Kısa bir süre önce, yaklaşık 30 sene sonra doğduğu ata toprağı Edirne´ye dönen İnez Romano Edirne´ye olan tutkusunu ve oradaki eski ve yeni yaşamını paylaştı.
Doğma büyüme Edirnelisiniz. Kendinizi tanıtır mısınız?
1964 yılında Edirne'de doğdum. Edirne'nin en köklü Yahudi ailelerinden Yasef ve Luna Ramono’nun kızıyım. Bir kız kardeşim var. Tüm eğitimimi Edirne'de tamamladım. Şehit Asım İlkokulundan sonra Atatürk Ortaokulunda eğitimime devam ettim. Daha sonra Edirne Lisesine gittim. Liseden sonra Trakya Üniversitesi Meslek Yüksek Okulunu bitirdim. Annem ev kadını, babam ise ticaretle uğraşıyordu. Babam Yasef Romano aynı zamanda Edirne Rotary Kulüp Başkanlığı yaptı ve yıllarca eğitim almak isteyen çocuklara destek verdi.
Edirne'den ayrıldıktan 34 yıl sonra, tekrar aynı şehirde yaşamak üzere dönmenizin nedeni nedir?
Edirne'ye neden mi döndüm? Çünkü Edirne doğduğum, yaşamımın en güzel günlerini geçirdiğim bir şehir. Edirne'yi görmeyen, Edirne'de yaşayamayan bu duyguyu anlayamaz. Ben bu şehri çok seviyorum. Edirne’ye dönmek için cesaretli olmak ve çok sevmek lazım. Evlenip bu şehirden ayrılırken aklımda tek bir düşünce vardı. Eninde sonunda buraya tekrar geleceğim diyerek gittim ve emekliliğimi bekledim. Ondan sonra tam emekli oldum ki kızım evlendi. Torun oldu, biraz daha torun büyüsün dedim, baktım ikincisi de geliyor. Ama onu beklemedim ve Edirne’ye geri dönüş yaptım. Beklemedim çünkü ikinci torunum da olsa sorun yoktu, İstanbul çok yakın ve torunum doğunca onların yine yanında oldum. Edirne benim için bir aşk, bir tutku. Tabii Edirne'ye yerleştim diye ne anne ve babamı ne de kızımla torunlarımı ihmal edecek değilim. Edirne’de evi tuttum ve yerleştim. Çok çok mutluyum. Sabah bambaşka duygularla uyanıyorum. İyi ki gelmişim. İyi ki doğru kararı vermişim.
İş adamı Rıfat Mitrani ve sizden başka Edirne’de Yahudi kalmadı. Yahudilerin Edirne’yi terk etmelerinin nedenleri nelerdi? Nerelere göç ettiler?
Benimle birlikte şu an Edirne'de sadece iki Yahudi bulunuyor. Çocukluğumda Kaleiçi semtinin yarısı Yahudi idi. Zaman içinde, sadece Rıfat Mitrani ve benim ailem kaldı. Ben de 35 yıl önce evlendim ve İstanbul'a yerleştim. Daha sonra ise babam ve annem, Edirne’deki ticari hayatlarına son verince kız kardeşim ve bana daha yakın olmak için İstanbul'a yerleştiler. Sürekli yanımızda olmak istediler.
Aslında Edirne'deki Yahudilerin Edirne'yi neden terk ettikleri farklı bir araştırma gerektiriyor. Çünkü Edine ticaretine yön veren kesim Yahudilerdi. Sosyal yaşam ve ticari yaşamda Yahudiler bir adım öndeydi. Edirne'de kimlik baskısı asla olmadı. Sadece ticari kaygılar, daha iyi bir yaşam ve zaman içinde gelebilecek baskılar düşünülerek Edirne'den göçler başladı. Büyük çoğunluk İstanbul ve İsrail'e gitti.
Her yıl 23 Nisan'da okulunuzun pilav gününde Edirne'ye gidiyorsunuz. Orada yaşadığınız yıllarda ve ondan öncesinde Edirne'de yaşayan Yahudilerin yaşantılarını anlatır mısınız? Edirne'de Yahudi olmak nasıldı?
Edirne'de Yahudi olmak çok güzel bir yaşam biçimiydi. Çevremdeki hiç kimse, ailemin dostları bir gün bile ayrımcılık yapmadı. Hafta için yoğun çalışma temposundan sonra genelde hafta sonları ailece yemeğe gidilir, Kaleiçi semtinde bulunan Cumhuriyet Sineması bahçesinde yapılan müzikli gecelerde hep birlikte olunurdu. Edirne'nin sosyal ve kültürel yaşamında hep olduk. Yardım derneklerinde başta babam olmak üzere birçok aile dostumuz görev almıştı.
Geniş toplum ile birlikte nasıl bir yaşamınız vardı?
Biz iki din karışık olarak yetiştik. Ortaokulda din dersine girme mecburiyetimiz yoktu. Ama dedem ve babam şöyle dediler: “Sen din dersine gireceksin. Herkesle beraber duaları ezberleyeceksin, öğreneceksin.” Ben de din dersine girdim, herkesten fazla duaları ezberledim. Hatta bazı dualarda komşumuzdan destek aldım. Ramazan olduğu zaman onlarla birlikte camiye gidiyorduk. Bizim bayramlarımız olduğu zaman da hep birlikte sinagoga geliyorduk. Şimdi arkadaşlarımızla toplandığımız zaman önce sinagoga sonra da Selimiye Camisine gidiyoruz. O dönem arkadaşlarımın çoğu Yahudi’yim diye bana farklı gözle bakıp, farklı davranmadı. Her zaman karşılıklı dini inançlarımıza saygı gösterdik Biz Edirne’de hepimiz kardeş gibiydik. Hala da öyleyiz. Fark edilecek bir şey yoktu. Annem ve babam 1962 yılında Büyük Edirne Sinagogunda evlendiler. Onların dışındaki bütün ailem artık İsrail’de yaşıyorlar ancak onların da her bir parçası, kalbi burada.
Edirne'ye geri döndüğünüzden beri çok mutlu olduğunuzu söylüyorsunuz. Vaktiniz nasıl geçiyor? Neler yapıyorsunuz?
Edirne'de mutlu ve huzurluyum. Burada yeniden Yahudi aileleri görmek en büyük dileğim. Edirne'de Yahudi kültürünün daha geniş kesimler tarafından öğrenilmesi için çalışmalar yapıyor, projeler hazırlıyorum. Dileğim bundan sonra yetkili kurumlarla yapacağım etkinliklerde birçok Yahudi ailesini görmek.