tırnak sorunlarının, vücudunuzda farklı sorunların habercisi olabileceğini, gerekli olduğu durumlarda mutlaka uzman bir doktora görünmeniz gerektiğini hatırlatmak isterim.