Sinema dünyasının kalbi mayıs ayında Cannes´da atar. Zira burada yapılan film festivali sinema sanatının en önemli etkinliklerinden biridir.
Viktor Apalaçi Cannes'dan yazıyor
Cannes Film Festivali dünya basınının (Olimpiyatlardan sonra) en çok muhabirle takip edilen ikinci etkinliği;basında en çok yorumu yapılan ise dördüncü etkinliği: Futbolda Dünya Kupası, Olimpiyatlar ve Fransa Bisiklet Turu’ndan sonra. Cannes Film Festivali günümüzün sayısız ünlü sanatçısını keşfetmesiyle ünlüdür. Bu festivalde gün ışığına çıkan birçok sinema adamı kendilerine bir kariyer inşa etme fırsatını burada yakalamıştı.
Fransız Riviera’sının gözbebeği Cannes’ın amblemi palmiye ağacıdır. Şehrin sahili boyunca 3 kilometre uzunluğundaki Croisette Caddesindeki palmiye ağaçları Cannes’ı bir gerdanlık gibi süsler. Film festivalinin en büyük ödülünün adı Altın Palmiye’dir. 1983’te inşa edilen, iddialı yeni Festival Sarayı mimarisiyle tepki aldı ve halk arasında ‘bunker/ sığınak’ ismiyle anılmaya başladı. Festival Sarayının girişindeki ünlü kırmızı halı, foto muhabirlerine zengin malzeme sunmayı sürdürüyor. Kırmızı halı Festival Sarayına çıkan 24 basamaklı ünlü merdivenlerde devam eder. Film Festivallerinde merdivenlerin başında bekleyen festival başkanıyla festival direktörü misafirleri ağırlar.
Merdivenleri aşanlar lobiyi geçip ana salona girerler. 2300 koltuklu bu salon, tarihe ilk film yapımcıları olarak geçen Auguste ve Louis Lumiere Kardeşler adını taşır. Zamanla Avrupa sinemasının en önemli vitrinlerinden biri haline gelen Cannes Film Festivali, sanatsal sinema nosyonunu beslemesi açısından önemli imkanlar yaratmasıyla ünlendi. Film yapımcıları yeni ürünlerini tanıtmak ve onları dünyanın dört bir yanından gelen dağıtımcılarına satmak için uygun ortamı burada bulurlar. “Marché du Film” adlı bu faaliyet için bu yıl Cannes’a 12 bin kişi geldi. Festivali izlemek isteyenler arasında bu yıl 40 bin kişiye akreditasyon sağlandı. Bunların 4 bini basın mensubu.
Fransız Riviera’sının en önemli turizm merkezlerinden biri olan Cannes’daki otellerin toplam oda sayısı 5500’dür. Festival müdavimleri bu otellerdeki oda rezervasyonunu bir yıl öncesinden yapmayı ihmal etmezler. Zira festival arifesinde Cannes’da boş oda bulmak imkansız gibidir. Rezervasyon konusunda gecikenler ancak komşu kasabalardaki otellerde oda bulabilirler. Festival günlerinde oda fiyatları 250 Euro’dan başlar. 63 bin olan Cannes nüfusu Film Festivali sırasında üç misli artarak 200 bine ulaşır. Lokantalar yıllık cirolarının yüzde 15’ini film festivalinin 12 gününde yaparlar. Festival Sarayının karşısındaki prestijli lokantalardaki burunlarından kıl aldırmayan garsonlar, Fransız şovenizminin temsilciliğine soyunup, festival müdavimlerine kötü davranmakla ünlüdürler. Festival müdavimleri ara sokaklardaki mütevazi ama kaliteli lokantaları tercih ederler. Cannes Film Festivali sırasında şehrin geliri 195 milyon Euro’ya ulaşır.