Bir kitap ve bir sergi

Rubi ASA Sanat
15 Haziran 2022 Çarşamba

Çocukluğuma özgü kahramanımdı Tenten ve köpeği Milou.

Gazeteci kimliği ve keskin zekası, olaylara yönelik analiz yeteneği, maceralarındaki esrarengiz yolculukları ile ders aralarında gizlice okuduğum kitaplarıyla hayal dünyamın gençliğe geçiş adımlarıydı benim için.

Herge’nin özenli çizgilerinde yarattığı Tenten ve dostları, Kaptan Haddock, Dupond Kardeşler, Prof. Turnusol ile süregelen nice maceralar paylaşılırdı.

Her bir macerasını defalarca okumuş, hele Tenten İstanbul’da sayısı ile buluşmam yaşadığım yerde onu ağırlamak gibi bir duyguyla doldurmuştu içimi.

Siyah beyaz çizgi baskıdan renkliye geçişini unutamam. Bir ada vapuru yolculuğumda köprü altı kitapçısından alabilmesi için babama yalvarışımı…

1991 yılında Herge'nin Tenten kitaplarına dayandırılarak Tenten’in Maceraları’ adıyla televizyon için bir çizgi film dizisi yapıldı. 21 tane Tenten macerası 30'ar dakikalık 39 bölüm halinde aylar boyunca yayınlanmıştı. Daha sonra animasyonları dışında canlı oyuncularla birkaç kez de filme çekildi. Bunlardan biri yine ‘Tenten İstanbul’daydı’ ve yine yaşadığım şehre, çocukluğuma konuk gelmişti.

İstanbul sokaklarında, Galata’da, Sultanahmet’te, Kapalı Çarşı’da ünlü kovalamalarıyla Milou ve Kaptan Haddock ile köşe bucak beni yine hayal dünyamda bu kez kendi evimde heyecanlandırıp maceralarına ortak etmişti.

Bugünlerde Red Art Galeri (Kadıköy), güzel bir sürpriz sergiyle İranlı çizer Hamid Tolouei Fard’ın özgün çizimlerinde Tenten’i çeşitli İstanbul manzaralarında resmeden bir sergiye ev sahipliği yapıyor.

Belçikalı çizer Georges Remi’nin ‘Herge’ adıyla yayınladığı Tenten’in maceraları Avrupa’nın en çok bilenen sevilen ve her yaş takip edilen çizgi romanlarındandır.

1961’de yapımı Türkiye ve Yunanistan’da geçen ve adı ‘Tintin and the Golden Fleece‘(Tenten İstanbul’da) filminde karakterin İstanbul’daki macerasını farklı bir gözle izleyen sanatçı, kendi gözündeki İstanbul’u Pop Art sanat tekniği etkisiyle  Tenten üzerinden izleyicilerine aktarıyor.

Tenten İstanbul’da sergisi, 4-18 Haziran tarihleri arasında Kadıköy’deki Red Art İstanbul’da görülebilir.

Biraz çocukluğunuza dönmek biraz gülümsemek için Hamid Toluei’nin mizahi dünyasına mutlaka konuk olun.

***

İsrailli yazar Yaakov Shabtai 1970’lerin dönüşen Tel Aviv’inde geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalmış bir kuşağın öyküsünü anlatıyor ‘Bitmeyen Geçmiş’ adlı romanında.

Yaakov Shabtai (1934-1981) Tel Aviv'de doğdu. Gençlik yılları onun için zorlu askerlik hatıralarıyla doluydu. Ailesinin birçok bireyini savaşlarda kaybetti. Yerleşmiş olduğu kuzey kibbutzlarından birinde uzun yıllar yaşayıp orada roman, deneme ve öykü kitaplarını yazdı; çeviriler yaptı ve gazetelerde edebiyat köşelerinde makaleleri şiirleri yayınlandı.

On yıl sonra ailesiyle birlikte Tel Aviv'e döndü ve kendini tamamen edebiyat kariyerine adadı.  Shabtai, İbrani edebiyatında eşsiz bir yere sahiptir. 

Romanı ‘Bitmeyen Geçmiş’, modern İbrani dili edebiyatının tartışılmaz noktalarından biri olarak kabul edilir. 

Bu eseriyle çeşitli ödüller alıp Modern Yahudi Edebiyatının En Büyük 100 Eseri (2001) listesine dahil edildi. 

2007'de ‘Past Continuous’, ile İsrail Devleti'nin kuruluşundan bu yana hem en önemli ve çok okunan kitaplar listesinin başında yer aldı.

Shabtai bu yapıtında, 70’li yılların Tel Aviv kentinin nabzını tutarken, zaman algısının insan hayatındaki değişimine ve paralelinde bütün bir ailenin ilişkilerini adeta şölen sofrası edasıyla sunuyor.

Eleştirmenlerce Proust’un ‘Kayıp Zamanın İzinde’siyle kıyaslanan bu romanı modern İbrani edebiyatının yerinin daha da anlaşılır olabilmesi için referans kabul edilir.

Romanın kahramanı Goldman’ın babasının ölümü ile başlayan ve kendi ölümüne dek süren savaş, sürgün ve acılarla dolu bir ömür tariflenir.

Eski kuşak aile bireylerinin tek tek göçüp gitmeleriyle, çocuklarının aşkları, evlilikleri yaşantılarındaki zenginlikler ve gelgitleriyle değişen bir yaşam; bir kentin metaforik değişimiyle anlatılır.

Şehrin kargaşasını örten ve aslında gerçeğin tarifte zorlanılan dilinin belirsizliği altında, temellerinden sarsılmaya başlamış gibi görünen toplumsal düzenin ağır aksak ritmi akıllarından silemedikleri varoluşsal bir kaygıyla sürer.

Yaakov Shabtai, ölümünden sonra prestijli Agnon Ödülü'ne layık görüldü. Çalışmaları yurtdışında on dilde yayınlandı.

Kitap, Süreyya Çalıkoğlu’nun çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıktı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün