Despertar'dan, bütünleştirici zirveye

Orli GÜNER Kültür&Sanat&Spor
5 Mayıs 2022 Perşembe

Despertar Projesinin genç yaratıcıları, Ceki Hazan ve Barış Özcan’ın moderatörlüğünü üstlendiği ve İzmir Musevi Cemaati Vakfı’nın ev sahipliğini yaptığı, ‘AB Sivil Toplum Destek Programı 3- Despertar İzmir Projesi Cemaat Vakıfları Zirvesi’ geçtiğimiz hafta 25-26-27 Nisan tarihlerinde İzmir’in Alsancak semtinde gerçekleşti. Farklı din ve etnik kökene sahip birçok katılımcının bulunduğu seminerlerde, avukat, akademisyen, vakıf başkanı, vakıf temsilcisi, meclis üyesi gibi unvan ve meslek gruplarına sahip konuşmacılar yer aldı. Ladino bir isme sahip olan, günümüzdeki tek azınlık projesi Despertar, ‘Uyanış’ anlamını taşırken, geleceğe bir kez daha umutla bakmamızı sağladı.

Despertar’ın kurulma amacının net bir şekilde aktarıldığı panellerde, ortak konulardan bahsedilerek, paylaşılan sorunlara çözümler arandı. Azınlık cemaatlerin yaşadığı sorunları çözümleme, birlik, beraberlik, yardımlaşma, kültürel mirası sonraki nesillere aktarma konularını hedefleyerek on beş ay önce yola çıkan Despertar İzmir grubu, daha evvel düzenledikleri etkinlikler ile de adlarından söz ettirmeyi başarmıştı.

Zirvede, gayrimenkul ve mazbut vakıfların korunması, cemaat vakıflarında gerçekleşen yönetim biçimleri ve yönetici seçimleri, vakıflarda kadınların rolleri, ayrımcılık ile mücadele, vakıf okulları ve eğitim olmak üzere beş ana başlık üzerinde duruldu.

İlk gün, ellerimizden kayıp gitmek üzere olan değerlere nasıl sahip çıkabileceğimiz, tarihi yapıları nasıl koruyabileceğimiz hakkında konuştuk. Bilgi paylaşımı yaptık ve ilham aldık. İkinci gün, kanunların cemaat vakıfları üzerindeki etkisini inceledik, nasıl düzenlemeler yapılabileceğini konuştuk. Kadınların katkılarından, vakıf ve projelere kazandırdıklarından bahsettik. Azınlıkların aslında bir kurgu olduğundan, bu düşünce biçimini, dışlayıcı davranış sergileyen insanların ortaya çıkardığından söz ettik. Etz Hayim Sinagogu içerisinde yer alan ‘Cuma, Cumartesi, Pazar’ adlı, üç dinin varlık ve geleneklerini kapsayan fotoğraf sergisine katıldık. Üçüncü gün, eğitimin önemini, çocuklar ve aileler içerisindeki yerini konu aldık. Gerçekleştirdiğimiz İzmir ibadethaneleri gezisinin ardından, yeni insanlarla tanışmanın ve kaynaşmanın getirmiş olduğu mutlulukla programın sonuna geldik. Bundan sonraki süreçte, katılımcılar içerisinden temsilciler seçilip, sözcü grubu oluşturulacak ve Ankara’daki Devlet büyükleri ile iletişime geçilerek resmi adımlarda bulunulacak.

 

Yazıyı bitirmeden evvel, cemaat vakıflarının ortak problemlerini özetleyecek olursak, genç nüfusun azalması, okul ve eğitmen sayılarının kısıtlılığı, maddi imkânsızlıklar ve vakıf yönetiminde gelişen seçim engelleri en çok dile getirilen konular arasındaydı. Konuşmacılardan Prof. Dr. Toros Alcan’ın (Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi Vakfı Başkanı) şu sözü vakıflar içerisinde karşılaşılan zorlukları ve harcanan emeği gözler önüne sermeye yetiyor... “Umutsuzluk, bir yılgınlık değil ama bir yorgunluk.”

Manevi değerleri kaybetmemek için çabalayan ve gençlere örnek olma potansiyelini gösteren tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum. Böyle güzel bir programa katılma şerefine nail olduğum için ise kendimi çok şanslı hissediyorum. Despertar projesinin sonuçlarını heyecan ve merakla takip ediyor olacağım. Bu tip birleştirici projelere ülkemizin ve dünyanın kesinlikle ihtiyacı var. Şansınız bol olsun Despertar...

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün