•“Başta İbrahim anlaşmaları ve Doğu Akdeniz gazının bulunması eskiden beri içselleştirmiş olduğumuz güç dengelerini derinden etkileyip onları alt üst etti. İsrail artık eskisi gibi izole edilmiş bir ülke değil. En son düzenlenen Negev Zirvesi bunun en büyük kanıtı. Amerika, BAE, Fas, Bahreyn, Mısır ve İsrail dışişleri bakanları bugün İsrail´de buluşup bölgesel siyasete yön vermek için İsrail´e geliyorlarsa, Doğu Akdeniz´de İsrail elde etmiş olduğu gaz kartı sayesinde Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile ittifak içine girebiliyorsa o halde Türkiye´nin kendi âli çıkarları için acilen siyaset değişikliğine gitmesi kimseyi şaşırtmamalı.” Eytan Cohen Yanarocak – (L.Deniz Ertuğ röportajı) -www.politikyol.com
Bu Haftanın “Takılanlar”ı
Osmanlı yani Arap olmayanlar İslam’ı Arapların elinden kurtarmayı hedefliyorlardı. Bunun sebebi de Arapların İslam’ı istedikleri gibi kullanmaları, kendine mal etmeleri ve Müslümanlar üzerinde güçlerini kabul ettirme öğesi olarak sunmaları. Peki bugün bunun tezahürleri neler?
İsrail-Filistin çatışması.
Bu konuya objektif, duygulardan uzak ve tarihsel birikimle yaklaşıldığına inanmıyorum. İsrail’in yerleşmesi sorun oluyor. Arazileri satan Filistinliler ve İsrail’in devlet bütünlüğünde yaşıyorlar. Ama ortaya HAMAS çıkıyor ve bütün bu ortamı ve yöreyi terörize ediyor. Aynı durum başka ülkede olsa canla başla savunanların ne diyeceklerini biliyorum: ‘Tamam da yerlerini satmasalardı…’
Hamas, dinlediğim bir Podcast’da şunları çok rahat ifade edebiliyor: ‘Biz gençlere ve bizi destekleyenlere bıçakla nasıl Yahudi öldürülür bunu öğretiyoruz. Yahudiler nasıl kesilerek öldürülür bunu anlatıyoruz’.
Ama duyguyla hareket eden Müslümanlar kışkırtıcı Hamas’ı görmüyorlar.
Düzeni bozan Hamas’ı görmezden geliyorlar.
Bütün suç İsrail’de…
Ya siz de hiç mi hata yok kardeşim.
Hata şu: Araplar İslam’ın sahibi gibi davranarak İslam’a inanan diğer milletleri kendilerinin daimi destekleyicisi, düşünsel ve inançsal köleleri sanıyorlar.
Neden mi bu kadar eminim?
Psikoloji bilirseniz olayı çok güzel çözersiniz.
Araplar Yahudiler için neyi hep öne sürerler?
Hatta bazı Müslüman Türkler de aynısını söylerler ya da şöyle diyelim İslamcılar.
‘Yahudiler kendilerini dünyanın efendisi ve diğer bütün insanları da kendilerinin hizmetçileri ve köleleri sanıyorlar’.
Bu cümleyi en çok dillendiren kim olur?
Bu cümleyi düşünen, benimseyen kişiler.
Yahudilerle ilgili binlerce konu ve olay varken neden hep bu en öne çıkartılır.
Çıkaran kişiler kendilerini öyle görüyorlardır da o yüzden.
Araplar kendilerini öyle gördükleri için Yahudilerle ilgili bu konuyu hemen dile getiriyorlar.
Sinan Eskicioğlu
https://ocakmedya.com/israil-filistin-sorunu-halifelik-ve-araplar/
“Salt realizmi göz önüne alırsak bu yakınlaşma zaten gerekliydi. Yıllar önce yapılması gerekiyordu. Başta İbrahim anlaşmaları ve Doğu Akdeniz gazının bulunması eskiden beri içselleştirmiş olduğumuz güç dengelerini derinden etkileyip onları alt üst etti. İsrail artık eskisi gibi izole edilmiş bir ülke değil. En son düzenlenen Negev Zirvesi bunun en büyük kanıtı. Amerika, BAE, Fas, Bahreyn, Mısır ve İsrail dışişleri bakanları bugün İsrail’de buluşup bölgesel siyasete yön vermek için İsrail’e geliyorlarsa, Doğu Akdeniz’de İsrail elde etmiş olduğu gaz kartı sayesinde Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile ittifak içine girebiliyorsa o halde Türkiye’nin kendi âli çıkarları için acilen siyaset değişikliğine gitmesi kimseyi şaşırtmalı.”
“’Nispeten’ kelimesi zaten tarafsız olunamayacağının bir kanıtı. Buna ek olarak bence bu saatten sonra mevcut Türk hükümetinin tarafsız olma gibi bir istek içinde olduğunu da zaten pek sanmıyorum. Türkiye’nin eski statüsüne dönmesi ancak bambaşka bir hükümetin başa geçmesi ile olabilir. Saf olmayalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e karşı güttüğü siyaseti değiştirmesi başka bir şey, İsrail’e karşı düşündükleri ve tutumu başka. İşte devlet aklı dediğimiz şey de tam olarak bu. Erdoğan bugün Türkiye’nin çıkarlarını gözeten bir hamle yapıyor. Bu, kendisinin içten içe bu hamleyi tasvip ettiği anlamına gelmez. Bu davranış tipolojisi her ne kadar kendi içinde bir paradoks barındırsa da devlet adamı olmak, lider olmak bunu gerektirir. Erdoğan Türkiye’nin çıkarları için doğru bir adım atıyor.”
“Sorunuzda çok güzel bir şekilde özetlediniz aslında. Maalesef Hamas terör örgütü İsrail ile Filistinliler arasındaki ihtilafını bir din savaş olarak göstermek istiyor. Bu sebepten dolayı Hamas her Ramazan yaptığı terör saldırıları ile ortamı kızıştırıyor. İsrail’in Müslümanların Ramazan Bayramı’nı rahat kutlamaması için hareket ettiğine dair kara propaganda yapıyorlar. Bu yıl gerek Kudüs’te gerekse de Batı Şeria ve Gazze’de hatta ve hatta aralarında Tel Aviv’in de bulunduğu birçok değişik şehirde terör saldırıları yaşadık. Hamas ve IŞİD terörü bu Ramazan ayı boyunca toplam 19 masum İsrailliyi katletti. Hiçbir egemen devlet kendi vatandaşlarının kendi şehirlerinin sokaklarında katledilmesine müsamaha göstermez, göstermeyecek.”
L. Deniz Ertuğ (Eytan Cohen Yanarocak röportajı)
https://www.politikyol.com/turkiye-israil-iliskileri-kademeli-olarak-duzelecektir/
“Biz o zamana kadar Yahudi kimdir, nedir bilmiyorduk. Anadolulu bir Ermeni aile olarak hayatımızı devam ettiriyorduk. Kuzguncuk, bizim için bir dönüm noktasıydı. Ev yaptırılırken annem de, babam da inşaatın başında durdular. Her gün yeni bir Yahudi komşuyla tanışırlardı: Öjeni, Sol, Yako… Öjeni, babamla ahbap olmuş. Babama demiş ki, ‘Mösyö Mardiros, ufak, tatsız, kötü bir evde oturuyorum. Bu ev bitince giriş katını kiralamak istiyorum’. Öyle de oldu! Öjeni ve Jack Razon çifti, kızları Ester, Sarika, Tunika ile birlikte bizim eve taşındı. Sonrasında bir de oğulları oldu: Mando! Jack işten eve, evden işe bir adamdı. Kimsesi yoktu. Tatil gününü de gazete okuyarak geçirirdi. Öjeni tutkuluydu, çalışkandı, aynı ölçüde de para harcamayı severdi. Maddi anlamda en çok zorlandığı zamanlarda bile saçlarını yapılmamış görmedim”.
“Maharetli Öjeni, evi terzilikle geçindirirken, kocası Jack da Sultanhamam’da bir parfümeride çalışır. Aileye yeni katılan bebekleri ile birlikte geçim sıkıntıları da artar. Öjeni, ailesini ayakta tutmak için ek işler yapmaya başlar. İcadiye Caddesi’nde yıllardır boş duran bir dükkânı kiralar. Terzi Öjeni, Kuzguncuk’un tuhafiyecisi olur: “Öjeni, tuttuğunu koparan bir kadındı. Dükkân açmayı kafasını koymuş. Bizimkilere geldi, ‘Mösyö Mardiros, Madam Varsen…Bana yardım edeceksiniz. Ben bir tuhafiye açıyorum’. Hemen o dükkân tutuldu, el birliği ile içi donatıldı: Sabun, kolonya, iğne, iplik, firkete farbela… Ne gerekiyorsa! Geriye tek bir sorun kaldı: Bebek Mando’ya kim bakacak? Annem bu işi de üstlendi. Mando, annemin elinde büyüdü. Veresiye defterindeki borçları tahsil etmek benim işimdi. Okul çıkışı Öjeni’nin dükkânına uğrardım. Diyelim ki kıştayız, diz boyu kar… Yine de bu görevimi aksatmazdım. O günlerden kalma bir tat var hafızamda. Karakış… Öjeni dükkânın içinde bir mangal yakmış, onunla ısınıyor. Ben de karlara bata çıka, harçlığımdan artan parayla bakkaldan çikolata almışım. Öjeni’ye gidiyorum… Onda da bir ekmek mutlaka olurdu, ikiye bölüp, mangalın üstünde kızartırdık. Arasına da benim çikolatayı koyardık. O çikolata erir, şölen sofrasına o tat değişilmez. Öyle güzel şenlik olurdu ki bizim için. Tadı damağımda hâlâ! Dükkânın yerini de hatırlıyorum. Günümüzde artık bir zeytinyağcı!”
Kuzguncuklular Yakacık'ta piknikte. Beyaz gömlekli Mösyö Mardiros. Hemen yanında Ojeni'nin dayısı, Levent Gaz Fabrikası Sahibi Levent Bey, Öjeni'nin babası Hayim Rodik ve Bozacı Sokak sakinleri .
Berken Döner
https://www.gazeteduvar.com.tr/kuzguncuk-bahcelerinde-haber-1565447
İsrail gazının Avrupa’ya nasıl taşınacağı konusunda birkaç olasılık var.
Birincisi, deniz altından Türkiye’ye ulaşacak bir boru hattının inşası. Türkiye hâlihazırda Avrupa’ya gaz taşıyan boru hattına sahip.
İkincisi, gaz yataklarını doğrudan Mısır’ın sıvılaştırma tesislerine bağlayacak bir boru hattının yapılması ve hâlihazırda karadan Mısır’a ulaşan boru hatlarından daha çok gaz gönderilmesi.
Üçüncü bir seçenek ise Kıbrıs üzerinden Yunanistan ve İtalya’ya ulaşacak bir boru hattının yapımını öngören EastMed projesinin geliştirilmesi. Ancak bu projenin fizibilitesi hâlâ belli değil. Fizibilite çalışmasıyla görevlendirilen Poseidon şirketi nihai raporunu bu yıl sonuna kadar açıklayacak.
Bir başka ihtimal de İsrail açıklarındaki denizde bir sıvılaştırma tesisinin kurulması.
Cohen, en hızlı ve en verimli yöntem olarak sonuncu seçeneği öneriyor. Bu yöntemin İsrail’i tamamen bağımsız kılacağını savunan uzman, gaz ihracatı için Mısır veya Türkiye’ye bel bağlanmayacağını, alıcıları seçme konusunda da esneklik kazanılacağını belirtti.
Cohen’e göre dünyada bugün denizde kurulmuş beş tane gaz sıvılaştırma tesisi bulunuyor. Yılda 5-7 milyar metreküp gaz sıvılaştırabilen bir tesisin maliyeti 5 milyar doların üzerinde. Uzman, böyle bir tesisin doğrudan denizdeki gaz yataklarına getirilebilmesi için hükümetin gerekli düzenlemeleri yapması gerektiğini söyledi.
İsrail Enerji Bakanlığı gaz rezervlerini sürekli takip ediyor ve ihracat kotalarına ilişkin tavsiyelerde bulunuyor. Bu konudaki ana çalışmalardan biri geçtiğimiz yıl yayınlandı. Dönemin Enerji Bakanlığı Müsteşarı Ehud Adiri’ye atfen “İkinci Adiri Komisyonu” olarak bilinen çalışma grubunun hazırladığı bu raporda gaz ihracat kotalarının artırılması tavsiye ediliyor.
Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan mevcut müsteşar Lior Schillat, raporun tavsiyesi ışığında, İsrail’in gaz rezervlerinin arttığını gösteren Energean’ın son açıklamasını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
Schillat şöyle konuştu: “Tüm Batı dünyası gibi İsrail de farklı enerji kaynaklarının kullanıldığı ve bu arada yenilenebilir enerjiye büyük bir geçişin yapıldığı hibrit bir döneme doğru ilerliyor. İsrail’in doğalgazı da bir geçiş yakıtı olup bu dönemi atlatmamızı sağlayacak, aynı zamanda hem ekonomimizi hem de komşular ve Avrupa’yla ilişkilerimizi güçlendirecek.”
İsrail’in mevcut gaz ihracatı yılda yaklaşık 10 milyar metreküp. Bunun bir kısmı, elektrik santrallerinde kullanılmak üzere Ürdün’e veriliyor. Bu alışveriş Ürdün ekonomisi için elzem olsa da Ürdün parlamentosunda sıklıkla anlaşmanın iptali için çağrılar yapılıyor.
İhracatın kalan kısmı ise Mısır’a. Bunun büyük bir bölümü, Mısır’ın Akdeniz kıyısındaki sıvılaştırma tesislerine, oradan da Avrupa’ya gönderiliyor.
Cohen’e göre hâlihazırda Ürdün ve Mısır’a satılan gaza ek olarak İsrail tek başına Avrupa’ya yılda 10 milyar ila 25 milyar metreküp arasında gaz tedarik edebilir. Ancak bunun için sondaj ve geliştirme çalışmalarının artırılması, Avrupa’ya yönelik taşıma güzergâhlarının iyileştirilmesi gerekir. Cohen’in beklentisi, gaz fiyatlarının en az iki-üç yıl daha yüksek seyredeceği yönünde. Dolayısıyla üzerinde çalışılan çözümleri hayata geçirmek için vakit var ama İsrail’in elini çabuk tutması lazım.
Danny Zaken
Takılan tweetler
Djerba, Tunus'taki Lag Baomer'den güzel sahneler!
https://twitter.com/RabbisAlliance/status/1527575148899012610/photo/3
Hasköy Kula sinagogu ya da ondan kalanlar #hasköy
https://twitter.com/onderkayaistan1/status/1527364213777149958
'The Beauty Queen of Jerusalem' adlı Sarit Yishai-Levi tarafından kaleme alınan kitabın dizi uyarlaması Netflix USA'de gösterime girdi.
Dizideki Osmanlı Askeri tiplemeleri Türk kamuoyunda kısa süreli tepkimelere yol açabilir.
https://twitter.com/gcinkara/status/1527946388964876289
İsrail'de geçen sene ile mukayese edilince konut fiyatları yüzde 16 artış gösterdi. Bir çalışan kişinin İsrail'in merkezinden ev alması hayal olarak kalmaya devam ediyor. Kiralama ortalaması ülke genelinde 1200 Doları aşıyor
https://twitter.com/gcinkara/status/1526307757644820481
Selanik'te basılan Judeo-Espanyol gazete La Epoka'nın Mart 1876 tarihli ilk sayfası. #Ladino
Selanik'te 19. yüzyılın sonlarından 1963 yılına kadar çeşitli zamanlarda basılan Judeo-Espanyol gazete sayısı 32. Günümüze ulaşabilen sayfalar araştırmacılar için çok şey anlatacaktır.
https://twitter.com/DritaEsadi2/status/1526901228508221441
Israel siyasetinde drama: Meretz MV, Israelli Arap Ghaida Rinawi-Zoabi son aylarda Araplara karsi gosterilen tutumdan oturu koalisyondan ayrildigini acikladi. Israel koalisyonu suan 59 MV. Muhalefet 61. Bu sekilde koalisyon nasil devam eder belli degil.
Bu arada Zoabi'ye Cin buyukelciligi sozu verilmisti. Bu gorevden de vazgectigini acikladi.
Meretz 20 sene sonra koalisyona katildi ama kendi milletvekilini bile kontrol edemiyor. Maalesef boyle bir olay genelde sol partilerde oluyor. Her sene yasanan olaylar bu sene de oluyor diye sag-sol hukumetini bolup meydani sag/asiri sag partilere birakmak. Akillica👏
Zoabi birakin kendi partisini bir daha koalisyonda goremeyecek olmayi Araplarin da Israel koalisyonunda bir daha olamayacak olmasini sagliyor. Asiri sag/sag hukumetine muhalefet ederken Araplarin hakkini korumaya calismasini gormek enteresan olacak.
https://twitter.com/gbehiri/status/1527235639355265027
33 Türk-Sefarad sanatçımızın 70'i aşkın eserinin yer aldığı "Çok Kültürlü Bir Mirasın İzinde" başlıklı karma sergimizin açılışını @FunTresCulturas 'ta gerçekleştirdik. Sanatçılarımıza, katkı sunan paydaşlarımıza ve sergiye büyük ilgi gösteren sanatseverlere kalpten teşekkürler.
https://twitter.com/yee_madrid/status/1527681270116925441/photo/1
Ağa Takılanlar Öneriyor
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilde-hukumet-uyeleri-arasindaki-anlasmazliklar-tirmaniyor/2590377
https://medyagunlugu.com/haber/israil-ne-yapmali-51590
https://medyagunlugu.com/haber/israil-ne-yapmali-2-51628
Ovnat, suikastı “inanılmaz bir şok” olarak niteledi. Çayan’ın lideri olduğu THKP-C’nin kaçırması sonrasında eniştesinin öldürülmesini beklemediklerini ifade eden Nilly Ovnat, “Küresel terörün olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bildiğimiz kadarıyla amaçları fidye almak ya da hapisteki arkadaşlarını serbest bıraktırmaktı. Onu öldürmek istemediklerini düşündük nedense. Baskı ve sokağa çıkma yasağı olduğu için, köşeye sıkıştıkları ve oradan nasıl kurtulacaklarını bilmedikleri için bunu yaptılar. O zamandan beri dünyada birçok farklı terör eylemi yaşandı. Hepsi büyük etkiler yarattı ve korkunçtu” dedi.
Ovnat bu suikastın Elsa Elrom’a olan etkisini “Öyle bir şok geçirdi ki normal ya da anormal bir tepki veremedi. Şok içindeydi. Tek istediği şey eve dönmekti” diye anlattı. Nilly Ovnat, teyzesinin İsrail’e geldiği süreciyse “Tamamen şok içinde olan birini tasvir etmek çok zor. Etrafında yaşananları anlayamadığını hissediyordum. “Böyle bir şeyi nasıl atlatabilir ki?” diye düşündüm. Bunun gerçek olduğuna biz bile zar zor inandık. Ama gerçekti” diye aktardı.
https://www.youtube.com/watch?v=R27xw6l69BE
Ankara Tıp Fakültesi’nin kurucusu olan hocalar bir arada. 1. Ord. Prof. Dr. Albert Eckstein
2. Eşi Dr. Erna Eckstein 3. Prof. Dr. İhsan Doğramacı 4. Prof. Dr. Bahtiyar Demirağ
https://www.politikyol.com/bir-zamanlar-almanyadan-turkiyeye-beyin-gocu-vardi-desem/
Hikâyemiz, 1939’da Rachel’in Polonya’dan İstanbul’da yaşayan kuzeni Rebekka’nın yanına gelmesini ve her ne kadar savaştan kaçsa da yine de antisemitizmle yüzleşmek zorunda kalmasını anlatıyor. Türk olduğunu gösteren belgeleri ile Türkiye’ye ayak basan Rachel’in savaş ve soykırımdan kurtulmasını, İstanbul’da kaldığı süre zarfında yaşadığı bunalım ve nişanlısı Yosef’e olan aşkı ve özlemi de kurgumuza ekledik. Milyonlarca kişinin öldüğü bir savaştan sembolik olarak; “Bir canı kurtarmak tüm insanlığı kurtarmaktır” diyen Yahudilerin önemli öğreti kitabı Talmud’un bu sözünü ve Kuran’daki “Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur” ayetini de (Maide Suresi-32. Ayet) yansıtacağını umuyoruz. Filmimiz ile bireyin özgürlüğü ve yaşamın kutsallığını ifade eden bu söz ve ayet arasında yakınlık kurulacağını öngördük. Filmimizin, hangi dinden ya da hangi ırktan olursa olsun, insan insandır düşüncesini ifade etmesini amaçladık. Aynı şekilde insan olmanın kıymetini ve her hayatın çok özel ve değerli olduğunu vurgulamak istedik... Bu nedenle az sayıda karakterin bulunduğu bir yapıda gerçekleştirdiğimiz projemizde, ailesinden istemeyerek ayrılan genç bir kadının kurtuluşunu ve geleceğe dair umudunu anlatmaya gayret ettik. Filmimizin kurgusunda ise, savaş ve soykırımın karanlık atmosferini farklı renk tonları kullanarak, dönemin sanat akımını da düşünerek ekspresyonu yüksek çizimler ve renkler kullanmayı planlıyoruz.
https://www.oncevatan.com.tr/roportaj/yeni-bir-yildiz-ishak-burak-ocak-h185062.html
https://odatv4.com/dunya/mossad-hangi-arap-ulkesinin-subaylarini-egitti-239396