Son senelerde özellikle, birçok belirsizlik var hayatımızda. Ne sağlık endişesi bitti, ne savaş kaygısı, ne ekonomi iniş çıkışları, ne zam yağmuru, ne doğal afet olasılıkları…
Son üç senede aldığımız en büyük ders belki de plan yapmamak, akışa ayak uydurmak oldu.
İnsanoğlu yarınını, gelecek ayı, gelecek seneyi hatta tüm hayatını merak ediyor. Sürekli plan yapıyor çünkü güvende olma hissi çok önemli. Bu güven maddi manevi olmalı tabi ki…
Ama maalesef planla programla olmuyor bu işler. Hayat, “Ben sana uymam, sen bana ayak uydur” diyor. amuk ipliğine bağlı sanki her şey. İşte bu nedenle anı yaşamanın önemini anladık.
Hayat son zamanlarda çok kaygan bir zemin gibi oldu. Kaymadan, düşmeden ilerleyenler bile endişe ve kaygı içinde artık.
Son senelerde özellikle, birçok belirsizlik var hayatımızda. Ne sağlık endişesi bitti, ne savaş kaygısı, ne ekonomi iniş çıkışları, ne zam yağmuru, ne doğal afet olasılıkları… İşte liste böyle uzayıp gidiyor.
Gün yok ki yeni bir olay olmasın.
Boğaz’da yüzen serseri mayından mı korksak? Eve ekmek götürme derdine mi düşsek. Ya da kendimizi akıntıya bırakıp öylece gitsek mi ne dersiniz?
Neyse ki sağlık yavaş yavaş düzelme yolunda çok şükür. Jüpiter’in Balık burcundaki konaklaması şifa dağıttı adeta yeryüzüne. Hatta nisan ortasındaki 166 senede bir gerçekleşen ve çok özel olan Jüpiter Neptün’ün Balık’taki kavuşumu bu kadar zorlu bir dönemde, çölün ortasında açan bir çiçek gibi ruhumuza iyi geldi.
Bu kavuşum şifa, yaratıcılık, sanat, affetme gibi etkilerle bize güzel olanları hatırlattı.
Ne tesadüf ki; tam da bu döneme Pesah, Ramazan ve Paskalya da denk geldi. Evrenin akışına hayran olmamak mümkün değil.
TUTULMALAR BAŞLIYOR, HAZIR MISINIZ?
Boğa - Akrep aksındaki tutulmalar, ekonomiyi, tarım ürünlerini, doğal afetleri işaret etse de, ilk tutulma tatlı tatlı geliyor.
30 Nisan’da gerçekleşecek olan Boğa burcundaki güneş tutulması iyicil etkiler barındırıyor.
Kısmetse koronanın kendisini de, başımıza açtığı felaketleri de uğurlamak için dünyaca ‘hoşçakal partisi’ yapabiliriz. COVID-19 artık bir başrol değil, sıradan bir virüs olacak.
Jüpiter, Venüs ve Neptün’ün Balık burcunda kavuşumu ise, ilahi aşk teması ile, aşk, sevgi, korunma, affedicilik, yaratıcılık, sosyallik gibi olumlu etkilerle hayata pembe gözlüklerle bakmamıza yarayacak.
Buraya kadar her şey gerçek olamayacak kadar güzel. Eee ne demişler her güzel şeyin bir sonu da vardır.
Ağzımıza çalınan bir parmak bal misali bize moral veren bu tutulma, barındırdığı Uranüs etkisi ile bütün bu pozitif görüntünün aniden değişebileceği konusunda bizi uyarıyor.
16 Mayıs’taki algol yıldızı etkili Akrep burcundaki ay tutulması bize ‘hayaller ve gerçekler’ filmini izlettirecek.
Bi dur yahu, şu güzel etkilerin keyfini çıkartalım.
Gel sen de gel eksik kalma.
Bi canımız kaldı kardeş daha ne istiyorsun?
Akrep - Boğa aksındaki tutulmalar ekonomiyi işaret ediyor. Savaş ve yokuş aşağı son hız giden ekonomi felaketi, kıtlık senaryoları ve doğal afet riskleri gündemde olacak.
Bu işin sonu hayra alamet değil.
Lütfen kemerleri bağlayın!
Haklısınız dert tasa ben de istemiyorum. Ancak gerçeklere de hazırlıklı olmamızda fayda var.
Tek bildiğim sağlam durun, risk falan aman uzak durun, olanı koruyun. Buna da şükür deyin. Kazasız belasız atlatalım hep beraber inşallah.
Artık sanırım sinirlerimiz gevşedi.
Deprem oldu deniyor, “Hiç hissetmedim deyip” aynen devam ediyoruz.
Dolar, altın çıktı deniyor. Zam geldi deniyor.
“Amaaaan bize bunlar ne yapabilir ki? Zaten bunlar rutinimiz olmuş” demeyin aman!
Beterin de beteri var.
Rutinden sıkıldık sanan tutulmalar, biraz adrenalin amaçlı ekonomi rallisini getiriyorlar başımıza sağolsunlar.
İyi de bizim hayatımız hiç sıkıcı değil ki. Tatil köyünde yaşar gibiyiz zaten. Her yeni güne yeni bir aktivite var. Rica ediyoruz, biraz da başka ülkeleri ziyaret edin.
Bu coğrafya üzerinde sıkılmaya hiç vakit yok.
Tutulmalar nisan-mayıs ziyareti sonrası mola vererek yazın bize tatil izni verecek. Daha sonra ekim-kasım tekrar uğrayıp sinir ve sabır testi yapacaklar.
Geçen senelerde bağışıklığı koruma dersini veren ve bizleri mezun eden tutulmalar şimdi de ruhsal sağlığımızı güçlendirme çabasındalar.
Bu dönemde başa çıkmamız gereken en önemli konu parasal durumlar. Geldik mi yine geleneksele. Büyüklerimiz ne demiş; ayağını yorganına göre uzat.
Kendi bütçemize göre, tedbiri elden bırakmadan yaşamak, savurmamak, kenara koymak önem kazanacak yeniden.
Kapitalist sistemin sürekli kazan ve harca dayatması artık yavaş yavaş değişiyor.
Aslında sistemlerin hepsi değişiyor.
Kendi huzurumuz için yeniyi kabullenmek, olana ayak uydurmak en doğrusu.
Kapitalist sistemden maneviyata yönlenmemiz gereken dönem Jüpiter, Venüs, Neptün ve Balık burcuyla vurgulanmakta.
Hayat sadece maddi veya sadece manevi olarak nitelendirilemez. Önemli olan buradaki dengeyi bulmak.
Evet denge çok önemli. Sanırım hepimiz bunu bulunca her şey de yoluna girecek.
Sevgiyle ve dengede kalın:)